Muhterem Cumhurbaşkanımız,

Teknik ve Bilim Araştırma Vakfı (TBAV) camiası olarak bir süredir bizleri oldukça rahatsız ve tedirgin eden bir konuyla ilgili olarak Zat-ı Alinizi bilgilendirmek ve buna ilişkin değerli görüşlerinizi öğrenmek istemekteyiz.

Sayın Adnan Oktar ile birlikte TBAV camiası mensubu arkadaşlarımızın devam eden davalarına ilişkin olarak, gerek soruşturma gerekse yargılama aşamalarında Adnan Bey ve arkadaşlarımız yüzlerle ifade edilecek haksız ve hukuksuz uygulamalara maruz bırakıldıklarından,

  • Savunma haklarının ihlal edildiği ve kendilerini adil bir şekilde savunmalarına imkan verilmediği,
  • Mahkemeye sundukları yüzlerce hukuki delil, belge, dayanak ve bilimsel mütalaanın ise MAHKEME HEYETİ TARAFINDAN TÜMÜYLE GÖRMEZDEN GELİNEREK haklarında, tarihte benzeri görülmemiş şekilde 10 BİNER YILLIK haksız ve hukuksuz cezaların verildiği

hakkında hem çeşitli basın açıklamaları yapmış, hem de Zat-ı Alinizi mektuplarla bilgilendirmiştik. 

Ancak, Adnan Bey ve arkadaş camiamıza yönelik bu kumpası hazırlayanlar, dava dosyasında yargılananlar aleyhinde tek bir somut delil dahi olmadığını, bu sebeple yerel mahkemenin verdiği bu haksız ve hukuksuz cezaların İstinaf veya Yargıtay aşamasında hukuken mutlak surette bozulması gerektiğini de bilmektedirler.

Bundan dolayı, kumpas çetesi şimdi de yeni bir strateji yürüterek Adnan Bey ve yargılanan arkadaşlarımızın İstinaf ve Yargıtay'a yönelik savunmalarına hazırlık yapmalarını engellemenin peşine düşmüş bulunmaktadır. 

Bu amaçla, Adnan Bey ile birlikte tüm tutuklu arkadaşlarımız, normalde yargılamanın yapıldığı ya da ikametlerinin bulunduğu illerdeki veya yakınındaki cezaevlerinde tutulmaları gerekirken, özel bir talimatla ilgili tüm usül ve yasalar hiçe sayılarak, gece yarısı yataklarından kaldırılıp apar topar çeşitli şehirlerdeki uzak cezaevlerine dağıtılmışlardır. 

Bununla da yetinilmemiş, aynı cezaevinde bulunan arkadaşlarımızın birlikte olmaları engellenip, can güvenlikleri de riske atılarak, her biri azılı kriminallerin bulunduğu vukuatlı koğuşlara özel bir amaçla teker teker dağıtılmışlardır. 

Hanım arkadaşlarımız, karantina bahanesiyle ceza hücrelerinde, kapısız lavaboların olduğu, yatacak yerin bulunmadığı, suların akmadığı, temizlik malzemelerinin dahi verilmediği bir ortamda, çok tehlikeli mahkumlarla bir arada tutulmaktadır. 

Adnan Bey ve arkadaşlarımıza yönelik bu uygulamaların amacının;

  • Tıpkı yargılama esnasında ve öncesinde olduğu gibi her türlü eziyet ve yoksunluk ortamı oluşturularak arkadaşlarımızın savunmalarından ziyade canları derdine düşmek zorunda kalmaları,
  • Uzak şehirlerdeki cezaevlerinde oldukları için İstanbul'daki avukatlarıyla görüşmekte türlü zorluklar ve aksaklıklar yaşamaları,
  • Böylelikle, İSTİNAF ile YARGITAY'A YÖNELİK SAVUNMA yapma güçlerinin kırılıp, yine kendilerini adilane savunma imkanı bulamamaları 

olduğunu düşünmekteyiz. 

Adnan Bey ve tutuklu arkadaşlarımızın böylesine haksız ve hukuksuz muamelelere maruz bırakılması için özel bir talimat verilmiş olmasının adalet, demokrasi, eşitlik ve insan hakları ile bağdaşır hiçbir yönü bulunmamakla birlikte bizi asıl şaşırtan, bu talimatların bizzat Zat-ı Alinizin avukatlarının da aralarında bulunduğu “Cumhurbaşkanlığı Hukuk Grubu” tarafından verildiği ve tüm sürecin bizzat bu grup tarafından yönetildiği söylentileri olmuştur. 

Hiçbir şekilde itibar etmemekle birlikte, birçok kişi ve kurum tarafından dillendirilmesi sebebiyle artık dedikodu mahiyetindeki bir söylemin ötesine geçen bu iddiaların,

Zat-ı Alinizi canları pahasına seven,

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı adayı olduğunuz 1994 senesinden bugüne değin her şart ve ortamda cansiperane şekilde sizi savunup destekleyen

camiamızla ZAT-I ALİNİZİN ARASINI AÇIP BOZMA AMACIYLA ORTAYA ATILDIĞI konusunda tarafımızca hiçbir şüphe bulunmamaktadır.

Bu itibarla, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Grubu'nun bu konuya bir dahli olmadığına ilişkin değerli Makamınızın yapacağı bir açıklama, kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan olumsuz algıyı giderecek, tedirginlikleri silip atacak, kalpleri ferahlatacaktır. 

İngiliz derin devletinin ülkemizdeki işbirlikçileri ve bir kısım medyanın da desteğiyle, her ne kadar vatandaşlarımıza unutturulmak istense de, tüm Türk halkı yakinen bilmektedir ki;

  • İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı adayı olduğunuz ilk günden itibaren sağınızda ve solunuzda yer alan kişiler Adnan Bey’in arkadaşlarıdır, Adnan Bey o dönemden bugüne kadar hep yanınızda olmuştur ve halkımız nezdinde AK Parti için güzel bir zemin ve kaliteli bir vitrin oluşturmuştur.
  • Sayın Adnan Oktar, eserleriyle, konferanslarıyla, ilmi ve fikri faaliyetleriyle tüm Türkiye ve dünya çapında Darwinizm'in, materyalizmin yıkılmasına, evrim teorisinin bilimsel olarak yerle bir edilmesine ve bunun neticesinde insanların kalplerinde şüpheden arınmış tahkiki imanın yerleşmesine vesile olmuştur.
  • Adnan Bey'in başlattığı ve Kur’an mucizelerinin, iman hakikatlerinin, Darwinizm ve materyalizmin geçersizliğinin anlatıldığı yıllar süren yoğun, kapsamlı, yaygın, sistemli, akılcı ve etkili tebliğ faaliyeti sonucunda önceden halkın %70'inin Darwinizm’e inandığı ve dine mesafeli durduğu ülkemizde dindar bir toplum ve dindar bir nesil gelişmiştir.
  • Bu ilmi çalışmalarıyla, ülke çapında Zat-ı Alinize ve AK Parti'ye en güçlü desteği veren, AK Parti hükümetlerinin felsefi ve ideolojik zeminini oluşturan kişi Sayın Adnan Oktar'dan başkası değildir.
  • Aksi takdirde, eskisi gibi Darwinizm’in, materyalizmin yaygın kabul gördüğü, temel eğitim politikası olarak benimsendiği bir ülkede dindar bir hükümetin siyasi başarı kazanabilmesi asla mümkün olmayacaktır. 
  • Sonuç olarak, Adnan Bey'in ülkemizde inançlı, dindar bir toplumsal zemin oluşmasına vesile olmasıyla AK Parti iktidara gelmiş ve ardındaki halk desteğini uzun yıllar boyunca korumuş bulunmaktadır. 

Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız, elbette ki hem Sayın Adnan Oktar hem de TBAV mensubu arkadaşlarımız tüm bu hizmetleri sadece Müslüman olmanın bir gereği ve vatanseverliklerinin bir göstergesi olarak gerçekleştirmişler, bu yaptıklarından dolayı da hiçbir zaman ne bir karşılık ne de bir takdir asla beklememişlerdir. 

Bundan sonra da ömürlerimiz yettiği müddetçe, İslam'a gönülden bağlı samimi bir Müslüman kardeşimiz, İslam davasının önderi çok değerli bir büyüğümüz olarak her zaman ve her koşulda yanınızda olacağımızdan ve her ne pahasına olursa olsun tüm gücümüzle sizi desteklemeye devam edeceğimizden şüphe yoktur. 

Zat-ı Alinizden önemli istirhamımız, Adnan Bey ve tutuklu arkadaşlarımızın savunma haklarını engellemek amacıyla maruz bırakıldıkları tüm bu eziyetlerin, haksız ve hukuksuz uygulamaların ardında “Cumhurbaşkanlığı Hukuk Grubu”nun bulunduğu şeklindeki iddia ve ithamlara dair bir açıklama yaparak yalanlamanız ve bahsini ettiğimiz haksızlık ve hukuksuzluklara acil müdahale talimatı vermenizdir.

Zat-ı Aliniz tarafından yapılacak bir açıklama, hem bu gerçek dışı iddianın arkasına sığınarak bizlere uygulanan haksız ve hukuksuz uygulamalara bir son verecek hem de bu konuya ilişkin dillendirilen söylentileri bitirerek, gönülleri rahatlatacaktır. 

En derin saygı, sevgi ve hürmetlerimizle...

TEKNİK VE BİLİM ARAŞTIRMA VAKFI

Daha yeni Daha eski