Adnan Oktar’ın arkadaşlarının mahkemedeki ifadelerinden bölümler:

Gökalp Barlan: “Çağla Ç. sözde tecavüze uğradığı kişilerle kız kardeşlerini neden tanıştırıyor? Neden güya tecavüze uğradığı yere kız kardeşlerini getiriyor? Korkutularak şikayetçi yapıldığı çok açık.”

Gökalp Barlan: “Beril K.’nın emniyetteki ilk ifadesinde hiçbir şikayet yok. 6 ay sonra etkin pişmanlıktan yararlanmak için verdiği ifadede ise hem ‘göz göze bile gelemezdik’ diyor; hem de bu erkeklerin güya tecavüzüne uğradığını iddia ediyor. Biz bu iftiralarla hapishanede tutuluyoruz.”

Gökalp Barlan: “Beril K. ile Çağla. Ç ilk ifadelerinde sözde cinsel saldırılardan hiç bahsetmiyorlar. 6 ay birlikte aynı koğuşta kalıyorlar. İftira çetesinin baskıları sonucu verdikleri ikinci ifadelerinde ise sözde esir kızlardan bahsediyorlar. Ama bahsettikleri bayanların hiçbiri ‘esirim’ demiyor. 15 aydır tutuklu olmalarına rağmen onlar gibi iftira atmıyorlar.”

Gökalp Barlan: “Beril K. madem cezaevinde özgürlüğüne kavuştu, neden cezaevindeyken aylarca boyunca bizden herkese sevgi ve özlem dolu mektuplar yazdı?”

Gökalp Barlan: “Beril K. Gülay Pınarbaşı ve Serap Akıncıoğlu’nun güya zorla kapandığından bahsediyor. Oysa bu hanımlar kapandığı tarihlerde Beril K. daha 4 yaşında. Beril daha 4 yaşındayken bunu gördüğünü, bildiğini iddia ediyor.”

Gökalp Barlan: “Merve T.’nin ifadelerinde çok fazla aleni yalan ve çelişki var. Merve T’nin 2012’de kaldığını iddia ettiği ev 2014’te tutulmuştu. Beril K. ile aynı evde kaldığını da anlatıyor ama Beril K. kabul etmiyor. Emre K. ile ilişkisi olduğundan bahsediyor ama sonradan iftiracı olup tahliye edilen Emre K.’de bunu reddediyor.”

Gökalp Barlan: ” Hanife A. baskıyla verdiği ifadesine göre güya yıllarca dayak yiyor, güya yıllarca tecavüze uğruyor. Ama sözde kötü örgüt olduğumuz yıllar sonra İdil S.’den öğreniyor. İşte bu çelişkiler müşteki kızların nasıl korku ve baskıyla iftiracı yapıldığını ortaya koyuyor.”

Gökalp Barlan: “Çağla Ç.’nin ifadeleri çelişkilerle dolu. Çağla Ç. ifadesinde “herkes saygılıydı” diyor. Madem güya zorla tutuluyor, polisi gördüğünde hiçbir şey söylemiyor. 6 ay hapishanede kalıyor, hiçbir şey söylemiyor. Hatta arkadaşlarına mektup yazıyor. Ama sonra iftira çetesinin baskıları sonucu bize iftira atarak etkin pişmanlıktan yararlanıyor.”

Gökalp Barlan: “Beril K. her gün A9 TV’de canlı yayınlara çıkıyordu, madem sözde esir hayatı yaşıyordu, yayınlarda 1 kez bile ‘beni kurtarın’ dese, polis hemen gelirdi. Yıllarda aramızda çok mutlu yaşadı. Beril K. iftira çetesinin baskılarına ve cezaevi koşullarına dayanamadığı için gerçek dışı beyanlar verdi.”

Gülşah Güçyetmez: “Birbirimize imparatoriçe diyoruz diye Ayça P. örgüt iftirası atıyor. Espri amaçlı birbirimize imparatoriçe deriz. Beğenilme ifadesidir. Ayça P. kendisine söylenmediği ve beğenilmediği için kıskanmış, iftira atmış.”

Gülşah Güçyetmez: “Çağla Ç. ile aynı cezaevinde kalıyorduk. Odalarımız buz gibiydi, kıyafetlerimiz de alındı. İşkence odası gibiydi. Çağla Ç. bu ağır şartlara 6 ay dayanabildi. Kumpas çetesinin bir avukatı “yıllarca çıkamayacaksın” diye Çağla Ç’ye baskı yapınca iftiracı olmaya karar verdi. Bu iftiraları da cezaevinden çıkabilmek için attı.”

Damla Pamir: “Cezaevinde 3 adımlık tecrit koğuşuna alındık. Sürekli kavgalar oluyordu. Odalar buz gibiydi, küflüydü. 1 hafta musluktan su içtik. Kıyafetlerimizi de aldılar. Beril K. bu ortama dayanamadığı için iftira attı ve cezaevinden çıktı.”

Damla Pamir: “Ağır romatizma hastalığım sebebiyle Adnan bey bana çok ihtimam gösterirdi. Beril K. Adnan Bey’in bana olan ilgisini kıskandığı için iftira atıyor.”

Damla Pamir: “Fikirlerimi bilimsel anlamda çürütemedikleri için iftiralar ile bizi karalamaya çalışıyorlar.”

Aylin Kocaman: Müştekiler aynı iftiraları atarken bile çelişiyorlar Ayça P. “Sözde turnike sistemine şahit olmadı” diyorken, Ebru A. neye dayanarak bu iğrenç iftirayı atıyor belli değil. Ayrıca Sn. Adnan Oktar’ın böyle bir şeye ihtiyacı yok, bayanlar zaten hayran ona.”

Görkem Erdoğan: “Bahar B. ile 1 yıl birlikte yaşadım. İddia ettiği gibi gayriahlaki bir ortam asla olmadı, tamamen kendisi kurgulamış. A9 TV bir iş yeri, her gün misafirler ağırlanıyor. Gayriahlaki bir ortam asla söz konusu değil.”

Ayşe Koç: “Bahar B.’nin çok fazla rahatsızlığı vardı. Her şeyiyle biz ilgilendik. Tüm sağlık masraflarını biz karşıladık. Bahar B.’nin şimdi böyle iftiralar atması hiç vicdani değil.”

Ayşe Koç: “Ece K. sözde darp edildiğine dair iftira atıyor. Ece K. 50 yaşında ve 30 yıldır Adnan Bey’in yanında. Darp edilseydi 30 sene yanımızda durur muydu? Benim anneme ve babama Adnan Bey’i nasıl sevdiğini anlatır mıydı?

Ayşe Koç: “Emin K. ifadesi ile Türkan A. ifadesi noktasına virgülüne kadar aynı. Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Aleyhimizdeki ifadelerin noktasına, virgülüne kadar aynı olması kumpasın apaçık kanıtıdır.”

Ayşe Koç: “Beril K. sosyal medya paylaşımlarında cep telefonu ile AVM’de video çekiyor. Cep telefonu olan bir insan zorla tutuluyor olabilir mi? Ayrıca Beril K.’nin annesi ve teyzesi de sık sık Adnan Bey’i görmeye gelirdi. Beril K. çok naif bir kız olduğu için cezaevi şartlarına dayanamadı. Dışarı çıkabilmek için bu iftiraları attı.

Ayşe Koç: “Çağla Ç. Sn. Adnan Oktar’ı canı gibi severdi. Cezaevindeyken de Adnan Bey’e sevgi mektupları gönderiyordu. Çağla Ç.’nin gerçek hisleri bunlar. Çağla Ç. cezaevi şartlarına dayanamadığı için Adnan Bey’e iftira atarak dışarı çıktı.”

Ayşe Koç: “Ebru A.’nın iftira attığı tarihte ben 13 yaşındayım, kız kardeşim Nilüfer’de 10 yaşında. Daha Adnan Bey ile tanışmamıştık. Ebru A. iftira atarken yaşımızı hesaba katmamış.”

Eda Babuna: “Müşteki bayanların durumu birbirine benziyor. Ayça P.’de cezaevine girince çok korktu. Hücreye kapattılar, dayanamadı, iftira atmaya mecbur hissetti kendisi.”

Eda Babuna: “Babam Sn. Adnan Oktar’ı çok seviyordu. Ünlü bir profesörün Adnan Bey’e destek vermesinden rahatsız olanlar oldu. Baskı kurup babamı etkileri altına aldılar. Doktorluk lisansının iptal edilmesiyle tehdit edildi. Babam bizden habersiz olarak, Adnan Bey aleyhinde ifade vermek zorunda bırakıldı. Evimize saldıranlar oldu, bombalı eylem pankartları asıldı. Bütün bu olaylardan sonra evden ayrılma kararı aldık.”

Erkan Seyhan: “Nilgün S. bizim yanımızda yaşayıp sözde kötü insanlar olduğumuzu başkasından duyduğunu söylüyor. Fakat bizle yaşamaya da devam ediyor. Cezaevi şartları görünce bir anda bu iftiralara inanmaya karar veriyor. Gerçekten inansa bizle görüşmeye devam eder miydi? yıllarca da hiçbir şikayette bulunmamış.”

Aslı Efeoğlu: “Ayça P. cezaevinden çıkamayacak diye çok korkmuştu. Kendini kurtarabilmek için iftira attı. Bu iftiraları asla kabul etmiyorum. Adnan Bey hepimizin iyiliği, sağlığı, mutluluğu için çaba harcar.”

Aslıhan Hantal: “Serpil E. Koç Üniversitesi’nde dekan yardımcısıydı. Özkan M. “Koç Üniversitesi’ni patlatacağız” şeklinde paylaşım yapınca Serpil E. işini kaybetmekten çok korktu. “Cezaevine gireceksin ve çıkamayacaksın” diye kendisini korkuttukları için bizlere iftira attı.”

Yasemin Kiriş: 11 Temmuz’da tutuklandığımızda bize iki seçenek sunuldu. “Ya hayatınızın sonuna kadar cezaevinde kalırsınız ya da Sn. Adnan Oktar’a iftira atıp dışarı çıkarsınız” dediler. Cezaevi şartlarına dayanamayan birkaç kişi bu şekilde iftira atıp dışarı çıktı.

Ceyda Ertüzün: “Ayça P.’yi 20 yıldır tanıyorum. Hastalıkları vardı. Alerjik şok geçiriyordu. Adnan Bey ve arkadaşlarım Ayça P.’nin hayatını kurtardılar. Bizlere attığı iftiraları cezaevinden çıkabilmek için ölüm korkusuyla attı.”

Ceyda Ertüzün: “Yıldız A. ve Muazzez A.’nın iftiralarını asla kabul etmiyorum. Hastalıkları olduğunu biliyorum. Cezaevine atılmaktan, 50-60 yıl çıkamamaktan ve orada ölmekten korktukları için kumpas çetesinin iftira atma baskısını kabul ettiler.”

Kübra Yıldırım: Tacize uğrasam ortalığı ayağa kaldırırım. Asla böyle bir şey yaşamadım. Merve T. cezaevine girmekten korktuğu için bana, tacize uğradığıma dair iftira atmış. Halbuki ben o tarihlerde Almanya’da yaşıyordum ve Adnan Bey ile daha tanışmamıştım. Ayrıca Adnan Bey tertemiz bir Müslüman, asla böyle bir şey yapmaz.

Kübra Yıldırım: Adnan Bey’e iftira atmamız için cezaevi şartlarını bizim için olabildiğince zorlaştırdılar. Emniyette sadece 12 saatte bir elimizi yüzümüzü yıkamamıza izin veriyorlardı. Herkese tanınan imkanlar bize tanınmadı.

Zeynep Yalçın: Tutuklandığımda Altuğ E. yanımdaydı, ‘inşaAllah aklanacağız’ dedi. İftira atacak ruh halinde değildi. Hatta Burak A. etkin pişman olacaktı, Altuğ E. onunla konuştu, vazgeçirdi. Sonradan Burak A. etkin pişman oldu. Ama Altuğ E. baskılara dayanamadı ve iftira atarak etkin pişman oldu.

Deniz Tanık: Altuğ E. ve Beril K. 6-7 ay hapiste çok zor bir ortamda tutuldu. Asıl iradenin fesada uğratılması Altuğ E. ve  Beril K. için geçerlidir.

Korkut Yasa: Mustafa A. bana mektup yazdı: ‘Ben iftiracı oldum, umarım kimse zarar görmez. Buradan kurtulmam lazım.’ diye.

Oğuzhan Sevinç: Emre K. ile 3 ay aynı koğuşta kaldım. Sonra o başka koğuşa geçti. ‘Bu kadar masum insanın hakkını aldılar’ diyordu. Ama sonra iftiracı oldu.

Sinem Tezyapar: Avukat Fatih D. birkaç ifade vermiş. İfadeleri yeterli görülmüyor. Babası vefat ediyor, dilekçe yazıyor. Yine tahliye olmuyor. Tekrar ifadesi isteniyor, söylemesi istenen şeyleri söyleyince yani iftira atınca tahliye oluyor. Söyleyene kadar büyük bir baskı söz konusu.

Alev Babuna: Ece K.’ya ailesi çok baskı yaptı. Ece K.’nin cezaevindeyken her gece tansiyonu çıkıyordu, sağlıkçıları çağırıyordu, “dayanamıyorum” diyordu. Sonra bize iftira atarak çıktı. Ece K.’da 1999’da gözaltına alınmıştı, 20 yıl önceki iftiraları söylemiş.

Aslınur Alçakakan: Çağla Ç. normalde Sn. Adnan Oktar’ı canı gibi sever. Gerçek dışı konuşuyor. Zorlu cezaevi koşullarına dayanamadı, Beril K. da onu ikna etmiş, etkin pişman oldu. Suç örgütü iftirası atabilmeleri için sözde korku ortamı olduğunu söylemeleri gerektiğinden Çağla Ç. böyle iftira atmış.

Daha yeni Daha eski