Soruşturma dosyasına ifade veren müştekilerin ifadeleri, kanuna aykırı şekilde basınla paylaşılmıştır. Özel bir planla hazırlanan ve içinde hiçbir dayanağı olmayan çok sayıda asılsız suçlama bulunan bu ifadeler, bazı basın yayın organları tarafından kesin gerçekmiş gibi kabul edilerek kamuoyuyla paylaşılmıştır. Tabi bunu yapan bu basın yayın organları, “bire bin katmak” denen yöntemle Adnan Oktar ve arkadaşlarını henüz yargılamaları başlamadan önce kesin suçlu ilan etmiş ve kamuoyu nezdinde yapılabilecek her çeşit karalamayı defalarca yapmışlardır.

Aynı şüpheli ifadelerinin hukuka aykırı şekilde basına servis edilmesi gibi, müşteki ifadelerinin de bu şekilde basında yer bulması savcılık makamınca hiç soruşturulmamış, bu ifadeleri basına ulaştıran karanlık odaklar araştırılmamış ve Adnan Oktar ile arkadaşlarının tüm Anayasal hakları ihlal edilirken kimse kılını kıpırdatmamıştır.

Basın üzerinden yürütülen temel kara propaganda uygulaması, soruşturma dosyası üzerindeki kısıtlılık kararı henüz devam etmekteyken, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ifadesi alınan arkadaşlarımızın ifadelerinin basına sızdırılması ile yaşanmıştır. Bu ifadeler parça parça veya ifadenin bütünü şeklinde gazetelerde ve internet haber sitelerinde yayınlanmıştır.

Gizlilik kararı olan dosyadaki bilgiler ve ifadeler basına sızdırılarak, Basın Kanunu ve masumiyet karinesi açıkça ihlal edilmiştir. Türk Ceza Kanunu 285. maddeye göre de bu bir suçtur ve 1 yıldan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılması gerekir. Ancak HSYK ve Cumhuriyet Savcıları tamamen duyarsız davranarak kendilerine yüklenen görevi yerine getirmeyerek bu hukuksuz uygulamaya göz yummuşlardır. Bu gizli bilgileri basına servis eden kamu görevlileri hakkında herhangi bir soruşturma açılmamıştır. 



⬅️

KARA PROPAGANDANIN EN İNSAFSIZ KULLANIMI: HABERLER 

➡️

ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARININ İFADELERİ HUKUKSUZCA BASINA SIZDIRILIYOR

Daha yeni Daha eski