Bugün cezaevlerinde bulunan 170 civarındaki birçoğu TBAV mensubu olan tutuklu ve onların aileleri üzerinde şu ana kadar değindiğimiz yöntemlerle baskı oluşturulmaktadır.  Bu kişiler sözde itirafçı ama gerçekte arkadaşları aleyhinde iftiracı olmaya zorlanmaktadırlar.

Arkadaşlarımız hayatları boyunca suça karışmamış, hatta herhangi bir şekilde polis, savcı, hâkim görmemiş insanlardır. Bu insanları alıp hapishaneye koymak, yukarıdaki bölümlerde de anlattığımız üzere gerek kendilerinde gerekse aileleri üzerinde büyük bir psikolojik baskı oluşturmaktadır.

Çocuklarının hapishanede olmasından zaten son derece rahatsız olan bir kısım aileler, onların mevcut sağlık ve psikolojik durumlarını da düşünerek çocuklarını ne pahasına olursa olsun bu durumdan kurtarma arayışına girmişlerdir. Ne yazık ki bugün hapishaneden çıkış için önlerine konan tek çözüm çocuklarının arkadaşları aleyhine sözde itirafçı; yani iftiracı olmalarıdır.

Devletimizin kanun, hukuk ve adalete adeta savaş açmış böyle bir mekanizmaya ve bunun öncesinde ve sonrasında oluşan mağduriyetlere ivedilikle müdahale etmesini, en akılcı ve vicdani çözümü getirmesini ümit etmekteyiz.

Bir insan, haksız ve son derece ağır tutukluluk şartları sonucunda "25-30 yıllık arkadaşlarımın aleyhine iftira atarak kurtulmak istiyorum” demek zorunda bırakılır ve kamu görevlisi olarak polisin ve yargının içinden buna teşvik ve destek olan olursa bu, devletin de ‘iftira at kurtul’ mantığına destek olduğu izlenimini verir ki bu da toplumda mevcut yönetime karşı çok büyük bir güvensizlik doğurur. 



Daha yeni Daha eski