Türkiye’de sağın güçlü bir şekilde iktidar olmasının önünün açılması için her şeyden önce solun fikri hakimiyetinin ve etki alanının ortadan kaldırılmasının gerektiği çok açıktır. Türkiye açısından bu gerçeği değerlendirdiğimizde, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının fikri çalışmalarının ülkemizdeki sağ partilerin güçlenmesinde hayati önem taşıdığı, hatta iktidarın şekillenmesini sağladığı görülmektedir.

Sayın Adnan Oktar’ın ve arkadaşlarının materyalizme, Darwinizm’e en etkili darbeyi indirmiş olmaları, Kuran ahlakını anlatan yüzlerce eser ve makaleyi Türkiye’nin her köşesine ulaştırmaları, Türk-İslam Birliği ile ilgili yapmış oldukları çalışmalar imanlı bir nesil yetişmesine vesile olmuştur. Bu, inkar edilemeyecek kadar açık bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır.

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının çalışmalarıyla Türkiye’de solun etki ve nüfuz alanı tümüyle daralıp zayıflamıştır. Çünkü bu çalışmalar hem solun felsefesini çökertmiş hem de milletimizin milli ve manevi bilincinin iyiden iyiye artmasına vesile olmuştur. Böylece modern sağı temsil eden AK Parti hükümetleri çok güçlü bir felsefi zemin üzerine oturmuş, uzun yıllar iktidarda kalmaya devam etmiştir.

·         Türk halkının modern sağa oy verme düşüncesi Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının kültürel çalışmaları vesilesiyle oluşmuştur:

Bir insanın modern sağı savunan bir hükümeti desteklemesi, belirli konularda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesiyle mümkündür.

Eğer bir insan milli şuur sahibiyse, dindarsa, Allah’ın varlığına kesin olarak inanıyorsa, yaratılışa inanıyorsa, Darwinizm ve materyalizmin insanları dinsizliğe sürüklemek için savunulan din karşıtı felsefeler olduğuna net bir şekilde kanaat getirdiyse ve bağnazlığın Kuran’da belirtilen İslam ahlakına aykırı olduğunu biliyorsa, kuşkusuz ki bu insan oyunu modern sağ görüşü savunan bir parti için kullanacaktır.

Üst paragrafta tarif ettiğimiz dindar ve milli şuur sahibi insanların günümüzde tercih edecekleri parti de, Sayın Adnan Oktar’ın teşvikleri, tavsiyeleri ve fikri çalışmaları neticesinde felsefi zemini tam da milletimizin istediği şekilde oluşmuş olan AK Parti’dir.

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının on yıllardır devam eden fikri çalışmaları, Türkiye’de çok uzun yıllar süren sol felsefesinin etkisini ortadan kaldırmış, milletimizin çoğunluğunun modern sağa oy verecek bilgilerle donatılmaları sağlanmıştır.

Sayın Adnan Oktar’ın A9 TV’de bu gerçekleri dile getirdiği açıklamalarından bir bölümü şu şekildedir:

15 Nisan 2018, A9 TV:

“Türkiye, modern sağ anlayışla çok rahat edecek bir ülkedir. Modern sağ Ortadoğu için de ideal bir modeldir. En uç sağa da en uç sola da –devlete sadık olduğu ve şiddete başvurmadığı müddetçe- kapıyı açıp fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri bir ortam çok rahatlatıcı olur. Dekolte kadınların da çarşaflı kadınların da alabildiğince özgür oldukları, bölücülük ve silahlı eylem dışında her fikrin rahatça konuşulduğu bir Türkiye, Ortadoğu için çok güzel bir model olur.”

14 Haziran 2013, A9 TV:

“Vesilemizle, Türkiye'nin yüzde 95'i Darwinizm’e inanmıyor.

Yaptığımız bilimsel çalışmalarla solun atak gücünü kırdık ve AK Parti’nin iktidara gelmesinin felsefi zeminini biz oluşturduk.”

13 Mayıs 2013, A9 TV:

 “Biz AK Parti hükümetinin, sağın felsefesini bütün Anadolu’da oturttuk. Darwinizm’i-materyalizmi bilimsel delillerle yerle bir ettik. Solun dayanak noktalarını bırakmadık.

Hem modern İslam anlayışı hem anti-Darwinist, anti-materyalist sistemin oturmuş olması hükümetin elini ideolojik yönden çelik gibi güçlü kıldı. Ve tepmez devrilmez bir iktidar meydana gelmiş oldu.”

28 Aralık 2012, A9 TV:

“Felsefi destekte sol felç olur. Biz felsefi destek sağlıyoruz hükümete. Solun felç olmasının sebebi Darwinizm’i yıkmamızdır, materyalizmi yıkmamızdır.”

10 Temmuz 2011, Kanal Avrupa ve Çay TV:

“Biz Yaratılış Atlası’nı çıkartıp, sola ilmi, bilimsel darbeyi vurduktan sonra sol hakikaten pelteleşti. Fikri kalmadığı için, inancı kalmadığı için büyük bir bölümü diz çöktü.”

2 Şubat 2018, A9 TV:

“Ortadoğu’da İngiliz derin devleti hep halkı bölerek netice almıştır, insanları birbirine düşürerek ülkeleri zayıflatır ve istediğini elde eder. Yerli işbirlikçileri de bu işlerde kullanır. Bu yüzden liderin etrafında birlik olmak hayatidir.

Milletçe Tayyip Hocam’ın etrafından kenetlenirsek Allah’ın izniyle bu millete hiçbir şey yapamazlar. Bu birlikten rahatsız oldukları için camiamızın üzerine geliyorlar.

Bizim çalışmalarımız ilmi olarak materyalizmi ve Darwinizm’e en etkili darbeyi indirdi ve Hükümet çok güçlü bir felsefi zemin üzerine oturdu. Geçmişteki sağ hükümetlerin, Menderes, Demirel, Özal döneminde sağın, ideolojik zemini yoktu.

Bizim çalışmalarımız çok güçlü bir ideolojik zemin oluşturdu. Solun önde gelenleri de “Adnan Oktar’ın çalışmalarıyla bu zemin sağlandı” diye açıkça bu durumu anlatıyorlar.

Hükümetimiz hem bu vesileyle hem de birçok yönden aldığı akılcı tedbirlerle Allah’ın izniyle çakı gibi. Bizim hem yurt içinde hem yurt dışındaki çalışmalarımız da çok hayati bir destek.”

10 Ocak 2018, A9 TV:

 “Türkiye’nin solu gerici soldur, çok gerici bir kafaya sahiptir. Stalin Devri’nin soludur. Dolayısıyla hepsi olmasa da büyük bir bölümü; bağnaz, tutucu ve gelenekçidir. Çok katıdırlar.

Kılık kıyafeti bile, Stalin bıyığı. Stalin tarzında konuşuyor. Stalin’in kültüründe kalmışlar, 2017’lerin insanı değil. Adam 1920’ler, 1930’ların kafasında. Geliştirememiş kendisini. Onun için kadınlara karşı da katıdır. Mesela; solcu kadınlarına bakın erkek gibidirler. Makyaj yapmazlar, askeri kıyafetler giyerler. Hepsi olmasa da birçoğu bakımsızdır. Kötü bir görünüm vardır. Serttirler, sevgisizdirler.

Gelenekçi ortodoks kesimde de yine öyle. Kadınların birçoğu bakımsız, çoğunlukla güzel bir koku hissedemezsin. Güzel bir bakım hissedemezsin. Hepsi için demiyorum, bir kısmı için diyorum çünkü çok iyi olan, çok değerli olan insanlar da var. Ama kadın karşıtlığı onlarda da çok şiddetlidir.

Onlar zaten kendileri savunuyorlar kadınların akılsız olduğunu, yarım akıllı olduğunu, sopa yemesi gerektiğini erkeklerden daha kapsamlı anlatıyorlar. Kadının dediğinin tersinin yapılması gerektiğini su gibi ezberlemiş onlar. Kadınlara ait hükümler diye o konuda alim olmuş kadınlar var. Kendi kendine hakaret ediyor ve bunu takva adına yapıyor, Allah'ın hükmü bu, zaten böyle olması lazım diyor.

Bundan sonra bu münasebetsizliğe yol vermeyeceğimizi biz gösterttikten sonra Türk gençliğinde muazzam bir uyanma oldu.

Bakın 150.000'in üstünde insanla görüştük. Hepsinin pozitif, son derece hür, aydın, Kuran Müslümanı olduğu, aklı başında, şefkatli ve merhametli olduğu, yardımsever, nezih, savaşlara karşı, kan dökülmesinden nefret eden, dostluk ve sevgiden çok zevk alan, sanatı, estetiği, bilimi coşkuyla savunan, demokrat, hür düşünceyi savunan, cumhuriyetçi akla sahip kaliteli gençler olduğunu, kadın özgürlüğünü savunduklarını görüyoruz.

Dolayısıyla yaptığımız ilmi mücadele elhamdülillah meyvelerini verdi ve vermeye devam ediyor meyvelerini.

Bu noktada Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in AK Parti’nin iktidara gelişinde felsefi zemini Adnan Oktar’ın fikri faaliyetlerini ana unsur olarak göstermiş olması da önemlidir. Zira kendisi bilindiği üzere ulusalcı ve sol çizgide bir aydındır ve uzun yıllardır Türk siyasetine damgasını vurmuş önemli bir fikir insanıdır. AK Parti’nin güçlü bir şekilde iktidar olmasını da solun gerilemesine ve sağın güçlenmesine bağlamaktadır ve ona göre solu tamamen etkisizleştiren faaliyetleri Sayın Adnan Oktar yapmıştır.

Aslında biraz dikkat edildiğinde olayların tam da bu şekilde yaşandığı görülmektedir. Sağın felsefi zeminini güçlü bir şekilde oluşturan fikri ve imani faaliyetler Cumhuriyet tarihinden beri ilk defa ve sadece Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları tarafından yapılmıştır. Nitekim Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşları tüm Türkiye’yi şehir şehir, köy köy, mahalle mahalle gezerek solun temel dayanağı olan evrim teorisinin geçersizliğinin bilimsel delilleriyle anlatıldığı ve komünist ayaklanma tehlikesine dikkat çekilen 5.000’in üzerinde konferans düzenlemişlerdir. Yine binlerce yaratılış gerçeği sergisi açmışlardır. Bu konuda milyonları bulan Harun Yahya eseri dağıtılmış, halkımızın bu hayati gerçekleri öğrenmesi sağlanmıştır. İşte bu sayede Darwinizm, materyalizm, komünizm ve solun fikri dayanakları tümüyle çökertilmiştir.

AK Parti’nin 19 yıldır güçlü bir şekilde iktidara yerleşmesi işte bu milli bilince ve imani şuura sebebiyet veren faaliyetler sonucunda fikri zeminin Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının vesilesiyle sağlam bir şekilde tüm Anadolu’ya oturtulması ile mümkün olmuştur.

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının AK Parti’ye iktidarı açan faaliyetlerini kısaca özetlemek gerekirse;

Ø  Türkiye’de solun yani komünist düşüncenin hakimiyeti, Sayın Adnan Oktar’ın Darwinist ideolojinin fikri hakimiyetini yıkmasıyla temelsiz kalmış ve sonuçta taban gücünü kaybederek iyice zayıflamıştır.

Ø  Sayın Adnan Oktar’ın PKK’nın ideolojisinin komünizm olduğunu ispatı ve komünist ideolojiyi de ısrarla eleştirmesinin ardından hem PKK ve hem de komünist düşünceye olan destek çok fazla azalmıştır.

Ø  Sayın Adnan Oktar’ın PKK’yı komünist, ateist ve din karşıtı olduğunu ispatlayarak halkımıza gerçek yüzlerini tanıttıktan sonra PKK için yapılan tüm sözde olumlu imaj çalışmaları da boşa çıkmıştır. Dindar Doğu halkı da PKK’yı dışlamıştır.

Ø  Komünist hareketler dünyadaki karanlık odaklar tarafından özellikle desteklenmekte ve ülkeleri karıştırıp yıkmada bu felsefedeki bölücü militanlar kullanılmaktadır. Sayın Adnan Oktar’ın komünist ayaklanma karşıtı bilgilendirici yayınları 2000’li yılların başından beri komünizm karşıtı kitaplar, gazetelerde tam sayfa ilanlar ve komünizm karşıtı konferanslar olarak Türkiye çapında müthiş bir etki yaratmıştır. Bu şekilde Türkiye’deki komünist kalkışma planları Sayın Adnan Oktar’ın vesilesiyle bilinçlenmiş geniş halk kitleleri karşısında suya düşmüş, etkisiz hale gelmiştir.

Ø  Terörün ve çatışmanın felsefesi olan çelişki teorisini de Sayın Adnan Oktar’ın eserleri etkisiz kılmıştır. Halkımız çatışmacı değil, milli ve manevi değerlere sahip çıkan, özgürlükçü ancak mukaddesatçı, modern ve dindar sağı desteklemeye, çatışmadan ve anarşiden uzak durmaya karar vermiştir.

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının bu konudaki çalışmaları olmasaydı, bugün Darwinistler insanları aldatmak için uydurdukları hikayeleri hiç çekinmeden ve çok daha güçlü bir şekilde anlatmaya devam edeceklerdi. İnsanların çoğu evrim teorisini ispatlanmış bilimsel bir gerçek olarak değerlendirecek, Allah’ın var olduğuna ihtimal dahi vermeyecekti. Her an gözlerimizin önünde olan yaratılış delilleri daha az fark edilecekti. İnsanlardaki dinsizlik oranı şu an olduğundan çok daha yüksek bir seviyede olacaktı. Ülkemizde Darwinizm ve Darwinist ideolojiler her yeri saracaktı. Komünist akımlar güçlenecek, belki de iktidara gelecekti. Ancak böyle olmamış, tüm bu faaliyetlerin sonunda AK Parti güçlü bir fikri zemin üzerinde rahatça hareket eden bir parti haline gelmiştir.

·         Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları AK Parti iktidarını yıkmak için yapılan saldırılarda da devletimizin ve milletimizin yanında durmuşlardır:

Ülkemizde son 40 yıl içinde, PKK dışında devleti ve hükümeti hedef alan diğer terör örgütlerinin başında elbette ki FETÖ gelmektedir.

Bilindiği gibi FETÖ hem yurt içinden hem de yurtdışından yardım alan bir yapılanmadır. Bu yardımın da bazı somut göstergeleri olur. Örneğin bir insanın veya yapılanmanın FETÖ’ye yardım etmesi için, devletin ve hükümetin zorda olduğu bir fitne anını, bir kalkışmayı, bir darbe anını beklemesi veya FETÖ’ye karşı belirlenen politikalarda hükümete karşı olması gerekmektedir. Yani FETÖ’ye yardım için tabiri caizse pusuda bekleyip hükümetin ve Sayın Erdoğan’ın zora düştüğü bir anda FETÖ’nün yanında yer almak gerekir. Zaten bu durumun tespit edilebilmesi için son on yılda ülkemizde birçok fitne ortamı ortaya çıkmıştır.

İşte tüm bu fitnelerde Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları FETÖ’ye karşı muazzam bir mücadele vererek fitneleri durduran, darbeleri önleyen, karışıklığa izin vermeyen, hükümetin elinin güçlenmesine vesile olan çok etkili şekilde destek vermiştir.

Aşağıda kronolojik olarak sıralanmış maddelerde görüleceği üzere Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları, FETÖ’nün çıkardığı tüm fitnelerde en güçlü şekilde devletin ve hükümetin yanında yer almışlardır. Ayrıca tüm yerel ve genel seçimlerde, referandumlarda yine FETÖ fitnesine karşı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan yana en kesin, en net ve en koruyucu tavrı koymuşlardır.

Nitekim Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları;

Ø  7 Şubat 2012 Tarihinde Hakan Fidan’a Yönelik Fetö Kumpasında Hakan Fidan’ı Korumuş ve Savunmuşlardır.

Ø  28 Mayıs 2013 Gezi Kalkışması’nda Sayın Erdoğan’a ve Hükümete Kesintisiz Olarak Destek Olmuşlardır.

Ø  Dershanelerin Kapatılması Tartışmalarında Hükümetten Yana Tavır Almışlardır.

Ø  17-25 Aralık 2013 FETÖ Yargı Darbesi’ne Karşı Sayın Erdoğan’ın ve Hükümetin Yanında Olmuşlardır.

Ø  1 Ocak-19 Ocak 2014 tarihlerinde MİT Tırlarına Düzenlenen Operasyonda MİT’in ve Hükümetin Yanında Olarak Tam Destek Vermişlerdir.

Ø  30 Mart 2014 Yerel Yönetimler Seçimlerinde Sayın Erdoğan’ı ve AK Parti’yi Desteklemişlerdir.

Ø  10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Sayın Erdoğan’ı Desteklemişler ve Halkımızı da Sayın Erdoğan’a Desteğe Davet Etmişlerdir.

Ø  28 Ekim 2015’te FETÖ’nün Kapanan Yayın Organlarına Karşı Sayın Erdoğan’a ve Hükümete Tam Destek Vermişlerdir.

Ø  7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde Sayın Erdoğan’a ve Hükümete Olan Desteğini Kesintisiz Devam Ettirmişlerdir.

Ø  4 Mart 2016 Tarihinde Zaman Gazetesinin Kapatılmasında Sayın Erdoğan’ın ve Hükümetin Haklılığını Savunmuşlardır.

Ø  15 Temmuz 2016 FETÖ’nün Askeri Darbe Girişimine Açıkça Karşı Koymuşlardır.

Ø  16 Nisan 2017 Cumhurbaşkanlığı Referandumunda Sayın Erdoğan’ı Destekleyerek, Halkımızı “Evet” Demeye Davet Etmişlerdir.

Ø  24 Haziran 2018 Seçimlerinde Sayın Erdoğan’a Destek Olmuşlardır.

Ø  Ayrıca Hiçbir Türkçe Olimpiyatları Organizasyonu’na, Abant Toplantısı’na ve Dinler Arası Diyalog Etkinliğine Katılmamışlardır.

Bu gerçeklerden bazısı aşağıda birkaç örnek eşliğinde ortaya koyulmuştur:

SAYIN HAKAN FİDAN’A KUMPAS

Sayın Adnan Oktar 7 Şubat 2012 tarihinde MİT Müsteşarı Sayın Hakan Fidan’ın soruşturmaya çağrılmasına yönelik FETÖ kumpasında Sayın Hakan Fidan’ı koruyup kollayarak hükümetimize tam destek vermiştir.

Sayın Adnan Oktar’ın konuyla ilgili A9 TV canlı yayınlarına yansıyan bazı açıklamaları:

11 Şubat 2012, A9 TV:

Allah, Hakan Fidan Bey’i bu hayırlı yolda muvaffak etsin. Allah sayı ve gayretlerini artırsın.”

12 Şubat 2012, A9 TV:

“Başbakanımızın Sayın Hakan Fidan’a sahip çıkmasını tebrik ediyoruz.”

21 Şubat 2012, A9 TV:

“Sayın Hakan Fidan ve MİT, Türk İslam Birliği için gayret etmektedirler.”

13 Şubat 2012, A9 TV:

“MİT’i yıpratmaya kimsenin gücü yetmez.”

 

İSRAİL’DEN SAYIN HAKAN FİDAN’A YAPILAN TEHDİT

Sayın Adnan Oktar, 2013 yılında İsrail’in önde gelen haber sitelerinden olan Jewish Press’te yayınlanan “Türkiye 10 İsrail ajanını İran’a ifşa etti” başlıklı bir makalede Sayın Hakan Fidan’a yönelik “Bir sabah arabasında özel bir sürprizi hak eden varsa, o da Türkiye istihbarat şefi Hakan Fidan’dır” sözlerine yönelik MOSSAD yetkilisine karşı çok ağır eleştiriler yaparak Sayın Hakan Fidan’ı koruyup kollamıştır. Hakan Fidan’a sahip çıkan Sayın Erdoğan’ı da bu desteğinden dolayı tebrik etmiştir.

20 Ekim 2013, A9 TV:

A9 TV SUNUCUSU: “Jewish Press Gazetesi’nde çıkan “Türkiye 10 İsrail ajanını İran’a ifşa etti” başlıklı makalede Hakan Fidan’a yönelik bir tehdit olduğu ifade edildi. Haberde 50 yıllık iş birliğinin ardından Türkiye’nin bunu yapmayacağını düşünmüş olan MOSSAD: “Nahif davranmış olabilir. Bir sabah arabasında özel bir sürprizi hak eden varsa, o da Türkiye istihbarat şefi Hakan Fidan’dır” denildi.”

SAYIN ADNAN OKTAR: “Öyle bir aptallığa hiç kimse yeltenmesin. Hiçbir aklı başında Musevi de öyle dangalakça söz etmez. O arkadaş da zelleyle herhalde ağzından kaçırdı. Ne konuştuğundan haberi yok, Tevrat’tan haberi yok. Bir insan kendi vatanına ihanet ediyorsa alçaktır. Böyle bir alçağı yakalattıysa Hakan Fidan, iftihar edilecek bir şey. Ayrıca böyle bir olay da yok da farz edelim olsa diyorum, iftihar edilecek bir şey bu. Yok arabasının içine bilmem ne, akılsız adam, laf mı şu. Sen barışı savun, sevgiyi savun. Kanı, irini niye savunuyorsun?

Biz yatıştırmaya çalışıyoruz fitneyi, o fitneyi körüklemeye kalkıyor. Zaten dünyada müthiş bir Musevi düşmanlığı var. Düşmanlığın da ötesinde nefrete dönüşmüş birçok yerde. Biz bunu yatıştırmaya çalışıyoruz. TÜRKİYE’NİN MİT MÜSTEŞARINI ARABADA ÖLDÜRECEĞİNİ SÖYLEYİP, ŞEHİT EDECEĞİNİ SÖYLEYİP BÜTÜN TÜRK HALKINI TAHRİK EDECEK ÇİRKİN BİR ÜSLUP KULLANIYOR. BİR KERE TÖVBE ETSİN, AĞZINI DA TOPARLASIN, O SÖZÜNÜ DE GERİ ALSIN. Konuşun o, ne diyelim, hergele diyeyim, evet. O sözünü geri aldığını duyacağım ve özür dileyecek.

BU, TÜRKİYE’YE MEYDAN OKUMAKTIR. SEN BİZİM MİT MÜSTEŞARIMIZA BÖYLE KAFA TUTARSAN, HA BAŞBAKAN’A KAFA TUTMUŞSUN HA MİT MÜSTEŞARINA KAFA TUTMUŞSUN HA GENEL KURMAY BAŞKANI’NA KAFA TUTMUŞSUN. BU, TÜRKİYE’YE KAFA TUTMAKTIR. AKLINI BAŞINA AL, NE KONUŞTUĞUNDAN HABERİN VAR MI?...

GEZİ PARKI OLAYLARI

Gezi Parkı Olayları 27 Mayıs günü başlamış, özellikle 15 Haziran’a kadar bütün Türkiye’de büyük şiddet eylemleri gerçekleştirilmiş, sonrasında da olaylar nispeten azalarak Ağustos sonuna kadar devam etmiştir. Olaylarda 7 sivil ölmüş, 1 komiserimiz şehit olmuş, bini polis olmak üzere 10 bine yakın kişi yaralanmıştır.

3 Haziran’da açılan İMKB Borsası son 10 yılın en büyük düşüşünü yaşamış ve günün sonunda %10,47 değer kaybetmiştir

Resmi rakamlara göre 3,5 milyon, yerel kaynaklara göre tam 7,5 milyon insan, Bayburt ve Bingöl hariç tüm şehirlerde devam eden bu eylemlere katılmıştır ki bu rakamlar ve bu kadar geniş çaplı eylemler Cumhuriyet tarihinin en geniş kapsamlı ayaklanma denemesinin göstergesi olmuştur.

Sayın Adnan Oktar bu büyük kalkışmanın ilk gününden son anına kadar Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a destek vererek bu büyük fitnede de devletini ve hükümetini koruyan kişi olmuştur.

Sayın Adnan Oktar, aşağıda yer verdiğimiz bazı sosyal medya paylaşımlarından da anlaşılacağı üzere İLK 3 HAFTA BOYUNCA KOMÜNİST AYAKLANMAYA KARŞI MÜCADELE etmiştir.

 


 

 

 

 

17-25 ARALIK DARBE GİRİŞİMİ

Sayın Adnan Oktar’ın FETÖ karşıtlığının ve aynı zamanda hükümete verdiği koşulsuz desteğinin bir örneği de kuşkusuz ki “17-25 Aralık Yargı Darbesi” girişiminde FETÖ’nün tüm tuzaklarını bozan bir kişi olmasıdır.

Sayın Adnan Oktar, 17-25 Aralık kalkışmasının ilk gününden itibaren yaptığı canlı yayınlar, uluslararası basında yer alan makaleleri ve twitter’dan sunduğu muazzam desteğiyle, Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşları da ilk günden itibaren sosyal medya paylaşımları ve köşe yazılarıyla FETÖ’nün tuzaklarını bozup adeta başına yıkmışlardır. Aşağıda söz konusu sosyal medya paylaşımlarından birkaç örnek verilmiştir:

 

 
 
 
 
 
 
 
 
  


MİT TIRLARI DAVASI

MİT tırları davasında Doğan Medya Grubu başta olmak üzere birçok medya kuruluşu hükümet aleyhinde manşetler atmış, haberler yapmıştır.

Sayın Adnan Oktar ise her zamanki gibi, devlete olan bağlılığının bir ispatı olarak MİT’İ ve hükümeti canlı yayınlarda savunarak çok etkili açıklamalarla bu fitnenin de son bulmasına vesile olmuştur.

4 Ekim 2014, A9 TV:

MİT bölgenin en güçlü teşkilatlanmasıdır. MİT’in karşısında güçler olur, debelenirler ama sonunda hep Türk devleti galip geliyor dikkat ederseniz.”

19 Aralık 2014, A9 TV:

Dünyanın en mükemmel istihbarat örgütlerinden birisi MİT; tebrik ediyoruz. MİT’in kontrol etmediği, giremediği hiçbir terör örgütü, hiçbir grup, kuruluş yok.

30 Ocak 2015, A9 TV:

Girmedik hiçbir yer bırakmamışlar. Yoksa bir fark etseler adam deliye döner hemen çekip vuruyorlar. ÖYLE YÜZLERCE MİT ELEMANI ŞEHİT OLDU. KİMSENİN HABERİ YOK. MİLLET İŞİNDE GÜCÜNDE BİRÇOK İNSAN, YANİ BU LAFAZANLIK YAPANLAR.

MİT tırı diyor, kardeşim o MİT tırının içinde MİT elemanı arabanın içine binmiş, El Kaide’nin içinden geçerek gidiyor. IŞİD militanlarının içinden geçiyor.

Adam ne işiniz var burada falan diyor. İndirip orada infaz ediyorlar. Çok büyük tehlikeler içerisinde yaşıyorlar. Takdir edeceğine söylediği laflara bak. Tırnağı etmezsin sen onların tırnağı. Uçuyor bunlar yani.”

 

15 TEMMUZ 2016 HAİN DARBE GİRİŞİMİ

Sayın Adnan Oktar, 15 Temmuz’da FETÖ’nün darbe kalkışmasında tankların köprüyü kapadığı haberini alır almaz stüdyoya giderek canlı yayına başlamıştır.

A9 TV stüdyosu Çengelköy’de Kuleli Askerî Lisesi’nin çok yakınındadır. Bilindiği üzere Türkiye’deki darbe olaylarının en şiddetli geçtiği birkaç noktadan birisi Çengelköy ve Kuleli Askeri Lisesi’dir. Her ikisi de A9 TV stüdyosuna çok yakın olmasına rağmen Sayın Adnan Oktar her şeyi göz alıp stüdyoya giderek bütün gelişmeler karşısında dakika dakika çok mühim açıklamalarda bulunmuştur.

Bu açıklamalar sayesinde hükümetimiz ve halkımız moral bulmuş, darbeciler ise demoralize olmuştur. Burada unutulmaması gereken konu şudur; Sayın Adnan Oktar 23:51’den itibaren darbeye direkt müdahale etmeye başlamıştır. Halbuki o ana kadar, hükümet kanadından sadece Başbakan Sayın Binali Yıldırım’ın saat 23:05’de “Bu bir kalkışmadır” şeklinde bir açıklaması olmuştur.

Sayın Adnan Oktar ilk olarak 23:51’de MEŞRU HÜKÜMET DEMOKRATİK HÜKÜMETTİR diyerek darbeye ilk karşı çıkışını yapmıştır. Çünkü kendisi her ne olursa olsun devletin bölünmez bütünlüğünü savunan, meşru hükümetin ayakta kalması gerektiğine inanan bir insandır. Darbelerden değil demokratik seçimlerden yanadır.

Sayın Adnan Oktar yukarıda bahsettiğimiz açıklamasından sonra TRT’de okunan sözde bildirinin geçersiz olduğu açıklamasını yapmıştır. Bütün vekilleri darbeye karşı olmaya çağırmıştır. Bütün parti liderlerini yarım saatte bir açıklama yapmaya davet etmiştir. Açıklama yapma imkânı bulabilen tüm General ve subayların açıklama yapmasını rica etmiştir. Herkesin açıklama yapmak için A9 TV’yi kullanabileceğini, söz konusu televizyon kanalını aramaları halinde hemen canlı yayına bağlanabileceklerini bildirmiştir. Burada başka önemli husus da, Sayın Adnan Oktar bu açıklamaları yaparken Anadolu Ajansı, A Haber ekibi gibi hükümete en yakın olan haber kanallarından hiçbir sağlıklı açıklama ve darbe karşıtı söylemler gelmemiş olmasıdır.

Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan saat 00:32’de canlı yayına bağlanarak halkımızı meydanlara davet etmiştir. Bu çağrıyla birlikte Sayın Adnan Oktar da herkesi meydanlara davet etmiş, sık sık askerleri kışlalara çağırmıştır. Asker, polis ve milletin el ele bu darbeyi sonlandırmalarını dile getirmiştir. Yine Sayın Adnan Oktar, CNN Türk basıldığında halkımızı CNN Türk’ü kurtarmaya davet etmiştir.

Özetle Sayın Adnan Oktar, bazı siyasetçilerin köylere, gecekondulara saklandığı, birçok siyasetçinin telefonlarını kapattığı, birçok danışmana, yetkiliye kimsenin ulaşamadığı saatlerde darbenin ilk başından sonuna kadar 12 saat boyunca kesintisiz olarak darbeyi önleyici yayın yapmıştır.

Sayın Adnan Oktar’ın o gece gerçekleşen konuşmalarından bir bölümü şöyledir:

Saat 23:51: “Fitne katilden beterdir” diyor Cenab-ı Allah. Fitneden kaçınmak lazım. MEŞRU, DEMOKRATİK HÜKÜMET GEÇERLİ OLAN HÜKÜMETTİR. ASKERİ DARBE DİYE DE BİR ŞEY YOK. ÖYLE BİR ŞEY OLMAZ. BİZ TÜRK-İSLAM BİRLİĞİ’NİN MERKEZİ OLAN BİR ÜLKEYİZ. BİZİM İÇİMİZDE BİR KARGAŞA OLMAZ. BÜTÜNLÜK, BERABERLİK VE KARDEŞLİK RUHU İÇİNDE HAREKET EDERİZ.”

Saat 23:54“Askerle, milletle, devletle, polisle bir bütünüz biz. Bizde öyle bölünme, parçalanma, kargaşa falan olmaz. Makul, dengeli bir topluluğuz. Müslüman kimliğimiz, İslam ahlakına uygun tavırlarımız, geleneğimiz, örfümüz bunu bize en güzel tavır olarak sergiletiyor. Allah vatanımızı, milletimizi fitneden, kargaşadan muhafaza etsin. Fitneyi izale etsin. İnşallah”

Saat 00:47Sayın Kılıçdaroğlu yine açıklama yapsın. Ara ara açıklama yapmasında çok büyük fayda var.

Bir de CHP’nin kurmayları açıklama yapsınlar. O çok iyi olur.

Sayın Bahçeli de yine, MHP’nin ileri gelenleri ve Sayın Bahçeli yeniden bir açıklama yapsalar çok iyi olur.

Büyük Birlik Partisi mutlaka bir heyet olarak bir açıklama yapsın. Büyük Birlik çok önemli.

Saadet Partisi mutlaka açıklama yapsın inşaAllah.

PKK kudurmuş vaziyette. Devlet kurmak istiyor artık Güneydoğu’da. Böyle bir konumda sakin olamayız. Sakin derken yani suskun olmayız. Mutlaka açıklama gerekir.

BİR DE PARLAMENTO MÜMKÜNSE GEÇ VAKİT DE OLSA TOPLANSA İYİ OLUR. DEĞİL Mİ? TOPLANSINLAR TABİ YA, MİLLET ADINA BİR AÇIKLAMA YAPSINLAR. MİLLET MECLİSİNİN ETRAFINI GÜVENLİK İÇİNDE TUTARLAR.”

Saat 01:00Dünyanın telaş etmesine de gerek yok. Hiçbir şey olmaz. Bütün yurtdışından tanıdıklar yazıyorlar. Bu vatana, bu millete bir şey olmaz. Bu vatan, bu millet görevli. Yani İslam’ın nurunu yayacaklar, Türk İslam Birliğini oluşturacaklar, deccaliyeti yok edecekler, İngiliz derin devletinin saltanatı bitecek, PKK diye bir şey yeryüzünden silinecek, kalmayacak. Bu millet kahramandır, delikanlıdır ve kabadayı millettir, yiğittir yani.”

Saat 01:06: FİTNEDE İTAAT OLMAZ. “GİT POLİSE BOMBA AT” DİYORSA BU DİNLENMEZ. HARAM OLUR, BÖYLE ŞEY OLUR MU? CANIN PAHASINA KABUL ETMEYECEKSİN. BU ÇOK KORKUNÇ BİR ŞEY, BU ÇOK BÜYÜK GÜNAH YANİ. Değil mi? İnsan hayatı pahasına bunu kabul etmez. Çünkü yaşasan ne olur ondan sonra ya? Yaşasan ne olur yani?”

Saat 01:10“Asker Güneydoğu’ya, PKK’ya. Sakın ha, büyük bir yanlış olmuş. Kim yaptıysa şeytandan Allah’a sığınsın. Eûzu billahi mineş-şeytânirracîm. Bismillahirrahmanirrahim deyip çekilsinler. Şeytan oyun oynuyor. İngiliz derin devleti büyük bir kahpelik içinde. Canlarını yaktık ya deşifre ettik ya cinnet geçirdiler. Akıllarını attılar. Hani “O öyle olmaz böyle olur” diyorlar. Elinizden geleni ardınıza koymayın. BU MİLLETİ YIKAMAZSINIZ. ASKER DE BİZİM POLİS DE BİZİM, ÖZEL HAREKATÇI DA BİZİM. HEPSİ BİZİM ASLANIMIZ. MİLLET DE BİZİM, DEVLET DE BİZİM, ÜLKE DE BİZİM.”

Sadece burada verdiğimiz birkaç örnek bile, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının devletin ve milletin birliğini hedef alan en büyük olaylarda bile, Allah rızası için canlarını ve mallarını ortaya koyarak mevcut tehdide karşı mücadele verdiklerini ortaya koymaktadır. Böyle olaylarda asla çekimser kalmadıklarını, vatanı savunmak, hükümetimizi desteklemek ve İslam’ın gereklerini yerine getirmek için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini açıkça ispatlamaktadır. Bu noktada dava dosyasında yer alan FETÖ’ye yardım iddialarının da asılsız ve çirkin bir iftiradan ibaret olduğu da bir kez daha anlaşılmaktadır.

Daha yeni Daha eski