Adalet Bakanlığı’nın “Soruşturmanın Gizliliği ve Basın Sözcülüğü” konulu 153 no’lu genelgesinde şöyle açıklanmaktadır:

“Y.B. ve diğerleri – Türkiye kararında … başvuranların hiçbir fark gözetmeksizin “yasadışı örgüt” mensubu olarak gösterildiği, …polis yetkililerinin tutumlarının, kanıtların başvuranların aleyhinde kullanılması yönünde önceden değerlendirilmesi ve kimliklerini kolayca ortaya koyan bilgilerin basına verilmesi göz önünde bulundurulduğunda, BU DURUMUN MASUMİYET KARİNESİNE SAYGI GÖSTERİLMESİ İLKESİYLE BAĞDAŞMADIĞI, bu şekilde düzenlenen basın açıklamasının, bir yandan kamuoyunun başvuranların suçlu olduğuna inanmasını teşvik ettiği, diğer yandan yetkili hakimlerin olayları değerlendirmesinde önyargılı davranmalarına neden olduğu

Bu itibarla; Anayasa, AİHS, yukarıda anılan mevzuat hükümleri ve AİHM içtihatlarıyla tanınıp korunan, adil yargılanma hakkı kapsamında yer alan masumiyet karinesi ile lekelenmeme hakkı, hakim ve Cumhuriyet savcısının tarafsızlığı ile mahkemelerin bağımsızlığı ilkeleri yanında ilgililerin kişilik hakları ve soruşturmanın gizliliği prensibi göz önünde bulundurularak;

Soruşturmanın gizliliğini ihlal eden kişi ya da kuruluşlar hakkında derhal kanuni gereğine başvurulmak suretiyle masumiyet karinesinin zedelenmesinin önlenmesi ile kişilik haklarına saldırı imkanı verilmemesi, kişilerin onurlarını kırıcı, küçük düşürücü, siyasi görüşleri açıklayıcı mahiyette veya bu anlamlara gelebilecek nitelikte ifadeler ve davranışlar ile soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek açıklamalara yer verilmemesi, gizli kalması gereken hususların açıklanmaması…”

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun; “Soruşturmanın Gizliliği ve Basının Bilgilendirilmesi” konulu 33 nolu Genelgesinde şöyle belirtilmektedir:

Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin “Soruşturmanın gizliliğinin uygulanması” kenar başlıklı 27.maddesinde;

“Suçluluğu bir yargı hükmüne bağlanana kadar kişinin masumiyeti esastır ve soruşturma evresi gizlidir. Bu nedenle, soruşturma evresinde gözaltındaki bir kişinin “suçlu” olarak kamuoyuna duyurulmasına, basın önüne çıkartılmasına, kişilerin basınla sorulu cevaplı görüştürülmelerine, görüntülerinin alınmasına, teşhir edilmelerine sebebiyet verilmez ve soruşturma evrakı hiçbir şekilde yayınlanamaz” hükümleri yer almaktadır…

AİHM, Ailenet de Ribemont-Fransa kararı konuyu şöyle açıklamaktadır:

“Başvurucunun gözaltındayken Fransız polisinden bazı üst düzey rütbeli memurların hiçbir niteleme veya çekince getirmeden cinayetin teşvikçilerinden biri ve şeriki olarak gösterilmesi sonucu, kamuoyunda suçlu olduğuna inanılmasının sağlanmasının ve yargısal makamların olayları takdir tarzına zarar vermesini masumiyet karinesinin ihlali olduğuna, “Masumiyet karinesinin sadece bir yargıç veya mahkeme tarafından değil ve fakat diğer kamu makamları tarafından da ihlal edilebileceği…” 



Daha yeni Daha eski