Cumhuriyet Savcısı Serdar Akan'ın, Adnan Oktar Dosyasında Giderayak İmza Attığı Hukuksuz Uygulamalar

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımız hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturma sürecinin en başından bugüne, tüm dosyalarda görev alan Cumhuriyet Savcısı SERDAR AKAN'dır. Bunun yanında yargılamanın yürütüldüğü 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma savcısı da yine SERDAR AKAN'dır. 

Bununla birlikte SERDAR AKAN daha en baştan bu dosyayı almak istemediğini, “kimse bu dosyaya bakmak istemedi, dosya kucağıma bırakıldı” şeklindeki sözleriyle “dosyayı almaya mecbur bırakıldığını” adliye çevrelerinde birçok kez dile getirmiş ve konu neredeyse tüm Türkiye tarafından bilinir hale gelmiştir. 

Serdar Akan görevde olduğu süre zarfında kanaatimizce ideolojik sebeplerle yargılananlar aleyhinde takınmış olduğu tarafgir tutumla öne çıkmıştır. İmza attığı haksız ve hukuksuz uygulamalar dolayısıyla ilgili makamlar tarafından görevden alınmış ve başka bir ile tayin edilmiştir. Ancak, bu kez de giderayak ortalığı velveleye vermekte ve suçsuz masum insanlar aleyhine yeni yeni hukuk dışı uygulamalara imza atmaktadır. 

➤ KİMSENİN İTİBAR ETMEYECEĞİ SAHTE, UYDURMA İHBARLARI GEREKÇE GÖSTEREREK ARKADAŞLARIMIZ HAKKINDA YENİ SORUŞTURMALAR BAŞLATMAKTA, 

➤ AÇIKÇA YASALARA AYKIRI OLMASINA RAĞMEN, YARGILAMASI BİTMİŞ, HÜKÜM VERİLMİŞ KONULARDA BİLE TEKRARDAN GİZLİ SORUŞTURMALAR DÜZENLEMEKTEDİR.

➤ Özellikle hanım arkadaşlarımızı sık sık emniyete çağırtmakta, hatta kalp, tansiyon, şeker gibi ÇEŞİTLİ RAHATSIZLIKLARI OLAN YAŞLI BAŞLI İNSANLARI DAHİ, SIRF ADNAN BEY'İN BİR KİTABINI SATIN ALDIKLARI YA DA İNTERNETTEN BİR PAYLAŞIM BEĞENDİKLERİ İÇİN GİZLİ SORUŞTURMA BAHANESİYLE İFADEYE ÇAĞIRIP HUZURSUZ ETMEKTE, suçsuz masum insanlara ısrarla rahatsızlık vermeye, eziyet etmeye çalışmaktadır.

Tüm bunların birinci nedeni kanaatimizce “TÜRKİYE'DE HUKUK YOK” imajı verilerek içte ve dışta bir yıpratma çalışmasına katkıda bulunmaktır. Özellikle, yaşı ilerlemiş hasta hanımlar hedef seçilmektedir. İstanbul’da görevden alınmış olan bazı emniyet müdür ve amirlerinin de halen kurum üzerinde etkisi devam ettiği görülmektedir. 


Cumhuriyet Savcısı Serdar Akan'ın Haksız ve Hukuksuz Uygulamaları ile Bunların Yol Açtığı Tarihte Benzeri Görülmemiş Zulüm Ortamı

Sn. Adnan Oktar ve birçok arkadaşımız, 11 Temmuz 2018 tarihinde düzenlenen polis operasyonu sonrasında Serdar Akan tarafından hazırlanan ancak, içeriğinde sanıklar lehine hiçbir belge ya da delile yer verilmeyen, sadece husumetli müştekilerin uydurma senaryolarından derlenmiş bulunan -yani açıkça hukuka aykırı- bir dava iddianamesi sebebiyle 3 seneden bu yana tutuklu yargılanmaktadır. 

Ancak Serdar Akan, bu hukuksuz tutukluluklarla da yetinmemiş, hazırladığı özel talimatlarla –hali hazırdaki usul ve yasalara aykırı olarak– tutuklu arkadaşlarımızı, ikamet ettikleri şehir olan İstanbul'dan uzakta, aileleriyle avukatlarıyla görüşebilmelerinin son derece zorlaştığı, 10 ayrı şehir ve 18 farklı cezaevine göndertmiştir. Serdar Akan'ın hazırlamış olduğu bu özel talimat üzerine tutuklu arkadaşlarımız;

➤ TEK BAŞLARINA SOĞUK HÜCRELERE VEYA AZILI KATİL ve PSİKOPATLARIN BULUNDUĞU EN TEHLİKELİ KOĞUŞLARA BİRER veya İKİŞER OLARAK DAĞITILMIŞLAR,

➤ KENDİNİ SIK SIK JİLETLE DOĞRAYAN, EN TEMEL İHTİYAÇLARINI GİDERMEKTEN ACİZ, TUVALET YERİNE YATAĞINI KULLANAN, SÜREKLİ HALÜSİNASYON GÖRDÜĞÜ İÇİN ETRAFINA SALDIRAN, CİNAYET, GASP, UYUŞTURUCU, ADAM YARALAMA GİBİ SUÇLARDAN HÜKÜM GİYMİŞ KİŞİLERLE DOLU KOĞUŞLARA KONULMUŞ, 

➤ AŞIRI KALABALIK KOĞUŞLARDA TUVALET ÖNÜNE ve KÜFLENMİŞ ISLAK BATTANİYELERLE YERLERDE YATMAYA MECBUR BIRAKILMIŞLAR,

➤ “KANTİN İHTİYAÇLARI İÇİN” YATIRILMIŞ OLAN PARALARINA DAHİ EL KONULARAK ALENEN AÇLIĞA MAHKUM EDİLMİŞLER,

➤ DİNDAR, MUHAFAZAKAR HANIMLAR TRAVESTİLERLE AYNI KOĞUŞTA YAŞAMAYA MECBUR EDİLMİŞ; 

➤ Hepsinin üstüne bir de güya “Devletin Üzerlerini Çizdiği, Eğer İtirafçı Olmazlarsa Buradan Asla Çıkamayacakları” ile TEHDİT EDİLEREK ETKİN PİŞMAN OLMAYA ZORLAMIŞLARDIR. 

Savcı Serdar Akan, dava dosyasında yargılananlar aleyhinde tek bir suç ya da suça ilişkin somut bir bulgu, teknik bir rapor ya da delil bulunmaması sebebiyle çıkmaza girmiş; sadece husumetli müştekilerin delilsiz ve mesnetsiz uydurma senaryolarına dayandırmış olduğu iddianamesindeki itham ve isnatların ise açık birer yalan ve iftiradan ibaret olduklarının önünde sonunda ortaya çıkacağını kendisi de fark etmiştir. 

İçine düştüğü bu çaresizlik Savcı Serdar Akan'ın verdiği karar ve talimatlarında giderek artan şekilde ve pervasızca hukuk dışına çıkmasına sebep olmuştur. 

Bu sebeple Serdar Akan, soruşturmanın başından yargılamanın geldiği son aşamaya değin gitgide artan şekilde;

  • Camiamıza yönelik açıkça tarafgir bir tutum sergilemiş,
  • Kimi zaman hukuk bilgisinin eksikliğinden, kimi zaman ise kasıtlı bir şekilde hatalı kararlara imza atarak alenen hukuk ve yasalara aykırı kararlar vermiş,
  • Gerek Sn. Adnan Oktar'ın gerekse kendisiyle birlikte yargılanan arkadaşlarımızın ve müdafilerinin beyanlarını ve taleplerini dikkate almayarak “ben yaptım, oldu” mantığında soruşturmalar yürütmüş,
  • Bu soruşturmaları yargılananlara ve müdafilerine tamamen gizli tutarken, soruşturmalar hakkındaki birçok bilgiyi husumetli müştekiler ve vekilleriyle paylaşmış; husumetli müştekilerin soruşturmalardaki uydurma senaryolarının basına sızdırılmasına imkan tanımış ya da buna göz yummuş,
  • Dosya kapsamındaki husumetli kişilerle yakın ilişkiler kurmuş ve bu kişilerle adliye dışında buluşmaktan, özel görüşmeler yapmaktan çekinmemiş,
  • Sözde “örgüt faaliyetleri” ya da “örgütsel saik” gibi mantık dışı ve gayri hukuki gerekçeler türeterek tarihte eşi görülmemiş bir ilim ve kültür katliamına girişmiş,
  • Darwinizm, materyalizm ve dinsizlik propagandası yapan milyonlarca kitap mağazalarda, internette baş köşelerde serbestçe satılıp gençlerimiz zehirlenirken, Sn. Adnan Oktar'ın kaleme almış olduğu, Allah'ın varlığının ve birliğinin anlatıldığı imani ve Kurani kitapların yakılıp imha edilmesini talep etmiş,
  • Sn. Adnan Oktar'ın eserlerinden faydalanılarak hazırlanmış binlerce internet sitesine erişim yasağı getirmiş,
  • Tüm televizyon kanallarından Darwinist-materyalist ideolojileri anlatmak serbestken, Allah’ın varlığını ve birliğini 7/24 anlatan tek kanal olan A9 Televizyonun tüm teknik ekipman ve teçhizatına el konulması talimatı vererek yayın yapmasına engel olmuştur.

Nitekim, dosyanın savcısı Serdar Akan'ın tüm bu haksız ve hukuksuz uygulamaları dolayısıyla hukukun gereğini ifa edemediği bu sebeple hakkımızda yürütülen tüm soruşturma dosyalarındaki görevlerinden alınarak bu dosyalar için başka Cumhuriyet Savcı veya Savcıları tayin edilmesi taleplerimiz, ilgili makamlar tarafından haklı bulunarak Serdar Akan dosyadan el çektirilmiş ve akabinde başka bir ile tayin edilmiştir. 

Özetlemek gerekirse;

İngiliz Derin Devletinin ülkemizdeki derin bağlantıları ve kripto elamanları vasıtasıyla Sn. Adnan Oktar ve arkadaşlarımız aleyhine büyük bir kumpas hazırlanmış ve uygulamaya konulmuş; ardından “istedikleri dosyaya istedikleri savcıları ve istedikleri hakimleri atayabilen, mahkemelerden istedikleri kararları çıkartabilen, istemediği kararlar çıktığında bile çeşitli müdahalelerle sonuçları istediği şekilde manipüle edebilen” yargı kurumu içerisine çöreklenmiş karanlık bir hizip devreye sokulmuştur. 

İngiliz derin devletinin yönlendirmesiyle hareket eden bu karanlık hizip sayesinde, ortada herhangi bir suç, suça ilişkin somut bir bulgu ya da delil olmaksızın, yani hiçbir hukuki gerekçe bulunmadan Adnan Bey ve arkadaşlarımız haksız ve hukuksuz şekilde tutuklanarak hapsedilmişlerdir.

Bununla birlikte kendi tabiriyle “kimsenin bakmak istemediği ancak kendisinin kucağına bırakıldığı için bakmak mecburiyetinde kaldığı” davamızın Cumhuriyet Savcısı Serdar Akan ve kendisinin yargılananlar aleyhindeki tarafgir tutumu ile benzeri tarihte hiçbir dönemde görülmemiş haksız ve hukuksuzluklar baş göstermiştir. 

Cumhuriyet Savcısı Serdar Akan eliyle alenen “İmanın ve Kur'ân'ın esasları, şartları" doğrudan hedef alınmış; Sayın Adnan Oktar'ın Allah'ın varlığı ile birliğini anlatan ve Evrim Teorisi'nin geçersizliğini ortaya koyup kainatın ve tüm canlıların Allah tarafından yaratılmış olduklarını bilimsel olarak ispat eden kitap ve eserleri yakılıp imha edilmiştir. 

Serdar Akan bununla da yetinmemiş, Sn. Adnan Oktar'ın eserlerinden faydalanılarak hazırlanmış binlerce internet sitesine de erişim yasağı getirmiş, 7/24 Allah’ın varlığını ve birliğini anlatan tek kanal olan A9 Televizyonun tüm teknik ekipman ve techizatına da el konulması ve yayınlarının engellenmesi talimatı vermiştir. 


Değerli Devlet büyüklerimizden ricamız;

Ülkemizdeki tüm masum ve mağdurların sesi olduğunuz gibi, yukarıda sadece ufak bir kısmına yer verebildiğimiz sayısız haksız ve hukuksuz uygulama ile mağdur edilmiş, kendilerini doğru dürüst savunmalarına dahi müsaade edilmeksizin, suçsuz yere on binlerce yıllık mahkumiyet kararları ile cezaevinde atılmış olan arkadaşlarımızın da sesini duymanız ve gerçekleri bizden dinlemenizdir.

Saygılarımızla.


 

Daha yeni Daha eski