Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının yargılandığı dosyada iddia makamı, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına husumet besleyen müştekilerin asılsız iddialarını hiçbir somut delile dayanmadıkları halde olduğu gibi kabul etmiş ve bu iddialar üzerinden bazı hatalı ve taraflı değerlendirmelerde bulunmuştur. Savcılığın soruşturma görevini yürütürken tarafsızlığını yitirdiğini ortaya koyan bu durumun örneklerinden biri iddianamenin 26. Sayfasında yer almıştır. Aşağıda iddianameden yaptığımız alıntıdan anlaşılacağı üzere; Savcılık ilk başta bazı gerçekdışı değerlendirmelerden hareket ederek Sayın Adnan Oktar ile arkadaşlarının 2018 yılında operasyon beklentisine girdiklerine değinmiş, sonrasında ise söz konusu beklentiye giren Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik gerçekdışı iddialarda bulunmuştur:



Yukarıdaki açıklamaların hiçbirine katılmamız mümkün değildir. Çünkü bu açıklamaların tümü, her ne olursa olsun Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının ceza almalarını sağlamak isteyen bir takım müştekilerin asılsız iddialarının, iddianameye yansımış şeklidir. Şöyle ki;

  • Savcılık, Sayın Adnan Oktar’ın Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik hakaretamiz ifadelerde bulunduğunu iddia etmiştir. Bu iddianın asılsız olduğu yargı kararıyla ispatlıdır. Nitekim SAYIN ADNAN OKTAR'IN DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ALİ ERBAŞ’IN KENDİSİ HAKKINDAKİ ASILSIZ İDDİALARINA CEVAP VERİRKEN, GENELEVLERDEN ALINAN VERGİNİN DİYANET İŞLERİ PERSONELİNİN MAAŞ ÖDEMELERİNDE DE KULLANILDIĞINI BELİRTMESİ ÜZERİNE HAKARET SUÇLAMASIYLA AÇILAN İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA KAYITLI SORUŞTURMA ANLATIMLARIN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA OLDUĞU VE SUÇ TEŞKİL ETMEDİĞİ GEREKÇESİYLE TAKİPSİZLİK KARARI İLE SONUÇLANMIŞTIR. Savcılık iddianamesindeki her konuda olduğu gibi bu konuda da hiçbir araştırma yapmadığından Sayın Adnan Oktar'ın ifadelerinin güya hakaret içerdiğini iddia etmiştir.
  • Savcılığın iddiasının aksine, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının 2018 yılındaki polis operasyonu beklentisi A9 TV’deki modern giyimli hanımların varlığı veya Diyanet İşleri Başkanı ile yaşanan tartışmadan dolayı değil husumetli müştekilerin karanlık odakların da desteklerini alarak bir anda düğmeye basılmışçasına karalama ve iftira kampanyası başlatmaları, operasyonun halk nezdinde zemini hazırlama faaliyetleri olmuştur. Zira Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili konudan böyle bir operasyon yapılmasının hukuken mümkün olmayacağı veya modern giyimli hanımların Sayın Adnan Oktar'a olan sevgisinden, yayınlardaki özgür modern ortamdan dolayı böyle bir operasyon yapılmasının hukuken mümkün olmayacağının dosyada yer alan 19 yaşındaki genç sanıklar da dahil olmak üzere herkes fazlasıyla bilincindedir.

Zira Türkiye dans eden dekolteli hanımlar veya Diyanet İşleri Başkanlığı’na yapılan eleştiriler nedeniyle insanların gözaltına alınıp tutuklandıkları, malvarlıklarına şirketlerine el koyulduğu bir ülke değildir.

  • Savcılığın iddiasının aksine Sayın Adnan Oktar tarafından arkadaşlarına dijital materyallerde temizlik talimatı verilmemiştir. Zira Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarında temizlenmesi gereken veya suç ihtiva eden hiçbir belge yoktur. Ayrıca Savcılık bu iddiayı ortaya atarken hangi dijital verilerin silindiğinden dahi bahsetmemiştir. Husumetli müştekilerin ifadeleri dışında, bu temizliğin yapıldığına dair hangi delillere sahip olduğunu zikretmemiştir. Polis operasyonları bittiğinde, husumetli müştekilerin iddia ettikleri ve ele geçirilmeyi beklenen dijital arşivin var olmadığının, bu iddianın soyut ve karalamaya yönelik bir propagandanın bir ürünü olduğunun anlaşıldığının kanaatindeyiz. Tüm bunlara rağmen iddianamede soyut bir iddiadan öte olmayan dijital arşiv iddiasının varlığına iddia makamınca hiçbir delil, belirti olmadan inanılmak istenmesi tarafımızca anlaşılamamaktadır. Bu durumun iddia makamının tarafsızlığına gölge düşürdüğü aşikardır.
  • İddianamede, savcılık Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına o kadar taraflı yaklaşmaktadır ki, 2017 yılının Haziran ayında yapılan referandumda Sayın Cumhurbaşkanımıza verdikleri desteği bile güya siyasi kalkan edinme amaçlı samimiyetsiz bir destek olarak nitelendirmiştir. Savcılık, sanki elinde insanların niyetlerini okuyan bir cihaz varmış gibi, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının Sayın Cumhurbaşkanımıza 25 yıldır her koşulda kesintisiz şekilde verdiği desteği bir kalemde silip atmıştır. Husumetli müştekilerin niyetinden asla şüphe etmeyen Savcılık, konu Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının niyetlerine geldiğinde tek bir olayda bile şüphelilerin lehinde değerlendirme yapmamıştır. Savcılığın böylesine konuları dahi şüpheliler aleyhinde değerlendirmesi, tamamıyla husumetli müştekilerin asılsız iddialarının etkisinde kaldığını göstermektedir.

Gerek iddianamede gerek basında Sayın Adnan Oktar ile ilgili yer alan asılsız, delilsiz, mantıkdışı iddiaların hiçbir gerçekliği olmadığını sayın şahsınızın/makamınızın bilgisine saygılarımızla sunarız. 

Daha yeni Daha eski