Ceza hukukunda ek savunma; iddianameyle yargılama konusu yapılan olaya dair suç vasfının değişmesi veya sanık aleyhine daha fazla ceza veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirine hükmedilmesini gerektiren bir halin ilk defa duruşmada ortaya çıkması durumunda sanığa tanınan bir haktır (CMK m.226). Sanık, suçun hukuki niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir halde bulundurulmadıkça, iddianamede kanuni unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkum edilemez (CMK 226/1).

Ceza muhakemesi hukukunun temel ilkelerinden biri sanığa “isnadın bildirilmesi” ilkesidir. İsnadın bildirilmesi ilkesine göre, herhangi bir suçlamayla karşılaşan sanığa suçlamanın konusu fiil ve bu fiilin meydana getirdiği suç açıkça bildirilmelidir. Suç isnadı bildirilen sanığa isnada karşı savunma yapabilmesi için yeterli zaman ve imkan da sunulmalıdır. İddianame, suç isnadının derli toplu bir şekilde sanığa bildirildiği temel belgedir. Sanık, iddianameden hakkındaki suçlamanın ne olduğunu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve delillerini sunabilmelidir. Sanık, iddianamedeki sevk maddesinde belirtilen suçtan başka bir suç vasfı ile cezalandıralacaksa mutlaka kendisine ek savunma hakkı tanınmalıdır. Suç vasfı aynı kalmakla birlikte cezanın arttırılması veya cezaya ek olarak güvenlik tedbiri uygulanmasını gerektiren hallerde de sanığa ek savunma hakkı tanınmalıdır (CMK 226/2). Böylece sanık, değişen suç vasfına göre savunma hazırlama veya yeni delil sunma olanağına kavuşur. Nitekim yerleşik Yargıtay içtihatları da bu yöndedir:

Sanık hakkında düzenlenen 19.06.2013 tarihli iddianamede, basit tehdit suçundan TCK’nın 106/1-(2. cümle) maddesi uyarınca dava açılmasına karşın, iddianamede sevk maddesi olarak yer verilmeyen ve daha ağır yaptırım içeren TCK’nın 106/1. maddesinin, ek savunma hakkı verilmeden uygulanması suretiyle, savunma hakkının kısıtlanması hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. CD, 2014/35839 E, 2015/24897 K).

İddianamede suça sürüklenen çocuğun TCK’nın 109/1. maddesi gereğince cezalandırılması talep edildiği halde, 5271 Sayılı CMK’nın 226. maddesine aykırı olarak suça sürüklenen çocuğa ek savunma hakkı tanınmadan TCK’nın 109/2. maddesi uyarınca cezalandırılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması hukuka aykırıdır (Yargıtay 14. CD, 2016/9142 E, 2017/158 K).


Sanığın eylemi TCK’nın 37 /1.maddesi uyarınca fiili birlikte gerçekleştiren konumunda katıldığı kabul edilmesine ve iddianame de hakkında aynı Kanun’un 39/2-b maddesinin (daha az cezayı gerektiren suça yardım etme) uygulanmasının istenilmesine karşın hakkında ek savunma hakkı verilmeden, TCK’nın 37/1.maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 226. maddesine aykırı davranılması hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. CD, 2014/16980 E, 2015/23400 K).

 

Sanık hakkında hırsızlık suçundan dolayı dava açılırken iddianamede 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesinin uygulanması (hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi nedeniyle ceza arttırımı) istenilmediği halde ek savunma hakkı verilmeden uygulanmasına karar verilmesi suretiyle, CMK’nın 226. maddesine muhalefet edilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. CD, 2014/15980 E, 2015/20405 K).

 

Mağdur hakkında aynı hastanede görevli KBB uzmanı tarafından düzenlenen kesin rapora göre; mağdurun hayat fonksiyonlarını hafif (1.) derecede etkileyecek nazal fraktür bulunduğu belirtildiği halde, 5237 sayılı TCK’nin 87/3 maddesi (kemik kırığı veya çıkığı nedeniyle yaralama suçunun cezasının arttırılması maddesi) gereğince ek savunma hakkı verilmek suretiyle bu durumun temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşma nedeni olarak değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 3. CD, 2015/15330 E, 2015/30739 K).

 

İddianamede ve görevsizlik kararında sanık hakkında TCK.nın 109/1. maddesinin uygulanması talep edildiği halde, CMK.nın 226. maddesine aykırı olarak sanığa ek savunma hakkı tanınmadan TCK.nın 109/2. maddesinden hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması hukuka aykırıdır (Yargıtay 14. CD, 2013/1824 E, 2014/11905 K).

 

Suç tarihinde, güneşin yaz saati uygulamasıyla saat 18:46’da batması, mağdurun olayın saat 20:30 sıralarında gerçekleştiğini ifade etmesi karşısında hırsızlık suçunun TCK’nın 6/1-e maddesi tanımlaması uyarınca gece sayılan zaman diliminde işlendiğinden sanığa ek savunma hakkı verilerek hakkında TCK’nın 143. maddesinin uygulanması gerekeceğinin değerlendirilmemesi hukuka aykırıdır. (Yargıtay 13. CD, 2014/25417 E, 2014/27075 K).

 

Ancak mahkeme heyeti yargılama boyunca CMK m.226’ya aykırı davranmış ve sanıkların savunma haklarını engellemiştir. Mahkeme başkanı ek savunma yapacak sanıkların birçok kez sözünü kesmiştir. Bazı etkin pişman sanıkların ek iddianame iddiaları yönünden savunmasını dahi almamıştır.


⬅️

2.19 - MAHKEME HEYETİ BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİİ AV. EŞREF NURİ YAKIŞAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMUŞ VE AÇILAN DAVAYI HUZURDAKİ DOSYA İLE BİRLEŞTİRMİŞTİR. BU SAYEDE DİĞER SANIK AVUKATLARI ÜZERİNDE BASKI KURMAYI HEDEFLEMİŞTİR 
➡️

2.21 - MAHKEME ETKİN PİŞMANLIK KURUMUNU KÖTÜYE KULLANMIŞ VE SANIKLAR ARASINDA AYIRIMCILIK YAPMIŞTIR


Daha yeni Daha eski