Özkan Mamati’nin aşağıda sunduğumuz paylaşımı sadece basit bir espriden ibaret değildir. Bazı basın kuruluşlarının bu kumpasta nasıl önemli bir rol oynadıkları, Özkan Mamati’nin basınla nasıl içli dışlı olduğu ilerleyen sayfalarda gösterilecektir.




Basın konusu üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Çünkü Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik karalama kampanyasının, oluşturulan infialin, yargıyı etkileme çabalarının en büyük bölümü basın kaynaklıdır. Zaten bu yüzden İngiliz derin devleti, geçmişten beri asıl olarak basına önem verir; her cihette kendisine yarayacak basın organlarını canlı tutar. İngiliz derin devletinin kiralık gazetecileri uyuyan hücrelerde 150 yıldır faaliyettedir. Bir topluluk hakkında kara propaganda başlatılacaksa, onlar hakkında “uzak durulması gereken topluluk” imajı oluşturulacaksa, uyuyan hücrelerdeki söz konusu elemanlar ve kaynaklar hemen devreye sokulmaktadır. Bu hücreler dünyanın her yerindedir ve bunların finansmanı da İngiliz derin devleti tarafından paravan şirketler yoluyla karşılanmaktadır. Ücretini alan basın organı veya gazeteci, istenen kişi hakkında her türlü aleyhte yayın için hazır ve nazırdır. İngiliz derin devletinin en büyük başarı ayağını, propagandanın en büyük kaynağı olan basın oluşturmaktadır.

Kumpaslarda, İngiliz derin devleti tarafından devreye sokulan basın organlarını tespit etmek aslında hiç de zor değildir. Kumpasın işlenişi esnasında en fazla yaygarayı kim yapıyorsa ona odaklanmak gerekir. En fazla karalama, en fazla iftira hangi gazetenin gündemine oturduysa oklar onu gösterir.

Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik kumpasta da İngiliz derin devleti, yönettiği kiralık basın kaynaklarını en etkili şekilde kullanmakta tereddüt etmemiştir. Burada da oklar elbette belli başlı basın-yayın organlarını göstermektedir. Kumpasın önemli bir parçasını oluşturan söz konusu basının arka planındaki aktörler incelendiğinde, bu kişilerin özellikle Adnan Oktar ve arkadaşlarına husumet besleyen kişilerden seçildiği görülmüştür.

Avukat Uğur Poyraz, medyanın kamuoyunu ve yargıyı etkileme ajansı olarak hareket etmesi ile ilgili şu sözleri söylemiştir.

Medyanın aktardığı kadarıyla kamuoyu önceden çok şartlandırılarak yargılamalar yapılıyor. Bütün davalarda, Ergenekon, Balyoz, şu an görülen davalarda da aynı şeyler yürüyor. Bu dava (Adnan Oktar Davası) ve birçok davada kamuoyu baştan hüküm verir bir hale getiriliyor. Medyada öyle bir fırtına estiriliyor ki, mahkemeler de bunun baskısı altına giriyorKamuoyu da bunun baskısı altına giriyor. Ancak dava dosya kapsamları, ben meslekte 34 yılı bitirdim, her zaman kamuoyuna aksettirildiği gibi olmayabilir. Yarın öbür gün mahkemeler kamuoyunun beklentilerine farklı bir yönde karar verdiği vakit de “işte yargı şöyle yaptı, böyle yaptı” deniyor. Biz mesela Ergenekon, Balyoz süreçlerinden geçtik. Öyle yargılamalar öyle yansıtıldı ki dışarıya, ama bakın bugün nasıl bitti.”[1]

Özkan Mamati’nin aşağıda sunduğumuz başka bir paylaşımı, geçtiğimiz sayfalarda gösterdiğimiz Fırat Develioğlu’nun ona katılışını kutlama amacıyla yapılmış bir paylaşımdır. Ancak burada yorum yazan Develioğlu, Özkan Mamati’nin ilk buluşmalarında kendisine söylediği bir sözü aktarmıştır:




Özkan Mamati, Fırat Develioğlu’na ‘’TV’de seyret adamı nasıl bitireceğimizi’’ derken AKİT TV’de yayınlanması için el sıkıştıkları Adnan Oktar ve arkadaşlarına karşı düzenlenen iftira programlarını kastetmektedir.

Burada ve sonrasında AKİT TV’nin adı çeşitli vesilelerle geçecektir. Bu nedenle şu açıklamayı yapmak zorunlu hale gelmiştir. Buradaki hedefimiz kesinlikle AKİT TV’nin kendisi veya yönetimi değildir. AKİT TV, insani ve Rahmani amaçlar için kurulmuş, kuruluşuna maddi-manevi destek verdiğimiz ve varlığını daima savunduğumuz güzide bir kanaldır. Müslümanlara pek çok açıdan çok faydaları dokunmuştur ve böyle bir kanalın zarar görmesi, adının lekelenmesi asla istemeyeceğimiz bir şeydir.

İşte bu nedenledir ki, savundukları ideoloji, yaşam şekilleri ile kanala ciddi anlamda zarar vermek isteyen, hatta bunun için özel olarak devreye sokulmuş olduğunu düşündüğümüz bir kısım kişilere dikkat çekmek bir zorunluluk haline gelmiştir. Burada adı geçen kişiler, kanala ve bu yolla Müslüman camiaya kasıtlı olarak zarar vermeye çalıştığını düşündüğümüz, aykırı üslup ve yaşam biçimleri ile göze çarpan ve bu özellikleriyle AKİT TV gibi bir kanala hiçbir şekilde yakıştırmadığımız kişilerdir. Sadece bu kanala zarar vermemekte, aynı zamanda bu kumpasta özel bir rol aldıkları için, yaptıkları programlarda sürekli olarak Adnan Oktar ve arkadaşlarını hedef almaktadırlar. Bu aşamada kumpasçıların ilk basın ayağını AKİT TV’nin söz konusu spikerleri oluşturmaktadır.



[1] Av. Uğur Poyraz, Emre Buga ile Güne Bakış Programı, TV100, 1 Ekim 2019 


⬅️

KUMPASÇILARA DESTEK VEREN BAZI GAZETECİ VE SUNUCULAR

➡️

AKİT TV SUNUCUSU CANER KARAER DEVREDE

Daha yeni Daha eski