11 Temmuz 2018 tarihinde gerçekleştirilen polis operasyonunun hemen akabinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri tarafından tüm basın kuruluşlarına yukarıdaki gibi bir “bilgi notu” gönderilmiştir.

Henüz soruşturması devam eden, mahkemesi bile görülmemiş bir olay için, ceza alıp almayacağı belli olmayan yüzlerce kişi ağır töhmet altında bırakılmış, kamuoyu nezdinde baştan suçlu ilan edilmiş, kara propaganda yapan basın kuruluşlarının önü açılmıştır. Operasyonun olduğu gün yayınlanan bu bilgi notunun başı zaten “Adnan Oktar suç örgütü” ifadesiyle başlamaktadır. Karar çoktan verilmiştir!

Hukukun en temel değerlerinden “masumiyet karinesi” bu yöntemle açıkça ihlal edilmiştir. Masumiyet karinesi en başta kamu görevlilerinin bir sanığın suçluluğuna ilişkin zamansız açıklamaları bakımından önemli şartlar getirmektedir.

Masumiyet karinesi, hakkında suç isnadı bulunan kişilerin adil bir yargılama sonunda suçlu olduğuna dair kesin hüküm tesis edilene kadar MASUM sayılması gerektiğini ifade etmektedir.

Hiç kimse, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar yargılama makamları ve kamu otoriteleri tarafından suçlu olarak nitelendirilemez ve suçlu muamelesine tabi tutulamaz.

Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 38/4

Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi madde 11/f.4; İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi madde 6/f.2

Kendisine karşı ithamda bulunulan bir kişinin, yasaya göre suçlu olduğu kanıtlanıncaya kadar masum olduğu kabul edilecektir. Kendisine karşı ithamda bulunulmuş olan bir kişinin savunma haklarına saygı gösterilmesi teminat altına alınmalıdır.

Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı madde 48/f1-2 



Daha yeni Daha eski