Adnan Oktar’ın arkadaşlarının mahkemedeki ifadelerinden bölümler:

Didem Ürer: Biz hayatımız boyunca trafik cezası bile almamış insanlarız. 15 aydır cezaevindeyiz ama. Cezaevinde son derece zor şartlarda yaşadık. 3-5 tane aile yüzünden, 200 aile mağdur edildi. Cezaevinde olduklarından, tedavi ettiremedikleri için annelerini babalarını kaybeden arkadaşlarım oldu. Biz yine de Devletimize sadığız ama bunlar yadsınamaz gerçekler.

Bora Yıldız:  “Arkadaşlarımla tanıştığımda kızgın çölde su bulmuş gibi oldum. Adnan Oktar’ın kitaplarını okudum, kitaplarını da okumayan çok az kişi vardır. Kuran ahlakını burada gördüm. Adnan Oktar bize sadece ‘Kuran’ı okuyun’ dedi. Ben tek başıma olsaydım dinimin bir kısmını yaşayabilirdim sadece. Buradaki arkadaşlarımın faaliyetleri vesilesiyle farklı şehirlerde Allah’ın varlığının anlatılması için binlerce konferans verdim. Bu yaşamı tercih ettiğimden dolayı ailemden baskı görmedim. Tam tersi oldu. Annem binlerce kez Allah razı olsun demiştir. Annem ve babam bu camiayla, Adnan Bey ile görüşmem için teşvik eder” 

Kartal İş: Modern insanların İslam’ı yaşayamayacağını düşünüyordum. Namazı merak ettim, araştırdım ama uygulaması çok zor geldi. Deist olmaya karar verdim. Daha sonra kuzenim Yahudilik Masonluk kitabını verdi. Onu okuduktan sonra dine ilgim arttı. Kuran’a göre yaşamanın doğru olduğunu gördüm. Hakimin ‘Babanız size hiç bu grupla görüşme dedi mi?’ sorusu üzerine: Kartal İş, “Babamla birlikte okuduk Yahudilik Masonluk kitabını. Hatta ona masonluk teklif edildi. Kabul etmedi bu kitabı okuduğu için. Babam hep bizi desteklemiştir.” şeklinde cevap verdi.

Görkem Erdoğan: “Ailem ile görüşmediğimiz iddiası tamamen yalan. Ailem ile ilişkilerim her zaman iyiydi ve sürekli görüşüyoruz. Mesela operasyondan hemen önce annemle Bağdat Caddesi’nde yemek yemiştik. Fotoğraflarımız da var.”

Eda Babuna: “Aileyi kökünden dinamitleyen yapı biz değil, husumet çetesidir. Annem kandırıldı, bu grupların etkisi altına girdi ve algı operasyonunda malzeme olarak kullanıldı. Ailemizin parçalanmasına, babamın vefat etmesine sebep oldular.”

Eda Babuna: “Babam Sn. Adnan Oktar’ı çok seviyordu. Ünlü bir profesörün Adnan Bey’e destek vermesinden rahatsız olanlar oldu. Baskı kurup babamı etkileri altına aldılar. Doktorluk lisansının iptal edilmesiyle tehdit edildi. Babam bizden habersiz olarak, Adnan Bey aleyhinde ifade vermek zorunda bırakıldı. Evimize saldıranlar oldu, bombalı eylem pankartları asıldı. Bütün bu olaylardan sonra evden ayrılma kararı aldık.”

Erkan Seyhan: “Sözde mağdur ailelerden bahsediliyor. Asıl mağdur olan bu ailelerin cezaevindeki çocuklarıdır. Asıl mağdur olan biz cezaevine girince dışarıda yalnız kalan ailelerimizdir. Benim ailem Sn. Adnan Oktar’ı ve arkadaşlarımı çok seviyorlar. Beni her aradıklarında sevgilerini selamlarını yollarlar. Adnan Bey’den de, benden de, arkadaşlarımdan da Allah için razılar.”

Kübra Yıldırım: Örgüt evi iddialarını asla kabul etmiyorum. Ben sürekli ailemle görüşen bir insanım. Kaldığım evde de hep Allah’ı anarız, Kuran okuruz, sohbet ederiz, eğleniriz.

Kübra Yıldırım: Aileler sözde Sn. Adnan Oktar’a karşıymış gibi bir algı yaratılıyor. Halbuki benim annem, babam, abim Adnan Bey’i çok seviyorlar. Hep ziyarete gelirler. Beraber fotoğraf da çektirirler.

Sinem Tezyapar: Bizim tutuklanmamızın ardından 200 aile mağdur oldu. İçlerinden vefat edenler oldu. Noyan, Esma, Elif, Pelin, Serap, Elvan, Burak’ın ailelerinden vefat edenler oldu. Ailelerimize maddi/manevi linç yapıldı. Mağdur edildiler.

Noyan Orcan: Babam 2012’de kanser hastası oldu. Ofise yakın bir yerde ev tuttum. Annem ve babamla birlikte yaşıyordum. Babam çok hastaydı, makineye bağlı yaşıyordu. Tutuklandıktan sonra babamla ilgilenebilecek tek kişi ben olduğum için onunla ilgilenmeyi talep ettim, reddedildi. Babam 2 ay sonra vefat etti.

Daha yeni Daha eski