GİRİŞ

Türkiye’de sağın güçlü bir şekilde iktidar olması için her şeyden önce bir felsefi zemininin, ideolojik bir zemininin olması gerekmektedir.

Sağın güçlenebilmesi de hiç şüphesiz solun fikri hakimiyetinin ve etki alanının ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabilir.

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının fikri çalışmaları ve ilmi faaliyetleri de işte bu noktada çok hayati önem taşımaktadır. Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları, Türkiye için bugüne kadar hiç yapılmamış ancak en gerekli ve en yapılması gereken çalışmaları yapmış, muazzam etkili imani ve fikri faaliyetlerle muhafazakâr-mukaddesatçı siyasi görüşün ideolojik zeminini Türkiye çapında inşa etmişlerdir.

Bu çalışmalar içerisinde;

  • DARWİNİZM’İN BİLİMSEL OLARAK GEÇERSİZLİĞİNİ,
  • EVRİM TEORİSİNİN BİR ALDATMACA BİR PAGAN İNANCI OLDUĞUNU,
  • MATERYALİZMİN GEÇERSİZLİĞİNİ,
  • ALLAH’IN VARLIĞININ DELİLLERİNİ,
  • KURAN MUCİZELERİNİ,
  • İMAN HAKİKATLERİNİ,
  • KÂİNATTA TESADÜFLERE ASLA YER OLMADIĞINI,
  • YARATILIŞ GERÇEĞİNİ,
  • YERYÜZÜNDEKİ TÜM SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNÜN KURAN’DA BELİRTİLEN İSLAM AHLAKININ OLDUĞUNU

akla ve mantığa çok uygun şekilde bilimsel delilerle anlatan, 73 dile çevrilmiş 65 bin sayfayı bulan 304 kitap, binlerce makale, bu eserlerden faydalanılarak yapılan binin üzerinde internet sitesi, yüzlerce iman hakikati belgeseli, 5 binin üzerinde konferans, canlı televizyon yayınları ve yaratılış gerçeğini bilimsel olarak ortaya koyan binlerce fosil sergisi yer almıştır.

Sayın Adnan Oktar’ın bu fikri çalışmalarıyla materyalizm ve Darwinizm’e karşı tarihteki en etkili çökertici darbe indirilmiş ve bunun neticesinde din karşıtı tüm felsefelerin yani materyalizm, komünizm, faşizm, ateizm ve deizm gibi insanları dinsizliğe sürükleyen tüm felsefelerin fikri temeli tamamen yerle bir olmuştur.

Sayın Adnan Oktar, hayatın kökeninde Darwinizm’in olmadığını, kâinatın oluşumunun materyalizmle değil yaratılış gerçeğiyle açıklanabileceğini bilimsel delilleriyle ispat etmiştir.

Bunlar tarihi çalışmalardır çünkü genç nesil böylece kainatın ve hayatın kökenini artık Allah’ın varlığıyla açıklandığına şahit olmaya başlamıştır.

Sayın Adnan Oktar, tüm bunların yanında iman hakikatlerini ve Kuran mucizelerini anlatan çalışmalar da yaparak bunun neticesinde Allah’ın varlığına tam iman eden derin imanlı ve aydın bir neslin yetişmesine vesile olunmuştur.

Özetle, Sayın Adnan Oktar’ın çalışmalarıyla Türkiye’de solun etki ve nüfuz alanı tümüyle daralıp zayıflamıştır.

Çünkü bu çalışmalar hem solun felsefesini çökertmiş hem de milletimizin milli ve manevi bilincinin iyiden iyiye artmasına vesile olmuştur.

Böylece modern sağı temsil eden AK Parti hükümetleri çok güçlü bir felsefi zemin üzerine oturmuş, uzun yıllar iktidarda kalmaya devam etmişlerdir.

 

1.    SAYIN ADNAN OKTAR’IN 1979’DAN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE SOLU VE KOMÜNİZMİ ÇÖKERTMESİ VE MODERN SAĞI İNŞA ETMESİNİN ARKA PLANI

Sayın Adnan Oktar, 1979’dan günümüze kadar, halkımızın manevi yönden hayata bakış açısını değiştirmesine vesile olan çok etkili ilmi ve imani çalışmalara imza atmıştır.

Sayın Adnan Oktar daha lise yıllarındayken dünyayı saran felaketlerin, savaşların, ihtilallerin sebeplerini araştırdığında materyalizmin ne kadar büyük bir bela olduğunu fark etmiş, solun din karşıtlığını ortadan kaldırmayı ve materyalizmin hakimiyetini yıkmayı işte o zamandan amaç edinmiştir.

Sayın Adnan Oktar bu sebeple 1979’da üniversite tercihi olarak din karşıtlığının ve komünizmin adeta kalesi olarak ünlenmiş Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni özel olarak tercih etmiştir.

Sayın Adnan Oktar, 12 Eylül öncesi her gün yüzlerce gencin öldürüldüğü bir dönemde kendisinin de birçok ölüm tehdidi almasına rağmen Mimar Sinan Üniversitesi’ndeki fikri faaliyetlerine başlamış ve kısa sürede de çalışmalarında başarılı olmuştur.

Sayın Adnan Oktar, komünistlerin tüm din karşıtlığı fikir ve söylemlerini Darwinizm üzerine kurduklarını, sağ görüşlü gençlerin ise Darwinist-materyalist felsefe karşısında her defasında sessiz kalarak yenilgiyi kabul ettiklerini görmüştür.

Darwinizm ve materyalizmin en azgın ve baskın olduğu, akademisyenlerin, sanatçıların, siyasetçilerin solun hakimiyetini her yere yaydıkları böyle bir dönemde Sayın Adnan Oktar, Darwinizm’i çökertecek bilimsel araştırmalara başlamış, çok kısa bir süre sonra Evrim Aldatmacası kitabını yazmıştır. Bu kitap karşısında tüm sol, Darwinist ve materyalistler yenilgiye uğramıştır.

Sayın Adnan Oktar, günümüze kadar Darwinizm karşıtı bilimsel çalışmalarını artırmış ve en nihayetinde evrimi dünya çapında yerle bir eden faaliyetler gerçekleştirmiştir.

Sonuç olarak; Sayın Adnan Oktar’ın ilmi ve imani çalışmaları neticesinde üniversitelerdeki sol ve komünizm hakimiyeti gerilemiş, Türkiye’de solun etki gücü tamamen ortadan kalkmış, diğer yandan dindar, Müslüman üniversite gençliği oluşmuş ve ülkemizde modern sağ güçlü bir fikri zemine kavuşmuştur.

 

2.    TÜRK HALKININ MODERN SAĞA OY VERME DÜŞÜNCESİ SAYIN ADNAN OKTAR’IN ÇALIŞMALARI VESİLESİYLE OLUŞMUŞTUR

Bir insanın modern sağ ideolojiyi savunan bir hükümeti desteklemesi, belirli konularda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesiyle mümkündür.

Eğer bir insan milli şuur sahibiyse, dindarsa, Allah’ın varlığına kesin olarak inanıyorsa, yaratılışa inanıyorsa, Darwinizm ve materyalizmin insanları dinsizliğe sürüklemek için savunulan din karşıtı felsefeler olduğuna net bir şekilde kanaat getirdiyse ve bağnazlığın Kuran’da belirtilen İslam ahlakına aykırı olduğunu biliyorsa, kuşkusuz ki bu insan oyunu modern sağ görüşü savunan bir parti için kullanacaktır.

Üst paragrafta tarif ettiğimiz dindar ve milli şuur sahibi insanların günümüzde tercih edecekleri parti de Sayın Adnan Oktar’ın teşvikleri, tavsiyeleri ve fikri çalışmaları neticesinde felsefi zemini tam da milletimizin istediği şekilde oluşmuş olan AK Parti’dir.

Sayın Adnan Oktar, yıllardır süregelen ilmi faaliyetleri sayesinde Türkiye’de modern ve dindar bir gençlik yetiştiğini açıklamalarının bir bölümünde şöyle ifade etmektedir:

Sayın Adnan Oktar, A9 TV:

 “Gittikçe tırmanarak bizim görüşümüz hakim oluyor. Normalde Türkiye’yi Suriye’ye çevireceklerdi, tam tersine çevirdik. Bakın genç kızlar, mini etekli falan yüzlerce, binlerce genç hepsi namaz kılıyorlar. Başörtülü kızlar da çok modern oldular. Onlar da bizim görüşümüzdeler. Mesela bakıyorum hepsi makyajlı, hepsi bakımlı. Normalde makyaj yapmamaları lazım, Cübbeli kafasına göre, kaşını almamaları lazım. Jilet gibiler, bayağı bakımlılar. Müzik dinliyorlar, eğleniyorlar, dans ediyorlar, yani hepsi Adnancı olmuş durumdalar. Yani böyle şeyden övünülmez, onun için söyledim.

Genç kızlar, kapalı genç kızlar evlere toplanıp dans ediyorlar, eğleniyorlar. Müziğin alasını dinliyorlar ve son derece bakımlı ve şık geziyorlar. Var mı gelenekçi sistemde öyle bir şey? Yok. Jilet gibi hepsi. Gelenekçi gençler de öyle, gelenekçi ortodoks gençler filinta gibi geziyorlar. Hepsi de modern, hepsi müzik dinliyor. Resim, heykel hepsi beğendikleri sanat dalları bunlar. Neymiş demek ki. Benim görüşüm hakim olmuş, Allah’a şükür. Kendimiz evdeyiz, fikrimiz iktidarda.”

 

3.    SAYIN ADNAN OKTAR’IN FİKRİ ÇALIŞMALARI AK PARTİ’NİN FELSEFİ ZEMİNİNİ OLUŞTURMUŞTUR

Sayın Adnan Oktar’ın on yıllardır devam eden fikri çalışmaları, Türkiye’de çok uzun yıllar süren sol felsefesinin etkisini ortadan kaldırmış, milletimizin çoğunluğunun modern sağa oy verecek bilgilerle donatılmaları sağlanmıştır.

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının;

  • Türk-İslam Birliği ülküsünü gerçekleştirmek,
  • PKK ve komünizmi fikren darmadağın etmek,
  • Darwinizm ve materyalizm ile ilmi mücadele etmek,
  • İman hakikatleri ve Kuran mucizelerini anlatarak pek çok kişinin imanına vesile olmak,
  • Milli birlik ve beraberliğin sağlanması ile milli şuurlu bir nesil yetişmesi için yapmış oldukları ilmi çalışmalar hem solun ideolojisinin yıkılmasında hem de sağın iktidara gelmesi için uygun ortam hazırlanmasına hizmet eden çalışmalardır.

Sayın Adnan Oktar, yaptığı anti Darwinist anti materyalist bilimsel faaliyet sonucunda solun dayanak noktalarının tümüyle çürüdüğünü ve sağın felsefesinin bütün Türkiye’ye güçlü bir şekilde oturarak tepmez devrilmez bir sağ iktidar meydana geldiğini şu sözleriyle dile getirmiştir:

Sayın Adnan Oktar, 15 Nisan 2018, A9 TV:

Türkiye, modern sağ anlayışla çok rahat edecek bir ülkedir. Modern sağ Ortadoğu için de ideal bir modeldir. En uç sağa da en uç sola da –devlete sadık olduğu ve şiddete başvurmadığı müddetçe- kapıyı açıp fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri bir ortam çok rahatlatıcı olur. Dekolte kadınların da çarşaflı kadınların da alabildiğince özgür oldukları, bölücülük ve silahlı eylem dışında her fikrin rahatça konuşulduğu bir Türkiye, Ortadoğu için çok güzel bir model olur.”

Sayın Adnan Oktar, 14 Haziran 2013, A9 TV:

“Vesilemizle, Türkiye'nin yüzde 95'i Darwinizm’e inanmıyor. Yaptığımız bilimsel çalışmalarla solun atak gücünü kırdık ve AK Parti’nin iktidara gelmesinin felsefi zeminini biz oluşturduk.”

Sayın Adnan Oktar, 13 Mayıs 2013, A9 TV:

 “Biz AK Parti hükümetinin, sağın felsefesini bütün Anadolu’da oturttuk. Darwinizm’i-materyalizmi bilimsel delillerle yerle bir ettik. Solun dayanak noktalarını bırakmadık.

Hem modern İslam anlayışı hem anti-Darwinist, anti-materyalist sistemin oturmuş olması hükümetin elini ideolojik yönden çelik gibi güçlü kıldı. Ve tepmez devrilmez bir iktidar meydana gelmiş oldu.”

Sayın Adnan Oktar, 28 Aralık 2012, A9 TV:

“Felsefi destekte sol felç olur. Biz felsefi destek sağlıyoruz hükümete. Solun felç olmasının sebebi Darwinizm’i yıkmamızdır, materyalizmi yıkmamızdır.”

Sayın Adnan Oktar, 10 Temmuz 2011, Kanal Avrupa ve Çay TV:

“Biz Yaratılış Atlası’nı çıkartıp, sola ilmi, bilimsel darbeyi vurduktan sonra sol hakikaten pelteleşti. Fikri kalmadığı için, inancı kalmadığı için büyük bir bölümü diz çöktü.”

Sayın Adnan Oktar, 2 Şubat 2018, A9 TV:

“Ortadoğu’da İngiliz derin devleti hep halkı bölerek netice almıştır, insanları birbirine düşürerek ülkeleri zayıflatır ve istediğini elde eder. Yerli işbirlikçileri de bu işlerde kullanır. Bu yüzden liderin etrafında birlik olmak hayatidir.

Milletçe Tayyip Hocam’ın etrafından kenetlenirsek Allah’ın izniyle bu millete hiçbir şey yapamazlar. Bu birlikten rahatsız oldukları için camiamızın üzerine geliyorlar.

Bizim çalışmalarımız ilmi olarak materyalizmi ve Darwinizm’e en etkili darbeyi indirdi ve Hükümet çok güçlü bir felsefi zemin üzerine oturdu. Geçmişteki sağ hükümetlerin, Menderes, Demirel, Özal döneminde sağın, ideolojik zemini yoktu.

Bizim çalışmalarımız çok güçlü bir ideolojik zemin oluşturdu. Solun önde gelenleri de “Adnan Oktar’ın çalışmalarıyla bu zemin sağlandı” diye açıkça bu durumu anlatıyorlar.

Hükümetimiz hem bu vesileyle hem de bir çok yönden aldığı akılcı tedbirlerle Allah’ın izniyle çakı gibi. Bizim hem yurt içinde hem yurt dışındaki çalışmalarımız da çok hayati bir destek.”

Sayın Adnan Oktar, 10 Ocak 2018, A9 TV:

 “Türkiye’nin solu gerici soldur, çok gerici bir kafaya sahiptir. Stalin Devri’nin soludur. Dolayısıyla hepsi olmasa da büyük bir bölümü; bağnaz, tutucu ve gelenekçidir. Çok katıdırlar.

Kılık kıyafeti bile, Stalin bıyığı. Stalin tarzında konuşuyor. Stalin’in kültüründe kalmışlar, 2017’lerin insanı değil. Adam 1920’ler, 1930’ların kafasında. Geliştirememiş kendisini. Onun için kadınlara karşı da katıdır. Mesela; solcu kadınlarına bakın erkek gibidirler. Makyaj yapmazlar, askeri kıyafetler giyerler. Hepsi olmasa da birçoğu bakımsızdır. Kötü bir görünüm vardır. Serttirler, sevgisizdirler.

Gelenekçi ortodoks kesimde de yine öyle. Kadınların birçoğu bakımsız, çoğunlukla güzel bir koku hissedemezsin. Güzel bir bakım hissedemezsin. Hepsi için demiyorum, bir kısmı için diyorum çünkü çok iyi olan, çok değerli olan insanlar da var. Ama kadın karşıtlığı onlarda da çok şiddetlidir.

Onlar zaten kendileri savunuyorlar kadınların akılsız olduğunu, yarım akıllı olduğunu, sopa yemesi gerektiğini erkeklerden daha kapsamlı anlatıyorlar. Kadının dediğinin tersinin yapılması gerektiğini su gibi ezberlemiş onlar. Kadınlara ait hükümler diye o konuda alim olmuş kadınlar var. Kendi kendine hakaret ediyor ve bunu takva adına yapıyor, Allah'ın hükmü bu, zaten böyle olması lazım diyor.

Bundan sonra bu münasebetsizliğe yol vermeyeceğimizi biz gösterttikten sonra Türk gençliğinde muazzam bir uyanma oldu.

Bakın 150.000'in üstünde insanla görüştük. Hepsinin pozitif, son derece hür, aydın, Kuran Müslümanı olduğu, aklı başında, şefkatli ve merhametli olduğu, yardımsever, nezih, savaşlara karşı, kan dökülmesinden nefret eden, dostluk ve sevgiden çok zevk alan, sanatı, estetiği, bilimi coşkuyla savunan, demokrat, hür düşünceyi savunan, cumhuriyetçi akla sahip kaliteli gençler olduğunu, kadın özgürlüğünü savunduklarını görüyoruz.

Dolayısıyla yaptığımız ilmi mücadele elhamdülillah meyvelerini verdi ve vermeye devam ediyor meyvelerini.

Sayın Adnan Oktar, A9 TV:

 “AK Parti’nin iktidara gelişinde AK Parti’nin felsefi zeminini hazırladık. Felsefi zemini hazırlanamadan bir hükümetin iktidara gelmesi mümkün değildir. Yani felsefi zemini olmayan her hükümet yıkılır. Hükümet bu kadar göğsünü gere gere hareket ediyorsa felsefi zeminin sağlam olmasından.

Dolayısıyla en hayati noktadan hükümeti desteklemiş oluyoruz, felsefesini tam oturttuğumuz için. Bakın felsefi yönden kimse yaklaşamıyor. Halbuki normalde felsefi yönden yaklaşmaları lazım. Mesela sosyal demokrat hükümetin felsefi zemini vardır, sosyal demokrasi üzerine kurulmuş bir felsefeyle hükümet eder. Ama sağın genellikle felsefesi olmaz, olmadı Cumhuriyet döneminde, yani zayıftı felsefeleri.

İlk defa böyle balistik çelik gibi bir felsefi zeminin üzerinde hükümet inşa edildi. Onu Doğu Perinçek çok güzel vurguladı. “Adnan Hoca’nın talebeleri Türkiye’yi karış karış gezdiler, Darwinizm’in ve materyalizmin aleyhinde çalışmalar yaptılar ve AK Parti iktidar oldu” dedi. Mükemmel bir teşhis ve doğru bir teşhis.

 

3.1.        SAYIN DOĞU PERİNÇEK, “AK PARTİ’NİN FELSEFİ ZEMİNİNİ ADNAN OKTAR SAĞLADI” SÖZÜYLE SAYIN ADNAN OKTAR’IN AK PARTİ’NİN İKTİDARA GELİŞİNDEKİ MUAZZAM ETKİSİNİ EN İYİ TAHLİL EDEN KİŞİLERDEN BİRİ OLMUŞTUR

Sayın Doğu Perinçek’in AK Parti’nin iktidara gelişinde felsefi zemini Sayın Adnan Oktar’ın fikri faaliyetlerini ana unsur olarak göstermesi önemlidir.

Kendisi bilindiği üzere ulusalcı ve sol çizgide bir aydındır ve uzun yıllardır Türk siyasetine damgasını vurmuş önemli bir fikir insanıdır.

Sayın Perinçek, AK Parti’nin güçlü bir şekilde iktidar olmasını da solun gerilemesine ve sağın güçlenmesine bağlamaktadır ve Sayın Doğu Perinçek’e göre solu tamamen etkisizleştiren faaliyeti Sayın Adnan Oktar yapmıştır.

 

SAYIN ADNAN OKTAR’IN SAĞI GÜÇLENDİREN FAALİYETLERİ

Sağın felsefi zeminini güçlü bir şekilde oluşturan fikri ve imani faaliyetler Cumhuriyet tarihinden beri ilk defa ve sadece Sayın Adnan Oktar tarafından yapılmıştır.

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları tüm Türkiye’yi şehir şehir, köy köy, mahalle mahalle gezerek solun temel dayanağı olan evrim teorisinin geçersizliğinin bilimsel delilleriyle anlatıldığı ve komünist ayaklanma tehlikesine dikkat çekilen 5.000’in üzerinde konferans düzenlemişlerdir. Yine binlerce yaratılış gerçeği sergisi açmışlardır. Bu konuda milyonları bulan Harun Yahya eseri dağıtılmış, halkımızın bu hayati gerçekleri öğrenmesi sağlanmıştır.

İşte bu sayede Darwinizm, materyalizm, komünizm ve solun fikri dayanakları tümüyle çökertilmiştir.

AK Parti’nin de 17 yıldır güçlü bir şekilde iktidara yerleşmesi işte bu milli bilince ve imani şuura sebebiyet veren faaliyetler sonucunda fikri zeminin Sayın Adnan Oktar vesilesiyle sağlam bir şekilde tüm Anadolu’ya oturtulması ile mümkün olmuştur.

Doğu Perinçek’in bu konu hakkındaki görüşlerine Sayın Adnan Oktar, A9 TV canlı yayınında şu şekilde değinmiştir:

Sayın Adnan Oktar, A9 TV:

Doğu Perinçek de diyor ki; “Bütün Anadolu’yu gezdiler” diyor, “Adnan Hoca’nın talebeleri” diyor, “hükümetin felsefi zeminini hazırladılar” diyor, “hükümet de iktidar oldu ondan sonra” diyor. Felsefi zemini olmayan bir hükümet iktidar olamıyor. Solun felsefi zeminini yok ettik, sağda felsefi bir zemin oturttuk.

Sağ derken tabi inançlı kesimi kastediyoruz yoksa solun da inançlı kesimi çok yüksektir. CHP’li kardeşlerimizin %99’u dindardır.”

Sayın Adnan Oktar, A9 TV:

Doğu Perinçek dedi ki: “AK Parti’nin iktidara gelmesinin tek sebebi Adnan Oktar’ın talebelerinin Anadolu’da karış karış gezerek Darwinizm’i, materyalizmi eleştiren konferanslarıdır” dedi “ve dağıtılan kitaplardır” dedi.

Çok doğru ve yerinde bir analiz.”

Özetle Sayın Doğu Perinçek’in söylemek istediği şey, Sayın Adnan Oktar’ın vesilesiyle dindar ve komünizmden uzak bir gençliğin yetişmesidir. Sayın Perinçek de bu şekilde AK Parti’nin güçlü bir şekilde iktidar olduğunun analizini yapmıştır.

Sayın Adnan Oktar’ın AK Parti’ye iktidarı açan faaliyetlerini kısaca özetlemek gerekirse;

  1. Türkiye’de solun yani komünist düşüncenin hakimiyeti, Sayın Adnan Oktar’ın Darwinist ideolojinin fikri hakimiyetini yıkmasıyla temelsiz kalmış ve sonuçta taban gücünü kaybederek iyice zayıflamıştır.
  2. Sayın Adnan Oktar’ın PKK’nın ideolojisinin komünizm olduğunu ispatı ve komünist ideolojiyi de ısrarla eleştirmesinin ardından hem PKK ve hem de komünist düşünceye olan destek çok fazla azalmıştır.
  3. Sayın Adnan Oktar’ın PKK’yı komünist, ateist ve din karşıtı olduğunu ispatlayarak halkımıza gerçek yüzlerini tanıttıktan sonra PKK için yapılan tüm sözde olumlu imaj çalışmaları da boşa çıkmıştır. Dindar Doğu halkı da PKK’yı dışlamıştır.
  4. Komünist hareketler dünyadaki karanlık odaklar tarafından özellikle desteklenmekte ve ülkeleri karıştırıp yıkmada bu felsefedeki bölücü militanlar kullanılmaktadır. Sayın Adnan Oktar’ın komünist ayaklanma karşıtı bilgilendirici yayınları 2000’li yılların başından beri komünizm karşıtı kitaplar, gazetelerde tam sayfa ilanlar ve komünizm karşıtı konferanslar olarak Türkiye çapında müthiş bir etki yaratmıştır. Bu şekilde Türkiye’deki komünist kalkışma planları Sayın Adnan Oktar’ın vesilesiyle bilinçlenmiş geniş halk kitleleri karşısında suya düşmüş, etkisiz hale gelmiştir.
  5. Terörün ve çatışmanın felsefesi olan çelişki teorisini de Sayın Adnan Oktar’ın eserleri etkisiz kılmıştır. Halkımız çatışmacı değil, milli ve manevi değerlere sahip çıkan, özgürlükçü ancak mukaddesatçı, modern ve dindar sağı desteklemeye, çatışmadan ve anarşiden uzak durmaya karar vermiştir.

İşte tüm bu faaliyetlerin sonunda AK Parti güçlü bir fikri zemin üzerinde rahatça hareket eden bir parti haline gelmiştir.

 

3.2.        PKK ELEBAŞISI ABDULLAH ÖCALAN DA SAYIN ADNAN OKTAR’IN KOMÜNİZME KARŞI YAPTIĞI GÜÇLÜ ÇALIŞMALARDAN RAHATSIZLIĞINI DİLE GETİRMİŞTİR

Birçok aydının PKK’yla mücadelede başarısız olunduğunu söylediği yıllarda, bölücü terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan, Sayın Adnan Oktar’ın PKK’nın Türkiye’yi bölmesini engelleyen ilmi faaliyetlerinden duyduğu rahatsızlığını yazdığı kitapta dile getirmiştir.

Öcalan, ‘Oligarşik Cumhuriyet Gerçeği’ adlı kitabında Sayın Adnan Oktarden duyduğu rahatsızlığı şu sözleriyle dile getirmiştir:

"Tepede de MİT’in oligarşik yapısının emrindeki din adamları vardır. Hem de filozofça din adamlarıdır bunlar. Osmanlı sultanlarına da tarih boyunca yol gösteren din adamları değil miydi?

Şimdi de rejimin saldırılarına yol gösterecek din adamları vardır. Mesela o Adnan Hocalar nasıl ortaya çıkarıldı?" (Abdullah Öcalan, Oligarşik Cumhuriyet Gerçeği, Şubat 2001, İstanbul, s. 25)

Abdullah Öcalan’ın yaptığı bu açıklama, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının gerçekleştirdikleri ilmi ve kültürel faaliyetlerin PKK terör örgütünün her yönden önünü kestiğinin dile getirilmesidir.

Öcalan, Sayın Adnan Oktar’ın anti komünist, anti materyalist ve anti terör mücadelesinin devlete de yol gösteren etki gücünden müthiş rahatsız olmuştur.

PKK elebaşı Öcalan aslında özetle şunu söylemektedir: “Adnan Oktar’ın fikri faaliyetleri varken PKK’nın Leninist-Stalinist ideolojiyi yayarak bir komünist ayaklanma yapma ihtimali kalmamıştır.”

 

3.3.        SOLUN TÜRKİYE’DEKİ FİKRİ HAKİMİYETİ, SAYIN ADNAN OKTAR’IN BİLİMSEL FAALİYETLERİ SONUCUNDA TAMAMEN ETKİSİZ HALE GELMİŞTİR

Türkiye, özellikle 1960 darbesinin ardından 1980’lere kadar dini anlamda en zayıf inanca sahip olunan bir döneme girmiştir. Neredeyse bütün dünyaya yayılan komünizm ve sol görüş Türkiye’yi de büyük ölçüde etkisi altına almıştır.

Bu dönemde, ateizmin ve din karşıtlığının en büyük etkeni olan Darwinizm de dünya çapında adeta bir diktatörlük haline gelmiş, yaratılışı savunan akademisyenlerin, dindarların üniversitelerden atıldığı bir durum ortaya çıkmıştır. İslam ülkeleri dahil tüm devletlerin eğitim müfredatları Darwinist öğretiler temelinde oluşturulmuştur. Bütün okullar, sınavlarda Darwinizm’i yani yaratılış karşıtlığını savunmak zorunda olan öğrencileri mezun eder hale gelmiştir.

Böyle bir sözde bilimsel eğitimin sonucunda ise basın yayın organları, üniversiteler, dernekler, tiyatrolar, sanat çevreleri, aydınlar, sendikalar ağırlıklı olarak materyalist-sol-komünist felsefenin hakimiyeti altına girmiştir.

Solun bu hakimiyeti, sözde bilimsel verilerle sağı ezmelerinden kaynaklanmıştır. Materyalizm sözde bilimsel bir gerçeklik gibi savunulmuş, sağın aydınları ise materyalizme, Darwinizm’e karşı hiçbir karşı cevap verememiştir.

Dolayısıyla sağın, milliyetçilerin ve dindarların da fikren en çok ezildikleri dönem işte bu dönem olmuştur. Sol-komünist çevreler her zaman dindarlara yönelik alaycı, baskıcı, ezici bir üstünlük sağlamıştır.

Bu dönemler, Müslümanların fikri anlamda en çok ezildikleri, seslerinin çıkamadığı, kendilerini ifade etmekten çekindikleri, namaz kıldıklarını, oruç tutuklarını dahi gizleme gereği duydukları, İslam’ı ve Kuran’ı anlatmada en çok zorlandıkları bir dönem olmuştur.

Ancak, Sayın Adnan Oktar’ın özellikle solun ve komünizmin sözde bilimsel temeli olarak kabul edilen Darwinizm’i çürüterek alt etmesi sonucunda ülkemizde solun felsefi zemini çökmüştür.

Solun felsefesi çökünce komünizm, materyalizm savunulamaz hale gelmiştir ve şu an ülkemizde klasik manada sol bir parti kalmamıştır. CHP dahi sağın fikri hakimiyeti içerisinde neredeyse sağ söylemler üreten bir parti halini almıştır. Bu ortam sonucunda sağ güçlenmiş ve güçlü bir iktidar imkanı yakalamıştır.

İşte bu ortam, Sayın Adnan Oktar’ın yoğun ilmi, imani ve kültürel faaliyetlerinin sonucudur.

Sayın Adnan Oktar’ın konuya ilişkin açıklamalarından bir kısmı şöyledir:

Sayın Adnan Oktar, 20 Mayıs 2015, A9 TV:

Sağın ideolojik zeminini ben ve arkadaşlarım hazırladık. İdeolojisi olmadan sağ bir hükümetin iktidara gelmesi mümkün değildir. Ne yaptık? Darwinizmi, materyalizmi bilimsel delilleriyle temelinden yıktık.

Türkiye’de sol ilmi ve felsefi olarak öldü, ondan sonra sağ iktidar oldu. Yoksa Darwinizm dipdiri dururken sağ bir parti adım dahi atamazdı.”

Sayın Adnan Oktar, 16 Ağustos 2014, A9 TV:

“Biz dünya çapında Darwinizm’i ilimle irfanla ezince Müslümanların eli her yerde güçlendi.

Müslümanlar göğüslerini gere gere geziyorlar. Solun başı yere düştü.”

Sayın Adnan Oktar, 30 Aralık 2012, A9 TV:

“Solcu gençler, fosillerin gerçek olduğunu anladılar ve panik oldular. Yaratılışı gösteren bu kadar çok fosil olduğunu bilmiyorlardı.

Solcu gençler, Darwin’in kendilerini aldattığını anladılar.”

Sayın Adnan Oktar, 3 Eylül 2012, A9 TV:

“Biz Darwinizmi sökünce solun ideolojik ana damarı koptu. Darwinizm yıkılınca sol kendisine olan güvenini kaybetti.

Sol kesim artık ideolojik yönden yıkıldıklarını biliyorlar.”

 

3.4.        SAYIN ADNAN OKTAR, EVRİMİ BİLİMSEL OLARAK ÇÜRÜTEREK DARWİNİZM’İ, MATERYALİZMİ VE KOMÜNİZMİ FİKREN ETKİSİZ HALE GETİRMİŞTİR

Sayın Adnan Oktar, evrim teorisinin bilimsel olarak geçersiz olduğunu yaklaşık 40 yıldır anlatmaktadır ve bu anlatımları sayesinde komünistlerin temel dayanağı olan evrim teorisi bilimsel olarak çökmüştür.

Bunun sonucunda da komünistlerin fikri temelleri ortadan kalkmış ve psikolojik moral güçleri kalmamıştır.

Komünistlerin 20. yüzyıl boyunca insanlığa yaşattıkları acıların ve kâbusun kökeninde, Darwinist ve materyalist inançları yatmaktadır. Bunu, Rus ve Çin devrimlerinin eli kanlı liderleri Lenin, Stalin, Mao ile onların fikir babaları Marx ve Engels defalarca hem açıklamış hem de içinde bulundukları toplumlara komünizmin acı ve dehşet dolu dünyasını yaşatmışlardır.

Vladimir İlyiç Lenin, materyalizme olan bağlılığını şu sözleri ile ifade etmektedir:

 “Marx’ın teorisinin tümü, evrim teorisinin, en tutarlı, en tam, en düşünülmüş ve özlü biçimiyle çağdaş kapitalizme uygulanmasıdır.” (Robert M. Young, DarwinianEvolutionand Human History, HistoricalStudies on ScienceandBelief, 1980)

Joseph Stalin: “Genç nesillerin zihnini yaratılış düşüncesinden arındırmak için onlara tek bir şeyi öğretmeliyiz: Darwin’in öğretilerini.” (Alan Woods, Ted Grant. “Marxism and Darwinism, London: 1993)

Mao Zedong: “Çin sosyalizminin temeli Darwin’e ve evrim teorisine dayandırılmıştır.” (K. Mehnert, Kampf um Mao’sErbe, DeutscheVerlags-Anstalt, 1977)

Karl Marx: “Darwin’in yapıtı büyük bir yapıttır. Tarihteki sınıf mücadelesinin doğa bilimleri açısından temelini oluşturuyor.” (Marx Engels Mektuplar, cilt 2, sayfa 126)

Darwin’in teorisi, tüm bu zalim liderlerin fikirlerini, ortaya attığı evrim teorisi ile besleyerek, onların fikirlerine sözde bilimsel dayanak oluşturmuştur.

Bu zalimane sistem ta ki Sayın Adnan Oktar çıkıp da evrim teorisinin bir aldatmacadan ibaret olduğunu, bilimsel hiçbir geçerliliğinin olmadığını anlatana kadar ayakta kalmış ancak 150 yıllık büyük bir tahribat oluşturmuştur. Sayın Adnan Oktar’ın çalışmaları işte bu tahribatı ülkemizde en aza indiren mucizevi bir tedavi mahiyetinde olmuştur.

Darwinizm’in Sayın Adnan Oktar’ın faaliyetleri vesilesiyle yıkılması sonucunda AK Parti’nin iktidara gelmesi için sağlam bir zemin hazırlanmıştır. Sayın Adnan Oktar’ın konuya ilişkin açıklamalarından bir kısmı şu şekildedir:

Sayın Adnan Oktar, A9 TV:

“Biz dünya çapında Darwinizm’i ezince, ilimle irfanla, Müslümanların eli her yerde güçlendi. Göğüslerini gere gere geziyorlar. Solun başı yere düştü. Bütün Avrupa’da sol ezilmiş oldu. Bütün Avrupa’daki sol partiler sol gücünü kaybetti. Türkiye’de de sol gücünü kaybetti ve sağ tırmanışa geçti. Çünkü sağlam bir felsefi taban oluşturduk.

AK Parti’nin iktidara gelmesinde de Darwinizm’in yıkılmasının çok büyük etkisi var, yani %80’lik %90’lık etkisi var. Çünkü felsefesini sağlam oturtmuş olduk. Yoksa Darwinizm ayaktayken AK Parti’nin iktidar olması mümkün değildi.

Avrupa’da sol fırtına gibi eserdi eğer Darwinizm güçlü olsaydı. Ezer geçerdi dünyanın her tarafında. Ama şu an sol bütün dünyada can çekişiyor. Bunun sebebi Darwinizm’in yıkılmasıdır. Çünkü solun dinini yok ettik, imanını yok ettik solun. Yani Darwinizm’e olan imanını yok ettik, ilimle irfanla.”

 

3.5.        KOMÜNİST FELSEFEYE KARŞI HER ZAMAN TEYAKKUZ HALİNDE OLUNMASI GEREKMEKTEDİR

Komünist felsefe, her zaman mücadele edilmesi gereken en önemli fikri tehlikedir. Tek taraflı komünizmin anlatılması ve tek taraflı Darwinizm’in anlatılması sonucunda komünizme inanma oranı çok kısa sürede yeniden büyük boyutlara ulaşacaktır.

Bu yüzden teyakkuzun hiçbir zaman kaldırılmaması, evrimin geçersizliğinin bilimsel delilleriyle çok geniş kapsamlı anlatılmasına her zaman devam edilmesi, okullarda yaratılış gerçeğinin okutulması ve anti komünist faaliyetin hiç durdurulmadan yapılması çok hayatidir.

Sayın Adnan Oktar’ın konuyla ilgili A9 TV canlı yayınlarına yansıyan açıklamalarından bir kısmı:

Sayın Adnan Oktar, 15 Aralık 2017, A9 TV:

Gençlerin imani eğitiminde en büyük ihtiyaç Kuran mucizelerinin ve iman hakikatlerinin çok anlaşılır şekilde anlatılmasıdırHayati öneme haiz bu konuları anlatmayıp, sadece dini menkıbelerin anlatılması gençlerin imanında ciddi zayıflamaya sebep oluyor.”

Sayın Adnan Oktar, 26 Nisan 2017, A9 TV:

Darwinizm olmadığında Marksist Leninist düşünce de kalmaz. Darwinizm bittiğinde terör de biter. İmani çalışmadan başka bu belaya set yok.”

Sayın Adnan Oktar, 7 Şubat 2018, A9 TV:

“Terörü ve PKK’yı ortadan kaldırmak için en hayati konu Darwinist eğitimin derhal durdurulmasıdır. Ortaokul ve liseden itibaren Darwinist, materyalist eğitim alan gençlere bunun yerine Allah’ın varlığı, birliği ve Darwinizm’in bilimsel delillerle geçersizliği anlatılmalı.

Gençler ortaokuldan itibaren atalarının maymun olduğu, ilk atalarının komünal toplumlarda yaşadığı şeklinde bilim karşıtı eğitim alıyor. Bu telkinle yetişen insanları “terör, anarşi tez anti-tez çatışması”dır diye ikna etmek PKK için kolay oluyor. Bu gençleri ilimle, ikna ve telkinle eğitmeliyiz. Onlardaki bu tahribatı ancak böyle yok edebiliriz.

Deccaliyet Darwinizm’i kullanıyor, bizim de buna karşı anti-Darwinist eğitime ihtiyacımız varDarwinizm’e karşı Kuran mucizelerinin, iman hakikatlerinin kitaplarla dergilerle konferanslarla sürekli anlatılması gerekiyorTürkiye’nin deccaliyete direnmesi ancak Kuran’la olur.”

Sayın Adnan Oktar, 7 Aralık 2017, A9 TV:

“Okullarda din dersinde İslam'ın merhamet, şefkat ve sevgi dini olduğunun çok iyi vurgulanması gerekiyor. İslam'ın kaliteyi yücelten yönünü, en kaliteli insanı isteyen ve hedefleyen yönünü iyi anlatmak gerekiyor…

Eğer din derslerinde Kuran mucizeleri, Kuran’daki şifreleme yöntemleri, Kuran’ın önceden bildirdiği harika bilimsel bilgiler anlatılırsa, çocuklar severek dinlerler.”

Sayın Adnan Oktar, 16 Kasım 2017, A9 TV:

“İman zenginliği olmadığı durumda maddi zenginlik uğursuzluğa döner. Türkiye’nin en önemli ihtiyacı manevi atılımdır. Allah sevgisi, Allah korkusu, iman hakikatleri, Kuran mucizeleri, Darwinizm’in geçersizliğini anlatan bir eğitim sistemi olması şart.”

Seçimlerde Ak Parti’nin ağırlıklı olarak oy aldığı bölgelerin tamamı Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının yoğun fikri faaliyet yaptığı bölgelerdir. Bu faaliyetin sekteye uğraması demek solun-materyalizmin hatta ateizm ve deizmin bir kanser gibi yeniden yayılması anlamına gelmektedir.

Nitekim son seçimlerde oluşan tablo bu fikri faaliyetlerin kesintisiz devam etmesinin ne derece önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

 

3.6.        SAYIN ADNAN OKTAR VESİLESİYLE TÜRKİYE’DE EVRİME İNANMA ORANI %5’LERE DÜŞMÜŞ VE BÖYLECE SOL FELSEFE TÜMÜYLE ZAYIFLAMIŞTIR

Evrime inanma oranı 1970’lerde Türkiye’de %60 civarında iken, bugün bu oran %5’lere kadar düşmüştür.

Örneğin, sol görüş 1977’de %42 gibi yüksek bir oy alırken, bugün artık klasik sol kalmamış, CHP’nin oylarının büyük bir kısmı sağ görüşe gitmiş ve oy oranı %25 civarına düşmüştür. Hatta bu %25’lik kesim dahi klasik soldan ziyade sağa çok yakın bir çizgiye gelmiştir.

Solun etki gücünün ve oy oranının düşmesi, evrime inanan insan sayısının gitgide azalmasıyla doğru orantılıdır.

Çünkü evrim inancı demek materyalizm demektir. Çünkü evrim insanlara -haşa- “sizi Allah yaratmadı, tesadüflerle yaratıldınız” inancını aşılamakta, Darwinizm de hayatın çatışmacı bir mücadeleden ibaret olduğunu, yani komünizmin temeli olan diyalektik materyalizmi savunmaktadır. Dolayısıyla evrim demek Marksizm’e kapı açılması demektir.

İşte hep bahsettiğimiz üzere Sayın Adnan Oktar’ın 40 yıllık fikri faaliyetleri evrimi ve Darwinizm’i çökertmiş ve sağın önünü kapanmayacak şekilde açmıştır.

Sayın Adnan Oktar’ın, evrim teorisinin geçersizliğini ve Darwinizm ve komünizmin insanlığa getirdiği belaları anlatan çok sayıda eseri vardır.

Bugün sol-komünizm Türkiye’yi kasıp kavurmuyorsa işte bu kitaplar sayesindedir ve komünizmin tüm dayanakları Sayın Adnan Oktar sayesinde bilimsel olarak çürütüldüğü için Türkiye’de sol-komünizm hiçbir zaman hâkim olamamaktadır.

 

3.7.        SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARININ MODERN KESİMİ KAZANMAYA YÖNELİK FAALİYETLERİ, AK PARTİ HÜKÜMETLERİNİN TÜRKİYE’NİN HER KESİMİNDEN DESTEK ALMALARINI SAĞLAMIŞTIR

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının modern kesimi kazanmaya yönelik çalışmaları da hükümetimizin iktidarının devamlılığı açısından çok önemli bir hizmet olmuştur.

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları yıllarca uyguladıkları akılcı “modernlik ve özgürlük” anlayışlarıyla her kesimden insana rahatlıkla ulaşabilmektedirler. Bu kesimlerde kolaylıkla dini ve milli konferanslar, etkinlikler düzenleyebilmektedirler.

Özellikle Gezi kalkışması esnasında devletimizin kurumlarının ve hükümetimizin hiçbir şekilde diyalog kuramadığı milyonlarca gençle, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları ultra modern görünümleri sayesinde kolaylıkla irtibata geçmiş ve hepsini ikna etmede muazzam bir başarı sağlamışlardır.

Sayın Adnan Oktar bu konuya ilgili açıklamalarının bir bölümünde şu şekilde değinmektedir:

Sayın Adnan Oktar, 12 Şubat 2018, A9 TV:

 “…O ilk ayaklanmada Türkiye hercümerç olabilirdi. Biraz daha bastırsalar batacaktı Türkiye Allah esirgesin. Zaten birçok siyasi ortadan kayboldu o dönemde yok oldular. Tayyip Hoca çok dirençli çıktı maşallah, kararlı oldu. Onun dışında birçok kişiye baktığımızda ortadan kaybolduklarını gördük. İşte o dönemde biz sabahlara kadar anlattık insanlara doğruyu, yurt dışına yurt içine. Sözümüz de geçerliydi.

Çünkü aydın Müslümanlarız. Müzik, eğlence, resim, güzellik, Allah'a inanma, Allah'ı sevme hepsi beraber olduğu için sözümüz geçerli oldu. Ama Cübbeli Ahmet kafasında olsaydık sözümüz geçerli olmazdı.

Gençlerin hükümete yönelik öfkesini ben dindirdim. Yani birçoğu tahrik edici konuşuyordu. Gezici gençler yayına sürekli mesaj gönderiyorduMakul düşünmeleri için yol gösterdim. Yani öfkeden deliye dönmüşlerdi. Komünist gruplar Gezi’deki gençleri kontrol altına almak üzereydi ki büyük bir gençlik grubuydu o. O gruplardan uzak durmalarını sürekli telkin ettim. Çok daha büyük bir komünist kalkışmaya dönüşmesini engelledik.

Çünkü PKK falan da katılacaktı işin içine. PKK'nın şehir yapılanması, Devrimci Halk Kurtuluş Partisi'nin şehir yapılanması, Atatürkçü gençler, aydınlar, solcular hepsi işin içine girecekti Allah esirgesin. Bunu engelledik. Sert üslup kullanılmamasını söyledim. “Sakin bir üslup kullanın gençlere böyle hitap etmeyin” dedim. Üslubu sakinleştirttik.

Tayyip Hoca'nın yaptığı hizmetleri bilmiyorlardı, toparlayamıyorlardı. Ben tek tek anlatınca akılları yattı, sakinleştiler o dönemde.”

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları, modern semtlerimiz ve sahil kesimlerimizdeki insanlarımız ile diyaloglar kurarak milli ve manevi değerleri buralarda kolaylıkla anlatabilen tek grup olmuşlardır.

Sayın Adnan Oktar’ın konuya ilişkin açıklamalarından bir kısmı şöyledir:

Sayın Adnan Oktar, 20 Ekim 2017, A9 TV:

 “Ben sosyete denilen kesim içinde tebliğe ilk başladığımda tüm Türkiye adeta şok olmuştu. O kesim ile dinin yan yana gelmesi dahi düşünülemezdi. Lüks semtler, eğlence mekanları Müslümanların asla uğrayamayacağı mekanlardı.

Müslüman denildiğinde akla bakımsızlık, kenar mahallelerde oturanlar, akılcı düşünemeyenler, sanattan anlamayanlar, giyinmeyi bilmeyen insanlar gelirdi. Bu insanları da tüm dünya hor görürdü. Allah’ın izniyle biz bu imajı yerle bir ettik. Müslümanların her şeyin en güzeline sahip olacağını dünyaya gösterdik.”

Sayın Adnan Oktar pek çok kez canlı yayınları aracılığıyla hükümetimize sahil kesimlerinin kazanılmasına yönelik modernlik konusunda açılım yapılması tavsiyesinde bulunmuştur:

Sayın Adnan Oktar, 20 Nisan 2017, A9 TV:

“İnsanlar kalite ve özgürlük istiyorlar. Kadınların, sanatın, hayatın özgür olduğunu halka göstermek çok önemlidir.

Sahil kesimleri, büyükşehirler "bizim özgürlüğümüzü bize hissettirin" diyorlar. Hükümetimiz bunun gereğini yapacak, özgürlüğü güçlendirecektir.

Sayın Adnan Oktar, 19 Nisan 2017, A9 TV:

Dekolteye saygı, sanata teşvik, güzelliği ön plana almak ve kaliteyi yükseltmek Hükümetin önceliği olmalı. Büyükşehirlere ulaşmanın yolu bu.”

Sayın Adnan Oktar, 18 Nisan 2017, A9 TV:

“Tayyip Hocam yiğittir, moderndir. Hükümetimiz de aydın. Hükümetimiz sanata ve kaliteye öncelik verir, kadınlara öncelik tanınırsa sahil kesimlerden rahat oy alınır.”

Sayın Adnan Oktar, 12 Ağustos 2016, A9 TV:

Bir iktidarın güçlü olması için aydınının çok olması, sevgiyi, sanatı, kaliteyi hayat felsefesi haline getirmesi lazım. Aksi uzun vadede ülkeye zarar verir.

Bazı yerlerde sağ hükümetler sadece ekonomik kalkınmaya öncelik veriyor oysa hayatın özü sevgi, sanat ve kalitedir. Kalite anlayışı geliştiğinde darbe ve kalkışma zihniyeti gelişemiyor.”

Sayın Adnan Oktar, 7 Nisan 2018, A9 TV:

Gereksiz yere büyük bir kitlenin desteğini kaybetmemek için sanat, kültür ve kaliteden yana olduğunu Ak Parti’nin sık sık vurgulaması faydalı olur. Kadın özgürlüğüne önem veren, kadınların kıyafetine, neşesine, hayatına karışmayan bir anlayışın hakim olduğunu vurgulamak ve güçlendirmek önemlidir.”

Sayın Adnan Oktar, 2 Ağustos 2016, A9 TV:

“Hiçbir dönemde kalitenin, sanatın ortadan kalkmasıyla bir devletin devam ettiği görülmemiş. Her devlet, her hükümet böyle bir sistemde yıkılıyor. Modern vatandaşları korumak, onları desteklemek, kaliteyi sanatı ön plana çıkartmak, Türkiye'yi en modern ülke haline getirmek hükümetin ana görevi olması lazım.”

Sayın Adnan Oktar, 12 Haziran 2015, A9 TV:

AK Parti çok modern, kadın haklarına saygılı, başı açık dekolte hanımları da seven, başörtülü hanımları da seven, hepsine saygı duyan, müzik, resim, eğlenceye açık, liberal ruhlu bir parti görünümünde çıkması lazım. Alabildiğine liberal, alabildiğine özgürlükçü, alabildiğine demokrat. Yani MHP de bu görüntüyü vermesi lazım ve bu uygulamanın olması lazım. Bu garanti verildikten sonra PKK yerle bir edilmesi lazım.”

Sayın Adnan Oktar, 24 Nisan 2017, A9 TV:

“Türkiye çok modern olmak zorunda. Hem dindarları çok iyi koruyan hem de ultra modern, alabildiğine özgürlük sağlayan ülke olacağız. Tayyip Hocam modern sağın lideridir. Hem dindarları koruyup kolluyor, hem de modern bir anlayışa sahip. Türkiye'yi daha da modernleştireceğiz. Milletimiz sanata, güzelliğe, kaliteye, modernliğe, dekolteye karşı olan bir avuç insanın zihniyetiyle değil aydın bir anlayışla yaşamak istiyor.”

 

4.    SAYIN ADNAN OKTAR VE TBAV CAMİASININ, HALKIMIZIN BİRÇOK KONUDA BİLGİLENDİRİLMESİ VE BİLİNÇLENMESİNE VESİLE OLDUKLARI İLMİ VE KÜLTÜREL FAALİYETLER AK PARTİ İKTİDARINI FELSEFİ YÖNDEN GÜÇLENDİREN YEGANE ÇALIŞMALARDIR

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları, Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ve güçlü imani faaliyetlerini yaparak dindar ve aydın bir neslin yetişmesine vesile olmuşlardır.

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları kurdukları vakıflar vasıtasıyla 40 yıldır yoğun bir kültürel ve ilmi faaliyet içinde olmuştur. Bu faaliyetin özü hiçbir zaman değişmemiş, amaç hep devletimizin üniter yapısını korumak, ülkemizin milli birliği ve bütünlüğüne kasteden bölücü terör örgütlerine ve bunların ideolojilerine karşı bilimsel yöntemlerle mücadele vermek, milli ve manevi değerlerimize bağlı, şuurlu bir Türk gençliğinin yetişmesine katkıda bulunmak olmuştur. Bu yolda faaliyet gösteren vakıflardan ikisi Teknik ve Bilim Araştırma Vakfı ile Milli Değerleri Koruma Vakfı’dır.

 

SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARININ GERÇEKLEŞTİRDİKLERİ, CUMHURİYET TARİHİNİN EN KAPSAMLI İLMİ VE İMANİ FAALİYETLERİ:

 

4.1.        KİTAPLAR

Sayın Adnan Oktar’ın tüm çalışmalarındaki ortak hedef, Kuran’ın tebliğini dünyaya ulaştırmak, böylelikle insanları Yüce Allah’ın varlığı, birliği ve Ahiret gibi temel imani konular üzerinde düşünmeye sevk etmek ve inkarcı sistemlerin çürük temellerini ve yanlış uygulamalarını gözler önüne sermektir.

Bu amaçla kitap yazma çalışmaları Sayın Adnan Oktar’ın öncelik verdiği faaliyetlerin başında gelmiştir. Özellikle internetin, dolayısıyla sosyal medyanın henüz hiç olmadığı yıllarda yaptığı kitap çalışmaları, birçok insanın imanına vesile olmuş ve iman edenlerin de imanlarının güçlenmesini sağlamıştır.

Sayın Adnan Oktar’ın içeriklerini yukarıda ifade ettiğimiz kitaplarının sayısı şu an 304’e ulaşmıştır. Bu kitaplar on yıllar boyunca gönüllüler tarafından satın alınarak Anadolu’nun her köşesine dağıtılmıştır. Ayrıca internetin ülkemizde yaygınlaşmasından sonra ücretsiz olarak internetten de indirilebilmekte ve tüm halkımıza hatta dünyaya ulaşarak insanların kalplerinde Allah inancının oluşması ve yanlış olan tüm akım ve ideolojilerin yanlışlığı delilleriyle anlatılarak Türkiye’nin milli ve manevi bilince sahip bir topluma sahip olmasına vesile olunmuştur.

Sayın Adnan Oktar’ın kaleme aldığı kitap çalışmalarından küçük bir kısmı:





4.2.        DERGİLER

 

Sayın Adnan Oktar’ın iman hakikatleri, yaratılış gerçekleri ve Kuran mucizelerini anlattığı eserlerinden faydalanılarak hazırlanan dergiler yüzbinlerce satmış ve milyonlarca insana ulaşarak toplumumuzda büyük bir manevi kalkınma oluşmuş ve bu dergilerle birlikte Sayın Adnan Oktar’ın kitapları, Sayın Adnan Oktar’ın eserlerinden faydalanılarak hazırlanan belgesel CD’leri ücretsiz olarak da milyonlarca dağıtılarak halkımıza ulaştırılmıştır.

Bu dergiler şunlardır:

  • İlmi Mercek Dergisi; Türkiye’de iman hakikatleri, Kuran mucizeleri, yaratılış gerçeği gibi en hayati konuları anlatan tek örnektir. Bu önemli çalışma, içeriğini herkesin rahatlıkla anlayabileceği aylık bilim dergisi olarak yayınlanmıştır. Her ay bir kitap ve bir belgesel cd bu dergiyle ücretsiz verilmiştir ve aylık satış rakamları 100 bini bulmuştur.
  • İlmi Araştırma Dergisi; aylık kültür, tarih ve politika dergisi olarak yayınlanmıştır. Türk İslam Birliği’ni, iman hakikatlerini, Darwinizm’in insanlığa getirdiği belaları, komünizm ve faşizm tehlikelerini anlatan bu dergiyle de her ay bir kitap ve bir belgesel film hediye olarak verilmiştir.
  • Türk İslam Birliği Dergisi; sevgi, kardeşlik, hoşgörü ve tüm insanlığın huzuru için birlik olmanın öneminin vurgulandığı, BÜYÜK TÜRKİYE VE KIZIL ELMA ÜLKÜSÜNÜN TÜM HALKIMIZA AŞILANDIĞI EŞSİZ VE BENZERSİZ BİR DERGİDİR.


 

4.3.        KONFERANSLAR VE SEMİNERLER

 

Teknik ve Bilim Araştırma Vakfı (TBAV) gönüllüleri tarafından Türkiye’de ve yurtdışında 5000’in üzerinde ulusal ve uluslararası konferans düzenlenmiştir.

Bilim Araştırma Vakfı (BAV) tarafından 1990 yılından itibaren Türkiye’nin ve dünyanın en ciddi problemlerine çözüm yolları aramak amacıyla çok sayıda konferans organize edilmiştir. Bu konferanslara konuşmacı veya konuk olarak çok sayıda fikir önderi, devlet adamı, sanatçı, siyasetçi, gazeteci ve akademisyen iştirak etmiştir.

1998 yılında uluslararası “Evrim Teorisinin Çöküşü ve Yaratılış Gerçeği” konferansları serisi başlamıştır. Bu konferansların ardından vakıf camiasından gönüllüler yurdumuzun hemen hemen tüm illerinde, daha sonra sayısız ilçesinde aynı konferans programını uygulamaya devam etmişlerdir.

Bu konferans ve seminerlerde Türk İslam Birliği’nin kurulmasının önemi vurgulanmış, komünizm, faşizm gibi ideolojilerin dünyaya getirdiği belalar ortaya konulmuş, PKK’nın temelleri bilimsel yöntemlerle çürütülerek terör örgütüne en önemli felsefi darbenin vurulması sağlanmıştır.

Düzenlenen konferans ve seminerlerden görüntüler:





4.4.        FOSİL SERGİLERİ

Konferanslar devam ederken aynı zamanda fosil sergileri de düzenlenmiştir. Hem Türkiye’de hem de birçok özellikle Avrupa ülkesinde yüzlerce fosil sergileri düzenlenerek sayısı milyonlara varan vatandaşlarımıza canlıların kör tesadüflerin ürünü olmadıkları, Yüce Allah’ın yaratmasıyla var oldukları anlatılmıştır.

Dikkat edilirse Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları yıllar önce başlayan ve günümüzde de devam eden yaptıkları imani ve kültürel çalışmalarla modern sağın günden güne güç kazanmasına vesile olan yegane arkadaş topluluğudur.

Düzenlenen fosil sergilerinden görüntüler:






Ayrıca belirtmek gerekir ki; Sayın Adnan Oktar’ın kaleme aldığı yüzbinlerce kitap ve broşür tüm bu organizasyonlarda halkımıza ücretsiz olarak hediye edilmiştir.

4.5.        YEREL TV VE RADYO PROGRAMLARI

Sayın Adnan Oktar, yerel TV ve radyo programları aracılığıyla Allah’ın varlığının ve birliğinin bilimsel delillerini, Kuran ahlakını, Peygamberlerin hayatını konu alan programlar yapmış, Türk İslam Birliği’ne dair fikirlerini halkımızla paylaşmıştır.

Sayın Adnan Oktar’ın katıldığı yerel TV ve radyo programlarına ait görüntüler:





4.6.        İNTERNET SİTELERİ

Hazırlanan internet sitelerinde, Sayın Adnan Oktar’ın pdf formatında bulunan kitapları ve yine Sayın Adnan Oktar’ın eserlerinden faydalanılarak hazırlanan belgeseller ücretsiz bir şekilde milyonlarca insan tarafından indirilmiştir.

Kitapların ve belgesellerin ücretsiz olarak indirilebildiği internet sitelerinden görüntüler:




4.7.        BELGESEL CDLERİ VE BROŞÜRLER

 

Sayın Adnan Oktar’ın eserlerinden ve anlatımlarından yararlanılarak hazırlanan belgeseller internetin olmadığı dönemde cd şeklinde düzenlenmiştir. Bu belgesel CD’leri ile birlikte broşürler Türkiye’nin tüm illerinde yüzbinlerce adet ücretsiz olarak halkımıza dağıtılmıştır.

Daha sonra bu belgeseller birçok farklı dile de çevrilerek daha büyük kitlelere ulaşılması hedeflenmiştir.

 

Belgesel CD’lerinden ve broşürlerden örnekler:








4.8.        SAYIN ADNAN OKTAR’IN ANTİ KOMÜNİST VE ANTİ DARWİNİST ESERLERİNİ TANITAN İLANLAR 2000’LERDE BİRÇOK GAZETEDE YER ALMIŞTIR

Aşağıda, Sayın Adnan Oktar’ın eserlerinden faydalanılarak hazırlanmış, tam sayfa ilan olarak büyük gazetelerimizde yayınlanmış olan bölücülük, PKK, komünizm ve komünizmin sözde bilimsel temeli olan Darwinizm’in eleştirildiği ilanlardan biri verilmektedir.

Bu ilanın verildiği tarih 2006 yılıdır ve Sayın Adnan Oktar’ın PKK’nın bölücü terörünün felsefesinin komünizm olduğunu açıklamasından neredeyse 10 yıl sonra hükümetimiz ve aydınlarımız PKK’nın Marksist-Leninist-komünist bir yapılanma olduğunu dile getirmeye başlamışlardır.

Oysa Sayın Adnan Oktar, 2000’lerin başından itibaren PKK’nın felsefesiyle ilmi ve fikri mücadeleye başlamıştır. Komünist ayaklanmaya karşı yapılması gerekenleri bir bir anlatmış, bu bölücü terör felsefesinin gençler arasında yayılmasını önlemek için alınması gereken tedbirleri ve yapılması gerekenleri de herkese duyurmuştur.

Sayın Adnan Oktar yayınlamış olduğu bu tam sayfa ilanlarla Darwinist diktatörlüğün son bulmasına ve böylece imanlı bir gençlik yetişmesine vesile olmuş, böylece AK Parti’ye siyasi dönemi başından itibaren çok büyük bir destek vermiştir.

 

4.8.1.            DARWINİZM’İ KONU ALAN GAZETE İLANLARINDAN BİR BÖLÜMÜ

 

“Biten Darwinizm’i Zorla Ayakta Tutamazsınız! Apaçık Gerçekleri Anlamazdan Gelmeyin!”



Bu tam sayfa ilan;

16 Nisan 2007 tarihinde Önce Vatan
17 Nisan 2007 tarihinde Yeni Şafak
18 Nisan 2007 tarihinde Milli Gazete
19 Nisan 2007 tarihinde Önce Vatan gazetelerinde yayınlanmıştır.

(https://islamterorulanetler.com/tr/Eser-Tipi/5438/Biten-Darwinizm-i-Zorla-Ayakta-Tutamazsınız-Apaçık-Gerçekleri-Anlamazlıktan)

“Darwinizm Türklüğün, Türk Aleminin ve Mazlum Milletlerin En Büyük Düşmanıdır”

Bu tam sayfa ilan;

14 Nisan 2007 tarihinde Vakit
17 Nisan 2007 tarihinde Vakit
18 Nisan 2007 tarihinde Yeni Şafak
20 Nisan 2007 tarihinde Vakit
22 Nisan 2007 tarihinde Milli Gazete
25 Nisan 2007 tarihinde Önce Vatan gazetelerinde yayınlanmıştır.

(https://islamterorulanetler.com/tr/Eser-Tipi/5439/Darwinizm-Türklüğün-Türk-Aleminin-ve-Mazlum-Milletlerin-En-Büyük-Düşmanıdır)

 

“Türk Milleti’ni “Barbarlar” Olarak Tanımlayan Darwinist İdeolojiler Fikri Mücadele ile Susturulmalıdır”

Bu tam sayfa ilan;

22 Mart 2007 tarihinde Yeni Şafak
23 Mart 2007 tarihinde Milli Gazete
24 Mart 2007 tarihinde Vakit
26 Mart 2007 tarihinde Önce Vatan
27 Mart 2007 tarihinde Türkiye
7 Mayıs 2007 tarihinde Vakit
8 Mayıs 2007 tarihinde Önce Vatan
9 Mayıs 2007 tarihinde Yeni Şafak
10 Mayıs 2007 tarihinde Türkiye gazetelerinde yayınlanmıştır.

(https://islamterorulanetler.com/tr/Eser-Tipi/5440/Türk-Milleti-ni-Barbarlar-Olarak-Tanımlayan-Darwinist-İdeolojiler-Fikri-Mücade-ile)

 

 

 

“Darwinist Dünya Diktatörlüğü Bütün Dünyadan Özür Dilesin”

Bu tam sayfa ilan;

27 Eylül 2008 tarihinde Vakit

27 Eylül 2008 tarihinde Önce Vatan

28 Eylül 2008 tarihinde Milli Gazete

28 Eylül 2008 tarihinde Yeni Şafak

28 Eylül 2008 tarihinde Yeni Çağ

30 Eylül 2008 tarihinde Yeni Çağ

1 Ekim 2008 tarihinde Vakit

3 Ekim 2008 tarihinde Milli Gazete

3 Ekim 2008 tarihinde Önce Vatan

gazetelerinde yayınlanmıştır.

 

(https://www.harunyahya.web.tr/tr/Eser-Tipi/9580/Darwinist-Dünya-Diktatörlüğü-Bütün-Dünyadan-Özür-Dilesin)

 

1.1.1.            TÜRK İSLAM BİRLİĞİ’Nİ KONU ALAN GAZETE İLANLARINDAN BİR KISMI

 

Türkiye'nin Liderliğinde Türk Birliğinin Desteğinde Türk-İslam Birliği”

Bu tam sayfa ilan;

28 Haziran 2008 tarihinde Vakit
28 Haziran 2008 tarihinde Önce Vatan
30 Haziran 2008 tarihinde Vakit
30 Haziran 2008 tarihinde Yeni Çağ
gazetelerinde yayınlanmıştır.

(https://www.harunyahya.web.tr/tr/Eser-Tipi/8161/Türkiye-nin-Liderliğinde-Türk-Birliğinin-Desteğinde-Türk-İslam-Birliği)

 

“Türk-İslam Birliği Neden Gereklidir?”



Bu tam sayfa ilan;

24 Haziran 2008 tarihinde Vakit             

24 Haziran 2008 tarihinde Yeni Şafak

24 Haziran 2008 tarihinde Yeni Çağ     

25 Haziran 2008 tarihinde Önce Vatan               

gazetelerinde yayınlanmıştır.

 

(https://www.harunyahya.web.tr/tr/Eser-Tipi/8141/Türk-İslam-Birliği-Neden-Gereklidir)

Kerkük Sorununa Çözüm Türk-İslam Birliğidir”

Bu tam sayfa ilan;

17 Haziran 2008 tarihinde Milli Gazete 
17 Haziran 2008 tarihinde Yeni Şafak
17 Haziran 2008 tarihinde Önce Vatan
18 Haziran 2008 tarihinde Vakit
18 Haziran 2008 tarihinde Yeni Çağ
25 Haziran 2008 tarihinde Vakit
gazetelerinde yayınlanmıştır.

 

(https://www.harunyahya.web.tr/tr/Eser-Tipi/8129/Kerkük-Sorununa-Çözüm-Türk-İslam-Birliğidir)

 

“İki Devlet Tek Millet Olarak Azerbaycan-Türkiye Birleşsin”

Bu tam sayfa ilan;

29 Mayıs 2008 tarihinde Vakit
9 Haziran 2008 tarihinde Vakit
10 Haziran 2008 tarihinde Yeni Şafak
12 Haziran 2008 tarihinde Önce Vatan
12 Haziran 2008 tarihinde Yeni Şafak
13 Haziran 2008 tarihinde Yeni Çağ
gazetelerinde yayınlanmıştır. 

 

(https://www.harunyahya.web.tr/tr/Eser-Tipi/8059/İki-Devlet-Tek-Millet-Olarak-Azerbaycan-Türkiye-Birleşsin)

 

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının tüm bu faaliyetleri sonucunda Türkiye’de sağın zemini çok güçlü bir şekilde yerleşmiştir.

 

SONUÇ

 

Sayın Adnan Oktar’ın 80’li yıllarda başlayan ve kesintisiz olarak günümüze kadar devam eden anti Darwinist, anti materyalist ilmi çalışmaları yurt çapında milli ve manevi bilince sahip bir neslin yetişmesine vesile olmuştur.

Bu fikri faaliyetlerle kendini yetiştiren ve bilinçlenen halkımız da “maneviyatı, milli ve manevi değerleri koruyan” sağ görüş etrafında toplanmaya, modern ve milli sağ liderleri güçlü bir şekilde desteklemeye başlamıştır.

Böylece Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının teşvikleri, tavsiyeleri ve fikri çalışmaları neticesinde felsefi zemini milletimizin istediği şekilde oluşmuş olan AK Parti iktidara gelmiştir ve uzun yıllardır halkımızın desteklediği bir parti olarak iktidarına devam etmektedir.

Görüldüğü üzere Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları dışında hükümetimizin fikri zemininin oluşmasına ve iktidarına hizmet eden ikinci bir topluluk daha bulunmamaktadır.

Daha yeni Daha eski