Komplocular aynı dosyada olduğu gibi Av. Eser Çömlekçioğlu imzalı kitapta da, Sayın Adnan Oktar’ın sık olarak ziyaret ettiği, güya “Dragos” kod adı verilerek dinlemeler açısından gizlendiği iddia edilen mekanı sözde örgüt merkezi olarak göstermişlerdir. Kitapta söz konusu mekanla ilgili anlatımlardan bir bölümü şöyledir:


“Dragos” adıyla anılan mekan elbette ki sözde örgüt merkezi/karargahı değildir. Gerçekte yaklaşık 16 yıl boyunca Semih Selman Marangozoğlu isimli kişinin kiracısı olduğu, çevredeki halkın, basının ve emniyetin bildiği, emniyet mensuplarımızın birçok kez ziyaret ettiği ve bugüne kadar tek bir hukuk dışı eylemin bile yaşanmadığı, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının dostlukları çerçevesinde zaman zaman buluşup hoş vakit geçirdikleri bir yerdir. Bu gerçeği çok iyi bilen müştekiler ise, aralarında bulunan ve İngiliz derin devleti ile bağlantısı olan husumetli kişilerin yönlendirmesiyle “Dragos” adı verilen yeri güya kadınların şiddete ve cinsel istismara maruz kaldığı, güya silahlı kişilerce 7 gün 24 saat kesintisiz korunan, güya insanlara kumpas kuran hukuk ekibinin çalıştığı, güya sözde örgüt üyelerinin sürekli olarak aşağılandıkları ve hakarete uğradıkları bir yer gibi gösterebilmek için hayali olaylara dayanan ifadeler vermişlerdir.

Tüm bu nedenlerle dosyada Dragos olarak adlandırılan yerle ilgili bazı gerçeklere değinmemiz gerekmektedir:

1)     KANDİLLİ’DEKİ EV İÇİN “DRAGOS” ADININ KULLANILMASI ÖRGÜTSEL TEDBİR OLAMAZ

Dava dosyasında da belirtildiği gibi, Kartal ilçesinde yer alan Dragos geçmişte bir dönem Sayın Adnan Oktar’ın kalmış olduğu semtlerden biridir. O dönemde arkadaşlarınca günlük yaşantılarında sıkça telaffuz edilen bu semtin adı ilerleyen dönemde Sayın Adnan Oktar’ın ziyaret etmeye başladığı Kandilli’deki mekan için de kullanılmaya başlanmıştır. Bu durum bir süre sonra Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşları arasında yaygınlaşmış, ağız alışkanlığı haline gelmiş ve zamanla da kalıcı olmuştur.

Burada şaşırtıcı olan Kandilli’deki eve ağız alışkanlığı olarak “Dragos” deniliyor oluşunun husumetli müştekiler tarafından çarpıtılarak örgütsel tedbir gibi yansıtılması ve bu art niyetli girişime iddia makama ve yerel mahkeme tarafından itibar edilmesidir.

Kandilli’deki eve telefon görüşmelerinde “Dragos” denilerek güya örgütsel tedbir uygulandığı yönündeki iddialar oldukça mantıksızdır. Zira bilindiği gibi örgütler tedbirli telefon konuşmalarını telefonların dinlenme ihtimaline karşılık yaparlar. Bu doğrultuda düşünürsek, Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşları arasındaki telefon konuşmaları eğer bir soruşturma kapsamında dinlenecek duruma geldiyse, konuşmaları değerlendirecek memurların “Dragos” ifadesiyle kastedilenin ne manaya geldiğini anlamayacaklarını düşünmek son derece saçmadır. Çünkü her şeyden önce dinlenen telefon görüşmelerinde geçen “Dragos” ifadesiyle gerçekte neyin kastedildiği Sayın Adnan Oktar’ın dosya kapsamında şikayetçi olan eski arkadaşlarının tümü tarafından bilinmektedir. Bununla birlikte bu ifade Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları hakkında geçmişte açılmış birçok soruşturma ve dava dosyasında da geçmektedir. Adnan Oktar Davası dosyasında ilk kez ortaya çıkmış bir ifade değildir. Yani “Dragos” ifadesiyle bir gizlilik, dolayısıyla da örgütsel tedbir sağlanamaz. Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşları gerçekten suç örgütü mensubu olsalar ve telefon görüşmelerinde gizlilik sağlamak isteseler, asla kullanmayacakları kelimelerden birinin de “Dragos” olacağı aşikardır.

Ayrıca günümüzde telefonda başka bir semtin adı verilse bile dinlenen şahıstan alınan sinyallerden o kişinin hangi semtte olduğu kolaylıkla tespit edilebilmektedir. Dolayısıyla farklı bir semt ismi vererek soruşturmacı makamları yanıltmanın mümkün olamayacağı açıktır.

Bu anlattıklarımızdan gayet net anlaşılacağı gibi, Sayın Adnan Oktar’ın zaman zaman ziyaret ettiği Kandilli’deki yeri örgüt merkezi gibi gösterebilmek için zorlama ve gerçek dışı mantıklar ortaya atılmıştır. Bu durum komplocu odakların yargıyı yanıltmak amacıyla hareket ettiklerini açıkça göstermektedir.

2)      DRAGOS, SAYIN ADNAN OKTAR’IN ARKADAŞ CAMİASININ BİR ARAYA GELDİĞİ VE SOSYAL FAALİYETLERDE BULUNDUĞU BİR YERDİR

Husumetli müştekiler ve onların baskı ve tehditlerle müşteki veya etkin pişman sanık yaptıkları kişilerin ifadelerine bakıldığında, “Dragos” adı verilen yeri sözde örgüt merkezi gibi gösterebilmek için daha çok Sayın Adnan Oktar’ın silah ruhsatı almış arkadaşları üzerinden bir senaryo ortaya attıkları görülmektedir. Müşteki ve etkin pişmanlara ait ifadelerde, devletimizin ilgili kurumlarının kapsamlı incelemeler neticesinde kanunen gerekli tüm şartları sağladıkları görüldüğü için silah ruhsatı verdikleri bu kişiler sözde örgütün merkezi olarak nitelendirilen Dragos’ta nöbet tutan muhafızlar gibi gösterilmişlerdir. Dragos kasıtlı olarak, elinde av tüfekleri veya silahlarla dolaşan kişilerce korunan bir örgüt merkezi gibi yansıtılmak istenmiştir.

Halbuki Dragos, Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşlarından bir bölümünün işlerinden arta kalan zamanlarda diğer arkadaşlarını görmek için uğradıkları, sohbet ettikleri, eşleriyle yemek yedikleri, kitap okudukları, mangal partisi düzenledikleri, manzaralı bir ortamda rahatladıkları, spor yaptıkları, yeşilin ve mavinin iç içe olduğu bir nevi sosyal tesis gibi de değerlendirilen bir yerdir. Aşağıda bu gerçeği ortaya koyan bazı fotoğraflar yer almaktadır:







Özetle, “Dragos” adı verilen yerin herhangi bir suç örgütünün merkezi olamayacağı her yönüyle açıkken, dosyadaki suçlamalar nedeniyle bir örgüt merkezi belirlenmesi gerektiğinden, mecburen bu merkez yoğun bir hareketliliğe sahip olan “Dragos” adlı mekan olarak seçilmiştir.

Daha yeni Daha eski