Husumetli komplocular Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarından oluşan camiayı silahlı suç örgütü yapılanması gibi göstermek için “nöbet” adını verdikleri bir sistem kurgulamışlar, bunu suç örgütlerine has unsurlarla süslemişler ve farklı kişilerin ifadeleri aracılığıyla sistematik şekilde dosyaya sokmuşlardır.

Av. Eser Çömlekçioğlu imzalı kitapta da sözde nöbet sistemine değinilmiş, güya Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşlarına verdiği talimat nedeniyle “Dragos” adlı mekanda ve A9 TV stüdyosunda silahlı, düzenli ve askeri nizamda nöbet tutulduğu ileri sürülmüştür.

Dosyada ve kitapta bahsi geçen söz konusu sözde nöbet sisteminin hayali ve çarpıtmalarla dolu olduğuna işaret eden bazı gerçekler şöyledir:

1)      Sayın Adnan Oktar hiçbir arkadaşına “nöbet” adında veya başka bir adda herhangi bir güvenlik sistemi oluşturulması için talimat vermemiştir.

2)      Dragos bir örgüt merkezi olmadığı için klasik suç örgütlerinde gözlemlendiği şekilde nöbetleşe korunması gereken bir yer değildir.  

3)      Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşlarından hiçbirinin belli bir günün belli bir saatinde A9 TV stüdyosuna veya “Dragos” adıyla anılan yere gitme zorunluluğu yoktur. HTS kayıtlarından da anlaşıldığı gibi, silahı olsun veya olmasın bu kişilerden birçoğu sabitlik ve istikrar arz etmeyen, yani birbirinden farklı gün ve saatlerde buraları ziyaret etmişlerdir. Sayın Adnan Oktar’ın bazı arkadaşlarının genellikle haftanın aynı günlerinde bu yerlere uğramaları ise tamamen kendi sosyal ve iş hayatlarının akışında sadece o günlerde ziyaret yapmaya müsait olmalarından kaynaklanmaktadır.

4)      İlgili kamera kayıtlarında incelendiği takdirde görülecektir ki, Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşlarının A9 TV stüdyolarında ve “Dragos” adıyla anılan mekandaki tavır ve hareketleri suç örgütü mensubu olmadıklarını açıkça göstermektedir. Yaklaşık 25 yıllık süre boyunca söz konusu tavır ve hareketlerden dolayı rahatsızlık duymuş kimse olmamıştır. Yaşananlar bu kişilerin tamamen dostane ilişkiler çerçevesinde, kimseye zarar vermeden söz konusu yerlerde vakit geçirdiklerini ortaya koymaktadır.

5)      Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşları A9 TV stüdyosunda veya “Dragos” adı verilen yere gittiklerinde birçok aktivitede bulunmuşlardır. İnsanlar sıradan bir günde dostlarıyla buluştuklarında veya çalıştıkları televizyon kanalına ait stüdyoya gittiklerinde ne yapıyorlarsa onlar da aynen bunları yapmışlardır. Söz konusu mekanlarda bir yerlere geçip silahlarıyla siper almamış ya da devriye gezmemişlerdir. Tam aksine doğal bir şekilde her zamanki hayatlarına devam etmişler, kimileri yemek yemiş, kimileri televizyon izlemiş, kimileri sohbet etmiş, kimileri temizlik yapmış, kimileri çevre bakımıyla ilgilenmiş, kimileri de elbette ki günlük rutin teknik işleri veya sorumluluklarını yerine getirmiştir.

6)      Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları Kuran’daki ayetlere göre yaşamaya çalışan insanlardır. Bu nedenle de Allah’ın Al-i İmran Suresi’nin 103. ayetindeki “Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın üzenizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.” emri gereği mümkün olduğunca bir araya gelmektedirler. A9 TV stüdyosunda ve “Dragos” adıyla anılan yerde günün bazı saatlerinde buluşmaları esas itibariyle dostluktan ve birlikte vakit geçirme isteğinden, bu doğrultuda Allah’tan aldıkları emirden kaynaklanmaktadır. Yani nöbet tutmak amacıyla değil, sevgiyi, muhabbeti ve kardeşliği yaşamak amacıyladır.


Daha yeni Daha eski