Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme

1-    FETÖ örgütüne üye olma ve yardım etme suçları için yapılacak tespitler. Bilerek ve isteyerek örgüte yardımda bulunduğuna dair her türlü şüpheden uzak, kesin, somut delil bulunmadığı:

“…İLK DERECE MAHKEMESİNİN KABULÜ VE UYGULAMASI;

Yalova Ağır Ceza Mahkemesi 2017/76 esas sayılı yargılama dosyası üzerinden yapılan yargılama sonunda,

“Kamuda öğretmen olarak görev yapmış olan sanığın;

EGM KOM Daire Başkanlığının yazısı itibariyle;

Sanığın bylock programı kullandığına ilişkin bir tespit bulunmaması,

SGK kayıtlarına göre;

Sanığın Fetö Pdy bağlantısı bulunmayan Yalova Önder Dershanesinde 01/09/2004-10/09/2012 tarihleri arasında,

Daha sonraki yıllarda ise kamuda öğretmen olarak çalışma kaydı bulunduğunun tespit edilmiş olması,

Yalova Valiliği İl Dernekler Müdürlüğünün ve Defterdarlık KHK İşlemler İl Bürosunun cevabi yazıları içeriğine göre;

Sanığın Fetö Pdy bağlantısı nedeniyle KHK ile kapatılan herhangi bir dernekte üyelik kaydı bulunmadığının tespit edilmiş olması,

Yalova Valiliği Milli Eğitim Müdürlüğünün cevabi yazıları içeriğine göre;

Sanığın Fetö Pdy bağlantısı nedeniyle KHK ile kapatılan herhangi bir sendikada üyelik kaydı bulunmadığının tespit edilmiş olması,

Dijital Materyal Analiz Raporuna göre;

Sanıktan el konulmuş olan dijital materyallerin içeriğinde bylock ve eagle programı ile herhangi bir suç unsuru tespit edilmemiş olması,

Sanık hakkında Fetö Pdy örgüt üyeliği suçlaması noktasında herhangi bir tanık beyanı bulunmaması hususları dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Sanığın; örgüt içerisinde çeşitlilik ve süreklilik arzeden bir eyleminin tespit edilemediği, sanığın örgütün hiyerarşik yapısı içerisine girdiğine, örgüt ile arasında üyelik için gerekli bulunan organik bağın kurulduğuna, örgütün kuruluşu, kurucuları, lideri, amacı, stratejileri ve eylemleri ile irtibatlı olduğuna veya hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek örgüte yardımda bulunduğuna dair; soyut kalmış bulunan iddia dışında, savunmanın aksini kanıtlayabilecek, mahkumiyet için yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin somut ve inandırıcı delil edilemediği anlaşıldığından, üzerine atılı silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan beraatine karar verilmesi gerekmiştir.

Sanığın HTS Kayıtlarına göre; haklarında fetö pdy bağlantısı nedeniyle soruşturma yürütülen kişiler ve kurumlar ile olan telefon irtibatının bulunması, yüklenen örgüt üyeliği suçuna delil teşkil edecek nitelik taşımadığı düşünülmüştür…

…Sanığın Bank Asya’daki hesap hareketinin rutin bankacılık işlemi dışında olan ve özellikle örgüt liderinin bankaya para yatırılması talimatından sonra, bu kasıt ile yatırılmış bir para olduğuna ilişkin, sanık savunmasının aksini kanıtlayacak nitelikte her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı ve somut bir delil elde edilemediğinden, sanığın bu eyleminde örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçunun unsurlarının da oluşmadığı değerlendirildiği” gerekçelerine binaen sanığın beraatına karar verilmiştir.

İSTİNAF İNCELEME AŞAMASI:…

…Sanık ….. …..’nın, ilk derece mahkemesindeki yargılamada olduğu gibi, örgüt içerisinde çeşitlilik ve süreklilik arzeden bir eyleminin tespit edilemediği, sanığın örgütün hiyerarşik yapısı içerisine girdiğine, örgüt ile arasında üyelik için gerekli bulunan organik bağın kurulduğuna, örgütün kuruluşu, kurucuları, lideri, amacı, stratejileri ve eylemleri ile irtibatlı olduğuna veya hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek örgüte yardımda bulunduğuna dair irtibat ve iltisak yokluğu da dikkate alınarak savunmasının aksini kanıtlayabilecek, mahkumiyet için yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin somut ve inandırıcı delil edilemediği,…”  (Bursa BAM 2. CD. 2018/1136 E. 2018/1488 K. 01/11/2018 T.)

2-    Tanığın beyanının soyut olduğu, örgüt üyeliği suçunu oluşturacak başka somut bir delil bulunmadığı, gizli tanığın beyanının duyuma dayalı ve mesnetsiz olduğu, tanığın beyanının çelişkili olduğu,  sanığın bylock kullanıcısı olmadığının anlaşıldığı, dijital materyallerde örgütsel herhangi bir kayıt bulunmadığı, sanığın eylemlerinin terör örgütüne yardım etme olarak değerlendirilemeyceği:

“…Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2017/1809 E. 2017/5155 K. Sayılı kararı da gözetilerek sanığın çoğunluğu kamuoyu nezdinde örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan, hukuki kılıflarla kamu görevlileri ve sivil şahıslara yönelik bir kısım operasyonlara başladığı ve legal görünümlü illegal bir örgüt olduğunun halk nezdinde de anlaşılmaya başlandığı tarihten önce örgütün düzenlemiş olduğu etkinlik ve sohbetlere katılmasının sempati ve iltisak boyutunu aşan, örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli seviyede örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilemeyeceği, tanık beyanlarıyla ile ilgili olarak ise, tanık K1 ‘in beyanının tamamen soyut ve genel anlatımlardan ibaret olduğu, bu beyanını destekleyecek ve örgüt üyeliği suçunu oluşturacak herhangi başkaca somut bir delil bulunmadığı, gizli tanığın soruşturma aşamasındaki beyanında bahsettiği “abla” olduğunu duymasının duyuma dayalı ve mesnetsiz olduğu, kaldı ki ilk derecedeki yargılama  aşamasında  alınan  beyanında  sanık  hakkında  herhangi  bir  bilgi  ve  görgüsünün  olmadığını belirtmesi nedeniyle beyanlarının çelişkili olduğu, tanık K8 ‘nın yukarıda belirtilen beyanının ise esasa etkili olmadığı,  her  ne  kadar  ilk  derece  mahkemesindeki  yargılama  aşamasında  siber  şube  müdürlüğünce düzenlenen raporda sanığın cep telefonunun incelenmesinde X6 , X7 , X8 uygulamalarına ait spg uzantılı içeriği olmayan ekran görüntülerinin olduğunun, bu programların cihazda yüklü olmadığının belirtildiği görülmüş ise de, Dairemizce sanıktan el konulan dijital materyaller üzerinde yeniden detaylı bir bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ayrıca ilgili birimlerden sanığın bylock kullanıcısı olup olmadığının etraflıca araştırıldığı, ilgili birimlerce yapılan tüm araştırmalar sonrasında sanığın bylock kullanıcısı olmadığının bildirildiği, sanıktan el konulan dijital materyaller üzerinde detaylı bir şekilde bilirkişi tarafından yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 11.12.2019 tarihli raporda ise, adli kopyaların incelenmesinde örgütsel herhangi bir kayıt, görsel yada mesaj bulunmadığının belirtildiği, bu sebeplerle sanığın belirtilen programları kullandığının her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespitinin yapılamadığı , bu sebeplerle sanığın eylemlerinin örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında kabul edilemeyeceği gibi terör örgütüne yardım etme olarak da değerlendirilemeyeceği, aksi düşüncenin ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan kuşkudan sanık yararlanır kuralına aykırılık teşkil edeceği, sanığın cezalandırılmasının temel koşulunun, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddiaların sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemeyeceği, ceza mahkûmiyetinin bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiği, bu ispatın teorik de olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemesi gerektiği, yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmanın, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına geleceği, dosya kapsamı itibariyle mevcut delillerin örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında kabul edilemeyeceği gibi terör örgütüne yardım etme olarak da nitelendirilemeyeceği, dolayısıyla sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin delil elde edilemediği, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, bu sebeplerle ilk derece mahkemesinin, mahkumiyete yeter nitelikte ve derecede bulunmadığına dair değerlendirmesinin yerinde olduğu,  ulaşılan  vicdani  kanının  tutarlı  ve  çelişmeyen  verilere  dayandırıldığı  anlaşıldığından  istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir…”  (Konya BAM 2. CD. 2019/1025 E. 2020/68 K. 13/01/2020 T.)

3-    Sanığın Bankasya’ya yatırdığı paranın destek olmak amacıyla olduğuna dair herhangi bir delil elde edilemediği, bylock kullanıcısı olmadığı, dernek, sendika üyeliği, sgk kaydı, tepe yönetimiyle irtibatı olmadığından; terör örgütüne üye olduğuna dair her türlü şüpheden uzak, kesin delil elde edilemediği:

“…Sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğuna ve örgüt liderinin çağrı ve talimatları üzerine Bank F1 isimli bankaya destek olmak amacıyla para yatırdığına dair, sanığın savunmasının aksine herhangi bir delil elde edilemediği ayrıca Mersin Kom Şube Müdürlüğünce çevre araştırma tutanakları irdelendiğinde sanığın X1 kullanıcısı olmadığı, dernek, sendika üyeliği, sgk kaydı ve tepe yönetimiyle irtibatının olmadığı bu nedenlerle Tüm dosya kapsamı itibariyle mevcut delillerin, sanığın örgütün hiyerarşik yapısına organik bir bağ ile dahil olduğuna dair delil olmadığı gibi Bank F1 ‘daki  hesap  hareketlerinin  FETÖ/PDY  silahlı  terör  örgütüne  yardım  kastıyla  hareket  ettiğini göstermeye yeterli olmadığı, açıklanan nedenlere sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin delil elde edilemediği anlaşıldığındanCMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine yönelik aşağıda yazılı şekilde karar verme cihetine gidilmiştir…”  (Adana BAM 2. CD. 2018/2546 E. 2020/61 K. 29/01/2020 T.)

4-    İlk derece mahkemesi tarafından, sanığın kapatılan sendikaya 15/04/2015 tarihinde üye olduğu, uyarılara rağmen sendikadan ayrılmadığı, Zaman Gazetesi’nden her gün bir tane aldığı, HTS kayıtlarına göre çok sayıda FETÖ/PDY şüphelisi ile irtibatının tespit edildiği, örgütü öven konuşmalar yaptığı, öğrencileri cemaatin dershanelerine yönlendirdiği, sohbet şeklindeki toplantılara katıldığı, FETÖ’den haklarında soruşturma yapılan 2 kişiyle irtibatının bulunduğu gerekçesiyle cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; örgütün nihai amacını bildiği ve hiyerarşisine dahil olduğu yönünden herhangi bir delil bulunmadığından, gerçekleşen eylemlerinin terör örgütü üyeliği ve terör örgütüne yardım etme olarak değerlendirilemeyeceği:

“…Cumhuriyet savcısı Dairemizde yapılan yargılama sırasında alınan esas hakkında mütalaasında; “Isparta 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/03/2018 tarih 2017/65 (E) ve 2018/87 (K) sayılı kararı ile sanık K1 hakkında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmamakla Birlikte Örgüte Bilerek ve İsteyerek Yardım Etme suçundan netice itibari ile verilen 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün sanık müdafi tarafından istinaf edilmesi üzerine açılan duruşmada dosya kapsamındaki deliller,

1-Öğretmen olan sanığın örgüte müzahir F1 Sendikasına ( F1 15/04/2015 tarihinde üye olması, bu üyeliğinin sendika kapatılana kadar devam etmesi,

2- Sanığın haklarında FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği suçundan soruşturma ve kovuşturma yapılan kişiler ile irtibatının olduğunun HTS kayıtlarından anlaşılmasından ibaret olduğu,

Sanık  hakkındaki  bu  delillerin  örgüt  üyeliği  suçunun  unsurlarını  barındırmadığı,  örgüte  bilerek  ve isteyerek yardım etme suçunun unsurlarının ise oluşmadığı anlaşıldığından,

İlkderece mahkemesinin kararının kaldırılarak, sanığın unsurları oluşmayan suçtan beraatine” karar verilmesini kamu adına talep ve mütalaa etmiştir.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DAİREMİZİN KABULÜ:

Her ne kadar ilk derece mahkeme tarafından;

Yalvaç İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün 04/11/2016 tarihli yazısı ve ekindeki listeye göre sanığınFETÖ/PDY’ye aidiyeti, iltisakı ve irtibatının belirlenmesi nedeniyle 667 sayılı KHK ile kapatılan F1 Sendikasına ( F1 ) 15/04/2015 tarihinde üye olduğu ve üyeliğinin bu sendika kapatılana kadar devam etmesi,

Tanık K4 ‘un, zaman gazetesini dağıttığı dönemlerde bu gazeteden bir adedini de her gün sanığın evine bıraktığı yönündeki beyanı,

HTS kayıtlarına göre aldırılan bilirkişi raporana öre sanığın çok sayıda FETÖ/PDY şüphelisi ile HTS irtibatının da tespit edilmesi,

Yalvaç İlçe Jandarma Komutanlığının 14 Kasım 2017 tarihli yazısı ve ekindeki 13 Kasım 2017 tarihli araştırma tutanağı içeriğine göre, süreçten sonra da örgütü öven konuşmalar yapması, okul idarecilerinin tavsiyelerine  rağmen F1 ‘den  ayrılmamış  olması,  öğrencileri  cemaatin  dershanelerine  yönlendirmesi, kendisinin, “cemaatin bana faydası dokundu onları bırakamam” şeklinde beyanlarda bulunması, bir dönem cemaatin sohbet şeklindeki toplantılarına katılması, FETÖ’den haklarında soruşturma yapılan K2 ve K5 ile irtibatının bulunması gerekçeleriyle sanığın TCK’nun 314/3 ve 220/7-1.cümlesi yollamasıyla TCK’nun 314/2 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;

Kuruluş, amaç, örgüt yapılanması ve faaliyet yöntemleri Yargıtay 16. ceza Dairesinin 2015/3 E.sy.kararında anlatılan ve nihai amacı, Devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında, örgütün sözde meşruiyet vitrini olarak kullanılan katlarla irtibatlı olduğu anlaşılan ve fakat örgütün nihai amacını  bildiği,  örgütle  organik  bir  bağ  kurarak  hiyerarşisine  dahil  olduğu  yönünde  herhangi  bir  delil bulunmayan  sanığın  yukarıda  açıklandığı  şekilde  gerçekleşen  eylemlerinin,  sanığın  konumu,  dosyaya yansıyan kişisel özellikleri ve aşamalarda alınan savunmaları nazara alındığında sempati boyutunu aşan, örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında kabul edilemeyeceği gibi terör örgütüne yardım etme olarak da değerlendirilemeyeceği, 17/25 Aralık 2013 tarihi öncesindeki eylemlerin TCK’nun    30/1.    maddesi    anlamında    silahlı    terör    örgütünün    unsurlarında    yanılgı    kapsamında değerlendirilebileceği anlaşılmakla Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan sanık K1 hakkında verilen Isparta 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/03/2018 tarih, 2017/65 esas – 2018/87 karar sayılı ilamının 5271 sayılı CMK’nın 280/2-2. cümlesi uyarınca kaldırılmasına, sanığın CMK’nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir…”  (Antalya BAM 2. CD. 2018/1542 E. 2019/1326 T. 17/09/2019 T.)

5-    Bankasya’da hesabı bulunduğu, KHK ile kapatılan sendikaya Şubat/2014-Temmuz/2016 tarihleri arasında kayıtlı olduğu, feshedilen derneğe 14/11/2013 tarihinde kurucu üye, 15/12/2013 tarihinde yönetim kurulu yedek üyesi olduğu, çocuklarının KHK ile kapalıan okullarda 2012-2016 dönemlerinde eğitim gördüğü, FETÖ/PDY şüphelilerinden 2 kişiyle 2009 yılında birlikte yurda giriş yaptığı, HTS raporlarına göre FETÖ üyesi olmaktan soruşturma ve kovuşturma bulunan 85 kişi ile irtibatının bulunduğu, FETÖ iltisaklı bir şirkette 2002-2010 yılları arasında çalıştığı, eşinin ihraç edildiği, örgüte müzahir kurumlarda çalıştığı ve sendika üyesi olduğu, Bylock programını kullanmadığı, örgüt faaliyeti kapsamında yurt içi organizasyonlarına katıldığına ilişkin tespit olmadığı, Bankasya’nın devri ve Zaman Gazetesi yazarlarının gözaltına alınması protestolarına katıldığına ilişkin tespit olmadığı, Sanığın eyleminin silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu oluşturmadığı gibi yardım etme suçundan da cezalandırılamayacağı:

“…Sanığın Bank F4 hesap dökümlerinin getirtildiği, gelen hesap dökümlerinin incelenmesi neticesinde, 25.02.2009 tarihinde hesap açtığı, hesabında aylık yaklaşık 2013 Aralık ayı ile 2015 Aralık ayı arasında düzenli olarak ortalama 3.000,00 TL ile 3640,00 TL’nin hesabında olduğu,

Örgüte müzahir olduğu için 23 Temmuz 2016 tarihinde 667 sayılı KHK ile kapatılan F2 Sendikası ( F2 üyesi olduğu, incelenen kayıtlara göre; 2014 yılı Şubat Ayında üyelik aidatının kesilmeye başlanıldığı ve 2016 yılı Temmuz ayında da üyelik aidatının sona erdiği,

Örgüte müzahir olduğu değerlendirilen 28.08.2013 tarihinde kurulan, 18.11.2015 tarihinde feshedilen F1 Derneğine 14.11.2013 tarihinde kurucu üye, 15.12.2013 tarihinde ise yönetim kurulu yedek üyesi olduğu,

Çocuklarının okul bilgisine ilişkin yapılan araştırmada; kızı K7 ‘ın örgüte müzahir olduğu için KHK ile kapatılan X4 İlkokulunda 1. Sınıf 2012-2013 yılı 1. dönem kaydı, örgüte müzahir olduğu için KHK ile kapatılan Isparta’da X5 Okulunda 2012-2013 yılı 2.döneminden başlayarak, 2015-2016 eğitim dönemi sonuna kadar bu okulda ilk öğrenimini tamamladığı, oğlu K8 ‘ın Özel X5 Okulunda Anasınıfında 2015-2016 eğitim döneminde eğitim gördüğü,

Örgüt faaliyeti kapsamında değerlendirilebilecek yurda giriş çıkış bilgilerinin incelenmesi neticesinde, FETÖ/PDY şüphelilerinden K9 ve K10 adlı kişilerle 09.08.2009 tarihinde birlikte yurda giriş yaptığının tespit edildiği, sanığın savunmasında ingilizce öğretmenliği bölümü mezunu olduğu için dil eğitimini tamamlamak amacıyla İngiltere’de Londra’ya gittiğini beyan ettiği,

FETÖ/PDY ile irtibatlı iltisaklı kurumlardan SGK kayıtlarının incelenmesi neticesinde Özel F3 Eğitim Yayın Turizm Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nde 2002 ve 2010 yılları arasında çalışma kaydının bulunduğu,

Isparta İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün 27.04.2018 tarihli dijital analiz raporunda,  incelenen  dijital  materyaller  içerisindeki  verilerin  26.07.2016  –  29.07.2016  tarihleri  arasında olduğu, bu verilere göre bank F4 .com.tr sitesinin takip edildiği, 15 Temmuz Hain Darbe Girişimine ilişkin herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı,

Isparta  Cumhuriyet  Başsavcılığı  tarafından  gönderilen K6 ‘ın  ihbar  dilekçesi  kapsamında  yapılan araştırma neticesinde; sanığın eşi K11 ‘ın ihraç edildiği, örgüte müzahir kurumlarda çalıştığına dair SGK kaydının bulunduğu, örgüte müzahir sendika üyesi olduğunun tespit edildiği,

26/07/2017 tarihli araştırma tutanağına göre sanığın X6 adlı programı kullanmadığı, örgüt faaliyeti kapsamında değerlendirilebilecek yurt içi organizasyonlara katıldığına ilişkin bir tespit yapılamadığı, Bank F4 ‘nın TMSF’ye devri ile X3 Gazetesi yazarlarının gözaltına alınmasına yönelik protestolara katıldığına ilişkin bir tespitin bulunmadığı, sosyal medya hesabının olmadığı,

Haklarında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliğinden işlem yapılan şüpheli ve sanıklarla dosyamız sanığının irtibatı bulunup bulunmadığına dair kullandığı 0 505 378 38 76 numaralı hatta ilişkin HTS analiz raporunun alındığı, alınan bilirkişi raporuna göre sanığın, hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmaktan dolayı soruşturma ve kovuşturma bulunan 85 kişi ile irtibatının bulunduğu anlaşılmıştır.

Tüm bu açıklanan hususlar gözönüne alındığında sanığın eyleminin silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu  oluşturmadığı  gibi  sanığın  Milli  Güvenlik  Kurulunca  Devletin  Milli  Güvenliğine  karşı  faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum ve gruplara aidiyeti, iltisakı ve bunlarda irtibatı tespit edilerek 667 Sayılı KHK ile kapatılmasına karar verilen örgüte müzahir F2 isimli sendikaya, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı olduğu değerlendirilen F6 derneğine üyeliğinin bulunması ve haklarında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmaktan dolayı soruşturma ve kovuşturma bulunan kişilerle irtibatı bulunması gerekçesiyle örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan da cezalandırılamayacağı değerlendirilerek sanığın üzerine atılı suçtan beraatine yerine mahkumiyetine karar verilmesi;

Usul ve yasaya aykırı görülerek sanık silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan sanık K2 hakkında verilen Isparta 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/09/2018 tarih 2018/9 esas 2018/295 karar sayılı ilamının 5271 sayılı CMK’nın 280/2-2. cümlesi uyarınca kaldırılmasına, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, hukuka uygun kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilemediğinden yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nun

223/2-e. maddesi uyarıncaberaatine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir…”  (Antalya BAM 2. CD. 2018/3067 E. 2020/169 K. 18/02/2020 T.)

6-    Örgüte maddi katkıda veya insan kazandırma faaliyetlerinde bulunduğuna, yurtdışı organizasyonlarına dahil olduğuna, gizli haberleşme programlarını kullandığına, sohbet toplantılarına katıldığına dair delil veya tespit bulunmadığı, HTS kayıtlarına göre FETÖ üyeliğinden işlem yapılan bazı kişilerle olan iletişimin örgütsel amaçla yapıldığının belirlenemediği, Bankasya hesap hareketlerinin rutim bankacılık işlemleri mahiyetinde olduğu, tanıkların somut bilgi içermeyen duyuma dayalı beyanları olduğu, etkinliğe katılmanın ve örgüte müzahir okuldaki çocuklara diş taraması yapması eylemlerinin, örgüt üyeliği veya örgüte yardım suçunu oluşturmadığı:

“…Sonuç olarak, örgüte maddi katkıda veya insan kazandırma faaliyetlerinde bulunduğuna, örgütün yurtdışı organizasyonlarına dahil olduğuna, örgütün gizli haberleşme programlarını kullandığına, sohbet adı verilen toplantılara  katıldığına  dair  hakkında  bir  delil  veya  tespit  bulunmayan  sanığın,  hakkında  FETÖ  üyeliği suçundan işlem yapılan bazı kişilerle iletişimde bulunduğuna dair HTS kayıtlarının, bu iletişimlerin örgütsel amaçla  yapıldığının  belirlenememesi  sebebiyle  aleyhe  değerlendirilmediği,  sanığın  Bank F9 hesap hareketlerinin rutin bankacılık işlemleri mahiyetinde olması nedeniyle örgüte yardım kastıyla Bank F9 ‘da işlem  yaptığı  sonucuna  ulaşılamadığı,  tanıklar K20 ve K2 ‘in  somut  bilgi  içermeyen  duyuma  dayalı beyanlarına Dairemizce itibar edilmediği, diğer tanıkların ise sanığın FETÖ silahlı terör örgütüyle bağlantısı olduğunu görmediklerini beyan ettikleri, öte yandan sanığın K13 ‘nın bulunduğu bir etkinliğe katılması ve örgüte müzahir okuldaki çocuklara diş taraması yapması eylemlerinin tek başına FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimsediğini gösterir şekilde yoğunluk, süreklilik ve çeşitlilik  arz  eden  eylemler  olarak  nitelendirilemeyeceği  gibi  başlı  başına  örgüte  yardım  olarak  da değerlendirilemeyeceği, sayılan bu eylemlerin sanığın konumu ve kişisel özellikleri de gözetilerek sempati ve iltisak boyutunda kalmış olup bu boyutu aşar nitelikte örgütün hiyerarşik yapısına organik bir bağ ile dahil olduğunu  ya  da  örgüte  yardım  suçunu  işlediğini  ispat  etmeye  yeterli  olmadığı,  aksi  durumun  ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” kuşkudan sanık yararlanır kuralına aykırılık teşkil edeceği, sanığın cezalandırılmasının temel koşulunun, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddiaların sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemeyeceği, ceza mahkûmiyetinin bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiği, bu ispatın teorik de olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemesi gerektiği, yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmanın, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına geleceği, dosya kapsamı itibariyle mevcut delillerin, sanığın FETÖ/PDY silahlı  terör  örgütüne  üye  olduğunu  ya  da  yardım  kastıyla  hareket  ettiğini  sübuta  erdirecek  mahiyette olmadığı, dolayısıyla sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin delil elde edilemediği,  yüklenen  suçun  sanık  tarafından  işlendiğinin  sabit  olmadığı  anlaşıldığından  ilk  derece mahkemesi hükmünün CMK’nın 280/2. maddesi uyarınca kaldırılarak CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca sanığın beraatine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”  (Konya BAM 2. CD. 2019/1122 E. 2020/57 K. 13/01/2020 T.)

7-    Sanığın kayyum atanmasına karar verilen şirkette düşük oranda hisse kaydı bulunduğu ve 17/08/2015 tarihinde devrettiği, bylock programını kullanmadığı, örgüte müzahir banka, sendika ve derneklerde kaydının bulunmadığı, dijital materyallerde suç unsuruna rastlanılmadığı, mevcut eylemlerin örgüte yardım suçunu oluşturmadığı:

“…Şirket kayıtlarına göre düşük bir oranda hisse kaydı bulunduğu anlaşılan sanığın hissesini 17/08/2015 tarihinde devrettiğinin anlaşılması, bir kısım örgüt mensuplarının kendi aralarında gizli haberleşmek amacıyla kullandıkları bylock ve diğer programları kullandığına dair bir tespitin bulunmaması, örgüte müzahir bankasya, sendika ve derneklerde herhangi bir kaydının olmaması, dijital materyallere ilişkin inceleme raporuna göre herhangi bir suç unsuruna rastlanılmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığın savunmasına itibar edilmesi gerektiği, bu durumda sanığın talimat üzerine hareket ederek söz konusu FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım amacıyla hareket ettiğine dair savunmasının aksine delil bulunmadığı, tüm bu deliller ve dosya kapsamı itibariyle, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimsediğini gösterir şekilde yoğunluk, süreklilik ve çeşitlilik arz eden eylemlerinin bulunmadığı, sanığın konum ve kişisel özellikleri de nazara alındığında üzerine atılı suçu işlediğine dair, cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, mevcut eylemlerinin örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçu olarak değerlendirilemeyeceği kabul edilerek, ilk derece mahkemesi hükmünün CMK’nın 280/2. maddesi uyarınca kaldırılarak CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca sanığın beraatine karar verilmiştir…”  (Konya BAM 2. CD. 2019/212 E. 2019/281 K. 08/03/2019 T.)

Daha yeni Daha eski