1

Sayın Adnan Oktar an itibariyle Edirne F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu olarak bulunmaktadır. Yargılama halen daha devam etmekte olup dava dosyasının ilgili Bölge Adliye Mahkemesi’ne tevdi edilmesi beklenmektedir.

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının yargılanma süreci, kendilerine husumet besleyen bazı kişilerin iftiraları üzerine kurulmuştur. Tek bir somut suç delili olmadan, sırf söz konusu husumetli kişilerin soyut beyanlarının ve bir takım hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş sahte delillerin esas alındığı bir yargılama yürütülmüştür. Bahsi geçen husumetli kişiler, en baştaki soruşturma aşamasından itibaren bir arada, ortak bir plan üzere hareket etmiş, yapacakları iftiraları organize bir biçimde kurgulayıp ifadeler vermişlerdir. Bu illegal yapılanmanın çok sayıdaki delilleri yargılananlar ve müdafileri tarafından dava dosyasına sunulmuştur.

2. 

Birlikte hareket eden husumetli bir kısım müşteki, sosyal medyada açtıkları sahte isimli hesaplar üzerinden soruşturmanın başından bugüne dek Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik çok galiz hakaretler ve tehditler içeren paylaşımlarda bulunmuşlardır. Söz konusu sosyal medya paylaşımlarında dikkat çeken önemli bir başka detay ise, bahsedilen husumetli müştekilerin gerek soruşturma savcıları ile gerekse soruşturmayı yürüten İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesi memurlarından bazılarıyla yakın ilişki içerisinde olup, gizli yürütülen soruşma dosyasından anlık haberdar olmalarıdır. Husumetli müştekiler, kurdukları bu yakın ilişkilerden güç alarak yaklaşık 4 yıldır aralıksız şekilde hakaret ve tehditlerine devam etmektedir. Bu tehditlerin birçoğunun, önceden içeriden bilgi alınarak paylaşılmasından dolayı, gerçekleşmiş olduğu görülmektedir. 

3. 

Sayın Adnan Oktar’a husumet besleyen bir kısım müştekinin, sahte isimlerle açtıkları sosyal medya hesaplarından yönelttikleri tehditlerin başında, Sayın Adnan Oktar’a zarar vermek, ölümcül hastalık kapmasına sebebiyet vermek, daha da ileri giderek ölümüne sebebiyet vermek gibi tehditler gelmektedir. Bu tehditlerle alakalı olarak daha önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Adalet Bakanlığı'na ve davamızın görüldüğü İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ne çok sayıda bildirimde bulunmuştuk. 

Bazı örnekler sunmamız gerekirse;

Örnek 1: Müşteki Fırat Develioğlu tarafından yönetildiği bilinen ve şu an kapatılmış olan “@kralllllllll9” rumuzlu hesaptan hakaretamiz ve tehditvari üslupta yapılan bir paylaşımda, Sayın Adnan Oktar’ın tüberküloz (verem) olup hastaneye kaldırılacağı ve hastanede öleceği ima edilmişti:


Örnek 2: Müşteki Özkan Mamati tarafından yönetildiği bilinen ve şu an kapatılmış olan “@ozkanmamai” rumuzlu hesaptan yapılmış bir paylaşım:




Örnek 3: Müşteki Özkan Mamati tarafından yönetildiği bilinen “@ozkannnnnnnnn” rumuzlu hesaptan yapılmış bir paylaşım:




Örnek 4: Müşteki Özkan Mamati tarafından yönetildiği bilinen “@ozkannnnnnnnn” rumuzlu hesaptan yapılmış bir paylaşım:



Örnek 5: Müşteki Özkan Mamati tarafından yönetildiği bilinen “@ozkanmamai” rumuzlu hesaptan yapılmış bir paylaşım:



Örnek 6: Müşteki Özkan Mamati tarafından yönetildiği bilinen “@ozkanmamai” rumuzlu hesaptan yapılmış bir paylaşım:



Örnek 7: Müşteki Özkan Mamati tarafından yönetildiği bilinen “@ozkanmamai” rumuzlu hesaptan yapılmış bir paylaşım:




Örnek 8: Müşteki Özkan Mamati tarafından yönetildiği bilinen “@ozkanmamai” rumuzlu hesaptan yapılmış bir paylaşım:



Burada sadece az bir kısmını sunduğumuz ölüm tehditleri ve suikast imalarının çok daha fazlası, husumetli müştekilerin sosyal medya hesaplarından sürekli olarak paylaşılmaktadır. 

4. 

Son olarak, husumetli müşteki Özkan Mamati’ye ait olduğu bilinen “boogeyman34007” rumuzlu sosyal medya hesabından, yine benzer yöntemle bir suikast ve ölüm tehditleri yapılmıştır. İçinde galiz hakaretlerin yer aldığı paylaşımda ilk dikkat çeken ifade “sen herhalde geçen edirne maceranı çok dikkate almadın” şeklindeki cümledir. 

Bilindiği gibi, Sayın Adnan Oktar 11.07.2018 tarihinde gözaltına alınmış, devamında ise tutuklanarak Edirne F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edilmiş, mahkeme sürecine kadar 1 yıl boyunca burada tutulmuştu. Daha sonra, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen yargılama süreci boyunca Silivri Kapalı Cezaevi’nde tutulmuş, yargılamanın sona ermesinin hemen ardından, yurt çapında pandemi nedeniyle tüm nakiller durdurulduğu, ortada hiçbir makul gereklilik ve hukuki gerekçe olmadığı halde alelacele Edirne’ye geri gönderilmişti. 

Sayın Adnan Oktar, Edirne'ye nakli esnasında yapılan COVID-19 testi NEGATİF çıkmasına, Edirne'de tek başına, izole bir hücrede tutulmasına, kimseyle teması olmamasına rağmen, kısa süre sonra kurum doktoru tarafından yapılan bir test neticesinde, şaibeli bir COVID pozitif sonucu bildirilmiştir. Ardından kendisinin, müdafileri ile bile telefonla dahi, hiçbir şekilde iletişimine izin verilmemiş, zaruret olmadığı halde hastaneye sevk edilmeye çalışılmıştır. Sağlık durumunun çok iyi olması, hastalığa dair hiçbir belirti olmaması ve kimse ile de temaslı olmaması sebebiyle durumdan şüphelenen Sayın Adnan Oktar, testin yenilenmesini talep etmiştir. Bu aşamada bir süre ayak diretilmiş, çeşitli suni mazeretlerle test yenilenmemiş, ancak hem Sayın Adnan Oktar’ın hem de müdafilerinin yoğun ısrarları neticesinde tekrar yapılan COVID PCR testinin sonucu NEGATİF çıkmıştır. Bu testin ertesi günü yeniden yapılan 3. testin sonucu da NEGATİF çıkınca Sayın Adnan Oktar’a uygulanması planlanan tedavi sürecinden vazgeçilmiştir. Bu süreçte yaşananlar, husumetli müştekilerin önceki suikast söylemleriyle birlikte düşünüldüğünde hem Sayın Adnan Oktar hem de müdafilerce durum şüpheli görülmüş ve gerekli suç duyuruları yapılmıştır. 

Dolayısıyla, husumetli müşteki ÖZKAN MAMATİ tarafından yeni paylaşılan söz konusu mesajdaki “sen herhalde geçen edirne maceranı çok dikkate almadın” ifadesi bu bağlamda düşünüldüğünde, şüphe ve endişelerimizde son derece haklı olduğumuz sonucu ortaya çıkmaktadır.

5. 

Husumetli müştekiler bu mesajdaki imanın yanı sıra, hem bu mesajda hem de bir süredir paylaştıkları başkaca mesajlarda Sayın Adnan Oktar’ın sebepsiz yere Anadolu’da ücra bir yere transfer edileceğini ve bu yerde gözlerden uzak kaldığı bir sırada suikaste uğrayacağını iddia etmektedir:



Husumetli müşteki Fırat Develioğlu’nun kontrolünde olduğunu düşündüğümüz “7belahusnu7” rumuzlu sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda “Kurtalan Expres tek yön biletiniz hazırlanıyor” denerek Sayın Adnan Oktar’ın Anadolu’da ücra ve uzak bir yerlere sevk edileceği iması yapılmaktadır. Bu paylaşıma yorum yazan hesaplardan “ozkan_mamati” rumuzlu kişi de “şimdi bu yolculuktan sonra bir daha bir daha...” diyerek sevk edilmesi imasını teyid etmektedir. 

Bu paylaşımın sonrasında husumetli müşteki Özkan Mamati’ye ait “boogeyman34007” rumuzlu hesaptan da şöyle bir paylaşım yapılmıştır:



6. 

Husumetli müştekilerin, Sayın Adnan Oktar’ın uzak bir Anadolu şehrine gönderilerek suikast koşullarının daha rahat sağlanabileceği yönündeki paylaşımları birkaç ay önce şu paylaşımla başlamıştır:





7. 

Husumetli müştekilerin Sayın Adnan Oktar’a duydukları husumetin açıkça görüldüğü paylaşımlardan anlaşılan o ki, bu kişiler Sayın Adnan Oktar’a bir şekilde suikast gerçekleştirmeye kararlıdır. Hangi cezaevinde bu planlarını gerçekleştirebileceklerinin arayışı içinde oldukları anlaşılmaktadır. Bu cesareti ise, bağlantıda oldukları savcı Serdar Akan’dan gördükleri ihtimam ve kayırmadan edindiklerini düşünmekteyiz. 

Şöyle ki;

2016 yılında başlatılan soruşturmanın savcısı konumundaki İstanbul Cumhuriyet Savcısı Serdar Akan, Temmuz 2019 tarihli iddianamenin kabul edilmesiyle birlikte İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yürütülen kovuşturmaya da duruşma savcısı olarak katılmıştır. Savcı Serdar Akan, soruşturmanın ilk gününden kovuşturmanın son celsesine kadar geçen süreçte bir taraftan husumetli müştekileri kanunlara ve usule aykırı şekilde koruyup kollarken, sanıklara hasmane bir tutum sergilemiş ve her fırsatta en temel haklarını dahi ihlal etmiştir. 

Savcı Serdar Akan haksız ve vicdanlarda yaralanma hissi oluşturan davranışları sebebiyle çeşitli aşamalarda sanıklar tarafından şikayet edimiştir. Yol açtığı adaletsiz uygulamalara ve haksız davranışlara birkaç örnek vermemiz gerekirse;

  • Onyıllar boyunca aynı camia içinde yer almış çok sayıda kişiyi “şüpheli” olarak değerlendirip yargılanmalarını sağlaması gerekirken, kendi istediği doğrultuda Sayın Adnan Oktar'ı ve arkadaşlarını suçlayıcı ifadeler vermeleri karşılığında bu kişileri hukukszu bir biçimde “müşteki” yaparak yargılama dışı tutmuştur.
  • Kendi işlediği ekonomik bir suçu en ince ayrıntısına kadar anlatan husumetli müşteki Özkan Mamati’yi yargılamadan muaf tutabilmek için dosyasını haksız ve hukuksuz şekilde tefrik etmiştir. Bu suçun asli faili Özkan Mamati hakkında bugüne kadar hiçbir işlem yapılmadığı halde Sayın Adnan Oktar hakkında cezaya hükmedilmiştir.
  • Soruşturma aşamasında hem kendi araştırmaları neticesinde elde ettiği lehe delilleri, hem de tarafımızca dosyaya sunulmuş yüzlerce delili görmezden gelerek, kanunun açık hükmüne muhalefetle bu lehe delillerin tek birine bile iddianamesinde yer vermemiştir.
  • Zorlamayla etkin pişman yapılanlardan sanık Altuğ Revnak Eti’nin SEGBİS kanalıyla ifadesini aldığı sorguda, Sayın Adnan Oktar hakkında “bir daha ömür boyu hapisten çıkamayacak” ve “onun da etkin pişman olma ihtimali var” şeklindeki beyanlarıyla nasıl bir bakış açısına sahip olduğunu göstermiştir.
  • İlk tutuklamaların hemen ertesinde şüphelilerden Ulviye Didem Ürer’in müdafiisinden ele geçirildiği iddia edilen ve tutanaklarda “üzerinde ne yazdığı tam okunamadı” denen bir nota istinaden Sayın Adnan Oktar’ın avukat görüşlerini mahkemenin başlangıcına dek kısıtlamış ve etkin savunma hakkını elinden almıştır.

Savcı Serdar Akan hakkında bu saydıklarımızdan çok daha fazlası müdafiilerce sunulan şikayet dilekçelerinde detaylıca anlatılmaktadır. Ancak, sırf yukarıda saydığımız örnekler dahi, söz konusu savcının Sayın Adnan Oktar’a karşı hasmane tavrını ve husumetli müştekileri kollayan tutumunu gözler önüne sermektedir. Bu tutumdan cesaret alan husumetli müştekiler de göz kırpmadan ölüm tehditlerine ve hakaretlerine devam etmektedir. 

8. 

Yukarıda bahsi geçen söz konusu husumetli müştekiler, birlikte hareket ederek planlar yapmakta, bir taraftan adaleti yanıltmak için birlikte ifadeler uydururken diğer taraftan da sahte suç delilleri üretmektedirler. Bu konularda çok sayıda somut delilimiz mevcuttur. Arkalarına aldıkları bir takım kişilere güvenerek açıkça yalan söylemekten ve sahte delil üretmekten çekinmeyen husumetli müştekilerin, bugünlerde benzer bir karanlık faaliyet içine girdikleri sosyal medya paylaşımlarından anlaşılmaktadır. 

Geçmişte yaptıkları, örneğin seni de listeye yazdım kendine dikkat et” dedikleri kişilerin tek tek tutuklanması ya da yarın neler olacak bakın görün” dedikten bir gün sonra Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşlarından sanık Tarkan Yavaş’ın yakalanması gibi onlarca hadiseyi düşündüğümüzde, bir süredir Sayın Adnan Oktar’ın farklı bir cezaevine transferi için paylaşımlar yapmalarının altında yeni bir komplo hazırlığı olduğunu düşünmemiz için yeterli sebep oluşmaktadır.

Söz konusu paylaşımların sürekli olarak “ölüm” iması içermesi, sürekli tabut, cenaze gibi resimler paylaşmaları birlikte düşünüldüğünde, Sayın Adnan Oktar’ın can güvenliği için her türlü önlemin alıması ve muhtemel kumpaslara karşı teyakkuzda olunması gerekliliği aşikardır. 


Sonuç olarak;

Husumetli kişilerin Sayın Adnan Oktar’a yönelik bir suikast hazırlığı içerisinde oldukları ve bu suikastın Sayın Adnan Oktar’ın farklı bir cezaevine nakledilmek suretiyle gerçekleştirileceği anlaşılmaktadır. 

Bu nedenle, yukarıdaki delil ve izahlarımızın dikkate alınarak Sayın Adnan Oktar’ın cezaevinin değiştirilmesi konusunda bir girişim olup olmadığının araştırılması ve Sayın Adnan Oktar’a yönelik komplo hazırlığında olan kişilerin tespit edilerek gerekli önlemlerin yetkili merciler tarafından ivediyen alınması gerekmektedir.

Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.

Daha yeni Daha eski