İngiliz derin devletinin Türkiye ile ilgili önemli planlarından biri de zatıalinizin liderliğine son vermektir.

İngiliz derin devleti hiçbir ülkede bağımsız, halk tarafından desteklenen ve sağlam karakterli bir liderin görevde olmasını istememektedir. Tarihi boyunca bu stratejiyi güden İngiliz derin devleti, Türkiye’de tam da bu isteğine zıt şahsiyetli, milli bir liderle karşı karşıya kalmıştır. Zatıaliniz, halkımız tarafından yerli, milli, geniş vizyon sahibi olan, dindar, dindarları ve dini değerleri koruyan güçlü bir lider olarak kabul edilmektesiniz.

İngiliz derin devleti, hükmedemediği ve benimsemediği türden bir lider olduğunuz için zatıalinizi devirmek istemektedir. İngiliz derin devletinin son dönemde bu hedef doğrultusundaki en büyük adımı 15 Temmuz 2016 tarihinde atılmıştır. Nitekim bu tarihteki darbe girişiminin hemen ardından gerçekleştirilmesi düşünülen işgal planı, İngiliz derin devleti ile FETÖ arasındaki bağı da ortaya çıkarmıştır.

Zatıalinizin yönetimden alınması amacıyla da yürürlüğe sokulan Türkiye’yi işgal planı ilk kez bugün ortaya çıkmış değildir. 2016 yılında darbe eşliğinde düşünülen son işgal girişiminin geçmişi neredeyse 100 yıl öncesine; Osmanlıyı parçalayan Sykes-Picot Anlaşması’na kadar gitmektedir. Osmanlıyı parçalama amacıyla düzenlenen Sykes-Picot Anlaşması’nın ve Anadolu’yu parçalayan Sevr’in ön gördüğü harita bugün hala yürürlüktedir. İlk haline göre ufak tefek farklılıklar gösteren bu harita Haziran 2006’da ABD Ordusu’nun resmi yayın organı olan Armed Forces Journal‘de, yayınlanan Albay Ralph Peters imzalı “Kanlı sınırlar” başlıklı makalede ortaya çıkmıştır. Aşağıda söz konusu harita yer almaktadır:

 

İşte haritadaki bu sınırları yaklaşık 200 yıldır hayal eden İngiliz derin devleti dün nasıl Osmanlı'yı parçalamak için Arapları kullanmışsa bugün de Türkiye’yi parçalamak için hem PKK’yı hem de FETÖ’yü beraber kullanmaktadır.

İngiliz derin devletine göre, FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimi sadece Türkiye’deki yönetim değişikliğiyle sonuçlanmayacaktı. Nitekim darbe girişiminden bu yana ortaya çıkan gerçeklere baktığımızda, girişimdeki diğer hedeflerin iç savaş çıkarmak ve bu bahane ile ülkemizi işgal etmek, nihai olarak da Güney Doğu Anadolu’yu Türkiye’den koparmak olduğu görülmektedir.

Bu noktada, FETÖ liderinin bir konuşması dikkat çekici hale gelmektedir. Bilindiği gibi vatan haini Fetullah Gülen, bir konuşmasında, tabanını bu işgale hazırlayan bir açıklama yapmıştır. Gülen Haçlının ülkenizi işgal etmesi, çok tehlikeli değildir; çünkü sizin ve onların arasında kırmızı çizgiler vardır. Bir kere onlar, sizin kadınlarınıza kızlarınıza ilişmezler, mâbedinize ilişmezler; ilişmemiş Haçlılar diyerek 15 Temmuz girişiminin asıl gayesini açık etmiştir. Nitekim İngiliz Daily Express Gazetesi de, İngiliz hükümetinin 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle Türkiye'ye yönelik askeri bir operasyon planladığını, hatta bu görevi gerçekleştirecek askerleri Güney Kıbrıs'ta bulunan İngiliz üssüne gönderdiğini yazmıştır. İngiliz basınında yayınlanan, "SAS Troops Poised to EVACUATE Britons From Turkey Amid Fear of SECOND Military Coup" (İkinci Bir Askeri Darbe Korkusuyla İngilizleri Türkiye'den Tahliye Etmek İçin SAS Askeri Birlikleri Hazırdı) başlıklı yazıda şu ifadeler dikkat çekmektedir:

“Acil durum planları hazırlayan savunma yetkilileri ve silah donanmış askerler, Özel Kuvvetler Destek Mangası'yla beraber gözde bölgelere uçarak turistleri ve aileleri evlerinde güven içerisinde tutmak için hazırlar.” (https://www.express.co.uk/news/uk/692730/SAS-troops-poised-to-EVACUATE-Britons-from-Turkey-amid-fear-of-SECOND-military-coup)

Haberde, İngiliz askerlerinin Türkiye'ye güya "İngiliz turistleri kurtarmak için" girecekleri yazılmıştır. Dahası habere göre İngiliz askerleri bu operasyona müdahale etmeye kalkışacak "yerel isyancılara" ateş etmekte serbest olacaklardı. Senaryonun devamında “güvenli bölge” olarak tanımlanan işgal bölgelerine de yer verilmiştir. Anlaşılan, İngiliz birlikleri Türkiye içerisinde ''güvenli bölgeler'' oluşturacaklar ve havalimanları İngiliz vatandaşlarının havayolu ile ülkeden çıkarılmaları için kullanılacaktı. Önce pek çoğu Lübnan'a götürülmek üzere SAS komandoları eşliğinde tahliye başlatacaklardı.

15 Temmuz 2016 tarihli işgal girişiminde dikkati çeken bir başka husus da İngiliz derin devletinin, darbe girişimi başlar başlamaz etkin olduğu kurumlar üzerinden zatıaliniz aleyhinde kara propagandaya başlamış olmasıdır. Bunlardan birinde, İngiltere’nin ünlü Mirror Gazetesi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe girişimi başladıktan hemen sonra güya özel jetiyle ülkemizden kaçtığı yalanını uydurup tüm dünyaya yaymıştır:

 

AŞAĞIDAKİ HABER KARA PROPAGANDA AMAÇLI GERÇEKDIŞI BİR HABERDİR!!!


Burada sadece çok özet olarak sunduğumuz bazı bilgilerden de anlaşıldığı üzere, İngiliz derin devleti FETÖ’nün darbe girişimini organize ederek ülkemizde bir işgal yapmayı hedeflemiş, böylelikle de zatıalinizi devirmeye çalışmıştır. Ancak bu çirkin planlar tarihte örneği defalarca yaşandığı gibi milletimiz tarafından bozulmuş, Türkiye işgal edilememiş, zatıaliniz kutlu görevine devam etmiştir.

İşte bu noktada İngiliz derin devletinin darbe girişimiyle bağlantılı olarak hazırladığı B planı devreye girmiştir. Bu plana göre, zatialiniz milletin size verdiği desteğin azaltılması suretiyle güya görevden alınacaktır. O halde burada bakmamız gereken ilk husus, zatıalinize kimlerin destek verdiğidir.

Zatıalinize en güçlü destek verenler arasında herkesin bildiği üzere cemaatlerin çok önemli yeri vardır. Cemaatler bugün, hükümetimizin ve zatıalinizin güçlü bir şekilde iktidarda kalmasını sağladığı gibi yüzyıllardır İslam’ın bu topraklarda bayrağının dalgalanmasına da vesile olmaktadırlar. Bu durum, herkesin de dikkatini çektiği gibi İngiliz derin devletinin menfaatleri ve hedefleriyle ters düşmektedir. Demek istediğimiz şudur ki, genel stratejisine bakıldığında cemaatlerin İngiliz derin devleti tarafından hedef alınmaması mümkün değildir. Zaten beklenen olmuş, cemaatler FETÖ üzerinden yürütülen bir algı operasyonuyla topyekûn tehlikeli yapılar gibi gösterilerek hedef haline getirilmişlerdir.

HER NE KADAR CEMAAT OLARAK NİTELENDİREMEYECEK OLSAK DA BURADA EN BÜYÜK PAY MÜSLÜMAN BİR SİVİL TOPLUM GRUBU OLAN SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARIMIZA DÜŞMÜŞTÜR. SAYIN ADNAN OKTAR'IN ÖNCÜLÜĞÜNDE ZATIALİNİZE 25 YILDIR KESİNTİSİZ DESTEK VEREN CAMİAMIZ, SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN ZAYIFLATILMASI AMACIYLA İFTİRALAR ÜZERİNE KURULU BİR KOMPLOYA UĞRATILMIŞLARDIR. ZATIALİNİZE SADECE TÜRKİYE’DE DEĞİL TÜM DÜNYADA EN GÜÇLÜ AKILCI VE BİLİMSEL DESTEĞİ VEREN TOPLULUK OLAN CAMİAMIZ SUSTURULMAYA ÇALIŞILMIŞTIR. BÖYLELİKLE ZATIALİNİZİN MİLLETİNDEN ALDIĞI GÜÇ ZAYIFLATILMAK İSTENMİŞTİR. ÇÜNKÜ SAYIN ADNAN OKTAR, DEVLETİN VE MİLLETİN FAYDASINA OLAN HER KONUDA OLDUĞU GİBİ ZATIALİNİZE SAHİP ÇIKILMASINI, ŞER GÜÇLERE KARŞI HER DAİM KORUNUP KOLLANMASINI ISRARLA GÜNDEM YAPAN AZ SAYIDAKİ AYDINDAN BİRİSİDİR.

Sayın Adnan Oktar, önceki devirlerde Abdülaziz Han ve Mustafa Kemal Atatürk gibi liderler nasıl yalnızlaştırılmışsa zatıalinizin de yalnızlaştırılmak istendiğini birçok kez dile getirmiştir. Bunlardan biri şöyledir:

“Tayyip Hocam’ı yalnızlaştırmak istiyorlar buna çok dikkat etmek lazım.

Bunu Atatürk’e de yaptılar, Abdülaziz’e yaptılarbirçok Osmanlı sultanlarının hemen hemen tamamına yapmışlardır.

Etrafını sarıp yalnızlaştırıp ondan sonra istediklerini yaptırtmak.

Şimdi Tayyip Hoca’ya onu yapıyorlar benim gördüğüm.

Önce onu destekleyen böyle etkili güçleri etkisiz hale getirmeye çalışıyorlar.” (12 Şubat 2018 A9 TV Canlı yayın konuşmasından kesit)

Vurgulamak istediğimiz şey, Sayın Adnan Oktar’ın zatıalinizin yalnızlaştırılması oyununu, yurt içi ve yurt dışında Devletimizin ve Hükümetimizin tezlerini en iyi şekilde savunarak bozmak isteyen bir kişi olduğudur.

SAYIN ADNAN OKTAR’IN KONUYA AÇIKLIK GETİREN KONUŞMALARINDAN BİRİ DE ŞÖYLEDİR:

“Şimdi en iyi etkili güçlerden biri benim Tayyip Hoca’yı destekleyen.

Çünkü ben modern gençliği de Tayyip Hoca’ya teşvik ediyorum.

Şimdi bak, dekolte hanımları da diskoya giden gençleri de gazinoya giden insanları da plaja giden insanları da ben onları da AK Parti’ye çekiyorum, Tayyip Hoca’ya çekiyorum.

İşte oradaki desteği biz sağlıyoruzAz da olsa olan veya çok da olsa olan o desteğe vesile oluyoruz.

Plajdaki insan da destekliyor şu an, dekolte hanımlar da destekliyor, müzik dinleyenler de dans edenler de gazinoya gidenler de onlar da destekliyor vesile oluyorum.

Şimdi mühim bir kanalı kapatmak istiyorlar adamlar kafalarınca.” (12 Şubat 2018 A9 TV Canlı yayın konuşmasından kesit)

Demek istediğimiz şudur ki, Türkiye’de her görüşten insanın özgürce yaşadığını ve konuştuğunu gösteren, İSLAM İLE MODERN HAYATIN BİR ARADA YAŞANABİLECEĞİNİ ORTAYA KOYAN SAYIN ADNAN OKTAR VE CAMİAMIZIN SALDIRIYA UĞRAMASI ASLINDA ZATIALİNİZE YAPILMIŞ BİR SALDIRIDIR. Ülkemizi güya bağnaz bir anlayışın yönettiği, modern Müslümanların güya Türkiye’de istenmediği imajını hem halkımıza hem de dış dünyaya verme amaçlıdır.

Bunlara ilaveten belirtmek gerekir ki Sayın Adnan Oktar ülkemizi etkileyecek önemli gelişmeler karşısında zatıalinize acil ihtiyaç duyulan ilmi, fikri ve manevi desteği hep vermeye çalışmış bir kişidir. DOLAYISIYLA SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARIMIZA KURULAN KOMPLONUN ZATIALİNİZE KARŞI DA KURULMUŞ OLAN BİR KOMPLO OLDUĞUNU SÖYLEMEK ABARTI BİR GÖRÜŞ DEĞİL, SON DERECE MANTIKLI VE GERÇEKÇİ BİR GÖRÜŞTÜR.

Ancak buraya kadar yaptığımız tespitlerin daha net anlaşılması bakımından Türkiye’nin içinde bulunduğu bazı olumsuz koşulların bu mektup aracılığıyla bir kez daha gündeme getirilmesi gerekmektedir.

Daha yeni Daha eski