Av. Eser Çömlekçioğlu imzalı kitapta, Adnan Oktar Davası dosyasındaki birçok belge okuyuculardan gizlenmiş, hatta bu belgelerin içeriklerine aykırı yorumlar yapılarak okuyucular aldatılmıştır. Bu gerçeği ortaya koyan örneklerden birine, Sayın Adnan Oktar’ın bazı arkadaşlarının silah ruhsatı sahibi olma sebepleri hakkında yapılan bir yorumda rastlanılmaktadır.

Kitapta, Sayın Adnan Oktar’ın arkadaş grubundakilerin sevgi topluluğu olduklarını iddia etmelerine ve güya can güvenliği sorunu yaşamamalarına rağmen silahlandıkları, silahları güya sahte belgelerle temin ettikleri ileri sürülmüş, böylelikle de onlara suç örgütü imajı verilmek istenmiştir:


Bu iddialar gerçeklere aykırı ve geçersizdir. Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşlarından bazıları camialarına yönelik tehdit ve suikast girişimleri nedeniyle silah ruhsatı almışlardır. Söz konusu tehdit ve suikast girişimleri resmi makamlarca da tespit edilmiştir.

İstanbul Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü bunlara dair bizzat Sayın Adnan Oktar’ın kendisine tebligatlar yapmış ve gerekli koruma tedbirlerini tahsis etmiştir. Aşağıdaki evraklardan da anlaşıldığı gibi, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü DEAŞ, PKK/KCK gibi terör örgütlerinin Sayın Adnan Oktar’a yönelik suikast eylemi hazırlığı içinde olduklarını tespit etmiştir. Bu durum söz konusu planlar nedeniyle Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşlarının da can güvenliklerinin tehdit altında olduklarına ve haklı gerekçelerle silah ruhsatı alarak silah sahibi olduklarına yönelik delillerden biridir.


Konuyla bağlantılı önemli bir noktada şudur ki, Sayın Adnan’ın arkadaşlarına ait silahların tümü ruhsatlıdır. Hepsi legal yollarla ve kanunen gerekli tüm incelemelerden geçtikten sonra alınmıştır. Dosyada ve kitapta iddia edildiğinin aksine silahların ruhsatlarının temininde rüşvet veya tanıdık insan devreye sokulmamıştır. Bu yöndeki iddialar tamamıyla hayalidir, hiçbir delile dayanmamaktadır ve Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşlarının sözde illegal yollara başvuran bir suç örgütü zannedilmesi için ortaya atılmaktadır. Ayrıca dosya kapsamındaki operasyonlarda sadece 79 tabanca ve 23 yivsiz av tüfeği ele geçirildiği de unutulmamalıdır. Yani komplocuların kitaptaki “Bir orduya yetecek kadar silah ele geçirildi.” gibi ifadeleri de gerçeklerle bağdaşmamakta, okuyucuları Sayın Adnan Oktar’ın arkadaş grubu aleyhinde yönlendirebilmek için kullanılmaktadır.

Bu noktada ayrıca vurgulamak gerekir ki, Müslümanların sevgiyi en derinden yaşıyor ve anlatıyor olmaları onların hayatlarında karşılaşacakları olası saldırılara karşı tedbir almalarına mani bir durum değildir. Nitekim Nisa Suresi’nin 102. ayetinde müminlerin can güvenliklerini sağlamaya yönelik tedbirlerine şöyle vurgu yapılır:

“Onların içinde bulunur da namaz kıldırırsan onların bir kısmı seninle beraber ve silahları yanlarında olarak namaz kılsın, secde ettiler mi öbür kısmı, arkanızda dursun. Sonra namaz kılmayan takım gelsin, seninle namaz kılsın, kalkanlarını, silahlarını üstlerinde bulundursunlar. Kafirler, birdenbire üstünüze bir saldırışta bulunmak için sizin silahlarınızdan, eşyanızdan gafil olmanızı isterler. Ancak yağmurdan dolayı müşkülata uğrarsanız yahut hastaysanız silahlarınızı çıkarmada vebal yok size, fakat ihtiyatlı davranın; şüphe yok ki Allah, kafirlere aşağılatıcı bir azap hazırlamıştır.”

Görüldüğü gibi Allah, Peygamber Efendimiz (sav)’e ve ona tabi olan müminlere olası saldırılardan korunmaları için yanlarında silah bulundurmalarını emretmiştir. Komplocular ise Kuran’a yeterince hakim olmayan, Kuran’ı hayatlarına yansıtmayan insanlar olduklarından, yürüttükleri psikolojik algı operasyonları sırasında dine ve akla muhalif birçok mantık da üretebilmektedirler. 

Daha yeni Daha eski