Adnan Oktar ve arkadaşlarına karşı yürütülen soruşturma 2016 yılı Ağustos ayında Emniyet Müdürlüğü’ne yollanan bir ihbar mesajı ile başlamış, 2019 yılı Temmuz ayında iddianamenin kabul edilmesiyle kovuşturmaya dönüşmüştür. Tam 3 yıllık bir süreç söz konusudur. Kaldı ki, dosyada müşteki sıfatıyla yer alan kişilerin sözde isnatları, 1990’lı yıllara kadar gitmektedir. Bu, 30 yıllık son derece geniş bir zaman dilimidir.

Ancak ne ilginçtir ki, dosyanın müştekilerinin ifade vererek güya kendilerine karşı işlenen suçları şikayet ettikleri tarihlere baktığımızda karşımıza düşündürücü bir tablo çıkmaktadır.

Çalışmanın başında Özkan Mamati-Uğur Şahin-Ümit Kuruca’nın Emniyet Müdürlüğü’ne gönderdikleri ihbar mesajından bahsedilmiştir. Bu mesajın tarihi 06.11.2017 idi. Bunun ardından Özkan Mamati Mali Şube’ye 09.11.2017’de giderek ilk ifadesini verdi. Özkan Mamati’den dört gün sonra, 13.11.2017’de ise Uğur Şahin ve Ümit Kuruca birlikte giderek ifade verdiler. Mali Şube’ye giderek ifade verme furyası bu şekilde başladı, peki nasıl devam etti?

            20.11.2017 Özkan Mamati (2. kere ifade verdi.)

            03.01.2018 Uğur Şahin (2. kere ifade verdi.)

            18.01.2018 Özkan Mamati (3. kere ifade verdi.)

            22.01.2018 Ceylan Özgül

            23.02.2018 Ceylan Özgül (2. kere ifade verdi.)

            26.02.2018 Ceylan Özgül (3. kere ifade verdi.)

            02.04.2018 Ceylan Özgül (4. kere ifade verdi.)

            04.04.2018 Ceylan Özgül (5. kere ifade verdi.)

            09.04.2018 Ceylan Özgül (6. kere ifade verdi.)

            30.04.2018 Ceylan Özgül (7. kere ifade verdi.)

Görüldüğü gibi bu kişiler, birazdan dikkatinizi çekeceğimiz “ifade furyası” başlamadan evvel defalarca ifade vermiş, kumpasın gereken alt yapısını oluşturmuşlardı. Bu şekilde arkadan gelecek diğer suni müştekilerin verecekleri ifadelerde nelere dikkat edeceklerini, hangi detayları özellikle vurgulayacaklarını, hangi konuları suç gibi aktaracaklarını tayin eden çerçeve çizilmişti.

Öte yandan, bu çerçeve bir başka yolla daha çizilmeye devam ediyordu: Twitter hesabı @kediLeaks… Bu tetikçi hesabın aktive edildiği 01.11.2017 tarihinden itibaren Adnan Oktar camiasına yönelik karalama kampanyası öyle yoğun yürütülmüş, hayali suç isnatları öyle sıklıkla tekrarlanmıştı ki, artık bu hesabı takip eden herkes temel suçlama kavramlarını çok iyi öğrenmişti. Kaldı ki, Özkan Mamati bunlarla da yetinmemiş, müşteki yapacağı kişileri kıskaca alma çalışmaları ile zaten yakın temas kurmuş, herbirine neyi nasıl söyleyeceğini çalıştırmıştı. Bu yakın temas ile ilgili olarak, Ceylan Özgül’ün 20.07.2018 tarihinde TRT World’de katıldığı the “Newsmaker” isimli televizyon programında söylediği bir sözünü hatırlatmak istiyoruz:

“Tüm bu müştekilerle geçen ay bir aile gibi olduk, tüm hikayelerini ve şikayetlerini biliyorum.”

İşin doğrusu Özkan Mamati ve yönlendirdiği kişiler, 2017 yılının sonlarından itibaren bu dosyada zorla müşteki yapılan kişilerle temas halindedirler. Gerçekten de “tüm hikayelerini ve şikayetlerini” bildikleri doğrudur, çünkü bu çalışmaları birlikte yürütmüşlerdir.

İngiliz derin devleti ve Özkan Mamati tarafından korkutulan ve kullanılan Ceylan Özgül’ün, “basın önemlidir” düsturuyla kanal kanal dolaşıp hayali senaryoları tüm Türkiye’ye aralıksız anlattığı ama suçlanan kişilerin buna karşı hiçbir cevap hakkının olmadığı dönemde, 02.08.2018 tarihinde Ceylan Özgül bu sefer İHA isimli haber ajansı ile röportaj yapmıştır. Bu röportajda da şunu söyler:

“Biz zaten buradaki müştekilerle özellikle o gruptan ayrıldıktan sonra çok ciddi bir bağ oluşturduk, yani bu süreç boyunca da çok yakınlaştık, aile gibi olduk. Ben onların hepsinin hikayesini de biliyorum, o yüzden birer birer birçoğuyla tanıştım da, tanıyorum da.”

Bu açıklamalar, müştekilerin kurulan kumpas çerçevesinde nasıl kıskaca alındıklarını anlamamız için fazlasıyla yeterlidir. Nitekim, yukarıda bahsettiğimiz şekilde hazırlık aşaması tamamlandıktan sonra sözde müştekiler BİR ANDA Mali Şube’ye akmaya başlarlar. Tarihlere bakalım:

            27.04.2018 Beyza Banu Yavuz

            01.05.2018 Hanife Akalın

            04.05.2018 Özkan Mamati (4. kere ifade verdi.)

            09.05.2018 Özkan Mamati (5. kere ifade verdi.)

            09.05.2018 Ömer Çelenlioğlu

            10.05.2018 Ezgi Çelenlioğlu

            10.05.2018 Gamze Çelenlioğlu

            10.05.2018 Tülin Çelenlioğlu

            11.05.2018 Emre Yaşar Ertüzün

            12.05.2018 Emin Koç

            15.05.2018 Hanife Akalın fotoğraf teşhisi

            17.05.2018 Fırat Develioğlu

            18.05.2018 Dilara Aktunç

            19.05.2018 Serpil Ekşioğlu

            22.05.2018 Ebru Alkan

            22.05.2018 Özkan Mamati (6. kere ifade verdi.)

            24.05.2018 Hatice Ural

            25.05.2018 Saber Mohamed Valipour

            26.05.2018 Ceylan Özgül (8. kere ifade verdi.)

            26.05.2018 Ebru Alkan (2. kere ifade verdi.)

            28.05.2018 Beyza Banu Yavuz fotoğraf teşhisi

            29.05.2018 Hande Nur Ünal

            29.05.2018 Ezgi Çelenlioğlu fotoğraf teşhisi

            29.05.2018 Gamze Çelenlioğlu fotoğraf teşhisi

            30.05.2018 Ümit Kuruca (2. kere ifade verdi.)

            30.05.2018 Emin Koç (2. kere ifade verdi.)

            31.05.2018 Zeynep Ceren Yiğitcan

            01.06.2018 Seda Işıldar ifade ve fotoğraf teşhisi

            01.06.2018 Hande Nur Ünal fotoğraf teşhisi

            01.06.2018 Elmas Hilal Kahraman

            03.06.2018 Elmas Hilal Kahraman fotoğraf teşhisi

            03.06.2018 Serpil Ekşioğlu fotoğraf teşhisi

            05.06.2018 Hanife Akalın (2. kere ifade verdi.)

Görüldüğü gibi, 5 haftalık süreçte sözde müştekiler kelimenin tam anlamıyla Vatan Caddesi’nde bulunan Emniyet Müdürlüğü Mali Şube’ye akın etmişlerdir. Çok iyi bilindiği gibi o dönemde yürütülmekte olan soruşturma gizlidir, polis operasyonu yapılmamıştır. Dolayısıyla, bu ifadelerin verildiği dönemde Mali Şubenin camiamız hakkında bir soruşturma yürütüyor olduğunu kimsenin bilmesine imkan yoktur. Normalde bir vatandaşın ifade vermek veya şikayette bulunmak üzere gitmesi gereken yer bir karakol ya da Emniyet Müdürdüğü’dür. Ancak yukarıda adını verdiğimiz, 30 yıl içinde farklı farklı tarihlerde suça maruz kadığını iddia eden, farklı farklı yerlerde ikamet eden bu kişiler sadece 5 hafta içinde, Mali Şube’nin, hatta daha da ince bir detay vermek gerekirse, Mali Şube içinde yer alan “Aklama Suçları Bürosu”nun kapısından geçerek ifade vermişlerdir. Hatta daha da dikkat çekici olan, bir çoğu cinsel suçlamalarla Mali Şubeye gitmiştir.

Örneğin Seda Işıldar isimli müşteki, 1980’li yılların sonunda camiaya gelmiş ve 1994 yılında ayrılmıştır. 20 yıldan fazladır Kanada’da ikamet etmekte olan Işıldar, güya kendisine 30 yıl önce işlenen hayali suçlar için Aklama Suçları Bürosu’nun yerini tam da bu tarihte bulabilmiş, ifade vermiştir.

Fırat Develioğlu isimli müşteki, 2000 yılında camiadan ayrılmış, Kazakistan’a yerleşmiş, 18 sene hiçbir girişimde bulunmamış ancak bir gün aniden bu kumpasın gereklerini yerine getirmek için Kazakistan’dan uçağa atlayıp önce Özkan Mamati ile bir araya gelmiş sonra diğer müştekilerle aynı tarihte Mali Şube’ye gitmiştir.

Emin Koç, Ebru Alkan, Serpil Ekşioğlu gibi müştekiler ortalama 25-30 yıl boyunca bu camianın içinde yer almış, her türlü sivil toplum kuruluşu faaliyetine destek vermiş, ancak her ne hikmetse 25-30 yıl boyunca yer aldıkları camiayı, 2018 yılının tam olarak o 5 haftası içinde binbir çeşit suçla itham etmeye başlamışlardır.

Söylemek istediğimiz şey çok nettir. Açıkça ve bir kumpasın gerektirdiği şekilde organize bir hareket vardır. Durum oldukça açık olduğundan son bir örnek vererek devam etmek istiyoruz.

Hanife Akalın isimli müşteki, 2012 yılından 2018 yılı başına kadar 6 yıl boyunca bu camiada hiç aralıksız olarak tecavüze uğradığını, darp edildiğini, silah gösterilerek, içeceğine ilaç atılarak tecavüzlere uğradığını iddia etmektedir. 6 yıl boyunca bu kadar korkunç muamelelere maruz kaldığını iddia eden Hanife Akalın, bu süre boyunca her gün anne babasıyla yaşadığı evde konaklamakta, okuluna gitmekte, işinde çalışmaktadır. 6 yıl boyunca bu camiadaki çok sevdiği arkadaşlarıyla çektirdiği ve sosyal medyada paylaştığı sayısız fotoğraf ve video bulunmaktadır. Bu süre zarfında adli makamlara yönelik hiçbir girişimde bulunmamış olan Akalın, 2018 başlangıcında Özkan Mamati’nin iknaları sonucunda camiayla ilişkisini kesmeye karar verdikten sonra, Ataşehir’de ikamet etmesine rağmen diğer müştekilerle aynı tarihte Ataşehir’den yola çıkıp Vatan Caddesi’ndeki Mali Şube’nin içindeki Aklama Suçları Bürosu’nu bulabilmiştir!

Bu tarz örnekler ilerleyen aylarda gerçekleştirilen toplu ifade vermelerde de aynı şekilde göze çarpmaktadır. Ortaya koyduğumuz somut durum, bu müştekilerin tek bir merkezden idare edildiklerini, yönlendirildiklerini ve ifadeye götürüldüklerini göstermektedir. İşte bu merkez dediğimiz yapı, aslında Özkan Mamati’den yönlendirdiği veya korkutarak kontrol altına aldığı ve halen tehdit ettiği SUNİ müştekilerden başkası değildir. 



Daha yeni Daha eski