Son günlerde basına yansıyan Ayça Pars isimli TBAV mensubunun sözde örgüt hakkında itirafta bulunduğu iddiası da yukarıda bahsettiğimiz manevi işkence altında gerçekleşmiş bir durumdur. Zira, Ayça Pars 20 yaşından 50 yaşına kadar Sayın Adnan Oktar’ın arkadaş grubu içinde bulunmuştur. Ayça Pars, eğer bu arkadaş grubu içerisinde sözde itiraflarında anlattığı türden hayal mahsulü olaylar yaşanmış olsaydı, öyle bir ortamda 30 yıl değil 30 dakika dahi kalmayacağı açıktır.

Nitekim bizler Ayça Pars’ın suçsuz olduğu kadar hasta olduğu halde cezaevinde tutulmasından dolayı vicdanen çok rahatsız oluyorduk. Öyle ki Sn. Adnan Oktar, Ayça Pars’ın hastalığı sebebiyle serbest bırakılmasını rica etmek üzere başta Sn. Cumhurbaşkanımız ve Sn. Adalet Bakanımız olmak üzere 5 ayrı makama bizzat kendisi mektup yazmıştır.

Yine benzer şekilde, 1999 yılında BAV camiası mensuplarına emniyette oldukları süre içerisinde işkence yapanların yargılandığı davada tanık durumunda olan Burak Abacı isimli BAV mensubunun da son operasyon sonrası gördüğü baskı karşısında devam eden bu davanın son celsesinde şahitliğinden vazgeçtiğini düşünüyoruz.

Burak Abacı 17 yıl boyunca işkenceye tanık olduğunu ifade etmiştir. Son celsede davadaki tanıklığından vazgeçmesi bizim açımızdan itibar edilecek bir durum değildir. İnsanlar ya canın ya arkadaşların denilerek itirafçı (iftiracı) olmaya zorlanmaktadırlar.

Yargıtay’ın bile işkence var dediği bir davada bir tanığın baskı altında şahitliğini geri çekmesi son derece şaibeli ve endişe verici bir durumdur.

Burak Abacı evli ve çocuk sahibi bir iş adamıdır ve ailesine bakmakla yükümlüdür. Onun hapishanede olması ailesi için yıkım anlamına gelmektedir. Böyle bir baskı altında bu kişinin ailesinin başına gelebilecek durumları göz ardı ederek dürüst bir tavır göstermesini beklemek çok zorlayıcı bir yaklaşımdır.

Burada ortaya çıkan büyük bir gerçek vardır, o da insanların kendi canları ve aileleri ile tehdit altında bırakılarak 25-30 yıllık en yakın arkadaşları aleyhine iftiracı durumuna getirilmeleridir. Eğer bu baskı olmasaydı ne Ayça Pars’ın ne Burak Abacı’nın BAV camiasından arkadaşlarını zora sokacak bir fiil içine gireceklerini kesinlikle düşünmüyoruz. 



Daha yeni Daha eski