Mahkeme huzurunda sorgusu yapılan sanıklardan bir kısmı katılan vekillerin sorularına cevap vermeyeceğini ve bu suretle geçici susma hakkını kullanacağını belirtmiş olmasına rağmen, katılan vekillerinin ısrarla ve baskın bir üslupla soru sormalarına mahkeme heyetince müsaade edilmiş ve müdafiilerin bu yöndeki tüm itirazları ısrarla reddedilmiştir. Bu durum CMK m.148’de düzenlenen ve sorguda yasak usul olarak nitelendirilen kötü muamele teşkil etmektedir. CMK m.148’de kötü muamele, yorma ve aldatma sonucu alınan ifadelerin yasak delil hükmünde olduğu ve m.148/3 uyarınca bu ifadeler rıza ile verilmiş olsa dahi delil olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmektedir.
Susma hakkı gerek AİHS ile gerek uluslararası sözleşmelerde teminat altına alındığı gibi Anayasa ve ilgili mevzuat ile de korunmuştur. Yine Yargıtay içtihatları da genel itibariyle Anayasa ve CMK ile de aynı amaç ve paralellikte kararlar verip susma hakkını koruyan kararlar almıştır. Susma hakkı ceza hukuku açısından niteliği itibariyle hem soruşturma hem kovuşturma aşamasında kullanılabilir. Başka bir ifade ile susma hakkının hem karakol, hem savcılık hem de mahkeme huzurunda kullanılması mümkündür.
Bu hakkın özünde sanığın ifade özgürlüğü yatmaktadır. Şüpheli ya da sanığın yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamak konusunda, “kanuni” bir hakkı bulunmaktadır. Susma hakkını kullanan şüpheli veya sanık, suçu kabul etmiş sayılmaz aksine, suçsuzluk karinesinden yararlanmaya devam eder. İspat yükü (külfeti) iddiacıya düştüğü, sanığın susma hakkının var olduğu, şüpheden sanığın yararlanacağı(in dubio pro reo), tutuklulukta makul sürenin aşılamayacağı ve yasak sorgu yöntemlerinin kullanılarak elde edilen delillerin yargılamada kullanılamayacağı masumiyet karinesinin sonuçlarındandır. (Üzülmez İlhan, Türk Hukukunda Suçsuzluk Karinesi ve Sonuçları TBB Dergisi, Sayı 58,2005)
Ancak kişinin özgür iradesini kullanmayı etkilemek, bu iradeyi sakatlamak vb. gibi işlemler yaparak beyanını almak susma hakkını ihlal eder. Şüpheli veya sanığın ifade, beyan ve savunmalarının inanılır ve doğru nitelikte olması için özgür ve hür iradesine ihtiyaç vardır. Ancak bu tarz, kişinin özgür ifadesini vermesinin önüne ket vuran iş, işlem ve fiiller güvenilmez olup ayrıca insan hakları, kişi onur ve haysiyetine ters şekilde elde edildiği için mevzuat ve evrensel kaideler ötürünce delil olarak kullanılamaz niteliktedir. (Şahin Cumhur, Sanığın Kolluk Tarafından Sorgulanması, Yetkin Yayınları, Ankara)
Aynı şekilde sorulara cevap vermeyeceğini belirterek susma hakkını kullanan sanığa baskı oluşturacak ve kendisini suçlu hissettirecek şekilde ısrarla ve baskın üsluplarla soru sorulması ve cevap vermeye mecbur bırakılması Anayasamızın 38/5. maddesinde düzenlenen lekelenmeme ve kendisi aleyhine suçlayıcı beyanlarda bulunmama hakkının açık bir ihlali niteliğindedir.
Katılan vekilleri yönelttikleri sorularda devam eden ceza davasının konularının dışında, sanıkların özel hayatlarına, kişisel tercihlerine yönelik özel seçilmiş kelimelerle hakaretamiz ve tahkir eder nitelikte sorular yöneltmiş, defalarca arka arkaya gelen bu tahrikler neticesinde susma hakkını kullanmak isteyen birçok sanık dayanamayarak beyanda bulunmaya mecbur kalmıştır. Nitekim Başkan da bu durumun farkında olarak sık sık sanıklara, “cevap vermeyeceğiz diyorsunuz ama dayanamıyorsunuz” demiştir. Hatta mahkeme başkanı davayla ilgisiz sorulara karşı susma hakkını kullanacağını belirten sanıklara tekrar tekrar aynı soruların sorulmasına müsaade etmiştir. Tüm bunlara dair duruşma tutanaklarına da yansıyan birkaç örnek aşağıda sunuyoruz.
|
Görüldüğü üzere hem sanıklar müdafileri hem de sanık Berkay Kayabay yöneltilen soruların davayla ilgisiz olduğunu ve bu nedenle geçici susma hakkını kullanacağını belirtmiş olmalarına rağmen mahkeme heyeti tüm bu itiraz ve taleplere rağmen müdafilerin mikrofonlarını kapatarak soruları sordurmaya devam etmiştir.
|
Sanık Ayşe Pınar Akkaş’ın ifadesi sırasında kendisine yöneltilen ısrarlı sorulara karşın müdafii Av. İbrahim Alper Can söz almış ve bu durumun AİHS 6. maddesine ve dürüst işlem ilkesine aykırı olduğunu belirtmiştir. Ancak mahkeme heyeti bu talebi dikkate almamıştır.
BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİİ AV. İBRAHİM TOKAN SÖZ ALDI : Başkanım
benim sorum değil de usule ilişkin bir talebim olacak sabah meslektaşımla talepte bulundum
ama.
MAHKEME BAŞKANI : Yok bir saniye ona şimdi geleceğiz bir başka sorusu olan
varmıydı? Yok evet buyurun Avukat Bey.
BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİİ AV. İBRAHİM TOKAN SÖZ ALDI : Sayın Başkan
çok iyi bilindiği üzere susma hakkı anayasal bir haktır. Ve kendi kendini lekelememe
suçlamama hakkının bir uzantısıdır. Bu noktada benim talebim şu yönde. Burada sanıklar
susma hakkını kullandığı halde burada katılan vekillerin sürekli ısrarla soru sormalarına
müsade ediyorsunuz. Kanaatimizce bu kötü muamele teşkil etmektedir. Ben bu noktada şunu
belirtmek istiyorum. Bilindiği üzere sanıkların katılan vekillerinin, sanık müdafiilerin yahut
sizin sorularınıza karşı susma hakları var. Örneğin siz soru sorduğunuz zaman sanıklar susma
hakkını kullandığını beyan ettiğinde ısrarla bu soruları yinelemiyorsunuz. Ama katılan
vekilleri sorduğunda ne hikmetse bu sorular yenileniyor. Aynı şekilde keza emniyette sanık
gene veya şüpheli susma hakkını kullandığı zaman orada da emniyette polisler ısrarla bu
soruları sormazlar diye düşünüyorum. Kaldı ki bu hususun bu şekilde değerlendirilmesi de
duruşmanın düzeni bozar hale geldi dikkatini çekmiştir mutlaka. Çünkü katılan vekilleri soru
soruyorlar, sanık cevap vermiyor. Farklı sorular farklı şekilde anlaşılıyor. Sanık
müdafiilerinden buna tepki geliyor. Dolayısıyla şunu da belirtmek istiyorum son olarak
sanıkların beyanlarında doğrudur çelişkileri olma ihtimali var. Hatta sanığın yalan
söylemekte bir hakkı bu da hepimizin malumu. Dolayısıyla bu noktada katılan vekilleri eğer
bir çelişki tespit ettilerse, bu çelişkileri sanık savunmasındaki çelişkileri mahkemenize
ilerleyen aşamalarda yazılı veya sözlü bildirebilirler bu tip hakları da var. Dolayısıyla biz
bundan sonra susma hakkı kullanan sanıklar bakımından katılan vekillerinden soru
alınmamasını talep ediyoruz.
MAHKEME BAŞKANI : Peki. Sizin talebinizde mi aynıydı Avukat Bey? Ha Avukat Bey'e
söz hakkı ver. Düğmeye tek bas.
BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİİ AV. SERKAN TEMEL SÖZ ALDI : Sayın
Başkanım şimdi ben meslektaşıma benzer birşey söyleyecektim ama biraz daha farklı şöyle
söylüyeceğim. Şimdi duruşma salonunu fiziki yapısından dolayı hiçbirimizin önünde ekran
yok. Sanıkların da beyanları haliyle sesli ve görüntülü kaydediliyor ve bizde göremiyoruz.
Özellikle sorulara cevap vermeyeceğim sanıklara katılan vekilleri sorgunuzda böyle
söylemiştiniz diye sorular soruyorlar. Ama kesinlikle ben tespit edebildiklerim var ama ispat
edemiyorum. Kesinlikle söylemediği şeyleri söylemişler gibi soruyorlar. Sizin bu hususa
mutlaka müdahale etmeniz gerekiyor ama etmediğiniz için bizim itiraz etmemiz gerekiyor.
İtirazda iddianame ile ilgili diye ret ediyorsunuz. Bizde çıkmaza giriyoruz. Benim bununla
ilgili talebim var. Zaten göremiyoruz sanığın sorgusunu tam olarak baştan sona ne
söylediğini.
MAHKEME BAŞKANI : Anlaşıldı tamam talep alınmıştır.
BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİİ AV. SERKAN TEMEL SÖZ ALDI : Tamam Sayın
Başkan.
MAHKEME BAŞKANI : Sanık Ülviye Didem Ürer Müdafii Av. İbrahim Tokan ve Bir
kısım müdafii Av. Serkan Temel'in talepleri nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 201 maddesi
gereği katılan duruşmaya katılan vekillerin doğrudan sorma haklarının bulunduğu bu soru
sorma hakkı kapsamında soruların yöneltildiği, sanıkların ise bu sorulara susma hakları
çerçevesinde cevap vermeyebilecekleri de hak olarak hatırlatıldığı ve bunları kullandığı
anlaşılmakla taleplerin reddine karar verildi geçebilirsiniz yerinize teşekkür ederiz.
Sanık Ebru Fişek’in ifadesi sırasında söz alan bir kısım sanıklar müdafileri Av. İbrahim Tokan ve Av. Serkan Temel, mahkeme heyetinin, katılanlar ile sanıklar arasında ayrımcılık yaptığını, sanıkların geçici susma hakkını kullanmalarına müsaade etmediğini ve katılan tarafın sanıkların söylemediği sözleri sanki söylemiş gibi sorular yönelttiklerini belirtmiş ve tüm bu hukuksuzluklara izin verilmemesini talep etmişlerdir. Ancak mahkeme başkanı ara vermeksizin diğer üye hakimlerle müzakere etmeksizin taleplerin reddine karar vermiştir.
BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİİ AV. İBRAHİM ALPERCAN SÖZ ALDI : Sayın
Başkan sanık susma hakkını kullanıyor, geçici susma hakkı fakat ard arda sorular soruluyor.
Cevap vermeyeceğini bildiği halde üst üste sorular sorulması kötü muamele mahiyetindedir.
Aynı zamanda mahkemenin tarafsızlığına da sebep olabilecek şekilde algı ve yönlendirme
oluşturmaktadır. Ard arda soru sorulmasının önüne geçilmesini talep ediyoruz.
MAHKEME BAŞKANI : Bu hususta daha önce karar verilmiştir. Sorulmasında sakınca
görülmemiştir. Cevap vermiyorsunuz tamam. Başka sorunuz?
Sanık Elif Kıral’ın ifadesi sırasında söz alan Av. İbrahim Alper Can katılan tarafın, geçici susma hakkını kullanan sanığa cevap vermeyeceğini bildiği halde ard arda sorular yönelttiğini belirtmiş ve bu duruma müsaade edilmemesini talep etmiştir. Ancak mahkeme heyeti bu talebi reddetmiştir.
BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİİ AV. İBRAHİM TOKAN SÖZ ALDI : Sayın Başkan
son 2 saatte biraz daha bariz ortaya çıktığı için bu talepte bulunuyorum. Sanıklar susma
hakkını kullanmış olmasına rağmen soruların arka arkaya sorulması bile kendileri de beyan
ettiler, hatta sizde söylediniz. Dayanamıyorum, cevap vermek durumunda kalıyorum vesaire
şeklinde beyanda bulunuyorlar. Bildiğiniz üzere susma hakkı hem anayasal düzlemde, hem de
uluslararası sözleşmede koruma altına alınmış bir hak, biz bu şekilde susma hakkını kullanan
sanıklara soru sorulmasının (**?? 01:23:59) teşkil ettiği düşüncesindeyiz ve uygulamadan vazgeçilmesini talep ediyoruz. İkinci olarak da geçen hafta da bu konuda beyanda ve talepte bulunmuştum. Bildiğiniz üzere hem dosyaya şehir dışından gelen meslektaşlarımız var katılanlar, Avukatlar, müdafiler olarak, aynı zamanda bizim de başkadosyalarımız ve duruşmalarımızda oluyor. Dolayısıyla bu noktada duruşmanın işleyişi, ara verilip verilmeyeceği, bu konuda bize bilgilendirme yaparsanız biz de önümüzü daha net görür ve görevimizi daha iyi yaparız düşüncesindeyiz.
MAHKEME BAŞKANI : Evet başka buyurun Avukat Hanım.
BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİİ AV.SİNEM MOLLAHASANOĞLU
SÖZ ALDI :
Katılan vekillerinin sorularında geçen Koçak kardeşlerinin ve Tuğba Bozkurt'un zorla tutulmalarına ilişkin iddialar hakkında daha önce verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlar vardır. Aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanının Adnan Oktar'ın buna cevaben yaptığı konuşmayailişkin Türkiye'nin muhtelif bölgelerinden çok sayıda Diyanet İşleri Başkanlığı personeli ve vatandaş şikayette bulunmuş ve Adnan Oktar'ın söylemlerinde nesnel olgular üzerinden dile getirilip genel kabule göre hakaret, aşağılama ve şiddete teşvik olmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlar verilmiştir. Bu tekrar bu konuların tekrar yargılama konusu yapılmaması gerekir, bu soruların sordurulmamasını talep ediyoruz. İlgili kararları da sunuyoruz.
Sanık Esin Daban’ın ifadesi sırasında söz alan Av. İbrahim Tokan ve tarafımızca, geçici susma hakkını kullanmak isteyen sanıklara tahrik edecek boyutta ısrarlı sorular sorulduğu ve bu soruların daha önce takipsizlik kararları verilmiş konular ile ilgili olduğunu belirtip bu duruma müsaade edilmemesini talep etmemize rağmen mahkeme heyeti bu talepleri kabul etmemiştir.
BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİ AVUKATI İBRAHİM TOKAN: Bir kısım sanıklar
müdafi avukatı İbrahim Tokan. Başkanım susma hakkını kullanan sanıklar konusunda
defalarca itirazda bulunduk ama ben itirazımızı şöyle yinelemek istiyorum. Sanık geçici
sunma hakkını kullanmasına rağmen, müşteki vekillerin ardı ardına soru sorulmasına izin
verilerek sanık tahkir edilmekte, tahrik edilmekte ve cevap vermeye mecbur bırakılmaktadır.
Bu da susma hakkının içini boşaltmaktadır. Bu hususta mahkemenizden tekrar bir karar
verilmesini talep ediyoruz.
MAHKEME BAŞKANI: Evet. Bu hususta daha önce verildiğinden, karar verilmesine yer
olmadığına karar verilmiştir. Evet, avukat hanım sorunuz.
SANIK GÜLŞAH GÜÇYETMEZ SAVUNMASINDA: Bu paylaşımları ben yapmadım
efendim.
MAHKEME BAŞKANI: Peki soruya itiraz var. Buyurun alalım. Avukat bey.
SANIK GÜLŞAH GÜÇYETMEZ MÜDAFİ AV. İBRAHİM ALPER CAN SÖZ ALDI:
Başkan bey gördüğünüz üzere Gülşah Güçyetmez geçici susma hakkını kullanıyor. Fakat art arda
sorular soruluyor katılan vekiller tarafından. Yani soruların içeriğine baktığımız zaman da
tahkir edici, aşağılayıcı mahiyette, dosya kapsamında taraf olmayan hakaret suçu yönünden
en azından taraf olmayan kimseler yönünden de sorular soruluyor. Kötü muamele sayıldığı
kanaatindeyiz. Gülşah Güçyetmez'in cevap vermemesi ikrar ettiği anlamına da gelmiyor aynı zamanda.
Bu nedenle susma hakkını kullanan sanığa art arda soru sorulmasına müdahale etmenizi talep
ediyorum.
MAHKEME BAŞKANI: Peki. 5271 sayılı CMK’nın 271 maddesi gereğince doğrudan soru
yöneltilebilecek kişilerden olduğu duruşmaya katılan avukat diye bahsettiğinden ve soru
sorma hakkı kapsamında bulunduğundan soru sormasında sakınca görülmemiştir. Ayrıca
tahkir edici, aşağılayıcı bir soru olduğunda mahkeme başkanı tarafından müdahale edilmekte,
gerekli uyarı yapılmaktadır. Evet buyurun. Yok bekleyin, sonra. Evet buyurun avukat hanım
devam edin. Başka sorunuz?
SANIK NURŞAH AKSOY MÜDAFİ AV. İBRAHİM ALPER CAN SÖZ ALDI: Efendim talebimiz şu: Nurşah Aksoy susma hakkını kullanıyor. Geçici susma hakkı diyoruz buna. Fakat buna rağmen art arda sorular geliyor katılan vekilleri tarafından. Bu duruma müdahale etmenizi talep ediyorum. Çünkü art arda soru sorulması, geçici susma hakkını kullanan sanığa kötü muamele mahiyetinde sayılmalıdır. Bu hususta doktrinler yazılar da var. Bunları celse arası dosyaya da ibraz etmiştik. Yani başkaca sanıklar da savunma yapacak. Hani lütfen istirhamımız bu. Maddi hakikatin ortaya çıkmasını, daha adil yargılanmayı amaçlıyorsak geçici susma hakkını kullanan sanıklara art arda yorum içerikli, hakaret içerikli sorular sorulmasına ve özellikle algı oluşturacağı anlaşılan sorular sorulmasına müdahale etmemenizi talep ediyorum.
MAHKEME BAŞKANI: İtiraz kapsamında zaten bu husus değerlendiriliyor. Başka sorusu olan? Evet Avukat Hanım buyurun.
BİR KISIM KATILANLAR VEKİLİ AV. ANDAÇ MARAŞLIOĞLU SÖZ ALARAK: Efendim sanığa görüntüleri de verirsek, onlarla, paylaşımları, onlarla ilgili soru soracağız.
MAHKEME BAŞKANI: Şu... Soruya itiraz var alalım.
BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİ AV. AYNUR TUNCEL YAZGAN SÖZ ALARAK: CMK'ya göre duruşma salonunda görüntü gösterilmesi duruşma içi keşiftir. Şimdi henüz delil ikame aşamasında değiliz. Aslında benim katıldığım bir duruşmada Ümit Kocasakal geldi, önce dinlenilir, dinlemeden sonra soru sorulur, ikisi ayrı şeylerdir dedi. Doğrudur. Ama bizim CMK'mız bir tane iki tane sanık için organize edildiği için, bu ön görülmediği için böyle bir fiili durum oluyor. Sizi de anlıyorum. Dinledikten sonra soru soruyorsunuz. Hatta fazlasıyla interaktif yapıyorsunuz. Ben baktığımda sanık kadar konuştuğunuzu görüyorum aslında sorgularda. İnteraktif oluyor. Sohbet gibi yani. Siz istediğiniz soruyu sorup yanıtını alıyorsunuz. Şimdi bir kere sayın meslektaşlarım müvekkilime sadece hukuki yardım isnat edildiği için kendilerinin hukuki yardım sunduğu kişilerin zarar gördüğü suçlarla ilgili müvekkilime soru soramazlar. Ya sanık sıfatıyla soramazlar. Ha tanık sıfatıyla soru sorabilirler ama o zaman da 48. madde uyarınca zaten müvekkilimin, siz de söylediniz az önce susma hakkı var. Fakat burada bir görüntü deniyor. Henüz delil ikame aşamasına gelinmedi. Ben bu davada gördüm. Siz Gezi duruşmasında da yaptınız. Ben şaşkınlık içindeyim. Yani eğer sorgu bitmişse ki sorgu aslında sorgu değildir. Savunmadır, dinlemedir. Sonra sorulur. Şimdi burada dinleme yapılmadan sürekli soru soruluyor. Sorgu yapılıyor yani. Polis sorgusu gibi. Bunu geçtim. Şimdi Sayın Meslektaşım görüntü koyacak diyor. Sayın Meslektaşım burada diyalektik bir muhakeme olduğuna göre hükmün kolektifliği ilkesine bağlı kalmamız gerektiğine göre bunun bir örneğini dosyaya sundu mu önceden? Ben gördüm mü? Ben inceledim mi? Bu nereden elde edilmiş? Hukuka uygun mu? Suç isnadıyla ilgili mi? Bunları bilmiyorum. Böyle muhakeme olur mu Sayın Başkanım. Çelişme nerede kaldı?
MAHKEME BAŞKANI: Evet anlaşıldı. Mahkemeye soru sormayın. Talebiniz, soruya itiraz alınmıştır. Tamam. Soruya... Tamam. Soruya itirazı aldık Avukat Hanım.
BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİ AV. AYNUR TUNCEL YAZGAN SÖZ ALARAK: Dolayısıyla bu tür nedenlerle... Soru sormuyorum Efendim. İtirazımın nedenlerini açıklıyorum. Burada yanlış bir uygulama var. Ben müvekkilimin ve benim önceden görmediği bir şeyin burada fiilen delil ikame olunmaktadır. Gösterilmesine itiraz ediyorum. İddianamede ilgili değildir. İddianame dışındadır. CMK 225 uyarınca biz fiil ve faille, iddianame ile bağlıyız. İddianame dışında bir eylem isnat edilemez. Müvekkilime soru sorulamaz. Teşekkür ederim.
MAHKEME BAŞKANI: Tamam alınmıştır talebiniz. Alınmıştır. Evet. Örgüt üyeliği iddiaları kapsamında olduğundan sorulmasında sakınca görülmemiştir. Sanığa... İlet ilet bakalım sanığa. Paylaşımlar. Evet.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak yukarıdaki bir kısım örnekten de açıkça görüldüğü üzere katılan taraf davayla ilgisiz sorularla sanıkları tahkir etmeye çalışmış, bunlara karşın geçici susma hakkını kullanmak isteyen sanıkları ısrarlı sorularla tahrik etmişler ve zorla cevaplamaya yöneltmişlerdir. Mahkeme heyeti ise tüm itiraz ve taleplere rağmen bu duruma müsaade etmiş ve sanıkların adil yargılanma haklarını ihlal etmiştir. Sanıkların baskı ve zorlama altında verdikleri bu ifadelerin CMK m.148/3 uyarınca delil olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.