Gazeteci Abdurrahman Dilipak, geçtiğimiz günlerde Yeni Akit Gazetesi'ndeki köşesinde, gelecek seçimlerde Saadet Partisi'nin Millet İttifakında değil, Cumhur İttifakı'nda yer almasının daha doğru olacağını düşündüğünü ve Müslümanların birbirleriyle ittifak etmesi gerektiğini anlatan bir yazı kaleme almıştır.

Daha önce birçok yazısında olduğu gibi bu yazısında da konuyla uzaktan yakından hiçbir alakası olmamasına rağmen, yazının bir yerlerinde yine Sayın Adnan Oktar'dan bahsetmiştir. Üstelik, yazısında Müslümanların ittifakını savunurken kendisiyle çelişerek Müslümanların arasında ayrılığa sebep olacak Kuran’a hiç uygun olmayan bir üslup kullanmıştır. Dilipak, konu hakkındaki bilgisizliğinden dolayı yanlış yönlendirilmiş diye tahmin ediyor ve mümin kardeşleri olarak kendisine dostça ve kardeşçe bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyoruz:

Öncelikle şunu ifade etmek isteriz ki, konu her ne olursa olsun bir şekilde Sayın Adnan Oktar hakkında hukuka ve vicdana aykırı yorumlarda bulunmak Sayın Dilipak’a yakışmamaktadır. Dahası bu takıntılı tavır bir Müslümanın sahip olması gereken itidalli, adil, dengeli tutumla da çelişmektedir.

İmani, Kurani ve ilmi çalışmalarıyla;

✔︎ Allah’ı inkar felsefesi üzerine bina edilmiş olan evrim teorisini ezip geçen,

✔︎ Müslüman aleminin üzerindeki yeis perdesini kaldırıp atan,

✔︎ Nesiller sonra yeniden İslam alemine Türk İslam Birliği aşkı aşılayan,

✔︎ Milyonlarca insanın hidayetine vesile olan

Sayın Adnan Oktar’ın isminin FETÖ ile ya da bazı başka şahıslarla yan yana gelmesi dahi mümkün değildir. Kanaatimizce bunu en iyi bilen kişilerden biri de Sayın Dilipak’tır.

Zira, daha FETÖ’nün devlet nezdinde “Hizmet Hareketi” olarak bilindiği, Sayın Dilipak’ın Abant Toplantılarına katıldığı dönemlerde dahi, ta 2009’da Sayın Adnan Oktar, kamuoyuna “Fethullah Gülen’in Allah birdir sözü dışında hiçbir sözüne inanmam” açıklaması yapmış bir insandır.

Ayrıca, arkadaş camiamız FETÖ ile hem ideolojik olarak hem de yapı olarak taban tabana zıt olduğu gibi her dönemde FETÖ’nün kendine hedef olarak gördüğü ve çeşitli kumpaslarla saldırdığı bir camiadır

FETÖ ile camiamız arasında en ufak bir benzerlik ya da bir iltisak bulunmadığı gibi, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi;

✔︎ FETÖ’nün sinsi yapısını ilk deşifre eden,

✔︎ FETÖ’nün nasıl bir tehlike olduğu konusunu gündeme getiren,

✔︎ Türkiye’nin en önde gelen kişi ve kesimlerinin dahi Fethullah Gülen'i en ateşli biçimde övdüğü, desteklediği ve yapılanmasını da “Hizmet Hareketi” olarak adlandırıldığı dönemde dahi FETÖ'ye ve yapılanmasına en sert eleştirileri yapan

kişi Sayın Adnan Oktar'dan başkası değildir. 

Bununla birlikte ne Sayın Adnan Oktar'ın ne de arkadaş camiamızın FETÖ ile uzak yakın bir bağlantısı bulunmadığının en somut delili ise bizzat Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün hazırladığı “Sayın Adnan Oktar'ın ve kendisiyle birlikte yargılanan 235 arkadaşımızın, FETÖ/PYD yapılanması ile ARALARINDA HERHANGİ BİR BAĞ BULUNMADIĞINI” BELİRTEN RESMİ RAPORDUR.

Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından yapılan araştırma ve inceleme sonucunda hazırlanan bu raporda;

SAYIN ADNAN OKTAR ile BİRLİKTE İSİMLERİ ZİKREDİLEN 235 ARKADAŞIMIZIN BİRDEN, FETÖ İLE HİÇBİR BAĞILARININ TESPİT EDİLEMEDİĞİ BELİRTİLMİŞTİR.

Başta Sayın Adnan Oktar olmak üzere, 235 kişinin hiçbirisinin:

 BYLOCK KAYITLARININ BULUNMADIĞI,

 BANK ASYA’DA AÇILMIŞ HESAPLARININ OLMADIĞI,

 KRİZ MERKEZİ VERİSİ İÇİNDE KAYITLARININ OLMADIĞI,

 SORUŞTURMALAR İÇİNDE ADLARININ YER ALMADIĞI,

 BELGE/EVRAK/DERNEK BAŞLIĞI ALTINDA DA BİR KAYITLARININ BULUNMADIĞI

SOMUT OLARAK ORTAYA KONULMUŞTUR.

Ayrıca, aynı inceleme 235 arkadaşımızın sahibi veya ortağı bulundukları şirketler için de yapılmış ve her defasında yine FETÖ'YLE HİÇBİR BAĞ OLMADIĞI sonucuyla karşılaşılmıştır.

Bunların dışında yine, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından TEPE YÖNETİMLE İRTİBAT başlığı altında ayrı bir tutanak daha tanzim edilmiş ve bu tutanağa göre de; 

FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü üst düzey yöneticisi olduğu kabul edilen 72 şahsa ait 336 GSM numarasının 01.01.2006 – 01.01.2016 tarihleri arasındaki 10 YILLIK DÖNEMİ KAPSAYAN HTS KAYITLARI KULLANILARAK AYRI BİR SORGULAMA DAHA YAPILDIĞI, YAPILAN SORGULAMA SONUCUNDA DA SAYIN ADNAN OKTAR HAKKINDA YİNE HİÇBİR KAYDA RASTLANMADIĞI ayrıca belirtilmiştir.

Detayları aşağıdaki tabloda görüleceği üzere Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, FETÖ BAĞLANTISI VEYA İLTİSAKINA İLİŞKİN OLARAK KULLANILAN 11 AYRI İNCELEME TEKNİĞİ, SAYIN ADNAN OKTAR ve 235 ARKADAŞIMIZ İÇİN geçmiş 10 YILI KAPSAR ŞEKİLDE- AYRI AYRI UYGULAMIŞ, alınan sonuçlar ise HER SEFERİNDE ve HERKES İÇİN KAYDA RASTLANMAMIŞTIR” şeklinde son derece açık ve net olmuştur:


Yani, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan RAPOR İLE;

Sayın Adnan Oktar ve arkadaş camiamızın HİÇBİR ZAMAN Fethullah Gülen ile veya FETÖ yapılanmasıyla HİÇBİR BAĞI OLMADIĞI RESMEN İSPATLANMIŞTIR.

Ancak tüm bu rapor ve gerçekleri kendisine defalarca iletmiş ve konu hakkında kendisini bilgilendirmiş olmamıza rağmenSayın Dilipak'ın yazılarında halen ısrarla bu gerçek dışı iddiaya yer vermesinin SAMİMİ VE DÜRÜST bir Müslümana yakışır bir davranış olmadığı da ortadadır.

Bununla birlikte Sayın Dilipak Yeni Akit Gazetesindeki köşe yazısında “Asıl kural şu:” diyerek, Kuran'da geçen “Adil Şahitler Olmak” kavramından da bahsetmiş, bu konuya ilişkin olarak Allah'ın, Maide Suresi 8. Ayetinde bildirdiği “Ey iman edenler, adil şahitler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın” emrini, Kuran'dan alıntılayarak yazısında yer vermiştir.

Ancak, Sayın Dilipak'ın yazısında okuyucularına ADİL OLUP ADALETLİ DAVRANMAYI ÖĞÜTLERKEN, aynı yazı içerisinde;

‼️ Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımız hakkında öğütlediğinin tam tersine ADALETSİZ BİR TUTUM SERGİLİYOR olması,

‼️ Hiçbir suçu olmayan gencecik masum vatan evlatlarının birkaç yalan ve mesnetsiz iftira sebebiyle hapislerde çürümeye terk edilmelerine göz yumarak, hatta bu durumdan adeta memnuniyet duyan bir tavırla BU BÜYÜK ZULME ORTAK olması,

Kuran ahlakına uygun bir davranış olmadığı gibi vicdan sahibi hiçbir insana yakışır hal ve tutum da değildir.

Biz de bu vesileyle, kendisini Müslüman bir ağabeyimiz olarak gördüğümüz Sayın Dilipak'a hatırlatmak isteriz ki: Yüce Allah, insanlara öğüt verirken kendilerini unutanları bir Kuran ayetinde şöyle bildirmiştir:

Siz, insanlara iyiliği emrederken, kendinizi unutuyor musunuz? Oysa siz kitabı okuyorsunuz. Yine de akıllanmayacak mısınız? (Bakara Suresi, 44. Ayet)

Netice itibarıyla, Sayın Abdurrahman Dilipak ağabeyimizin bizlere yönelik olarak takınmış olduğu tavır ile sergilediği adaletsiz tutumun Müslümana yakışan bir tavır olmadığını ve Kuran'a uygun olmadığını bu vesile ile kendisine kamuoyu önünde bir kez daha hatırlatmak isteriz. 

Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.

Daha yeni Daha eski