Onlar şöyle demişti: “Yusuf ve kardeşi babamıza bizden daha sevgilidir; oysa ki biz, birbirini pekiştiren bir topluluğuz. Gerçekte babamız, açıkça bir şaşkınlık içindedir.” “Öldürün Yusuf’u veya onu bir yere atıp-bırakın ki babanızın yüzü yalnızca size (dönük) kalsın. Ondan sonra da salih bir topluluk olursunuz.” İçlerinden bir sözcü dedi ki: “Eğer (mutlaka bir şey) yapacaksanız, öldürmeyin Yusuf’u, onu kuyunun derinliklerine bırakıverin de bir yolcu kafilesi alsın.”
(Yusuf Suresi, 8-10)

(Yusuf) Dedi ki: “Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara (korkarım) eğilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum.” Böylece Rabbi, duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendisinden uzaklaştırdı. Çünkü O, işitendir, bilendir.
(Yusuf Suresi, 33-34)


Adnan Oktar’ın karşılaştığı zorluklar ve hapis onun gittikçe daha olgunlaşmasını, daha çok sevilmesini ve saygı duyulmasını sağladı. Allah ona bereket, güç, başarı, imkan, huzur, sağlık, sıhhat, gençlik ve dinçlik verdi. Bu olaylar onun dünya çapında ünlenmesine ve Türkiye’de de çok sevilmesine sebep oldu. Bugün milliyetçi, mukaddesatçı ve muhafazakar kesimin hemen hepsi Sayın Adnan Oktar’ı hem çok sevmekte, hem de saymaktadır. Fikirlerinden istifade etmektedir. Hatta sol kesimin de bir kısmı Sayın Adnan Oktar’ın Atatürkçü, barışçıl, demokrat, insancıl ve sevecen tavrından dolayı ona karşı bir sempati duymaktadırlar. Bize gelen yazışmalardan ve mektuplardan bunun bu şekilde olduğunu görüyoruz.

Fakat Adnan Oktar insanların kendisine sevgi, saygı duymasına, onların beğenisine, takdirine veya nefretine göre düşüncelerini tavırlarını ve çalışmalarını yönlendirmez. Düşünce, tavır ve çalışmalarını yönlendirdiği tek neden vardır. O da Allah’ın rızasıdır. Allah’ın rızası olmadıktan sonra karşısına ne kadar insan gelirse gelsin, her ne olursa olsun, bir dava adamı olarak Adnan Oktar’a Allah’ın izniyle hiçbir şekilde etkisi olmaz.

Sayın Adnan Oktar’ın 57 farklı dile çevrilmiş 250’yi aşkın eserinin bugüne kadar 8 milyon kişi tarafından alınmış olması; 200’e yakın Türkçe ve 1000’e yakın yabancı dil belgesel filminin 36 ülkede 120’den fazla TV kanalında, Türkiye’de de 150 yerel televizyonda gösterilmesi; 32 dildeki 300’den fazla internet sitesinden bir yılda yaklaşık 40 milyon kitap indirilmesi; makalelerinin 70 kadar ülkede 500’den fazla gazete ve dergide yayınlanması ona duyulan sevgi ve saygının ispatıdır.

Daha yeni Daha eski