Gerek medyaya yansıyan çeşitli haberlerde, gerekse davamızın görüldüğü mahkemenin iddianamesinde Sayın Adnan Oktar'ın FETÖ hükümlüsü eski gazeteci Mehmet Baransu ile güya sık sık görüştüğü, buradan hareketle de güya Adnan Bey'in FETÖ Terör Örgütüne yardım ettiği veya örgütle iltisaklı olduğu şeklinde çeşitli itham ve iddialarda bulunulmuştur.

Bu konuya ilişkin yapılan haberlerin kaynağı olarak ise Adnan Bey'in A9 Televizyonunda yapmış olduğu yayınlar arasında Mehmet Baransu’dan söz ettiği iki video gösterilmektedir. 

Bunlardan bir tanesi www.dailymotion.com adlı siteden elde edilmiş 32 saniye uzunluğunda bir video olup yayınlanma tarihi 22.11.2011 olarak görülmektedir. Diğer video ise www.superhaber.tv adlı siteden elde edilmiş 2 dakika 19 saniye uzunluğunda bir videodur. Her ne kadar bu videonun 11.07.2018 tarihine ait olduğu iddia edilmişse de, gerçekte bu tarih, videonun çekildiği tarih değil adı geçen sitede paylaşıldığı tarihtir. 

Nitekim, 11.07.2018 tarihinde Adnan Bey ve arkadaşlarımıza yönelik bir polis operasyonu düzenlenmiş ve Adnan Bey ile birlikte 235 arkadaşımız birden gözaltına alınmışlardır. Dolayısıyla videonun çekildiği tarihin 11.07.2018 olması mümkün değildir. Videonun tam tarihi tespit edilememiş olsa da, yayın yapılan stüdyo görüntülerinin A9 Televizyonunun eski stüdyosu olması ile konuşmanın içeriğinden yayın tarihinin 2013 yılı sonu olduğu anlaşılmaktadır. 

Adnan Bey ve arkadaşlarımızın yargılandıkları mahkemede, iddia makamı tarafından hazırlanan Esas Hakkındaki Mütalaa'da, Adnan Bey ile Mehmet Baransu arasındaki bu görüşme konusunda bir isnatta bulunulmamıştır. Davanın başlarında iddianamede yer verilen bu isnat, davanın sonlarında geri çekilmiş bulunmaktadır.

Sayın Adnan Oktar, bu konuya ilişkin olarak mahkemedeki ifadesinde de cevap vermiş, Hükümete ve Sayın Erdoğan'a açık desteği ve övgüleri herkes tarafından bilinen Adnan Bey, “Mehmet Baransu’ya hükümete karşı saygılı olması gerektiği telkininde bulunduğunu, ayak üstü 4-5 dakikalık kısa bir konuşma gerçekleştirdiğini, kendisiyle aralarında bir tokalaşmanın dahi gerçekleşmediğini” de ifade etmiştir

Konuya ilişkin detaylı açıklamalarımız şöyledir:

–1–

MEDYADAKİ İDDİALARININ AKSİNE, ORTADA GİZLİ - SAKLI BİR KONU BULUNMAYIP, SÖZ KONUSU GÖRÜŞME AYAK ÜSTÜ GERÇEKLEŞEN 4-5 DAKİKALIK KISA BİR TANIŞMA SOHBETİNDEN İBARETTİR.

Öncelikle, Adnan Bey ile gazeteci Mehmet Baransu arasındaki görüşme ayak üstü gerçekleşen 4-5 dakikalık kısa bir tanışma sohbeti şeklinde olmuştur. Adnan Bey'in mahkeme beyanında da ifade ettiği gibi kendisi, Mehmet Baransu ile tokalaşmamıştır bile. Yani iddiaların aksine ortada gizli bir görüşme veya toplantı bulunmamaktadır. 

Adnan Bey ile birlikte yargılanan arkadaşlarımızdan Aylin Atmaca Hanım'ın ifadesinde, geçtiği üzere gazeteci Mehmet Baransu, daha önce Aylin Hanım'ın A9 Televizyonunda yapmış olduğu bir programa konuk olarak katılmış, sonrasında ise Mehmet Baransu'nun talebi üzerine yine A9 stüdyosu olarak kullanılan binada Adnan Bey ile ayaküstü 4-5 dakika süren kısa bir tanışma sohbeti gerçekleştirmişlerdir. 

Ayrıca, bu tanışma sohbetinin bizzat Adnan Bey tarafından canlı yayında dile getirilmiş olması da, ortada gizli saklı herhangi bir durum olmadığının açık bir göstergesi konumundadır. Bunun aksi bir durum olsa, kimsenin gizli yaptığı veya gizli kalmasını istediği bir şeyi çıkıp da bizzat canlı yayında televizyondan anlatmayacağı da aşikardır.

Kaldı ki Sn. Adnan Oktar mahkemedeki savunmasında, Mehmet Baransu ile yaptığı bu ayaküstü tanışmayı hemen canlı yayında açıklamasının sebebini de, “Ama riske de dikkat çektim, buraya geldiğini belirttim, yani ihbarda bulundum” sözleriyle açıklamış, Mehmet Baransu hakkındaki riske dikkat çekip, Baransu'nun bu ziyaretinin gizli kalmayıp ilgili makamların konudan haberdar olmalarını sağladını belirtmiştir

–2– 

ADNAN BEY, AYAK ÜSTÜ GERÇEKLEŞEN BU KISA SOHBETTE DAHİ HÜKÜMETİ ve SAYIN ERDOĞAN'I ÖVMÜŞ, HÜKÜMETE SAYGILI ve VEFALI OLMALARI GEREKTİĞİ KONUSUNDA MEHMET BARANSU'YA TELKİN ve NASİHATLERDE BULUNMUŞTUR. 

Adnan Bey'in Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'a olan sevgisi ve muhabbeti, Sayın Erdoğan'ın ta Refah Partisi İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı adayı olduğu dönemden başlamış olup, günümüze değin kesintisiz olarak devam etmiş ve etmektedir. 

Adnan Bey her şart ve ortamda, hiç tereddütsüz ve her zaman Sayın Erdoğan'ın yanında olmuş ve kendisini mutlak surette desteklemiştir. Bu durum kendisinin tarihine, yazmış olduğu kitaplara, makalelere ve yapmış olduğu televizyon programlarına bakan herkes tarafından zaten alenen görülebilir niteliktedir. 

Dolayısıyla, doğru olan yaklaşım Adnan Bey'in tanışıp görüştüğü kişilerle olan konuşma ve görüşmelerine de yine bu gözle bakılması gerektiğidir. Nitekim, Adnan Bey ayak üstü de olsa Mehmet Baransu ile yapmış olduğu bu 4-5 dakikalık görüşmede de Sayın Erdoğan'ı övmüş, hükümete vefalı ve saygılı olmaları konusunda Mehmet Baransu'ya nasihatlerde bulunmuştur. 

–3–

O DÖNEMDE AK PARTİLİ MİLLETVEKİLLERİNDEN, BELEDİYE BAŞKANLARINA KADAR PEK ÇOK SİYASETÇİ ile ÜNLÜ KİŞİ DE, GEREK MEHMET BARANSU İLE GÖRÜŞMEKTE, GEREKSE HÜKÜMET İLE FETÖ ARASINDA ÇEŞİTLİ ARABULUCULUK FAALİYETLERİ YÜRÜTMEKTEYDİLER. 

Dahası, o dönemde ortada daha FETÖ kavramı da yoktur ve gazeteci Mehmet Baransu hakkında bu konuyla ilgili olarak herhangi bir soruşturma dosyası veya yargılama da bulunmamaktadır. Şöyle ki;

Sayın Adnan Oktar'ın Mehmet Baransu ile ayak üstü görüştüğü ve bunu A9 TV canlı yayınında dile getirdiği tarih 2013 yılının son aylarıdır. Adnan Bey'in, Baransu'dan bahsettiği bir diğer tarih ise bundan çok daha önce olup 2011 yılındadır. Bu tarihlerde henüz FETÖ Terör Örgütü diye bir kavram ortada yoktu, 17-25 Aralık Yargıya Darbe Teşebbüsü dahi henüz gerçekleşmemişti. Mehmet Baransu hakkında da o tarihlerde açılmış herhangi bir dava yoktu.



Üstelik o dönemde, aralarında bugün Ak Parti'nin Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan'dan, dönemin ATV Haber yapımcı ve sunucusu Melih Altınok'a, teknik direktör Fatih Terim'den, Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'a ve tanınmış spor kulüplerinin başkanlarına kadar pek çok kişi gazeteci Mehmet Baransu ile görüşmekte, hiçbiri de bundan yana bir sıkıntı veya rahatsızlık duymamaktaydılar. 






Sonraki dönemlerde bu kişiler hakkında da “siz neden gazeteci Mehmet Baransu ile görüştünüz” diye bir dava açılmamış ve yargılama yapılmamış olması da, o dönemde Mehmet Baransu ile görüşmüş olmanın herhangi bir suç unsuru içermediğinin önemli bir delilidir.

Yine, o dönemde, başta Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile Bülent Arınç olmak üzere pek çok bürokrat ile AK Partili milletvekili veya parti temsilcisi de Hükümet ile FETÖ arasında arabuluculuk yapmak amacıyla aralarında Fetullah Gülen'in de olduğu çeşitli kişilerle, pek çok görüşmeler yapmışlar ve faaliyetler yürütmüşlerdir. 

Ancak, tıpkı gazeteci Mehmet Baransu ile görüşen kişilerde olduğu gibi, FETÖ ile arabuluculuk yaptığını dile getiren ve bu amaçla bizzat dönemin Cumhurbaşkanı tarafından Amerika'ya gönderilip doğrudan Fethullah Gülen ile görüşen ve Fethullah Gülen’den hükümete mektup getiren kişiler hakkında bile, herhangi bir soruşturma veya yargılama yapılmamıştır. 

Hal böyle iken, gazeteci Mehmet Baransu arasında ayak üstü gerçekleşen, 4-5 dakikalık bir tanışma öne sürülerek, Adnan Bey'in sözüm ona FETÖ ile iltisaı bulunduğu veya FETÖ'ye yardım ettiği iddiasında bulunulması, hukuki dayanaktan yoksun çifte standart bir yaklaşımdır. 

–4–

ANAYASA MAHKEMESİ’NİN MEHMET ALTAN KARARI DA, SAYIN ADNAN OKTAR'A ATILAN BENZER SUÇ İSNADINI AÇIKÇA AKLAMAKTADIR.

Anayasa Mahkemesi, Başvuru Numarası: 2016/23672, Karar Tarihi: 11/1/2018 olan Mehmet Altan davasıyla ilgili kararında FETÖ övgüsü olarak öne sürülen beyanlar hakkında “ilgili tarihte adli işlem yapılmış olması” şartını ortaya koymuştur. 

Bu karara göre, eğer bir beyanla ilgili olarak, o beyanın yapıldığı tarihte bir soruşturma veya adli tahkikat yapılmadıysa, o beyan ifade özgürlüğü kapsamında sayılmaktadır. Dolayısıyla Adnan Bey'in Mehmet Baransu ile ilgili sarf etmiş olduğu canlı yayın beyanları -o tarihlerde FETÖ hakkında bir soruşturma olmadığından- hukuken de suç teşkil etmemektedir. 

AİHM ifade özgürlüğünü demokratik toplumun temelini oluşturan ana unsurlardan biri olarak kabul etmektedir. Buna göre ifade özgürlüğü, sadece toplum tarafından kabul gören, zararsız veya ilgisiz kabul edilen “bilgi” ve “fikirler” için değil, incitici, şoke edici ya da endişelendirici bilgi ve düşünceler için de geçerlidir. 

AİHM Fuentes Bobo / İspanya kararında, canlı radyo yayınında kullandığı ifadeler nedeniyle işten çıkarılan başvurucunun şikayetini incelerken ifadelerin hangi bağlamda söylendiğini ve olayın bütününü, özellikle de canlı radyo yayını sırasında yapılan sözlü beyanların kamuya duyurulmadan önce yeniden formüle edilmesi veya değiştirilmesi ya da geri alınması imkan bulunmamasını dikkate alacağını belirtmiştir. 

AİHM’in benzer bir kararı olan Reznik / Rusya kararında ise başvurucunun bir televizyon programında sarf ettiği ifadeleri, sözlerini yeniden formüle etmesine veya bir süzgeçten geçirmesine imkan olmayan, tansiyonun oldukça yüksek olduğu ve canlı yayınlanan bir tartışma programında kullandığına dikkat çekmiştir. 

Anayasa Mahkemesi bu örnekleri sıraladıktan sonra Mehmet Altan hakkındaki kararında, Altan’ın yargılandığı köşe yazısının 2010 yılında yazılmış olduğu, soruşturma makamlarının bu dönemde FETÖ/PDY’nin bir suç örgütü olduğuna ve bunun kamuoyunca bilindiğine dair bir tespit ve iddiası olmadığı vurgulanmıştır. Altan hakkında anılan yazının yazıldığı dönemde ve sonrasında soruşturma açıldığına dair bir bilgi veya belge de bulunmamaktadır. 

Mehmet Altan'ın katıldığı bir televizyon programında sarf ettiği sözler bakımından ise, suçlamaya konu sözlerin bir televizyon programında ve canlı yayın sırasında söylendiğinin, böyle bir ortamda kullanılan ifadelerin kamuya duyurulmadan önce yeniden formüle edilmesi veya değiştirilmesi ya da geri alınması imkanının bulunmadığının gözetilmesi gerektiği beyan edilmiştir. 

AİHM'nin bu tespit ve değerlendirmeleri, tıpkı Adnan Bey'in A9 TV’de yapmış olduğu canlı televizyon programlarında sarf ettiği sözlerle de bire bir benzerlik göstermektedir. Dolayısıyla konuya AİHM kararları yönünden bakıldığından da, Adnan Bey'in A9 Televizyonundaki canlı yayın programları içeriğinin suç teşkil ettiği ileri sürülemeyecektir. 

–5–

SAYIN ADNAN OKTAR ve ARKADAŞLARIMIZIN, FETÖ İLE ARASINDA HİÇBİR BAĞLANTI BULUNMADIĞI, ANKARA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN HAZIRLADIĞI ARAŞTIRMA ve İNCELEME RAPORU İLE, BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKMIŞ ve İSPATLANMIŞ BULUNMAKTADIR.

Sayın Adnan Oktar ile FETÖ arasında hiçbir bağlantı olmadığına ilişkin eldeki yüzlerce delilin yanında, bu konudaki en önemli çalışmadan, yani Ankara İl Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanmış olan ve ne Sayın Adnan Oktar'ın ne de diğer 235 arkadaşımızın, FETÖ/PYD yapılanması ile aralarında hiç bir bağ bulunmadığını belirtir raporundan da bahsetmekte fayda görmekteyiz. Buna göre, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan bu raporda; 

FETÖ Silahlı terör örgütüne üye olmamakla beraber yardım etme” iddiasına yönelik olarak Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 30.07.2018 tarih ve 58604142.66693.(63044).D2-38854 sayılı yazıları ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun yürüttüğü 2018/117729 sayılı soruşturmasına istinaden Adnan Bey ve arkadaşlarımızın FETÖ/PDY ile irtibatlı olup olmadığına ilişkin bilgi talep edilmiş, GELEN RAPORDA ADNAN OKTAR DAHİL, İSİMLERİ ZİKREDİLEN 235 KİŞİNİN, FETÖ İLE HİÇBİR BAĞININ TESPİT EDİLEMEDİĞİ AÇIKÇA BELİRTİLMİŞTİR. 

Başta Sayın Adnan Oktar olmak üzere, yargılanan diğer 235 kişinin de [1]BYLOCK KAYITLARININ OLMADIĞI, [2]BANK ASYA’DA HESAPLARININ BULUNMADIĞI, [3]KRİZ MERKEZİ VERİSİ İÇİNDE KAYITLARININ OLMADIĞI, [4]SORUŞTURMALAR İÇİNDE ADLARININ YER ALMADIĞI, [5]BELGE/EVRAK/DERNEK BAŞLIĞI ALTINDA BİR KAYITLARININ BULUNMADIĞI somut olarak ortaya konulmuştur.

Aynı inceleme Adnan Bey haricinde dosya kapsamında yargılanan 235 arkadaşımız ile, onların sahibi veya ortağı bulundukları şirketler hakkında da yapılmış ve her seferinde yine aynı şekilde, HERHANGİ BİR KAYIT OLMADIĞI sonucuyla karşılaşılmıştır. 

Ankara İl Emniyet Müdürlüğü tarafından, bunlarında dışında bir de TEPE YÖNETİMLE İRTİBAT başlığında ayrı bir tutanak daha tanzim edilmiş olup, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üst düzey yöneticisi olduğu kabul edilen 72 şahsa ait 336 GSM numarasının 01.01.2006 – 01.01.2016 TARİHLERİ ARASINDAKİ 10 YILLIK DÖNEMİ KAPSAYAN HTS KAYITLARI KULLANILARAK AYRI BİR SORGULAMA DAHA YAPILMIŞ ve YAPILAN SORGULAMA SONUÇLARINDA DA SAYIN ADNAN OKTAR HAKKINDA HİÇBİR KAYDA RASTLANMAMIŞ OLDUĞU ayrıca bir kez daha belirtilmiştir. 

Buna göre;




Yukarıdaki tabloda da görüleceği üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan araştırma ve incelemelerde; FETÖ BAĞLANTISI VEYA İLTİSAKINA İLİŞKİN OLARAK KULLANILAN 11 AYRI İNCELEME TEKNİĞİ, -2006 İLE 2016 ARASINDAKİ 10 YILI KAPSAR ŞEKİLDE- HEM ADNAN BEY HAKKINDA ve HEM DE YARGILANAN DİĞER 235 ARKADAŞIMIZ HAKKINDA AYRI AYRI UYGULANMIŞ, ALINAN SONUÇLARIN İSE HER SEFERİNDE ve HERKES İÇİN ''KAYDA RASTLANMAMIŞTIR'' şeklinde, son derece açık ve net olmuştur. 

Yani, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve yargılanmakta olduğumuz dava dosyasına gönderilen RAPOR İLE DE İSPATLANDIĞI ÜZERE, Sayın Adnan Oktar ve kendisiyle birlikte yargılanan arkadaşlarımızın, Fetullah Gülen veya veya FETÖ yapılanmasıyla HİÇ BİR ZAMAN, HİÇ BİR BAĞ veya BAĞLANTILARI OLMAMIŞTIR. Diğer bir deyişle DEVLETİN RESMİ RAPORUYLA SAYIN ADNAN OKTAR VE 235 ARKADAŞIMIZIN BİRDEN, FETÖ İLE HERHANGİ BİR BAĞLANTILARININ OLMADIĞI EMNİYET RAPORLARIYLA DA İSPATLANMIŞTIR.

Bu nedenle, Sayın Adnan Oktar'ın 2013 senesi öncesinde gazeteci Mehmet Baransu ile ayaküstü yapmış olduğu 4-5 dakikalık bir tanışma sohbetine istinaden ileri sürülmeye çalışılan FETÖ’ye yardım veya FETÖ ile iltisak konulu itham ve iddialar gerçekdışı olup, aynı zamanda hukuki dayanaktan da yoksundurlar. 

Değerli kamuoyunun bilgilerine sunarız. 

Saygılarımızla...

Daha yeni Daha eski