Sanıklardan bir kısmının sorguları esnasında katılan vekillerince bir kısım sanıklara ait olduğu iddia edilen fakat gizli kayıt yöntemiyle elde edildiği aşikar olan ve bir kısım müştekilerce iddia edildiği üzere kendileri tarafından planlı ses kayıtları dinletilmiş ve bu kayıtlar üzerinden sanıklara soru sorulmuştur.Bu kayıtların hukuka aykırı yollarla elde edildiği bu nedenle dinletilmemesi ve bu kayıtlar üzerinden soru sorulmaması yönündeki itirazlar ise basmakalıp ve soyut bir gerekçeyle, “soruların iddianame kapsamında olduğu” gerekçesiyle reddedilmiştir.

CMK’nın delillerin ortaya konulması ve reddi başlıklı 206. maddesine göre delilin, kanuna aykırı olarak elde edilmişse reddolunacağı nazara alındığında ve gizli kayıt yöntemiyle elde edilen ses kayıtları hukuka aykırı olmasının yanı sıra aynı zamanda bu yöntemin suç teşkil etmesi karşısında bu ses kayıtlarının sırf iddianame kapsamında olduğu mahkeme kabulüne göre basma kalıp açıklama ile duruşmada dinletilmesi ve bu kayıtlar üzerinden soru sorulması açıkça hukuka aykırıdır.

Ayrıca sanıklar bu ses kayıtlarının kendilerine ait olmadığını da ifade etmiştir. Hal böyle iken hukuka aykırı yollarla elde edilen ses kayıtlarının aleyhe delil olarak değerlendirilmesi, kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulguların delil olarak kabul edilemeyeceği hükmünü içeren Anayasamızın 38. maddesine de aykırılık teşkil etmektedir.

Yine dosya kapsamında CMK m.116,134,135,140’a aykırı yöntemlerle elde edilmiş ve delil değerine haiz olmayan materyallerle ilgili katılanlar vekilleri tarafından yoğun ve baskın sorular sorulmuştur. Sanıklar ve müdafileri her defasında bunların hukuka aykırı olduğunu ve bu nedenle cevap vermeyeceklerini belirtmelerine karşın mahkeme heyeti bu elde edilenlerin hukuka uygunluğu hakkında bir karar almaksızın tüm itirazlara rağmen sanıklara sorular yöneltilmesine müsaade etmiştir. Duruşma tutanaklarında yüzlerce örneği bulunan bu hususa dair sadece birkaç örnek aşağıdaki gibidir:

 

MAHKEME BAŞKANI: Soruya itiraz var. Buyurun.

BİR KISIM SANIKLAR MÜDAFİİ AV. BURAK TEMİZ SÖZ ALARAK: Bir kısım sanıklar müdafii avukat Burak Temiz. Sayın başkan, dijital materyaller usulüne uygun olarak alınmadığından dolayı bu sorunun yöneltilmemesini talep ediyoruz.

MAHKEME BAŞKANI: Evet, iddianamedeki iddia kapsamında olduğundan sorulmasında sakınca görülmemiştir. Cevap veriyor musun ? Vermiyorsun. Peki.

 

BİR KISIM KATILANLAR VEKİLİ AV. ESER ÇÖMLEKÇİOĞLU SÖZ ALARAK:

Dijital materyallerden ele geçirilen bir not var. Yine bir borç durumu olmayan, ek olarak

ailesi de varlıklı olup kendisine miras kalması durumunda eş durumundan bize de kalmasını

sağlayabileceğimiz kardeşler şeklinde; Ufuk Saral 8500 Lira normal kredi kartı borcu varmış

ödeyeceği, Ataköy Fatih, Murat Develi, Lorke Salih, Oben, Cenk, Paşa Mustafa, Ediz, Emre

Çalıkoğlu şeklinde bir not ele geçirilmiş. Anneniz, babanız sağ anladığım kadarıyla,

ifadenizde belirttiğiniz gibi. Size gruptan bu şekilde birileriyle evlendirilme talebi ya da

talimatı geldi mi ?

MAHKEME BAŞKANI: Soruya itiraz var. Buyurun.

SANIK EDİZ ÇALIKOĞLU MÜDAFİ AV. ŞULE AKYOL SÖZ ALARAK: Sayın

başkan, hukuki geçerliliği tartışmalı, ayrıca Ediz Çalıkoğlu'nun elinden çıktığı ispat edilememiş,

Ediz Çalıkoğlu'nun muhatabı olmadığı bir dijital materyal olduğu iddia edilen belgeye dayanarak

Ediz Çalıkoğlu'nun yönlendirilerek soru sorulmasına muvafakatımız yoktur. Teşekkür ederim.

MAHKEME BAŞKANI: Peki. Örgüt üyeliği kapsamında bulunduğundan sorulmasında

sakınca görülmemiştir. Buyurun.

 

BİR KISIM KATILANLAR MÜDAFİİ AV. ANDAÇ MARAŞLIOĞLU SÖZ ALDI :

Dinlediğiniz kayıtta Adnan Oktar kadınlara hitaben bana akıl verme oradan dangalaklığı

bırak aptallığa bırak diye sesleniyor siz Adnan Oktar'ın böyle bir konuşmasına şahit oldunuz

mu?

MAHKEME BAŞKANI : Dur soruya itiraz var evet.

SANIK ADNAN OKTAR MÜDAFİİ AV. EŞREF NURİ YAKIŞAN SÖZ ALDI : Sayın

Başkanım dinletilen ses kaydının nereden elde edildiği, hangi yöntemlerle elde edildiği belli

değildir. Dosyada delil tartışması yapılmamıştır. Bu nedenle de delil mahiyetinde olup

olmadığı da belli değildir. Dinletilen ses kaydının Adnan Oktar'a ait olup olmadığı da belli

değildir bu mana da soruya itiraz ediyoruz ve yöneltilmemesini istiyoruz.

MAHKEME BAŞKANI : İddianamede ki iddia kapsamında olduğundan sakınca

görülmemiştir. Bu dosya sanıkların dosyanın müştekiler tarafından dosyaya sunulan ses kaydı

oldu değerlendirildiğin sorulmasında sakınca görülmemiştir. Siz buna cevap verecek misiniz?

 

 

Dosyamız kapsamında uygulanan arama-el koyma işlemlerinde yapılan hukuka aykırılıklar gerek duruşmalar sırasında gerekse dava dosyasına sunulan dilekçelerde defaeten izah edildiği için tekrara düşmemek adına bu aşamada yinelemeyeceğiz. Ancak konunun önemine binaen bahse konusu hukuka aykırılıkların ve şüpheli işlemlerin sadece bir kısmını maddeler halinde özetleyerek hatırlatmamızın faydalı olacağı kanaatindeyiz:

 

Aramadalardaki hukuka aykırılıkları özetleyecek olursak;

-          Arama yapılan adreslere arama işlemlerinin devam ettiği sıralarda ilgisiz yüzlerce kişinin sokulması, husumetli kişilerin bu adreslere girmiş olmaları, mühürlenen adreslere basın mensuplarının ve husumetli kişilerin girmiş olmaları, sonrasında bulunduğu iddia edilenlerin de emniyete teslim edilerek değerlendirilmeleri,

-          Arama kararında sadece adreslerde arama yapılacağı belirtilmesine rağmen kişilerin üzerlerinde, müştemilat ve eklentilerde, araçlarda arama yapılması,

-          Arama kararı sadece Yamaçlı Sokak No:36’ya ilişkin olduğu halde No:37-38-39’da da arama yapılmış olması,

-          Eşref Bitlik Sokak No:13-15-17-19’da savcının sözlü talimatıyla arama yapılması,

-          Arama tanıklarının hazır edilmemesi ya da arama tanığı olarak şüphelilerin hazır edilmiş olması,

-          Arama tanıklarının aynı anda iki farklı yerde imiş gibi tutanaklarda gösterilmesi ile gerçeğe aykırı tutanaklar düzenlenmesi,

-          Arama bölgelerinin kendi içinde farklı farklı birimlere bölünmesi ve arama işleminin onlarca polisin arama işlemine katılması ile gerçekleşmesine rağmen sadece 3 kişinin hazır bulunduğunun not düşülerek hayatın olağan akışına dahi uygun olamayacak şekilde tutanakların tanzim edilmesi,

-          CMK m.122’ye aykırı olarak belge ve kâğıtların kolluk tarafından incelenmiş olması,

 

CMK Madde 134’e aykırılıkları özetleyecek olursak;

-          El konulan dijital materyallerin mühürlü delil torbasında taşınmaması, ağzı açık çöp torbalarıyla ve bir kısmı ise tamamen açıkta taşınması,

-          Cep telefonlarının emniyette açılması, bu telefonların emniyette iken internete bağlanmaları, günlerce açık kalması, bir kısmının farklı yerlerde dolaştırılması,

-          Kuvvetli şüphe sebeplerinin ve başka suretle delil elde etme imkanının bulunmamasının gösterilmemesi, savcılık talep yazısında ve 4. Sulh Ceza Hakimliği kararında bu hususlardan hiç bahsedilmemiş olması,

-          CMK m.134 gereği el koyma kararı verilmemiş olmasına rağmen dijital materyallere el konulması,

-          Dijital materyallere el konulurken “hangi gerekçe ile el konulduğunun” (şifrenin çözülememesi, incelemenin uzun süreceği gibi) gerekçeler tutanağa yazılmadan ve mühürlü torbalara konulmadan el koyma işleminin yapılmış olması,

-          El konulan dijital materyallerin imaj alma işlemleri sırasında şüpheli, müdafi veya kararı veren hakimin huzurunda yapılmaması,

-          CMK m. 134/3-4 hükümlerine uymadan, herhangi bir kopyalama girişiminde bulunmadan, doğrudan el koyma yapılması sebepleriyle kanunda öngörülen şekil şartlarına uyulmadığı açıktır.


⬅️

2.7 - SANIKLARIN SAVUNMALARINDA ANLATIM YAPMALARINA İZİN VERİLMEYEREK SORU CEVAP ŞEKLİNDE SORGU YAPILMIŞ ve SORGU SIRASINDA MÜDAFİNİN YARDIMI ENGELLENMİŞTİR
➡️

2.9 - SANIKLARIN SORGUSUNDAN HEMEN ÖNCE DOSYAYA GİREN ve İNCELEME İMKANI VERİLMEYEN DELİLLER İLE İLGİLİ SORU SORULMUŞTUR


Daha yeni Daha eski