Sayın Adnan Oktar, Sayın Erbakan’a ve Refah Partisi’ne kazandırmış olduğu modern vizyon ve modern görünümün hem Sayın Erbakan’ı hem daha sonra Sayın Erdoğan’ı başarıya götürdüğünü şu şekilde açıklamıştır:

 

Adnan Oktar, 24 Aralık 2014, A9 TV:

"Mesela Tayyip Hoca ne yapıyor? Gidiyor bir bir konuşuyor, görüşüyor. Yani “Ey cemaatler; hadi gelin bize destek olun.” Çekingen davranırsan kimse yanaşmaz. Ama bir tek Allah’tan korktuğunu gösterir de gider mesela Süleymancılar’ın liderleriyle görüşürsün. Onlar istemese dahi gidersin. Nurcular’ın liderleriyle gider görüşürsün. Gider Nakşibendiler’le görüşürsün, Kadiriler’le görüşürsün. Kıyıda köşede bütün Müslüman cemaatlerle görüşürsün. Candan bir muhabbet gösterirsin, o zaman olur. Misafir sana gelmez, sen misafirin yanına gideceksin. O şekilde olursa olur. Yoksa Süleymancı’ya ayrı bir bakış açısı, Nurcu’ya ayrı bir bakış açısı. Şuna ayrı bakış açısı gibi düşünebilirler.

Büyük Birlik Partisi herkesin sevdiği bir partidir. Türkiye’de Büyük Birlik Partisi’ni sağcı olup da sevmeyen yoktur. Ama küçük bir parti olarak görüldüğü için oylar bölünmesin diye kimse desteklemez. Ama parti cesur yani parti derken Hoca’yı söylüyorum ve partinin ileri gelenlerinden birçok kişi atak, cesur tavrını göstermesi lazım.

Erbakan Hocam öyleydi. Cemaatlerle iç içe olurdu, hiç çekinmezdi. Hatta başbakanlıkta tarikatları topladı, yemek yedirmişti. Partinin kapatılmasına gerekçe gösterildi ama hiç umurunda değildi onun. Açık açık savunurdu. Mesela Atatürk’ü kendi partisinin içerisinde birçok kişi belki sevmez, karşıdır. Ama o gürül gürül bir kongrenin tamamını Atatürk’e ayırmıştı.

Bizim çok etkimizde kalmıştı o zaman Erbakan Hoca. Kılık kıyafetten tut, zihniyetten çık. Sonra AKP içerisinde bu bizim gösterdiğimiz modern İslami anlayış zihniyeti geniş bir zemin buldu.

Partiden ayrıldılar AkParti’yi kurdular. Yani buna vesile olan, zemin hazırlayan biziz.

Daha önce Saadet Partisi gelenekçi, ortodoks klasik bir tavır içerisindeydi. O modern bakış açısıyla iktidar olacaklarını anlayınca partide esaslı bir zihniyet değişikliği oldu.

Tayyip Hoca’nın öncülüğünde partiden ayrıldılar. Bizim gösterdiğimiz çizgide bir ruhla ve felsefeyle hareket ettiler. Ve başarılı oldular. Olayın doğrusu bu.

Saadet Partisi’nin iktidar olacağı kimsenin aklının ucundan geçmezdi. Tayyip Hocam da, belediye başkanı olacağı.

Bak bizim çocuklar yanına gitmişlerdi. Yardımcı olmuşlardı.

O modern vizyon, o modern görünüm kamuoyunda çok olumlu etki yaptı. Ve Tayyip Hocam rahatça o zaman belediye başkanı olmuştu.

Saadet partisinin iktidar olmasında Gülay Pınarbaşı ve diğer kardeşlerimiz çok etkin olmuşlardı. Partiye modern bir vizyon, modern bir bakış açısı vererek. Orduda da ve diğer kesimlerde de sempati meydana getirmişti.

Ama sonra 28 Şubatçılar dedi ki; “Saadet Partisi” yani Milli Selamet Partisi, artık çeşitli isimler almıştı. “Gösterdiği vitrine uymadı” dediler. Çünkü gösterdiğimiz çizgiden sonra vazgeçtiler. Gelenekçi ortodoks çizgiye kaydılar. Ondan sonra da hükümeti yıktı ordu. Yıkılmasına vesile oldu. Hatta Genelkurmay Başkanı o zaman açıkladı. “O gösterdikleri modern çizgiye, modern vitrine uymadılar” dediler. Yani “aldatıcı bir görünüm oldu” dediler. Yahut yani “Bir illüzyon gibi oldu” dediler. “O yüzden biz de hükümetin devamını riskli gördük. Zararlı gördük vatan, millet için” gibi bir üslupları vardı. O devirdeki konuşmaları getirebilirim"

Sayın Adnan Oktar, Sayın Erbakan’ın İslam’a çok büyük hizmet etmiş bir dava adamı olduğunu bazı konuşmalarında şu şekilde ifade etmiştir:

 

Adnan Oktar, 5 Kasım 2017, A9 TV:

İZLEYİCİ SORUSU: “Necmettin Erbakan hakkında ne düşünüyorsunuz?”

ADNAN OKTAR: Necmettin Erbakan son yüz yıllarda gelmiş en mükemmel mücahittir. En mükemmel Müslümanlardandır.

Said Nursi gibi, Necip Fazıl Kısakürek gibi İslam’a çok büyük hizmeti olmuş gerçekten iman eden halis, muvahhit, muttaki, afif, naif mükemmel bir Müslümandı. Veli tıynetleydi, ehl-i tarikti, Nakşibendi’dir.

Beş vakit namazında mümin vasıflarına tam sahip Allah’ın nimet olarak gönderdiği mübarek bir şahsiyetti. Allah gani gani rahmet etsin.”

 

Adnan Oktar, 24 Şubat 2013, A9 TV:

A9 TV SUNUCUSU: “Hocam, Elif Erbakan Ankara’da bir toplantıda yaptığı konuşmada. Merhum Erbakan Hocamızın siyaseti, vatana hizmeti bir araç olarak gördüğünü, Erbakan Hocamızın son nefesine kadar teşkilat çalışmalarıyla ilgilendiğini anlattı.”

ADNAN OKTAR: “Evet yani siyasi bir çıkar için değil. Dava adamı olarak, bir mürşid olarak görev yaptı Hocamız.”



Daha yeni Daha eski