Geçtiğimiz günlerde medyada “İstanbul Adliyesi'nin adli emanet depoları görüntülendi” başlığı altında bazı haberler yayınlanmıştır. Haberler içerik itibariyle, devam eden yargılamalar sebebiyle adli emanetlerde tutulan çeşitli eşyalar hakkında kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla hazırlanmış gibi görünmektedir. Ancak, haberin izleyiciye veriliş biçimi aslen haberin sadece Sayın Adnan Oktar ve arkadaş camiamız hakkında kamuoyunda olumsuz algı oluşturmak amacıyla hazırlanmış özel bir çalışma olduğunu göstermektedir. 

Daha önce de defalarca açıkladığımız üzere:

  • Arkadaşlarımızın yasal yollardan yaptıkları resmi başvurular sonucunda devletin yetkili kurumlarından almış oldukları silahların tamamı ruhsatlıdır.
  • Bu ruhsatlı silahların herhangi bir suç veya vukuat kaydı bulunmayıp herhangi bir suç delili değildirler.
  • Tam tersine, devletin arkadaşlarımızı güvenilir görüp silah taşımaya ehil bulduğunun ispatıdır.

Devletimiz tarafından yapılan çeşitli operasyonlarda gerek mafyadan gerekse PKK, DHKP-C, IŞİD gibi eli kanlı terör örgütlerinden binlerce hatta on binlerce silah ele geçirilmektedir. Medyanın bunlarla ilgili olarak tek bir haber dahi yapmazken, büyük bir gayret ve ısrarla,

  • SADECE ARKADAŞLARIMIZIN RUHSATLI BİRKAÇ SİLAHINI EVİRİP ÇEVİRİP HABER KONUSU YAPMASI ve 
  • Arkadaş camiamızı, kamuoyuna GÜYA SİLAHLI BİR SUÇ ÖRGÜTÜYMÜŞ GİBİ GÖSTERME ÇABASI içerisinde olması,

İYİ NİYET, OBJEKTİFLİK VE DÜRÜSTLÜKTEN SON DERECE UZAK BİR DAVRANIŞTIR. 

Söz konusu haberleri yapan basın mensupları, arkadaş camiamızın hiçbir şekilde suç örgütü olmadığından ve onlardan hiçbir zarar görmeyeceklerinden son derece emin oldukları için bu legal ve ruhsatlı silahları şaibe oluşturacak bir üslupla sergileyebilmektedirler. Buna karşın, mafya örgütlerinden ele geçirilen silahlar hakkında haber yapamaktan dehşetle çekinmekte, bunlara dair tek kelime etmekten şiddetle kaçınmaktadırlar. Eğer bu haberleri yapan basın mensupları samimi iseler öncelikle mafya tarafından cinayette, uyuşturucu ticaretinde, fuhuşta, kumarda kullanılan yasa dışı silahları haber yapmalıdırlar.

Arkadaşlarımıza ait silahlar bir suç aleti değildir, devletin polise verdiği silah ne kadar legalse bu silahlar da o kadar legaldir. Kaymakamlara, valilere, savcılara, doktorlara, hakimlere verilen silahların konumu neyse bu silahların da konumu odur. 

Özellikle, vatandaşlarımızın “Yargı ve Adalet” konusundaki güvenlerinin derinden sarsıldığı, Adalet Bakanı'ndan yüksek yargı organlarının başkanlarına, akademisyenlerden gazetecilere kadar pek çok kişinin televizyonlara çıkıp da ülkede adaletin kalmadığını dile getirdikleri bir dönemde; Sayın Adnan Oktar ve arkadaş camiamıza yönelik hazırlanan bu tarz haberlerle, yaşanılan mağduriyet ve hukuksuzlukların teşvik edilmesinin anlaşılır bir yanı bulunmamaktadır. 

Bizzat bu haberlerin yayınlandığı gazete ve televizyon çalışanlarının da çoğu zaman mağdur olduğu, ileri yaşlardaki duayen basın mensuplarının bile adliye koridorlarında gözleri yaşlı şekilde “ülkede hukuk ve adaletin kalmadığını” haykırdıkları bu dönemde, medyanın halen ısrarla niçin hukuksuzlukları destekleyici yazılar yazdığını ve bu adaletsizlik çarkına su taşıdığını açıkçası anlamakta zorluk çekmekteyiz. 

Bununla birlikte, camiamıza mensup bazı arkadaşlarımızın ruhsatlı silah edinmiş olmaları ile ilgili bazı önemli hususları da yeri gelmişken burada belirtmek isteriz. 

Öncelikle bir kişinin silah taşıması veya bulundurması son derece sıkı ve titiz yürütülen devletin resmi inceleme ve prosedürleri sonucunda gerçekleşir. Bu prosedürler dikkate alındığında, arkadaşlarımıza ait olan ve 11.07.2018 tarihli polis operasyonuyla el konularak Adli Emanet'e gönderilen TAMAMI RUHSATLI VE HİÇBİR SUÇA YA DA OLAYA KARIŞMAMIŞ SİLAHLARIN, camiamızın hiçbir şekilde suç örgütü olamayacağının en kesin delillerinden biri olduğunu bazı açık ve net gerçekler ışığında inceleyelim:

1. Polis operasyonunda toplamda 23 tüfek ve 70 tabancaya el konulmuştur. Söz konusu silahların çok büyük bir kısmı –özellikle 23 adet yivsiz av tüfekleri– 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında alınmıştır. Geri kalan silahların bir kısmı ise camiamıza karşı yapılan 1999 tarihli polis operasyonu kapsamında el koyulan ve 2015-2016 yılları ve sonrasında adli emanetten geri verilen silahlardır. 

2. Polis tarafından el konulan silahların tamamının sicili tertemizdir. BU SİLAHLARIN HİÇBİRİ KULLANILMAMIŞ OLUP EN UFAK BİR ADLİ SUÇA YA DA ADLİ BİR VAKAYA DAHİ KARIŞMAMIŞTIR. 

3. Silahların tümü yasal müracaatlar sonucunda verilen yasal ruhsatlarla alınmışlardır.

4. BU SİLAHLARIN RUHSATLARINI ALAN KİŞİLERİN TAMAMI ADLİ VE İDARİ BİRİMLERCE YAPILAN SIKI TAHKİKATLARDAN GEÇMİŞLER VE NETİCESİNDE SİLAH KULLANMAYA EHİL VE GÜVENİLİR OLDUKLARI TESPİT EDİLDİĞİ İÇİN RUHSAT ALABİLMİŞLERDİR. Sadece bu husus bile mensuplarımızın adli, idari, hukuki, ruhsal, fiziksel ve muhasebesel açıdan tahkikattan geçmiş ve her bakımdan ruhsatlı silah taşımaya uygun kişiler olarak görüldüğünü göstermektedir.

5. Bilindiği üzere, alt sınırı 1 yıl veya üzeri olan herhangi bir suçtan dolayı ceza almış veya hakkında derdest bir soruşturma/dava bulunan bir kişiye silah ruhsatı verilmemektedir. Silah ruhsatına sahip arkadaşlarımızın geçmiş adli kaydı ve hali hazırdaki hukuki durumu uygun görüldüğü için devlet tarafından kendilerine silah ruhsatı verilmiştir. İLGİLİ MENSUPLARIMIZIN HEPSİ AYRI AYRI ADLİ OLARAK İNCELENMİŞ VE HAKLARINDA SİLAH RUHSATI ALMALARINA MANİ OLACAK NİTELİKTE BİR CEZA KARARI VEYA SUÇ İSNADI OLMAMASINDAN DOLAYI RUHSAT ALABİLMİŞLERDİR.

6. Arkadaşlarımızın bir kısmı ruhsatlarının geçerlilik süresi olan 5 yıl bittiği için yenileyip yeniden ruhsat almışlardır. Yani bu kişiler için bu tahkikatların tamamı birkaç kez yapılmış ve her defasında silah kullanmaya ehil görülmüşlerdir.

7. Ayrıca, ele geçirilen silahların bir kısmı sadece bulundurma ruhsatlı silahlardır. Yani ruhsatta belirtilen dışında bir yerde bulundurulması ve kişinin yanında gezdirmesi kesinlikle yasaktır. Bulundurma ruhsatına sahip kişiler bu duruma riayet etmişlerdir. Suç işlemek amacıyla silah temin edecek bir kişinin bulundurma ruhsatlı bir silah almak için uğraşmayacağı aşikârdır. 

8. Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımız PKK, DAEŞ ve El-Kaide gibi terör örgütlerinin suikast listesinde yer almaktadır. Büyük tehlike arz eden bu durum üzerine Valilik makamı, Sayın Adnan Oktar’a polis koruması tahsis etmiştir.

9. Özellikle, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında devlet yetkilileri, kişilerin gerektiğinde kendilerini ve devletlerini savunabilmeleri bakımından bireysel ve yasal yollarla silahlanmalarını teşvik etmişlerdir. Camia mensuplarımızın bir bölümü gönüllü olarak bu teşvike uygun olarak silahlanmışlardır.

10. Yasal ruhsat prosedürü nispeten daha kolay ve ekonomik olduğu için 15 Temmuz sonrasında yivsiz av tüfek satışlarında ciddi bir patlama olmuş, ruhsat başvurularında ciddi kuyruklar oluşmuştur. Polis operasyonunda ele geçirilen tüfeklerin neredeyse tamamı bu süreçte alınmış silahlardır. 

11. Ruhsatsız silah sahibi olan hiçbir arkadaşımız yoktur. Camiamıza, 11 Temmuz 2018 tarihinde habersiz, ani ve eş zamanlı yapılan baskınlar şeklinde düzenlenen polis operasyonu neticesinde tek bir ruhsatsız, illegal ya da herhangi bir suça karışmış silaha rastlanmamıştır.

12. Söz konusu operasyon öncesinde camiamıza yönelik emniyet birimleri tarafından gizli olarak sürdürülen teknik takiplerde hiçbir suç unsuruna rastlanmadığı gibi, illegal, ruhsatsız, suça karışmış herhangi bir silah ya da silah kullanımına dair de tek bir somut vakayla karşılaşılmamıştır.

13. Silahlı bir suç örgütünün varlığından söz edilebilmesi için bu silahların "amaç suç" işlenirken ya da herhangi bir suç eylemi sırasında kullanılmış olması gerekmektedir. Ancak, camiamızla ilgili iddianamede herhangi bir "amaç suç"tan bahsedilmediği gibi söz konusu ruhsatlı silahlar da ne bir suç işlemede ne de herhangi bir nedenle hiçbir suretle kullanılmamıştır.

14. HEPSİNDEN ÖTESİ, DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE HERHANGİ BİR SİLAHLI SUÇ ÖRGÜTÜ MENSUPLARININ SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA, KENDİ ADLARINA, TÜM BALİSTİK BİLGİLERİ RESMİ MAKAMLARDA KAYITLI OLAN RUHSATLI SİLAHLAR EDİNDİKLERİ GÖRÜLMÜŞ, DUYULMUŞ BİR ŞEY DEĞİLDİR.

15. Çok önemli olduğunu düşündüğümüz bir başka husus da şudur: DOSYADAKİ SÖZDE MAĞDUR VE MÜŞTEKİLER DAHİ BEYANLARINDA BU SİLAHLARIN İLLEGAL OLDUĞUNA, KULLANILDIĞINA, BU SİLAHLARLA SÖZDE BİR SUÇ İŞLENDİĞİNE DAİR TEK BİR KELİME ETMEMİŞLERDİR.

16. Ayrıca, el konulan silahların çok büyük bir kısmı ÖZELLİKLE TÜFEKLER KENDİ ORİJİNAL KUTULARINDA, DEMONTE OLARAK HİÇ KURULMAMIŞ VE HİÇ KULLANILMAMIŞ BİR HALDE BULUNMUŞTUR. Bugün çat kapı gidilecek bir evin/şirketin herhangi bir odasında veya çekmecesinde dahi hazır halde bir tüfek veya tabanca bulmak mümkünken, arkadaşlarımıza ait el konulan silahların kullanıma dahi hazır olmaması, suçlamaların yersizliğini gözler önüne sermektedir.

17. Başvuruda bulunan camiamız mensuplarının mali durumları, ticari sicilleri de incelenmiş, herhangi bir hukuka aykırılık, devlete herhangi bir vergi veya idari borçları olmadığı tespit edilmiş, kendilerine bu kapsamlı araştırmalar neticesinde silah ruhsatı verilmiştir.

18. Camiamız mensuplarının sabit, yerleşik ikamet adresleri olduğu, bu adreslerden kendilerine ulaşılabildiği ve gerektiğinde tebligat yapılabildiği hem MERNİS kayıtlarından hem de emniyet tarafından yapılan tahkikatlar neticesinde anlaşılmış ve bunların neticesinde silah ruhsatı verilmiştir.

19. Silah ruhsatı alan camiamız mensuplarının tamamının, gerek sosyal medyadan gerek A9 TV'de katıldıkları programlardan gerekse herkesin gözleri önündeki günlük sosyal yaşamlarından, uzun yıllardan beri Sayın Adnan Oktar'ın arkadaş çevresine mensup oldukları gayet iyi bilinmektedir. Devletimizin resmi makamlarının ve özellikle de istihbarat birimlerinin bu gerçeği gayet iyi bildikleri kuşkusuzdur. Bu durum da ortada hiçbir gizli saklı, şaibeli, yasadışı bir durum olmadığının açık göstergelerinden biridir.

Kamuoyunun bilgilerine saygılarımızla sunarız.

Daha yeni Daha eski