Sayın Adnan Oktar ile ilgili ortaya atılan mesnetsiz iddialardan biri de güya kendini Mehdi olarak kabul ettiği ve güya zamanı geldiğinde devletin başına geçmeyi planladığı şeklindedir. Hiçbir somut somut delile dayandırılmayan bu iddianın çıkış noktası

Sayın Adnan Oktar’ın -Peygamberimiz (sav)’in "Mehdi'yi müjdeleme" ile ilgili hadisine uyarak- on yıllardır Mehdiyet hakkında yaptığı kapsamlı araştırmalar, yayınladığı çalışmalar ve TV programlarındaki konuşmalarıdır. Oysa, bu çalışmalarda ve yayınlarda, Sayın Adnan Oktar asla Mehdi olduğuna dair bir iddia veya imada dahi bulunmamış, bilakis Mehdilik iddia etmeyeceğine dair yüzlerce kez yemin etmiştir. Ayrıca Sayın Adnan Oktar gibi Mehdiyet kavramıyla yakından ilgilenen, araştırmalar yapıp kitaplar yazan daha başka birçok araştırmacı daha vardır. Hatta Mehdiyet’i ispatlamak adına araştırmalar yapıp kitaplar yazanlar olduğu gibi, Mehdiyet’i yalanlamak adına araştırmalar yapıp kitaplar yazan kişiler de vardır. Bu bize Mehdiyet konusunun insanların ilgisini çeken, merak edilen, üzerinde çalışmalar yapılan bir konu olduğunu göstermektedir. Sayın Adnan Oktar’ın da Müslüman bir fikir adamı, araştırmacı ve yazar olarak (başka birçok konu ile birlikte) bu konuda çalışmalar yapması son derece doğaldır.

Kaldı ki aşağıda detayları ve delilleriyle açıklandığı üzere Sayın Adnan Oktar’ın sözde “devleti ele geçirmek” ve “Sn. Cumhurbaşkanı’nın makamını almak” gibi amaçları olduğuna dair iddialar ise ancak husumetli müştekilerin dile getireceği AKLA ZİYAN İDDİALARDIR. BU AKLA ZİYAN İDDİALARIN Adnan Oktar’ın dünya görüşü, inancı ve hayatı ile uyuşması da hiçbir şekilde mümkün değildir. Adnan Oktar’ın Mehdiyeti anlatması 1400 yıllık bir ehli sünnet geleneğidir. 1400 yıllık ehli sünnet geleneğini anlatmak ve savunmak zaten başlı başına mevcut Ak Parti Hükümeti'ne ve Sn. Cumhurbaşkanı’na destek olmaktır. Sayın Adnan Oktar için bunun aksi asla düşünülemez, aksini iddia edenlerin ithamları ise ilk okul çocuklarının dahi komik bulacağı mantık dışı iddialardır.


Mehdiyet Konusu Sayın Adnan Oktar’ın Şahsi Olarak Yorumlayıp Gündeme Getirdiği, İslam'a Sonradan Dahil Etmeye Çalıştığı, İlk Kez Gündeme Getirilen Bir Konu Değildir

Mehdiyet, başta Peygamber Efendimiz (sav) olmak üzere, tarih boyunca birçok peygamberin ve İslam aliminin haber verdiği, alametlerini ve önemini anlattığı önemli bir olaydır.

Peygamber Efendimiz (sav) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:

“HZ. MEHDİ (AS) İLE MÜJDELENİN. O Kureyş'ten ve Ehl-i Beytimden bir kişidir.” (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 13)

Sayın Adnan Oktar, Peygamber Efendimiz (sav)’in sünnetine uygun olarak, Hz. Mehdi (as)’ın müjdesini vermek için Mehdiyetle ilgili çalışmalar yapmış, yeis ve ümitsizlik içindeki İslam dünyasını yine Peygamberimiz (sav)’in tavsiyesine uyarak müjdelemeyi amaçlamıştır.

Müslümanları Hz. Mehdi (as) ile müjdelemek, sadece Sayın Adnan Oktar’a has bir durum da değildir. Süleyman Hilmi Tunahan, Seyyid Muhammed Raşit Erol, Bediüzzaman Said Nursi, Esad Coşan, Şeyh Nazım Kıbrısi, Mahmut Efendi gibi birçok -genel kabule göre- büyük alim ve sayısız yazar ve hocaefendi Peygamber Efendimiz (sav)’den günümüze ulaşan binlerce hadis-i şerifin ışığında Mehdiyeti her zaman gündemde tutmuş ve ahir zamanda gelecek olan Hz. Mehdi (as) ile Müslümanları müjdelemiştir.

Tarih boyunca da mezhep imamları İmam-ı Azam Ebu Hanife, İmam Şafii, imam Malik, İmam Ahmed b. Hanbel gibi müçtehitler, Abdülkadir Geylani, İmam Rabbani, İmam Gazali, Mevlana Halid-i Bağdadi gibi kutb-u azam ve mürşid-i ekmeller ve daha onlarca kişi Hz. Mehdi (as)’ın çıkış alametleri, fiziksel özellikleri ve onun döneminde yaşanacaklar hakkında, yüzlerce kitaplar ve risaleler kaleme almışlardır.

Mehdiyet İslam itikadının temel konularından biridir. Ehl-i Sünnet akidesinin temel kitabı olan İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin Fıkhu’l Ekber’inde Hz. Mehdi (as)’ın gelişi, “inkarı mümkün olmayan konular”dan biri olarak belirtilmiştir:

“Deccal’in, Yecüc ve Mecüc’ün çıkması, güneşin batıdan doğması, Hz. İsa (a.s.)’ın gökten inmesi ve sahih haberlerin getirdiği diğer kıyamet alametleri haktır ve olacaklardır. Kıyametin büyük alametlerinden daha başkaları da vardır. Örneğin, MEHDİ’NİN GELMESİ gibi. Bütün bu olaylar sahih haberlerin getirip söylediği gibi HAKTIRLAR ve GERÇEKLEŞECEKLERDİR. (Fıkhu’l Ekber Tercümesi, İmamı Azam Ebu Hanife, Hazırlayan Ali Rıza Kaşeli, s. 99) 

Dolayısıyla Mehdiyet tarih boyunca her dönemde Müslümanlar için önemli konulardan biri olmuş ve şevklendirici bir unsur olarak gündemde tutulmuştur.

Sayın Adnan Oktar’ın Mehdiyet konusundaki anlatımları da Peygamber Efendimiz (sav)'in ve İslam alimlerinin konuyla ilgili sözlerini aktarmak ve günümüzdeki gelişmelere paralel olarak yorumlamaktan ibarettir. 

 

Sayın Adnan Oktar, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın “Örnek Alim” Olarak İşaret Ettiği Bediüzzaman Said Nursi’nin Hz. Mehdi (As) Hakkındaki Görüşlerini Esas Almıştır

Hz. Mehdi (as)’ın gelişini müjdeleyen ve Mehdiyet hakkında çok geniş çaplı açıklamaları olan İslam alimlerinden biri, çok yakın bir dönemde yaşamış olan ve devletimizin de çalışmalarını, fikirlerini desteklediği, önerdiği Bediüzzaman Said Nursi’dir.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞIMIZ, MEHDİYETİ ÇOK DETAYLI BİÇİMDE AÇIKLAYAN BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ'NİN ESERLERİ OLAN RİSALE-İ NURLARI BASIP YAYINLAMIŞTIR. [1]

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, 11. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu için, 1 Ekim 2017 tarihinde yaptığı bir konuşmada, “dinimizin sahih kaynaklardan ve muteber alimlerden öğrenilmesi gerektiğini” belirterek, Bediüzzaman hakkında şöyle demiştir:

“Yaşadığı onca sürgüne ve baskıya rağmen ‘Hakk’a, Halka, Kur’an’a hizmet davası’ndan asla taviz vermeyen BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ HAZRETLERİNİN HAYATI, BU BAKIMDAN ÖNEMLİ BİR ÖRNEKTİR. Üstadın dediği gibi ‘Sevdası büyük olanın imtihanı da büyük olur.’ ” [2]

Devletimizin en yetkili kişisinin hayatını örnek gösterdiği Bediüzzaman ise, kendisinin Hz. Mehdi (as)’dan önce gelerek ona zemin hazırlayan “pişdar bir neferi” olduğunu söylemektedir:

"O İLERİDE GELECEK ACİB ŞAHSIN bir hizmetkarı ve ona yer hazır edecek bir dümdarı ve O BÜYÜK KUMANDANIN pişdâr bir neferi olduğumu zannediyorum." (Barla Lahikası, 162)

Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı'nın pek çok yerinde, Peygamber Efendimiz (sav)’in müjdelediği Hz. Mehdi (as)’ın Hicri 1400’de (Miladi 1979) geleceğini haber vermiş ve Mehdiyet hakkında hadislerde anlatılan konulara açıklık getirmiştir. Hz. Mehdi (as)’ın ve talebelerinin geleceğiyle ilgili Bediüzzaman‘ın ifadelerinden biri şöyledir:

"Ta ahir zamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri, yani HZ. MEHDİ VE ŞAKİRTLERİ (talebeleri), Cenab-ı Hakk'ın izniyle gelir, o daireyi genişletir ve o tohumlar sünbüllenir." (Bediüzzaman Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 138 - Kastamonu Lahikası, sf. 72)

Bediüzzaman, farklı tarihlerde yaptığı açıklamaların hepsinde, Hz. Mehdi (as) ve talebelerinin geliş zamanı olarak hicri 14. yüzyılın başlarına işaret etmiştir. Bir sözünde, Hz. Mehdi (as)’ın asr-ı saadet döneminden 1400 sene sonra çıkacağını şöyle belirtmektedir:

"İstikbal-i dünyeviyede 1400 SENE SONRA GELECEK bir hakikati asırlarında karib (yakın) zannetmişler." (Sözler, 318)

Müellifin ifadesinde belirttiği, "sahabe döneminden 1400 sene sonrası" hicri 14. asrın başlarına, yani miladi olarak 1979-1980 senelerine denk gelmektedir.


Hz. Mehdi (as)'ı ve Mehdiyeti Birçok İslam Alimi Müjdelemiştir

Mehdiyet konusu, Sayın Adnan Oktar’ın ortaya attığı veya İslam'a sonradan ilave ettiği bir konu değil, başta Peygamber Efendimiz (sav) olmak üzere geçmiş birçok peygamberin binlerce yıldır haber verdiği çok önemli bir hadisedir. Ayrıca yüzlerce İslam alimi, hadis ve mezhep imamı bugüne kadar Mehdiyet konusuyla ilgili binlerce eser neşretmiş, bu eserlerinde Peygamberimiz (sav)'den Mehdiyet ve Ahir Zaman hadiseleri ile ilgili sayısız rivayet nakletmiş, bu rivayetleri şerh etmiş, açıklamış ve yorumlamışlardır.

Hz. Mehdi (as)'nin geleceğini bildiren yüzlerce Ehli Sünnet aliminden, en kapsamlı bilgileri verenler ve hadisleri aktaranların başında, İMAM-I RABBANİ, MUHYİDDİN İBNİ ARABİ, MUHAMMED B. RESUL EL HÜSEYNİ EL BERZENCİ, ŞEYH MANSUR ALİ NASIF, ABDÜLHAMİD B. EBİ'L-HADİD EL-MUTEZİLİ, KUŞADALI İBRAHİM HALVETİ, İBN HACER EL MEKKİ, İBN-İ KESİR, İMAM ŞARANİ, MUHAMMED BİN MUHAMMED BİN MAHMUD EL HAFIZI EL-BUHARİ gibi kabul edilen büyük alimler gelmektedir.

Yakın zamanda ve günümüzde de yine SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN, ESAD COŞAN, SEYYİD MUHAMMED RAŞİT EROL, MAHMUT USTAOSMANOĞLU, MEHMET TALU , ŞEYH NAZIM KIBRISİ gibi alimler Hz. Mehdi (as)’ın geleceğini müjdelemişlerdir. 

Görüldüğü gibi gerek yüzyıllar önce yaşamış gerekse günümüzde yaşayan Ehli Sünnet alimlerinin tümü az ya da çok, benzer ya da farklı rivayetler nakletmekle birlikte Mehdiyetin inkar edilemeyecek bir hakikat olduğu ve Hz. Mehdi (as)'nin Ahir Zamanda geleceği konusunda tam ittifak halindedirler.


Mehdiyetin Anlatılması Müslümanlar İçin Bir Müjde Ve Güzelliktir

Sayın Adnan Oktar’ın , Mehdiyet konusunu gündemde tutmasının bir diğer nedeni de, Müslümanlara bu önemli müjdeyi iletmenin dışında Müslümanların şevkini, moralini, heyecanını canlı tutmaktır. Günümüzde İslam aleminin büyük zorluklar yaşadığı aşikardır. Katliamların, çatışmaların, savaşların, fitnelerin dünyanın dört bir yanını sardığı günümüzde, Peygamber Efendimiz (sav)’in 1400 yıl önce haber verdiği Hz. Mehdi (as)’ın çıkış alametlerinin sırayla çıkıyor olması Müslümanlar için büyük bir müjde ve güzelliktir.

Sayın Adnan Oktar da Mehdiyet konusunu gerek eserlerinde gerekse televizyon programlarındaki sohbetlerinde gündeme getirerek Müslümanların, özellikle içinde bulunduğumuz dönemde en ziyade ihtiyaç duydukları bu moral, coşku, şevk ve heyecanı ayakta ve canlı tutmayı amaçlamaktadır.

Ne var ki tüm bu samimi ve iyi niyetli çabaları, her dönemde bir takım art niyetli ve karanlık hesaplar peşindeki kişi ve çevreler tarafından "Mehdilik iddiasında bulunmak", "devlet yönetiminde, dini liderlikte gözü olmak" gibi uydurma, hayali, gerçek dışı ve çirkin iddialarla çarpıtılarak gölgelemek istenmektedir. Konunun tüm açıklığına, şeffaflığına rağmen ortada güya şaibeli, tehlikeli bir durum, esrarengiz bir yapı varmış algısı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Kaldı ki yine hadislere ve İslam alimlerinin açıklamalarına göre Mehdiyet siyasi hiçbir yönü olmayan bir harekettir. Devleti ele geçirmek gibi bir yönü de asla yoktur. Mehdi bir sevgi öğretmenidir, insanlara adaleti, Devlete itaati, sevgiyi, barışı telkin eden bir insandır. Dolayısıyla Mehdiyetin anlatılması Devletin bekasına destek olan önemli bir hususdur.


Sayın Adnan Oktar Hiçbir Zaman Kendisinin Mehdi Olduğuna Dair Bir İddiada Bulunmamıştır

Sayın Adnan Oktar, diğer tüm Müslümanlar gibi Hz. Mehdi (as)'ın gelmesini ve İslam alemini içinde bulunduğu karanlıklardan ve felaketlerden kurtarmasını büyük bir coşkuyla bekleyen dindar bir Müslümandır.

Sayın Adnan Oktar hiçbir zaman ve hiçbir yerde kendisinin Mehdi olduğunu iddia etmemiştir. Tam aksine, KENDİSİNİN MEHDİ OLMADIĞINA, HAYATI BOYUNCA DA ASLA MEHDİLİK İDDİASINDA BULUNMAYACAĞINA DAİR DEFALARCA YEMİN ETMİŞTİR. Bu konuyla ilgili de TV programlarında, basında ve sosyal medyada sayısız açıklamaları yer almıştır. Bunlardan bazı örnekler şöyledir:

– "BEN MEHDİ DEĞİLİM !" (https://www.haber3.com/magazin/adnan-oktar-ben-mehdi-degilim-haberi-458299)

– "MEHDİLİK İDDİAM YOK !" (https://www.dailymotion.com/video/x1y1742)

 – "BENİM MEHDİLİK İDDİAM YOK. HİÇBİR ZAMAN DA OLMAZ. DEFALARCA DA YEMİN ETTİM, YAŞAMIM BOYUNCA ASLA BÖYLE BİR İDDİADA BULUNMAYACAĞIM DİYE."(https://www.timeturk.com/tr/2013/03/09/adnan-oktar-dan-mehdilik-aciklamasi-mehdilik-alametleri-bana-uyuyor.html)

Dini birçok konuda yüzlerce eser kaleme almış bir fikir adamı, araştırmacı-yazar olarak Sayın Adnan Oktar'ın elbette Mehdiyet konusu hakkında da çok sayıda çalışması, araştırması ve eseri vardır. Bu son derece doğaldır. Ancak, bir insanın Mehdiyet konusunda araştırma ve çalışmalar yapması, kitaplar yazması onun Mehdilik iddiasında olduğunun bir delili ya da göstergesi olamaz.

Zira, Sayın Adnan Oktar gibi Mehdiyet konusuyla yakından ilgilenen, araştırmalar yapıp kitaplar yazan daha başka birçok araştırmacı-yazar vardır. Söz konusu çarpık mantığa göre bu kişilerin hepsinin Mehdilik iddiasında olduğunu öne sürmek gerekir ki bunun ne derece akıl ve mantık dışı bir çıkarım olduğu ortadadır.


Mehdiyet Konusu, Ehli Sünnet İtikadında "İnkarı Mümkün Olmayan" Konular Arasındadır

Hadis imamları, Hz. Mehdi (as) hakkındaki hadislerin "MÜTEVATİRolduğunu bildirmişlerdir. "Tevatür", kelime anlamı olarak "kuvvetli haber, içinde yalan ihtimali olmayan ve bir cemaate dayanan kuvvetli haber" demektir. (Büyük Lugat-Tür-Dav, 3003) 

Dolayısıyla, Mehdiyet konusunun inkar edilmesi Ehlisünnet inancından bir sapma ölçüsü olarak olarak kabul edilmektedir.

Ehlisünnet alimlerinden, Hz. İsa (as)’ın yeryüzüne 2. kere gelişini ve Hz. Mehdi (as)’in çıkışını reddeden kimse olmadığı gibi, alimlerimiz "tam bir ittifak içinde" Müslümanları bu konularda müjdelemiştir. Hz. İsa (as)'ın yeniden dünyaya döneceğini, Hz. Mehdi (as)’ın zuhur edeceğini bildirmişlerdir.

Ehlisünnet inancına mensup 4 mezhepte de (Hanefi, Hanbelî, Şafi ve Maliki mezheplerinde) Hz. Mehdi (as)'ın ahir zamanda geleceği, Hz. İsa (as)'ın gökten ineceği ve namazda Hz. Mehdi (as)’ı imamlığa geçireceği konusu tartışmasız bir gerçek olarak kabul edilir

Hanefi mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Ebu Hanife, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)’nin gelişi konularının "inkârı mümkün olmayan konular"dan olduğunu şöyle bildirmektedir:

‘’Deccal'in ve Yecüc'ün çıkması, Güneşin batıdan doğması, İsa (as)'ın gökten inmesi ve sahih haberlerin getirdiği diğer kıyamet alametleri haktır ve olacaklardır. Kıyametin büyük alametlerinden daha başkaları da vardır. ÖRNEĞİN MEHDİ (AS)'IN GELMESİ GİBİ. Bütün bu olaylar sahih haberlerin getirip söylediği gibi HAKTIRLAR VE GERÇEKLEŞECEKLERDİR.’’ (Fıkhı Ekber Tercümesi, İmamı Azam Ebu Hanife, Hazırlayan Ali Rıza Kaçeli, s. 99)

 

Mehdiyet Konusu Ehlisünnet'in En Güvenilir Kaynaklarından Olan Kütüb-ü Sitte'de De Yer Almaktadır

Bilindiği gibi Kütüb-i Sitte (Altı Kitap), altı meşhur hadis kitabından oluşan hadis külliyatının tümüne verilen addır. Bu dev külliyat Sahih- Buhari, Sahih-i Müslim, Sünen-i ibni Mace, Sünen-i Ebu Davut, Sünen-i Tirmizi ve Sünen-i Nesei isimli altı hadis kitabından oluşur. Bu altı kitapta, Peygamber Efendimiz (sav)’den rivayet edilen hadislerin doğruluklarının tartışmasız olduğu bütün Ehl-i Sünnet alimleri tarafından tasdik edilmiştir.

Bu nedenledir ki Kütüb-i Sitte, Ehl-i Sünnet itikadına göre Kur’an-ı Kerim’den sonra gelen en önemli ikinci İslami kaynak sayılmaktadır. Kütüb-i Sitte'de Mehdiyet hakkında pek çok hadis rivayet edilmiştir. Yalnızca Kütüb-i Sitte'de yer alması dahi Mehdiyet konusunun doğruluğu şüphe götürmeyen bir gerçek olduğunu ortaya koymaya yeterlidir.

Kütüb-i Sitte'de yer alan Mehdiyet konusundaki hadislerden bazı örnekler şöyledir:

... Nihayet Meryem oğlu İsa iner ve MÜSLÜMANLARIN EMİRİ (HZ. MEHDİ) ONA: GEL, BİZE NAMAZ KILDIR, der. Bunun üzerine İsa: 'Hayır, Allah'ın bu ümmete bir ikramı olarak sizin bir kısmınız diğer bir kısım üzerine emirlersiniz' der. (Sahih-i Müslim, c. 1, s. 209)

Ebu Hüreyre (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: İMAMINIZ (HZ. MEHDİ) KENDİNİZDEN OLDUĞU HALDE Meryem oğlu sizin içinize indiği zaman acaba sizler nasıl olursunuz. (Sahih-i Buhari ve tercemesi, Meryemoğlu İsa (as)'nın İnmesi Babı, 119)

... Ümmü Seleme (r.a.) şöyle demiştir: Resulullah (s.a.)'i şöyle buyururken işittim: "MEHDİ BENİM AİLEMDEN, FATIMA'NIN OĞULLARINDANDIR." (Sünen-i Ebu Davud, Cilt No. 14, Sayfa No. 402, 4284)

... Ali (b. Ebi Talib) (r.a.)’dan; Rasulullah (s.a.) in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir. Dünyanın emrinden sadece bir gün kalsa bile, Allah (c.c.) benim EHL-İ BEYTİMDEN BİR ADAM (HZ. MEHDİ'Yİ) gönderecektir. O dünyayı, (daha önce) zulümle olduğu gibi adaletle dolduracaktır. (SÜNEN-İ EBU DAVUD, Cilt No. 14, Sayfa No. 402, 4283)

 

SONUÇ

Sayın Adnan Oktar'ın, hayatının hiçbir döneminde ne Mehdilik ne de benzeri bir dini–dünyevi makam, mevki ya da liderlik iddiası, arayışı ve beklentisi asla olmamıştır.

Ayrıca, bundan sonra da yaşadığı müddetçe ne Mehdilik ne de buna benzer bir iddiada bulunmayacağına dair tüm dünyanın şahit olacağı şekilde, televizyon programlarında, canlı yayınlarda, medya ve sosyal medya ortamlarında defaatle yemin etmiştir.

Bunun da ötesinde, Mehdiyet konusu, Sayın Adnan Oktar’ın ortaya attığı veya sadece kendisi tarafından gündem yapılan, hakkında konuşulan veya yazılan bir konu değildir. Bilakis, Mehdiyet başta Peygamber Efendimiz (sav) olmak üzere geçmiş birçok kutlu peygamberin binlerce yıldır haber verdiği, yüzlerce İslam alimi, hadis ve mezhep imamının, kendisi hakkında binlerce eser neşrettiği, Peygamber Efendimiz (sav)’den sayısız rivayet naklettiği çok önemli bir hadisedir. 

Sayın Adnan Oktar’ın yaptığı da İslami literatürde geniş çapta yer alan Mehdiyet ve Ahir Zaman konulu bu bilgileri derleyen, açıklayan ve günümüz olaylarına yönelik yorumlayan eserler kaleme almak ve bu konunun anlam ve önemini aynı eserlerinde ve sohbetlerinde gündeme getirmekten ibarettir.

Sayın Adnan Oktar’ın 350’ye yakın eseri bulunmaktadır. Bu eserleri iman hakikatleri, devlet ve millet sevgisi, Peygamberler tarihi, Kur’an ahlakı, evrim teorisinin ve materyalizmin bilimsel olarak reddi gibi onlarca konu ihtiva etmektedir. Mehdiyet de bu konulardan sadece biridir.

Hal böyleyken, hiçbir şekilde böyle bir iddiası olmamış Sayın Adnan Oktar’ı, başka yüzlerce yazar gibi sırf Mehdiyet konusunda çalışmalar yaptığı gerekçesiyle Mehdilik iddiasında bulunmakla itham etmek akla, mantığa, vicdana ve insafa sığmayan, bir yaklaşımdır.

Dolayısıyla, Sayın Adnan Oktar’a yönelik tüm diğer iddia ve ithamlar gibi, Mehdiyet konusuyla ilgili iddiaların da somut hiçbir kanıta dayanmayan, zorlama ve yakıştırmalardan ibaret, bütünüyle hayal ürünü, dayanaksız ve geçersiz iddialar olduğu çok açıktır.

Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız



[1]http://www.haber7.com/kitap/haber/1120247-risale-i-nur-ilk-kez-devlet-eliyle-basildi

https://www.yenisafak.com/hayat/diyanet-risale-i-nurdan-uc-eser-daha-yayinladi-2643344

[2] https://www.yenisafak.com/gundem/cumhurbaskani-erdoganin-11-uluslararasi-bediuzzaman-sempozyumu-icin-mesaji-2799190



Daha yeni Daha eski