Resmi Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek

1-    Kaybolan belgeyi gören memurun tanık sıfatıyla ifadesine başvurularak, belgenin dosya içerisinde olup olmadığının, elektronik kayıtlara neden aktarmadığının, sanık veya başka kişilerin belgeyi incelemek isteyip istemediğinin sorulmayarak eksik inceleme yapıldığı:

“… 7. İcra Müdürlüğü’nün 2008/586 esas sayılı dosyası ile sanıklardan …’un alacaklısı olduğu icra takibinin mevcut bulunduğu, 23/03/2009 tarihinde … plaka sayılı araç üzerine haciz konulduğu, 24/03/2010 tarihinde alacaklı tarafından satış talep edildiği, ancak bu satış talebinin, icra müdür yardımcısı tanık … tarafından İcra İflas Kanununun 106 ve 110. maddeleri dikkate alınarak hacizden itibaren bir yıllık sürenin geçmiş olması nedeniyle reddedildiği, bunun üzerine sanıkların aralarında anlaşarak, … tarafından verilmiş satış talebinin reddine ilişkin kararı yok ettikleri ve sanık …’in 24/03/2010 tarihli dilekçesi ile İcra Müdürü yardımcısı diğer sanık … Keskin’e başvuruda bulunarak yeniden aracın satışını talep ettiği, Şahinde’nin ise, aracın kaydına 23/03/2009 tarihinde haciz konulması nedeniyle İcra İflas Kanununun 106. maddesindeki bir yıllık süreyi geçirmemek kastıyla, tarihi 23/03/2010 olarak değiştirdiği ve bu şekilde alacaklının satış talebini işleme koyduğu, sanıkların bu şekilde iştirak halinde “resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarını işlediği iddia edilmişse de; maddi gerçeğin kuşkuya vermeyecek şekilde ortaya çıkması amacıyla, tanık …’in ifadesinde geçen ve kaybolan belgeyi gören icra dairesi çalışanı …’ün tanık sıfatıyla ifadesine başvurularak belgeyi UYAP sistemine neden aktarmadığını ve belgeyi dosya içine koyup koymadığını ve belge dosyaya girdikten sonra dosyanın sanıklar veya başka kişilerce incelenmek amacıyla istenip istenmediğininin sorulması, yine dosya içerisinde yer alan “safahat bilgileri” başlıklı belge dikkate alındığında, sanık … tarafından yatırılan 300 TL’lik makbuzda tarih ve zamanına ilişkin “23/03/2010 09:44:41” şeklinde kaydın olduğu anlaşılmakla, …’in yeniden tanık sıfatıyla ifadesine başvurularak, hangi tarihte sanık … tarafından bu ücretin yatırıldığını ve tahsilat makbuzunu önceki tarihli olarak kesip kesmediğini ve bunu kimin talep ettiğinin sorulması, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu sahte belge aslının duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcı nitelikte olup olmadığının kararda tartışılması ve denetime imkan verecek şekilde dosya içine konulmasından sonra toplanan tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykrı…”  (Yargıtay 21. CD. 2015/7445 E. 2016/6388 K. 26/10/2016 T.)

Daha yeni Daha eski