Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının yargılandığı dosyada iddia makamı, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına husumet besleyen müştekilerin asılsız iddialarını hiçbir somut delile dayanmadıkları halde olduğu gibi kabul etmiş ve bu iddialar üzerinden bazı hatalı ve taraflı değerlendirmelerde bulunmuştur. Savcılığın soruşturma görevini yürütürken tarafsızlığını yitirdiğini ve dosyadaki delillere aykırı yorumlarda bulunduğunu ortaya koyan bu durumun örneklerinden biri iddianamenin 34. Sayfasında yer almaktadır. Aşağıda iddianameden yaptığımız alıntıda da görüldüğü üzere; Savcılık Sayın Adnan Oktar’ın güya dini hükümleri değiştirebilir bir otorite olduğunu (Kuran’a göre, “zalim” bir kimse olduğunu), güya hiçbir görüş ve kararının sorgulanamadığını iddia etmiştir:



Savcılık Sayın Adnan Oktar hakkında ancak dini açıdan çok hassas ve kapsamlı araştırmalarla varabileceği bir kanaati, bahsini ettiğimiz hassas ve kapsamlı araştırmaların hiçbirini yapmadan açıklamıştır. Yani iddianamede Savcılığın bu görüşüne delil teşkil edecek hiçbir ilmi delile yer verilmemiştir. Savcılık Sayın Adnan Oktar hakkında böyle bir değerlendirme yaparken sadece husumetli müştekilerin soyut ifadelerine dayanmıştır. SAYIN ADNAN OKTAR’IN HANGİ DİNİ HÜKÜMLERİ DEĞİŞTİRDİĞİNE AÇIKLIK GETİRİLMEMİŞTİR. Buna paralel olarak söz konusu değiştirme iddiasının her türlü tartışmadan uzak bir delili de (Sayın Adnan Oktar’ın kendi ağzından çıkan bir söz, eserlerindeki bir açıklaması vb.) iddianamede yoktur.

Savcılığın Sayın Adnan Oktar’ın eylem ve kararlarının güya tartışılamaz olduğu yönündeki iddiası ise dosyadaki delillere aykırıdır. Örneğin yaklaşık 14 yıl kadar Sayın Adnan Oktar’ın arkadaş camiası içinde kalmış bir kişi olan ve soruşturma kapsamında müşteki sıfatıyla ifade veren Ramazan Manay’ın aşağıdaki açıklamaları bu durumu ortaya koymaktadır:



Görüldüğü gibi Ramazan Manay, bazı konularda Sayın Adnan Oktar ile tartıştığını ileri sürmektedirBurada ortaya çıkan tablo şudur: İDDİA MAKAMI BAZI KONULARDA MÜŞTEKİ VE ETKİN PİŞMAN ŞÜPHELİLERİN İFADELERİNİ KENDİNE DAYANAK YAPARKEN, BAZI KONULARDA İSE BU İFADELERİ TAMAMEN GÖZ ARDI ETMEKTEDİR. BURADA DA MÜŞTEKİ RAMAZAN MANAY’IN İFADESİ SAYIN ADNAN OKTAR HAKKINDA ÇİZİLEN SÖZDE ÖRGÜT LİDERLİĞİ TİPİNE UYMADIĞI İÇİN VE DİĞER MÜŞTEKİ İFADELERİNE AYKIRILIK TEŞKİL ETTİĞİNDEN YOK SAYILMIŞTIR.

Aynı şekilde Ramazan Manay’ın ifadesine bakıldığında yaptığını ileri sürdüğü bu sorgulamaları sonucunda dosyadaki iddiaların aksine Sayın Adnan Oktar tarafından herhangi bir cezaya çarpıtılmadığı, olumsuz bir muamele görmediği veya camiadan uzaklaştırılmadığı da görülmektedir. Ancak iddianamenin 35. sayfasına bakıldığında Savcılık sözde örgüt liderini sorgulayan üyelerin ceza aldığını ileri sürmüştür:

Bu anlatımlarımıza göre, SAVCILIKÇA SADECE SAYIN ADNAN OKTAR ALEYHİNE İDDİA OLUŞTURUCAK İFADELERE YER VERİLMİŞTİR, AYNI KONUDA DAHA ÖNCE İTİBAR EDİLMİŞ OLAN VE İDDİANAMEDE YER VERİLEN İFADELER ARASINDA ÇELİŞKİ OLUŞMUŞ OLMASI DAHİ SAVCILIKÇA GÖZARDI EDİLMİŞTİR. NİTEKİM SÖZDE SORGULANAMAZ ÖRGÜT LİDERİ OLDUĞU İDDİA EDİLEN SAYIN ADNAN OKTAR İLE SÜREKLİ DİNİ KONULARDA TARTIŞTIĞINI İFADE EDEN RAMAZAN MANAYIN İFADESİNE SAVCILIK BU AŞAMADA DA İTİBAR EDEREK YER VERMİŞTİR İTİBAR ETMİŞTİR. Dolayısıyla iddianamenin bazı bölümlerinde Sayın Adnan Oktar sorgulanamaz mutlak bir lider iken bu bölümde ise tartışılan bir arkadaş pozisyonundadır. Savcılığın sadece bir yerde karşımıza çıkmayan, yüze yakın çelişkili iddiaları ve değerlendirmeleri mevcuttur.  Bu durum sayın savcının dosyada tarafsızlığını koruyamadığının somut göstergesi olduğu kanaatindeyiz.

Gerek iddianamede gerek basında yer alan Sayın Adnan Oktar hakkındaki söz konusu iddiaların yukarıdaki müşteki ifadesinde yer alan çelişkiden de anlaşılacağı üzere asılsız, delilsiz, mantıkdışı olduğu ve hiçbir gerçekliği olmadığını Sayın şahsınızın/makamınızın bilgisine saygılarımızla sunarız.



 

Daha yeni Daha eski