1999 senesinde Sayın Adnan Oktar ve birkaç BAV üyesinin, emniyette baskı altında verdikleri ifadeleri videoya alınmıştır. Bu ifadelerde söylenecek sözleri bir takım emniyet görevlileri bu kişilere defalarca tekrarlamışlar ve onlara bu sözleri ezberletmişlerdir. Ölüm tehdidi altında birçok kez prova edilmiş olan bu video görüntüleri emniyetteki hukuksuz uygulamaların somut birer delilidir ve kanunlarımız önünde geçersizdir. Nitekim özgür iradesi ile konuşan bir kişinin, aleyhinde hiçbir somut delil olmadığı halde, kendi kendine hayali senaryolar ortaya çıkararak, aleyhindeki akıl almaz iddiaları en çirkin argo kelimelerle anlatması, kendine hakaret etmesi, inanılmaz suçlamalarda bulunması, kendisinin bir çete lideri olduğunu söylemesi mümkün değildir. Ceza kanununun bilinen bütün maddelerine girmesi için ve en ağır cezayı alması için her türlü delilden yoksun iddiaları, insan kendi kendine mantıksız ispatsız sözlerle isnad edebilir mi? Bütün bunlar meşru ifadeler değil, işkence feryatlarıdır, işkencenin belgesi ve tapusu hükmündedir. Oraya kim giderse gitsin o şartlar altında bu şekilde davranırdı. Böyle bir tehdit, tazyik ve şiddet karşısında Türkiye’de bunu yapmayacak kimse yoktur. Böyle bir işkence ve baskıya dayanabilecek bir insan tasavvur edilebilir mi? Bir kişinin savcılığa gider gitmez ve ayrıca hakim karşısında, emniyette verdiği ifadelerin doğru olmadığını belirtmesi, işkencenin kanıtıdır. Bütün bunlara rağmen “Bana ne, bana ne! Bir kere bu ifadeyi imzaladın. Madem bu ifadeyi imzaladın, sonuna kadar kullanırız.” mantığı ayıptır, günahtır, çirkindir ve vicdansızlıktır.

Söz konusu sorgu videoları dava henüz soruşturma aşamasındaykenve Devlet Güvenlik Mahkemesinin kontrolü altındayken, PSİKOLOJİK SAVAŞ GEREĞİ hukuk kuralları ihlal edilerek, bazı basın-yayın organlarına verilmiştir ve bütün Türkiye çapında yayınlanmıştır.Psikolojik savaş uygulayıcıları bu videoları yayınlayarak böylece güya Sayın Adnan Oktar aleyinde ve diğer mağdur ve mazlum insanlar aleyhinde müthiş bir propaganda yaptıklarını zannetmişlerdir. Fakat kendilerini küçük düşürüp, aşağılamışlardır. Bu çirkin icraatın çirkin heyecanını yıllarca çirkin bir şekilde yaşamış olmaları onların üzerinde çirkin bir suç damgası olarak kalmıştır.

Söz konusu dava halen sürmektedir. Sayın Adnan Oktar ve BAV üyeleri, yargı nezdinde birçok kez aklanmışlar, söz konusu iddialarBERAAT KARARLARI ile neticelenmiştir. Bu haberler, Sayın Adnan Oktar’a karşı yürütülen psikolojik savaşın bir gereği olarak, halk üzerinde infial oluşturabilmek, masum insanları toplum huzurunda sözde birer suçlu gibi gösterebilmek için yüzlerce televizyon kanalında yayınlanmıştır. Bu yayınlar tam aksine her seferinde Sayın Adnan Oktar’ın ve arkadaşlarının lehine olmuş, Sayın Adnan Oktar’ın daha çok sevilmesine, yücelmesine ve takdir toplamasına vesile olmuştur.

Daha yeni Daha eski