Müslümanların Allah yolunda birlik olmaları farz-ı ayındır. Bu birlik, güzel kulluk ve takva için olmalıdır. Tevhid inancı bunu ister. Yüce Rabbimiz hepimize özel ve şerefli bir görev vermiştir. Bu görev, Yüce Allah’ın adını duyurmak, dinini yaymak, İlahî emir ve hükümleri yaşamak ve bu yolda var gücüyle gayret göstermektir. Kâinatta var oluşumuzun asıl gayesi budur.

Kuran-ı Kerim’de müminlerin birlik olmalarının emredildiği birçok ayet yer almaktadır:

“Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun”. (Tevbe Suresi,119) 

“Onlar, mü'minleri bırakıp kafirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Halbuki bütün izzet ve şeref Allah'a aittir.” (Nisa Suresi,139)

“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve dağılıp ayrılığa düşmeyin. Allah’ın size olan nimetlerini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmiş ve O’nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi o kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.” (Âl-i İmrân Suresi, 103)

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları birbirlerini çok sevdikleri ve birbirlerine sahip çıktıkları için, Allah’ın Kuran- Kerim’de bildirdiği önemli bir hükmü yerine getirmek için bir aradadırlar. Kuran-ı Kerim’in bildirdiği bir emri yerine getirmek -haşa- asla suç olarak değerlendirilemez. Bu nedenle Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımızın arasındaki birlik SUÇ ÖRGÜTÜ OLARAK ASLA VE ASLA YORUMLANAMAZ. Hasta iken birbirlerine bakan, evini arkadaşlarına açan, her kadına kendi annesi, kendi kızıymış gibi sahip çıkan, birbirini koruyan bir arkadaş topluluğu, suç örgütü değildir. Ancak Allah’ın farz kıldığı ve uygulaması gereken velayet sistemini uygulayan Müslümanların bir araya gelerek oluşturdukları bir arkadaş topluluğudur. 

Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v) de cemaat olmayı emretmiş, ayrılıktan, tefrikadan müminleri şiddetle men etmiştir:

Cemaat hâlinde olmanız gerekir. Ayrılıktan sakının. Şüphesiz şeytan tek kalanla beraberdir. Kim iman selametiyle ölüp cennetin tam ortasında olmak istiyorsa cemaate yapışsın. Kimi iyilikleri sevindiriyor, kötülükleri üzüyorsa o kâmil bir mümindir.”  (Tirmizî,Fiten,7;Ahmed b. Hanbel,el-Müsned,I18;Hâkim,en-Neysa-bûrî, el-Müstedrek,I,114).

“Şüphesiz Allah Teala ümmetimi sapıklık ve fitne üzerinde bir araya getirmez. Allah’ın eli (rahmet desteği) cemaatle birliktedir. Kim cemaatten ayrılırsa ateşe gider.” (Tirmizî,Fiten,7; Taberânî,el-Mu‘cemu’l-Kebîr, nr.13623)

Resulullah (sav) Allah için cemaat olmanın zorunluluğunu bildirmiş, cemaatten ayrılanların şeytanın kontrolüne geçeceğini bildirmiştir:

“Sizin cemaat halinde olmanız gerekir. Ayrılıktan tek başına kalmaktan sakının Şüphesiz şeytan tek kalanla beraberdir onu kolayca etkileyip kalbine vesvese verir iki kişiden ise çok uzakta durur kim iman selameti ile ölüp cennetin tam ortasında olmak istiyorsa takva üzere kurulan cemaate yapışsın kimi iyilikleri sevindiriyor kötülükleri silip üzüyorsa o Kamil bir Mümindir.” (Tirmizi, Fiten 7; Ahmet Müsned, 1/18 hakim müstedrek 1, 114; İbnu’l Cevzi, Telbisu İblis,7)

“Şüphesiz Allah, ümmetimi dalalet üzerinde bir araya getirmez, Allah’ın eli (rahmet ve desteği) cemaatle birliktedir. Kim hak üzere giden cemaatten ayrılırsa ateşe gider.”  (Tirmizi, Fiten, 7; Aynı konuda bir rivayet için bkz: Tabarani, el- Mu’cemu’l Kebir, 12, 342, (Had:13623); 17, 239)

“Hiç şüphesiz şeytan cemaatten ayrılan kimseyle beraberdir. Onun içine yerleşip istediği yola çeker.”  (Beyhaki, Şuabu’l-İman, VI, 66 (No: 7512) Tabaranî, el-Mu’cemu’l-Kebir, XVII, 144 (No: 363-367)

Diğer bir hadis-i şerifte, İslam cemaatinden ayrılanın durumu şöyle anlatılmaktadır:

“Kim (Kur’an ve sünnet üzere giden) cemaatten bir karış ayrılırsa; boynundan İslam bağını çıkarmış olur.” (Ahmed, Müsned, V, 180; EbuDavud, Sünnet, 27, (No: 3758); Hakim, Müstedrek, I, 117)

“Kurdun, sürüden ayrılan koyunu kaptığı gibi, şeytan da (cemaatten ayrılan) insanı kapar. Bölünüp dağılmaktan (gruplara ayrılmaktan) sakı-nınız. Sizin cemaate sarılmanız ve hak üzere giden çoğunluğa katılmanız gerekir.” (Ahmed, Müsned, V, 180; EbuDavud, Sünnet, 27, (No: 3758); Hâkim, Müstedrek ,I, 117)

Görüldüğü gibi, Allah (CC) ve elçisi müminlerin bir binaya benzer şekilde sımsıkı bağlarla birbirlerine bağlanmalarını, birbirlerini korumalarını ve dağılıp ayrılmamalarını istemektedirler. Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımızın inanışlarına göre, müminlerin dağılmaları ancak hepsinin vefat etmesiyle mümkündür. Kısaca belirtmemiz gerekirse, baskıların bizleri birbirimizden koparacağını düşünenler büyük bir aldanış içindedirler. Vakitlerini de boşa harcamaktadırlar.

Özetle, içinde bulunduğumuz çağda Müslümanlardan ayrı tek başına bazı şeylerin mücadelesini veren kişilerden birçoğunun iyi niyetli dahi olsalar zorluklar karşısında fazla ilerleyemediği, birlik olup kötülüğü örgütleyip düzenleyen güçler karşısında çabucak yenilgiye uğradığı, hatta olaylar karşısında yılgınlık ve zayıflık gösterip doğru yoldan ayrıldığı aşikardır. Bu başarısızlıkların ve olumsuzlukların tümü takdir edileceği gibi Müslümanların hem fiziksel hem de manevi yönden birlik şekilde hareket etmemesinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımız da Allah’ın (CC) emirleri ve Hz. Muhammed’in (sav) öğütleri doğrultusunda birbirleriyle sağlam bağlarla dostluk kurup, Müslümanların birliğine ve beraberliğine önem vererek yaşamaktadırlar.

Daha yeni Daha eski