İNGİLİZ DERİN DEVLETİ ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARINI, İDEOLOJİSİNE KARŞI BÜYÜK BİR TEHDİT OLARAK GÖRDÜ

Adnan Oktar ve arkadaşlarına düzenlenen komplonun arkasında İngiliz derin devleti bulunmaktadır. Adnan Oktar, 2016 yılına yaklaşırken önceleri A9 TV’de konuk olarak katıldığı canlı televizyon programlarında, ilerleyen dönemlerde ise yazdığı eser ve makalelerinde İngiliz derin devletinden bahsetmiş, bu yapının Peygamber Efendimiz (sav)’in ahir zamanda ortaya çıkacağını belirttiği Deccal’in başını çektiği yapılanma olduğuna işaret etmiştir. İngiliz derin devletinin Deccal’in kontrolünde olduğunu söyleyen ve bu bağlamda hangi stratejileri yürüttüğünü dünyada ilk açıklayan kişi Adnan Oktar’dır.

Deccal birçok Müslümanın yüzeysel de olsa bilgi sahibi olduğu bir kavramdır. Çok kısaca özetlemek gerekirse, Peygamber Efendimiz (sav) ve büyük İslam alimlerinin anlatımlarına göre, Deccal ahir zamanda dünya genelinde kötülüğü, savaşı ve ahlaksızlığı yaymak için çaba harcayacaktır. Deccal, elbette ki bu çalışmalarını tek başına yapmayacak, dünya çapında örgütlenmeye gidecektir. Deccal’in ana amacı dinsiz bir dünya düzeni kurmaktır.

Deccalin dinsiz dünya düzeni kurmak için kullandığı en önemli silahlardan biri, evrim teorisidir. Bilimin her geçen gün daha fazla önem kazandığı bu çağda, dinsizlik akımları da bilimsel bir kılıfa bürünme zorunluluğu duymuş bu yüzden de evrim teorisi sahneye sürülmüştür. İşte Adnan Oktar’ın yaklaşık 40 yıldır evrim teorisine karşı verdiği mücadele burada büyük önem kazanmaktadır. Adnan Oktar’ın Deccaliyet olarak tanımladığı İngiliz derin devleti, kendi ideolojisine karşı açık ve etkin mücadele veren Adnan Oktar’ı hedef almıştır. İngiliz derin devletine göre, kendi ideolojisinin dünya çapında etkin olması için evrim teorisi mutlaka yaşatılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır. Nitekim, dünyadaki savaşlar, çatışmalar, mezhep ve ırk savaşları, Müslüman ülkelerin birbirlerine adeta düşman hale getirilmesi bu çabanın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. İslam Birliği’nin oluşamamasının da sebebi İngiliz derin devleti olmuştur.

Adnan Oktar’ın çalışmaları ise tüm dünyaya yayılmış durumdadır ve İngiliz derin devletinin hedeflerinin önünde büyük bir settir.

Adnan Oktar’ın Kuran-ı Kerim’deki bilimsel mucizeleri, evrendeki yaratılış delillerini anlatan eserleri de akıl ve imanın bir araya gelmesini asla istemeyen İngiliz derin devleti için büyük risk teşkil etmektedir. İngiliz derin devleti Allah’a şuurlu bir şekilde iman etmiş halk kitlelerini kendi hedefleri açısından tehlikeli görmektedir. İngiliz derin devleti kolay kontrol altına alacağı korkak, menfaatçi, ikiyüzlü, kibirli, bencil ve psikolojisi bozuk halklar oluşturmayı istemektedir. Allah’a kesin bir bilgiyle iman eden insanlarda bu gibi özellikler bulunamayacağı için, İngiliz derin devleti açısından, Adnan Oktar’ın, insanların akılla Allah’ı kavramalarını sağlayan eserleri mutlaka engellenmelidir. Bunlara benzer şekilde, Adnan Oktar’ın PKK karşıtı ve İslam Birliğini savunan çalışmaları da İngiliz derin devletinin asla kabul etmeyeceği çalışmalardır. Çünkü İngiliz derin devleti, güçlü bir İslam anlayışının hakim olmasının, bütün sinsi projelerini ortadan kaldıracağını gayet iyi bilmektedir. Nitekim, 200 yıl evvel “Kur’an-ı Kerim yok edilmedikçe, Avrupa’ya barış gelmeyecek. Kur’an’ı Müslümanların elinden almalıyız”[1] diyen İngiltere eski Başbakanı William Ewart Gladstone’un takipçileri, bugün tüm güçleriyle Kur’an’ı Müslüman dünyasından uzaklaştırmaya çalışmaktadırlar. Bunda da belli oranda başarılı olmuşlardır. Kur’an’ı Kerim, Müslümanların elinden geniş çapta alınmış, yerine hurafelerle dolu bağnaz bir felsefe konmuştur. İngiliz derin devletinin günümüz siyasetinin, daima Müslümanların elinden gerçek İslam’ı, yani Kur’an Müslümanlığını almak olduğu asla unutulmamalıdır. İngiltere’nin derin güçleri, Kur’an Müslümanlığının olağanüstü kaliteli, barış ve sevgi kaynağı, tam demokratik bir model olduğunu gayet iyi bilmektedirler. Böyle bir modelin, mutlaka dünya çapında galip geleceğinin ve kendilerinin inşa etmeye çalıştığı sahte sosyalist- komünist-anarşist-emperyalist sistemi yok edecek güçte olduğunun farkındadırlar. İşte bu farkındalık nedeniyledir ki, İngiliz derin devletinin asıl mücadelesi, gerçek İslam ile olmuştur. Yaklaşık 300 yıldır bölgemizde İslam’ın ve Türklerin gücünü kesmek isteyen İngiliz derin devletinin ana hedeflerinden biri Türkiye’dir. Türkiye’yi Osmanlı İmparatorluğu’nun devamı olarak gören İngiliz derin devleti, 19 ve 20. yüzyılda yaşamış ideologlarının da belirttiği gibi, Türkiye’yi bölüp Türkleri Orta Asya steplerine geri göndermek istemektedir. İngiliz derin devletinin Türkiye’yi bölmek için kullandığı örgütlerin başında da milletimizin kanını döken PKK gelmektedir.

Bu çirkin projenin yürürlükte olduğu bazı yazarların da dikkatinden kaçmamış ve konuya ilgiyle yönelmelerine sebep olmuştur. Örneğin, Hasan Atilla Uğur, “Abdullah Öcalan’ı Nasıl Sorguladım” isimli kitabında, Abdullah Öcalan’ın kendi ağzından “Bakın bizim konumuza en akıllı yaklaşan İngiltere’dir. Bazı lordlar benimle görüşüp ‘Sizi destekliyoruz’ dediler… Gizli olarak en büyük destek hep İngilizlerindir” dediğini belirtmiştir. Arslan Tekin tarafından yazılan “İmralı’daki Konuk” isimli kitapta ise, Abdullah Öcalan’ın kendi ağzından “İngiltere’nin PKK yaklaşımını iyi anlamak gerekir. Şahsi yorumum, İngiltere kendine göre Kürt harekâtı üzerinde derin politikaların içindedir. Bazılarını yanına çeker, bazılarını harcar, destekler gibi yapar…” dediğini belirtmiştir. Yeni Akit Gazetesi’nde yayınlanan 30.07.2015 tarihli haberde geçtiği üzere, PKK’nın bir uzantısı olan YDG-H’ın kurucularından Kerem Berti kendi ağzından PKK, İngiltere tarafından kurulan bir örgüttür diye itiraf etmiştir. Keza BOP, özellikle o toprakları PKK’ya teslim etmek üzere kurgulanmış bir İngiliz derin devleti projesidir.

İşte Adnan Oktar’ın PKK’yı korkusuzca, etkin ve kapsamlı şekilde hedef alması, İngiliz derin devletinin Adnan Oktar’ı kültürel faaliyetlerinden alıkoymak istemesinde önemli bir faktör olmuştur. PKK’nın ideolojisini çürüten, PKK ile mücadele yöntemlerini anlatan eserler yazan Adnan Oktar, PKK’nın ideolojisini yaşatarak ülkemizi bölmek isteyen İngiliz derin devletini rahatsız etmektedir. Nitekim PKK’nın ideolojisi çöktüğü takdirde, örgüt üye toplayamayacak, gitgide zayıflayacak, bu da İngiliz derin devletinin ülkemizi bölme hayallerini tamamen yıkacaktır.

Adnan Oktar’ın İslam Birliğini savunan çalışmalarının İngiliz derin devletini rahatsız etmesi de bu şekilde açıklanabilir. Türkiye’nin ve İslam aleminin tamamen bölünmesi İngiliz derin devleti için en önemli hedeflerden biridir. İslam alemi ele geçirilirse Deccaliyeti durduracak bir güç kalmamaktadır. İslam aleminin birleşmesi ise bunun aksine Deccaliyetin sonu demektir. Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de “Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.” (Al-i İmran 103) ifadeleriyle müminlere verdiği emri gereği bütün Müslümanların dünya çapında İslam Birliğini gerçekleştirilmesi şarttır. Bu, Adnan Oktar’ın da üstlendiği bir düsturdur. İslam Birliği ise, Deccaliyetin dinsiz dünya devleti hedefiyle taban tabana zıttır, bunun da ötesinde kendi varlığına direkt tehdit teşkil etmektedir. Dolayısıyla, deccaliyet için muhtemel bir İslam Birliği, mutlaka durdurulması gereken bir hedef konumundadır.


[1] Taha Niyazi Karaca, Büyük Oyun: İngiltere Başbakanı Gladstone’un Osmanlı’yı Yıkma Planı, İstanbul: Timaş

Yayınları, 2015



⬅️

HUKUK SİSTEMİNE VURULAN BÜYÜK DARBE: KUMPAS

➡️

KUMPASIN GİZLENEN HEDEFİ: CUMHURBAŞKANIMIZ SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’A ZARAR VERMEK

Daha yeni Daha eski