Yukarıda belirttiğimiz gibi mahkeme heyeti en üst sınırlardan mahkumiyet kararlarına hükmettiği onlarca suç isnadı bakımından, resen hiçbir araştırma yapmaya gerek görmediği gibi sanıklar ve müdafilerince yapılan talepleri dahi dikkate almamış ve haksız gerekçelerle tamamını reddetmiştir.

MAHKEME HEYETİ TARAFLARA KOVUŞTURMANIN GENİŞLETİLMESİ TALEPLERİ OLUP OLMADIĞINI SORMAMIŞ, TALEPLERİ SUNMALARI İÇİN BİR ARA KARAR DÜZENLEMEMİŞ VE BU YÖNDE HİÇBİR KARAR VERMEMİŞTİR.

Ayrıca mahkeme heyeti hiçbir tanık dinleme talebini kabul etmemiş, kendisi de resen hiçbir tanık dinlememiştir. Bununla beraber tanıkların dinlenip dinlenmeyeceği dinlenecekse hangi tarihte dinleneceği hususlarında sanık müdafilerinin ısrarlı taleplerine rağmen CMK m. 181’e aykırı olarak “tanıkların dinleneceği günü müdafilere bildirmemiş”tir. Sanık müdafilerinin diğer takip ettikleri dosyalar sebebiyle oluşabilecek program aksaklıklarını hiçe saymıştır.

22.09.2020 tarihli duruşmada ise daha önce sanık müdafileri defalarca tanık dinletme taleplerini sundukları halde, “taleplerin gerekçesinin açıklanmadığı” gibi basmakalıp bir gerekçe ile taraflardan yeniden dinletmek istedikleri tanıklar için yazılı talepte bulunmalarını istemiştir. Her ne kadar ceza yargılamasında sözlü beyan, savunma ve talep esas olsa da her defasında sanık müdafilerinin sözlü talepleri “yazılı verin sonra bakarız”, “savunmanızı yazılı yapın biz okuruz” gibi hukuka aykırı gerekçelerle geçiştirilmiş ve sonunda da reddedilmiştir. Celse arasında sanık müdafileri ara karara uygun şekilde yeniden gerekçeleriyle birlikte dinletmek istedikleri tanıkları sunmuştur.

Ancak mahkeme heyeti 15.10.2020 tarihli duruşmada “yargılamaya katkı sağlamayacağı, yargılamayı sürüncemede bırakacağı” gerekçeleriyle tüm tanık dinletme taleplerinin gerekçesiz ve her biri için ayrı ayrı açıklanmadan reddine karar vererek dosyanın esas hakkında mütalaasını hazırlaması için iddia makamına tevdiine karar vermiştir.

Mahkeme heyeti hangi talebin davaya ne gibi bir yarar sağlamayacağından bahsetmemiştir. Ayrıca henüz ilk kez yapılan bu taleplerin davayı nasıl sürüncemede bırakacağı da cevapsız kalmıştır. Üstelik mahkeme heyeti 15.10.2016 tarihli ve evvel tarihli duruşmalarda CMK m.178 uyarınca mahkeme salonu önünde hazır edilen tanıkları dahi dinlemekten imtina etmiştir.

Örneğin; Adnan Oktar müdafii Av. Sinem Mollahasanoğlu ve Hüsnü Erel Aksoy müdafii Av. Haluk Ilgın tanık dinletme taleplerini gerekçeleriyle birlikte yazılı olarak sunduğumuz ve 02.11.2020 tarihli duruşmada CMK M.178 UYARINCA HAZIR BULUNDURDUĞUMUZ TANIKLARIN DİNLENMESİNİ TALEP ETMİŞKEN MAHKEME HEYETİ HAZIR BULUNAN TANIKLARI DİNLEMEMİŞTİR.

 

Tüm bunlarla beraber mahkeme heyeti tanık sıfatıyla ifadelerine başvurmak üzere tebligat gönderdiği İbrahim Halil Aygüner ve Ayhan Bedir isimli polis memurları ile Fatma Arslan isimli avukatı ve Ayfer Ünlü isimli kişiyi dinlemekten vazgeçmiştir. Bu kişilerin görev yerleri yani iş adresleri bellidir. Buralara gönderilecek bir tebligat veya telefon/sms ile bu kişilere ulaşmak çok kolay iken mahkeme farklı adreslere tebligat göndermiş ve sonrasında bir anda makul bir gerekçe göstermeksizin bu kişileri dinlemekten vazgeçmiştir.

Yukarıda da söylediğimiz gibi mahkeme heyeti hızlı ve özensiz şekilde bir yargılama yürütmeye çalıştığı için, ve sanki daha önce verilmiş bir kararı açıklamaktan başka seçeneği de olmadığı için, adeta hiçbir talebi kabul etmemeye ve hiçbir delil araştırması yapmamaya kararlıymış gibi davranmıştır.


⬅️

2.11 - MAHKEME HEYETİ HİÇBİR SUÇ İSNADI BAKIMINDAN TEK BİR DELİL ARAŞTIRMASI DAHİ YAPMAMIŞ, SANIKLAR VE MÜDAFİLERİNCE YAPILAN TALEPLERİ İSE REDDETMİŞTİR
➡️

2.13 - MAHKEME HEYETİ, HAZIRLIK AŞAMASINDA İFADESİ ALINAN VE İDDİANAMEDE TARAF OLARAK GÖSTERİLEN 14 MAĞDUR, 35 MÜŞTEKİ, 7 TANIK VE ARA KARARLARLA RESEN DİNLENMESİNE KARAR VERDİĞİ 4 TANIK OLMAK ÜZERE TOPLAM 60 KİŞİYİ DİNLEMEKTEN VAZGEÇMİŞTİR. ANCAK BU KİŞİLER BAKIMINDAN MAHKUMİYET CEZALARINA HÜKMETMİŞ VE BU KİŞİLERİN İFADELERİNİ MAHKUMİYET KARARINA DAYANAK YAPMIŞTIR. 


Daha yeni Daha eski