İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları hakkında yürütülen silahlı suç örgütü davası, dünya çapındaki haberlere de konu olduğu üzere binlerce yıllık hapis cezalarıyla sonuçlanmıştır.

Söz konusu dava, hain FETÖ’nün darbe girişiminden hemen sonra, 04.08.2016 tarihinde kimliği belirsiz bir şahıs tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan düzmece ve klasik kumpas davalarında görülen bir yöntem olan isimsiz bir ihbara dayanmaktadır. Darbe girişimiyle birlikte ülkemiz genelinde oluşan infial ortamından faydalanılarak yapılan bu düzmece ve isimsiz ihbar, sonrasında önemli bir kısmı kamuoyunun önünde gerçekleşen birçok vahim ve hukuksuz olayın da işaret ettiği üzere, etkileri günümüzde de süren büyük bir komplonun ilk adımıdır.

Komplonun ilk yarısı olarak tabir edebileceğimiz süreç, Türk hukuk tarihinde ilk defa karşılaşılan, bugüne kadar en azılı teröristlere veya katillere bile verilmemiş olan binlerce yıllık haksız hapis cezalarıyla tamamlanmıştır. Yüce Türk Adaletine ve Mahkemelerine olan saygımız sonsuzdur.

Ancak vurgulamak gerekir ki bu komplonun mimarı baştan sona İngiliz derin devletidir. Anglosaksonların dünyayı yönetmesi için yüzyıllardır faaliyette bulunan ve bu hedefi açısından en büyük engel olarak gördüğü İslam ülkelerini ele geçirmek isteyen İngiliz derin devleti, ülkemizde bazı mevkilerde bulunan taşeronlarının ve uzantılarının da yardımıyla, İslam alemiyle ilgili yüzlerce yıllık planlarına aykırılık teşkil eden Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına büyük bir komplo kurmuştur. Ve maalesef, Devletimizin en üst makamından sokaktaki sıradan vatandaşa kadar herkesin bir suç işlenmediklerini vicdanen bildiği bu masum insanları hiçbir engellemeyle karşılaşmadan defalarca mağdur etmeyi başarmıştır.

Bahsini ettiğimiz komplonun öncelikli amacı, Sayın Adnan Oktar’ın arkadaş grubunu güya İslam’ı dejenere etmek isteyen, dış güçlerin kontrolünde bir suç örgütü gibi göstermek suretiyle dağıtmak, böylelikle onların kültürel faaliyetlerini durdurmaktır. Bu komploda elbette ki, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarıyla ilgili bazı büyük gerçekleri unutturmak, insanların zihinlerini bulandırmak suretiyle suçsuz ve masum kimseleri, vatan haini, sapkın ve İslam düşmanı gibi görmeleri için içi boş, klasik ama kendilerince etkili psikolojik algı yöntemlerine başvurulmuştur. İngiliz derin devleti bu yöntemler sayesinde, Müslümanlar arasındaki bazı farklılıkları bir kez daha kışkırtma konusu yapabilmiş, buradan hareketle uzmanı olduğu “Müslümanı Müslümana kırdırma” politikasını başarıyla yürütmüştür.

Bu politikayı etkisiz hale getirmek için, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarıyla ilgili unutturulmak istenen bazı gerçekleri tekrar hatırlatmak gerekmektedir. Bu hatırlatmalar yapıldıkça, İslam’ı dejenere etmekle suçlanan Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının gerçekte İslam’ı yüceltmek, yaymak, Müslümanların güçlenerek birlik olmalarını sağlamak için çalışan insanlar oldukları konusunda hiçbir şüphe kalmayacaktır. Aynı zamanda AK Parti’nin iktidara gelmesinde ve iktidarda kalmasında da önemli rol üstlendikleri görülecektir. Aşağıda Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının İslam’ın, devletin, Türk milletinin ve Müslümanların faydasına olan çalışmalarıyla ilgili bazı bilgiler yer almaktadır. Aynı zamanda onlar hakkındaki asılsız haberler nedeniyle akıllara takılabilen bazı soruların cevapları da bulunmaktadır.

Daha yeni Daha eski