08.11.2020 tarihli duruşmada hazır bulunan Bengisu Güler isimli müşteki, huzura alındığında mahkeme heyetine “şikayetini geri çekmek istediğini” ve “ifade vermek istemediğini” açık açık belirtmiştir. Müşteki, daha önce emniyete çağrıldığını, çok korktuğu için ifade vermek zorunda kaldığını ve hiçbir şeyin bilince olmadığı halde ifade vermek zorunda kaldığını anlatmıştır. Ayrıca emniyette kendisine bir daha ifade vermesine gerek olmayacağınının söylendiğini ve buna inanarak ilk ifadesini verdiğini söylemiştir.

Müşteki Bengisu Güler -bir kısım diğer müştekiler gibi- emniyet tarafından 07.06.2018 tarihli yazıyla “şüpheli” olarak gösterilmiş ve hakkında “yurt dışına çıkış yasağı” talep edilmiştir. Soruşturma savcılarınca bu talep kabul edilmiş ve şüpheli sıfatıyla hakkında yurt dışına çıkış yasağı kararı verilmiştir. Bunun üzerine emniyete çağrılan müşteki, “ancak ifade verirse hakkındaki yasağın kalkacağı ve mağdur/müşteki sıfatına dönüştürüleceği” vaadi ile kandırılarak şikayetçi olmaya zorlanmıştır.

Hatta müşteki bu durumu mahkeme ifadesinde ağlayarak sarf ettiği “Hayır sadece (ifade) vermek zorunda olduğumu biliyordum, ama vermek zorunda olduğumu bilmeseydim asla anlatmazdım...” minvalinde söylediği sözlerle dile getirmiştir.

Ancak mahkeme heyeti müştekinin tüm bu beyanlarına rağmen ve hatta ifade vermek istemeyip şikayetini de geri çekmek istemesine rağmen CMK m.212’ye aykırı olarak cebren müştekiyi (tanık sıfatıyla) ifade vermeye zorlamıştır. Duruşma tutanağınının da hemen her satırına yansıdığı gibi müşteki ifadesinin başından sonuna kadar çok zorlanmış, ağlamış ve ifade vermek istemediğini sürekli olarak dile getirmiştir. Buna rağmen mahkeme heyeti “soru-cevap” yaparak müştekiye uzun uzun ilk ifadesini okumuş ve “doğru mu?” diye sormuştur. Müşteki ise tüm ifade boyunca ağlayarak kendisine sorulan sorulara sadece “doğru” demekle yetinmiştir. Mahkemenin bu tutumunun CMK m.212’ye aykırı olduğu çok açıktır.

 

Ayrıca mahkeme heyeti katılan vekillerinin müştekiye hukuka aykırı delillere dayanarak yönelttiği soruları itirazlara rağmen sordurmuş ancak sanık müdafilerince müşteki ifadesinde geçen iddialara dair maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yönelik haklı soruları sanık müdafinin mikrofonunu kapatarak engellemiştir.

  

 

 

 

Müşteki mahkeme ifadesinin başından sonuna kadar “emniyetten çağrıldığı için ifade vermek zorunda kaldığını, bilinçsiz şekilde ifade verdiğini, yasal haklarının bile kendisine hatırlatılmadığını” vb iddialarda bulunmuş ancak bu iddiaların aydınlatılabilmesi noktasında yöneltilen soruları mahkeme heyeti sert ve agresif bir tutumla engellemiştir. Hatta sanık müdafilerinin başka hususlarda soru yöneltmesine dahi müsaade etmeyerek sanık müdafi Av. Eşref Nuri Yakışan’ın mikrofonunu kapatmış ve hemen sonrasında oturumu sonlandırmıştır.


⬅️

2.25 - EL KONULAN DİTİJAL MATERYALLERİN ASILLARI VE İMAJ-EXPORT ALMA ÖRNEKLERİ YARGILAMA BOYUNCA SANIKLARA VE MÜDAFİLERİNE VERİLMEMİŞTİR
➡️

2.27 - TANIKLAR SORGU SIRASINDA DURUŞMA SALONUNDA BULUNMUŞ VE SORGUYU İZLEMİŞTİR


Daha yeni Daha eski