Huzurdaki davada Ayfer Bayer, Pelin Durmuş, Tuğba Bal, Nihan Toklu, Eşref Nuri Yakışan, Gülcan Karakaş, Bilge Tok, Fatih Mehmet Doğan, Ceyhun Gökdoğan isimli sanıklar avukatlık mesleği faaliyetlerinden dolayı yargılanmaktadırlar. Nitekim iddianamede ve katılan tarafın kendilerine yönelttikleri sorularda bu durum teyit edilmektedir. Ayrıca yine farklı kamu görevlerindeki faaliyetleri nedeniyle yargılanan sanıklar bulunmaktadır.


1136 sayılı Avukatlık Kanunu 58. maddesinde, “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. “ denmektedir. Kanunun açık hükmünde belirtildiği üzere bu kişilerin soruşturulmaları Bakanlık iznine tabidir. Yine aynı şekilde diğer kamu görevlisi olan kişiler bakımından da  ilgili idarenin soruşturma izni gerekmektedir.

 

Tüm bu hususlar gerek sanıklar gerekse müdafileri tarafından duruşmalar sırasında hem yazılı hem sözlü olarak defaatle mahkeme heyetine bildirilmiştir. Ancak Ayfer Bayer, Pelin Durmuş, Tuğba Bal, Nihan Toklu, Gülcan Karakaş, Bilge Tok, Fatih Mehmet Doğan, Ceyhun Gökdoğan hakkında düzenlenen iddianame 12.09.2019 tarihinde, Av. Eşref Nuri Yakışan hakkında düzenlenen iddianame ise 07.08.2020 tarihinde kabul edilmiştir.

 

SANIK PELİN DURMUŞ MÜDAFİ AV. AYNUR TUNCEL YAZGAN SÖZ ALDI : Pelin DURMUŞ Müdafi Avukat Aynur Tuncel YAZGAN. Ben de Sayın meslektaşlarımın beyanlarına aynen katılmakla beraber, ayrıca 2 konuda beyanda bulunmak istiyorum, bir tanesi kovuşturma evresinin bağlı bulunduğu ilkelerden bahsetmek istiyorum, bağlılık, açıklık ve sözlülük... Bağlılık ne demek; işlemler sırasıyla yasa koyucu tarafından belli edilmiştir, ne bizim ne sizin bu sayıyı bozmaya yetkisi istisnalar dışında bulunmamaktadır. Zaten istisnaları da kanun göstermiştir, CMK 191/3-b yoklama ve kimlik tespitinden sonra iddianamenin eski haliyle okunmasını, yeni haliyle KHK daha sonra yasalaştı, anlatılmasını öngörmektedir. Bu anlatma da önünüze gelen sanıkla sınırlı değil, iddianamenin bir bütün olarak dinleyicilerin de anlayabileceği, basının da anlayabileceği bir şekilde özetlenmesidir. Anlatma o anlama gelmektedir yeni muhakemede, muhakemenin bir morfolojisi var...

MAHKEME BAŞKANI: Başta anlatacaktık...

SANIK PELİN DURMUŞ MÜDAFİ AV. AYNUR TUNCEL YAZGAN SÖZ ALDI : Efendim sadece Adnan OKTAR'a anlatmanızı değil, ben iddianamenin bir bütün olarak Adnan Bey ayakta değilken bütün sanıklar huzurunuzdayken ve bütün toplum sizi izlerken açıklık ilkesi gereği, özetlenmesi gerektiğini dile getiriyorum, 1. İstemim budur. 2. İstemim; Pelin DURMUŞ bir Avukattır, 46742 sicille İstanbul Barosu'na kayıtlıdır. Ben iddianameye baktım, kendisi hakkında 7 sayfa var, iddianamede, 3673. Sayfaya baktığınız zaman kendisine yüklenen eylem örgüt üyelerine hukuki yardımda bulunmaktan ibarettir. Avukatlık kanunu 58. Madde; Avukatlar hakkında bir Ağır Cezalık suçu suçüstü halinde işlerken yakalanmadıkları zaman Adalet Bakanlığı tarafından soruşturma izni alınmasını öngörmektedir, biliyorsunuz önce DGM'nin 16. Maddesi var, sonra 5190 geldi, sonra CMK 250, 251, 252 geldi, sonra TMK 10 geldi ama TMK 10, 2014 yılının Şubat ayında 6526 sayılı kanunla ilga edildi, şu an için CMK 161. Maddenin 8. Fıkrasında sayılı TCK 302 ile 316 arasında değişen 8 suç tipi bakımından Cumhuriyet Savcılarının doğrudan Avukatlar hakkında soruşturma yapmaya yetkisi vardır, Pelin Durmuş hakkında TCK 220 ve 220/2 ve 3. Maddelerle ilgili bir hukuki niteleme yapılmıştır, iddia da örgüt üyelerine hukuki yardım sunarak örgüte yardım etmekten ibarettir, dolayısıyla bu anlatım, siz vasıflandırma ile bağlı değilsiniz ama CMK 226 uyarınca fail ve fiille bağlısınız, fiil diğer faillere hukuki yardım sunmaktır, bu Avukatlık hizmetidir, Avukatlık Kanununda 58 yürürlüktedir...

MAHKEME BAŞKANI: Esas...

SANIK PELİN DURMUŞ MÜDAFİ AV. AYNUR TUNCEL YAZGAN SÖZ ALDI : Efendim esas değil, usulden bahsediyorum, CMK 161/8'de sayılı 8 suçtan biri değildir, siz şu an benim Pelin Durmuş yargılamakla görevli değilsiniz, öncelikle Adalet Bakanlığı tarafından bir izin verilmesi gerekir, bu izin verilmediği zaman sizin göreviniz başlamıyor, dolayısıyla CMK 223/8 uyarınca durma kararı verilmesini, tabii ki birlikte yargılanabilir, bağlantı var, ben bağlantı yok demiyorum, iddialar bağlantılı ama öncelikle bizim için muhakeme koşulunun yerine getirilmesi lazım, durma kararı verilmesini istirham ediyorum, teşekkür ediyorum.


BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİ AV. BAHRİ BAYRAM BELEN SÖZ ALDI : Avukat Ayfer Bayer Müdafi Av. Bahri BELEN. Meslektaşımın Avukatlık Yasası 58. Ve 59. Maddeleriyle ilgili yaptığı açıklamaları tekrar etmeden şu 2 noktaya işaret etmek isterim; 6526 sayılı yasanın 15. Maddesiyle Türk Ceza Kanunu'nun 302, 309, 311, 312, 314 ve 316. Maddeleriyle ilgili suçlamalar konusunda herhangi bir Ceza Muhakemesi şartı gerçekleşmesi için izin alınmadan Cumhuriyet Savcılığınca doğrudan soruşturma yürütülebileceği düzenlemesi yapılmıştır. Bu aslında biraz evvel meslektaşımın söylediği özel yetkili mahkemeler, terörle mücadele mahkemelerini kaldıran yasada soruşturma ve kovuşturma açısından bir Ceza Muhakemesi şartı olan bu iznin hangi suçlar açısından alınmaya devam edeceğini hangileri açısından bu izne gerek olmadığını göstermektedir. Benim müvekkilim ve bu davada yargılanan diğer Avukat meslektaşlarımın da haklarındaki suçlama Sayın Heyetinizin bildiği gibi Türk Ceza Yasasının 220 maddesidir, 2 veya 3. Fıkraları dahil olmak üzere ve bunlar 161. Maddenin 8. Fıkrasındaki düzenleme içerisinde Savcının soruşturmayı izin almadan yürütebileceği suçlar kategorisinde değildir, bunun anlamı da özellikle Ayfer BAYER ile ilgili söylüyorum ki; kendisine yöneltilen 220. Maddenin 2 ve 3. Fıkraları ile ilgili yapılan suçlamanın suç olgusu olarak 64 tane dava dilekçesi dosya numarası zikredilmiştir, bu da göstermektedir ki; 220. Maddeyle ilgili suçlamanın suç olgusunun tümü Avukatlık faaliyetidir ve bu Avukatlık faaliyeti açısından yasanın 161. Maddesi çerçevesinde mesleğini yaparken işlediği iddia edilen bir suç var ise mutlaka izin alınmayı gerektirir. Şimdi bu izin alınmayla ilgili çok kısa bir şey daha söyleyeceğim Sayın Başkan, Sayın Üyeler, ondan sonra sözümü tamamlayacağım. Buradaki izin şartı bildiğimiz gibi bir Ceza Muhakemesi şartıdır ve Ceza Muhakemesi şartı eksik olduğu zaman soruşturma işlemlerine ve kovuşturma işlemlerine devam edilemez. Buradaki izin isteğinin Adalet Bakanlığı'ndan istenecek 58'e göre soruşturma izni isteyenin, 59. Maddeye göre kovuşturma izni istemenin gerekçesi dosyada bu suçlamalarla ilgili yeterli kanıt olup olmadığına Adalet Bakanlığı'nın denetlemesi sorunu değildir. Bu iznin sebebi ki; Hakim ve Savcılar ve Noterler için de vardır, bunlar Noterler dışında yargının kurucu unsurlarıdır ve bu iznin sebebi aslında legaliteye uygunluğun araştırılması değil, maslahata uygunluğun araştırılmasıdır. Yani bu izinle Adalet Bakanlığı'na herhangi bir Hakim, Savcı, Avukatla ilgili suçlama var ise bu suçlamanın soruşturma olarak ve kovuşturma olarak devam edip etmemesinde kamusal bir yararın ya da doğabilecek, devamı halinde doğabilecek zararın takdir yetkisi Adalet Bakanlığı'na verilmiştir. Yani demektedir ki kanun; bunların soruşturulmasında ve kovuşturulmasında eğer kamusal bir zarar görülecekse suçlamaya ilişkin yeterli kanıtlar olsa bile Adalet Bakanlığı'nın buna izin vermeme imkanı vardır, buna...

MAHKEME BAŞKANI: Talebinizi...

BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİ AV. BAHRİ BAYRAM BELEN SÖZ ALDI : Buna yasa ve akademi demektedir ki, bu maslahata uygunluğun araştırılması, biz de şimdi Sayın Mahkemeye diyoruz ki aslında mahkemedeki bütün Üyelerin ve Sayın Savcının ve de bu salonda bulunan bütün müdafi arkadaşlarımızın hem iç hukuk açısından hem de ulusal üstü hukuk açısından meşruiyetlerinin kabul edilebilmesi, burada yaptığımız görevin hakikaten adalete hizmet açısından meşruiyetinin kabul edilebilmesi için bu usul hükümlerine riayet edilmesi zorunludur. Bu usul hükümlerinin ne kadar önemli olduğu ile ilgili çok kısa bir şey daha söyleyeceğim...

MAHKEME BAŞKANI: Usul hükmünün önemini değil de, talebi alalım Avukat Bey...

BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİ AV. BAHRİ BAYRAM BELEN SÖZ ALDI : Sayın Başkan bitiriyorum, Sayın Faruk EREM der ki; dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir zaman diliminde yani 200 yıl önce de ve 200 yıl sonra da İngiltere'de de, Rusya'da da, Arabistan'da da, Londra'da da Ceza Muhakemesi disiplini kuralları kadar yaşamsal olan bir disiplin yoktur ve Faruk EREM der ki; eğer Ceza Muhakemesi kuralları evrensel ilkelere uygun değilse ya da evren ilkelere uygun ama uygulaması buna uygun değilse, o memlekette hukuk güvenliği yoktur ama asıl önemli olan o memlekette huzur ve güvenlik yoktur...

MAHKEME BAŞKANI: Evet Avukat Bey...

BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİ AV. BAHRİ BAYRAM BELEN SÖZ ALDI : Bu bakımdan bu davada yargılanan meslektaşım Avukat Ayfer BAYER ve diğer Avukat arkadaşlarımla ilgili bütün suçlamaların yöneltilen suçlamadaki suç olgularının tümünün Avukatlık faaliyeti, Müdafilik faaliyeti dikkate alındığında, ki heyetinizin bunları muttaliye olduğundan eminim, bunu heyetiniz biliyor. Bu halde bu izin şartının gerçekleşmesi için 223/7'ye göre Avukat arkadaşlarımın yargılaması ile ilgili durma kararı verilmesini bilvekale talep ediyorum.

 

Ayrıca ana iddianamede TCK m.220/2-3 uyarınca hakkında iddianame düzenlenen Fatma Ceyda Ertüzün ve Ayşegül Hüma Babuna’nın 07.08.2020 tarihli iddianame ile suç vasıfları değiştirilmiş ve TCK m.220/1-3 uyarınca haklarında iddianame düzenlenmiş ve TCK m.220/5 göndermesiyle dosya kapsamındaki tüm suçlardan sorumlu tutulmuşlardır.

 

Ancak İstanbul C.B.Savcılığı tarafından verilen 16.09.2019 Tarih 2019/105129 Sor, 2019/78041 K. Sayılı takipsizlik kararıyla Fatma Ceyda Ertüzün hakkında “Cebir Tehdit veya Hile Kullanarak Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı, Şantaj, Nitelikli Cinsel Saldırı, Malvarlığı değerlerini yurtdışına çıkarmak”, Ayşegül Huma Babuna hakkında “Cebir Tehdit veya Hile Kullanarak Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı, Şantaj, Nitelikli Cinsel Saldırı, Malvarlığı değerlerini yurtdışına çıkarmak” suçlamaları bakımından takispizlik kararı verilmiştir. Buna rağmen aynı suçlar bakımından 07.08.2020 tarihli iddianameyle kamu davası açılmıştır.

 

Yine benzer durum Mehmet Murat Atmaca bakımından vuku bulmuştur. Mehmet Murat Atmaca hakkında yanı tarihli kararla “Ruhsatsız Ateşli Silahlarla Mermileri Satın Alma veya Taşıma veya Bulundurma” suçlaması bakımından takipsizlik kararı verilmiş ise de sonrasında 12.07.2019 tarihli iddianameyle aynı suç bakımından kamu davası açılmıştır.

 

Halbuki bir kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar sonrasında kamu davasının açılması için ne şekilde hareket edilmesi gerektiği, CMK m.172/2 ve 173’de düzenlenmiştir. CMK m.172/2’de itiraz edilmeyen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi sonrasında ve m.173/6’da ise sulh ceza hakimliğine yapılan itirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davasının açılabilmesinin usulü, CMK m.172/2’ye atıf yapılarak tanımlanmıştır. Her iki durumda da CMK m.172/2’de yer alan usul tatbik edilmedikçe, aynı şüpheli ve eylemden dolayı kamu davası açılması amacıyla iddianame düzenlenmesi ve dolayısıyla kamu davasının açılabilmesi mümkün değildir. Ancak tüm bu eksiklikler giderilmeden mahkeme heyeti tarafındna iddianame kabul kararları verilmiş ve yargılama yapılmıştır.


⬅️

2.36 - MAHKEME HEYETİ, MÜŞTEKİ TANIKLARIN SÜREKLİ OLARAK NOTLARINA BAKMASINA MÜSAADE ETMİŞ ve CMK M.212’YE AYKIRI OLARAK BU YÖNDE ARA KARAR KURMUŞTUR. 
➡️

2.38 - MAHKEME, SANIKLARA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI TALEPLERİ OLUP OLMADIĞINI HİÇ SORMAMIŞTIR


Daha yeni Daha eski