Sanıkların esas hakkında mütalaya karşı beyanlarının alındığı 17.12.2020 tarihli duruşmada Sanık Mert Sucu’nun beyanları müdafisi yokluğunda alınmıştır. Mert Sucu’nun avukatı olmadığı için İstanbul Barosu tarafından kendisine 09.10.2020 tarihinde Av. Zeynep Koylan müdafii olarak atanmıştır. Av. Zeynep Koylan 17.12.2020 tarihli duruşmaya KOVİD-19 temaslı olduğunu ve bu nedenle hastalık taşıma riski bulunduğunu belirterek mazeret dilekçesi sunmuştur. Ancak mahkeme heyeti müdafinin bu haklı ve zorunluluk içeren mazeretine rağmengerekçesiz ve hukuka aykırı olarak sanık Mert Sucu’nun beyanlarını almıştır. Her ne kadar Mert Sucu müdafisiz de beyanda bulunabileceğini belirtmiş ise bu durum kanunun açık hükümlerine ve Yargıtay’ın emsal içtihatlarına aykırıdır. Mahkeme heyeti müdafinin mazereti hakkında bir karar vermeden sanık Mert Sucu’yu beyanda bulunmaya zorlaması mutlak bozma nedeni oluşturmuştur ve bu beyanlar delil değeri taşımamaktadır.

 

Madde 150 –  (2) Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir. (3) Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.

 

Madde 151 - (1) 150 nci madde hükmüne göre görevlendirilen müdafi, duruşmada hazır bulunmaz veya vakitsiz olarak duruşmadan çekilir veya görevini yerine getirmekten kaçınırsa, hakim veya mahkeme derhal başka bir müdafi görevlendirilmesi için gerekli işlemi yapar. Bu durumda mahkeme oturuma ara verebileceği gibi oturumun ertelenmesine de karar verebilir. (2) Eğer yeni müdafi savunmasını hazırlamak için yeterli zaman olmadığını açıklarsa oturum ertelenir.

 

Madde 188 - (1) Duruşmada, hükme katılacak hakimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt katibinin ve Kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hallerde müdafiin hazır bulunması şarttır. Müdafiin mazeretsiz olarak  duruşmaya gelmemesi veya duruşmayı terk etmesi halinde duruşmaya devam edilebilir.


Madde 197 - (1) Sanık hazır bulunmasa da müdafii bütün oturumlarda hazır bulunmak yetkisine sahiptir.

 

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi 09.12.2020 tarihli ilamında; zorunlu müdafii bulunması gerekli hallerde CMK 150/2 ve 3. maddeleri uyarınca sanığın isteğine bağlı olmaksızın, hatta açıkça istemediğini belirtse dahi müdafii görevlendirilmesinin zorunluluk olduğunu belirtmiştir. Ancak mahkeme heyeti buna rağmen keyfi olarak kanuna aykırı davranmış ve CMK m.289/1-e uyarınca bozma nedenine sebebiyet vermiştir.

 

“…Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 16.05.2019 gün. 2018/7173 Esas ve 2019/4397 Karar sayılı ilamında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; Silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunun 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 3. maddesinde düzenlenen mutlak terör suçlarından sayılması, aynı yasanın 5. maddesi kapsamında mutlak terör suçlarında 3713 sayılı TMK'nın 5. maddesinin herhangi bir takdir hakkı olmaksızın uygulanmasının gerekliği gözetilerek, silahlı terör örgütü üyesi olmak suçlarında cezanın alt sınırının beş yıldan fazla olduğu nazara alınıp, sanık hakkında, "silahlı terör örgülü üyesi olmak" suçundan yapılan yargılama sırasında Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 150/2 ve 3. madde fıkraları uyarınca isteğe bağlı olmaksızın hatta açıkça müdafi islemediğini beyan etse bile müdafii görevlendirme zorunluluğu bulunmaktadır.

Buna göre, sanığa isnat edilen "silahlı terör örgütü üyeliği” suçunun niteliği ve gerektirdiği ceza dikkate alındığında, CMK'nın 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca hakkında müdafi görevlendirilmesi zorunlu olduğu halde, silahlı terör örgütü üyeliği suçundan yargılaması yapılan sanığın, yargılama aşamasında savunmasının alındığı ilk oturumda müdafiinin bulunmadığı, daha sonraki oturumda müdafii atanmış olsa da müdafii huzurunda savunmasının tekrar alınmadığı, T.C. Anayasasının 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesine aykırı olacak ve savunma hakkının kısıtlanmasını doğuracak biçimde yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi suretiyle CMK'nın 150/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi…”  (Ankara BAM 21. CD, 2018/1810 E, 2020/922 K, 09/12/2020 T.)

 

“…CMK'nın 150/2 maddesi uyarınca, sanığa zorunlu müdafi atanmaksızın ve duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken zorunlu müdafinin katılımı sağlanmaksızın, yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuş olması,

Hukuka aykırı, istinaf başvurusunda bulunanın istinaf nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, CMK'nın 289/1-e maddesine muhalefetten dolayı aynı Kanunun 280/1-d maddesi gereğince, sair yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN BOZULMASINA,

Dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine gönderilmesine, CMK'nın 286. maddesi gereğince kesin olmak üzere, 15/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi….”  (Bursa BAM 5. CD, 2018/459 E, 2018/363 K, 15/02/2018 T.)

 

“…06.2014 tarihli 6545 sayılı Yasa ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h ve 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK’nın 150/3 ve 196/2. maddelerii uyarınca sanığa zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, sanık müdafiinin hazır bulunmadığı duruşmada sanığın savunması alınarak aynı Kanunun 188/1 ve 289/1-e maddesine aykırı davranılmasısuretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Bozmayı gerektirmiş…”  (Yargıtay 13. CD, 2020/8685 E, 2020/9674 K, 20/10/2020 T.)

 

Yine benzer bir durum sanık Mehmet Noyan Orcan’ın, 220/65, 2020/102, 2020/180 esas sayılı dosyalara ilişkin ek iddianameler kapsamındaki savunmalarının alındığı 24.09.2020 tarihli duruşmada yaşanmıştır. Mehmet Noyan Orcan söze başlarken müdafisinin olmadığını ve müdafii huzurunda ifade vermek istediğini belirtmiştir. Ancak buna rağmen mahkeme başkanı sanığı savunma yapmaya zorlamış ve M. Noyan Orcan müdafii hazır bulunmadığı halde üç ayrı iddianame içeriğindeki iddialar hakkında savunmasını cebren yapmak mecburiyetinde kalmıştır. Bunun üzere mahkeme heyeti 01.10.2020 tarihli oturumda M. Noyan Orcan’a müdafii huzurunda sadece önceki savunmasını kabul edip etmediğini sormakla yetinmiştir.

 

Ayrıca benzer durum Mehmet Ender Daban'ın birleşen dosyalar kapsamında savunmasının alındığı 21.07.2020 tarihli duruşmanın 2. oturumunda yaşanmıştır. Mehmet Ender Daban, müdafisinin olmadığını söyleyerek ek süre talep etmiş ise de mahkeme heyetince talep reddedilerek cebren savunma yapmaya zorlanmıştır. Bunun üzerine 02.11.2020 tarihli oturumda mahkeme heyeti Mehmet Ender Daban’a müdafisi huzurunda sadece önceki savunmasını kabul edip etmediğini sormakla yetinmiştir.

 

Bir başka örnek ise; 01.12.2020 tarihli duruşmada sanıklar Meral Kalça ve Banu Şener’in müdafileri mazeretli olduğu halde mahkeme heyeti sanıkların esas hakkındaki mütalaya karşı beyanlarını almıştır. Sanıklar bu durumu mahkeme heyetine bildirmiş ancak mahkeme heyeti mazeretleri redderek savunmalarını almıştır.


⬅️

2.16 - MAHKEME HEYETİ SANIK MÜDAFİLERİNE ESAS HAKKINDA SAVUNMALARINI SUNMALARI İÇİN HİÇ SÜRE VERMEMİŞ, SAVUNMALARA SIK SIK MÜDAHALE ETMİŞ, BAZI MÜDAFİİLERİ JANDARMA MARİFETİYLE SALONDAN ÇIKARTTIRMIŞTIR. SAVUNMALARIN ÇÖZÜM TUTANAKLARI DOSYAYA GELMEDEN HÜKÜM KURMUŞTUR. AYRICA CMK M.216’YA AYKIRI DAVRANMIŞTIR.
➡️

2.18 - MAHKEME HEYETİ DURUŞMALAR SIRASINDA HUKUKA VE USULE AYKIRI TEŞHİS İŞLEMLERİ YAPMIŞTIR. 


Daha yeni Daha eski