11 Temmuz 2018 günü sabah saat 05:30 sularında Teknik ve Bilim Araştırma Vakfı Fahri Başkanı Sayın Adnan Oktar ve vakıf camiası ile ilişkili olduğu düşünülen 200’den fazla kişi, İstanbul Mali Suçlar Şube Müdürlüğü’ne bağlı polis ekipleri tarafından “suç örgütü” suçlamasıyla gözaltına alınmıştır. 8 gün boyunca İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulan şüphelilerden 168 kişi, çıkarıldıkları mahkemelerce 19.07.2018 tarihinde tutuklanmıştır. Basın ve kamuoyunun yakından takip ettiği bir kişi olan Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik bu polis operasyonu ilk andan itibaren basın tarafından yakından takip edilmiş ve süreç dakika dakika kamuoyuna aktarılmıştır.

Çoğu basın kuruluşu, yaptıkları haberlerde Sayın Adnan Oktar ve birçok TBAV mensupları hakkında yaptıkları yayınlarda soruşturmaya konu suçlamaları ispatlanmış birer gerçeklermiş gibi anlatmış; sistematik bir şekilde “Adnan Oktar Suç Örgütü” ithamlarına yer vererek Anayasamızın temel ilkelerinden olan “masumiyet karinesine” aykırı yayınlar yapmışlardır. Bu basın organlarınca yayınlanan analiz, haber ve yayınlarda bu aykırılık son derece fütursuzca günlerce devam ettirilmiştir.

Peki böyle bir davranış biçimi doğru ve haklı mıdır?

Doğru da değildir, haklı da değildir. Ø

➢ Doğru değildir, çünkü Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları bir suç örgütü değildir; tek bir suç dahi işlememişlerdir. Sahip oldukları ortak kültürel, sosyal, bilimsel, manevi değerler etrafında bir araya gelmiş bir sivil toplum kuruluşudur.

➢ Haklı da değildir, çünkü ispatlanmış bir suç ve aleyhe kesinleşmiş bir hüküm mevcut değildir. 



Daha yeni Daha eski