20 Mayıs 2021 akşamı, Batman’ın Son Söz isimli internet haber sitesinde yer alan bir haberde, Sayın Adnan Oktar’ın Batman T-Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na nakledileceği, hatta Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan talimatın ilgili yerlere iletildiği iddiası yer aldı.

AİLESİ, AVUKATLARI İSTANBUL’DA OLAN SAYIN ADNAN OKTAR’IN EDİRNE CEZAEVİNE NAKLİ DAHİ SORU İŞARETLERİ DOĞURMUŞKEN, ANİ BİR KARARLA VE HİÇBİR GEÇERLİ SEBEP VE HUKUKİ GEREKÇE YOKKEN TÜRKİYE’NİN EN BATISINDAN EN DOĞUSUNA, BATMAN BEŞİRİ'DEKİ BİR CEZAEVİNE NAKLEDİLMESİNİN AMACI NEDİR?

Bu soru cevapsızdır. Zira, bu sorunun hukuka, akla, mantığa, vicdana uygun hiçbir cevabı yoktur. 

Bu durum akla tek bir şüpheyi getirmektedir:

SAYIN ADNAN OKTAR’A, NAKİL BAHANESİYLE SUİKAST Mİ PLANLANMAKTADIR?

Sayın Adnan Oktar, gençlik yıllarından bu yana PKK terör örgütüyle fikri zeminde mücadele etmiş, PKK’nın hain ve bölücü ideolojisini çökerten kitaplar, yazılar yazmış, bu tehlike hakkında sayısız program yapmış, PKK’ya PİSLİK, KAHPE, KALLEŞ deme cesaretini göstermiş bir fikir insanıdır.

Hatta PKK terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan, Sayın Adnan Oktar’ın, devletin terörle mücadeleye fikren destek veren bir düşünce insanı olduğunu, kendi üslubuyla şöyle belirtmiştir:

Tepede de MİT'in Türk oligarşik yapısının emrindeki din adamları vardır. Hem de filozofça din adamlarıdır bunlar. Osmanlı sultanlarına da tarih boyunca yol gösteren din adamları değil miydi? Şimdi de rejimin saldırılarına yol gösterecek din adamları vardır. MESELA O ADNAN HOCALAR NASIL ORTAYA ÇIKARILDI? (ABDULLAH ÖCALAN, Oligarşik Cumhuriyet Gerçeği, s. 25, 2001-İstanbul)

Tüm bu sebeplerden ötürü Sayın Adnan Oktar defalarca PKK tarafından tehdit edilmiş ve PKK'nın infaz listesine konulmuştur. Bu nedenle de, PKK’nın tehditlerine karşı devletimiz tarafından kendisine koruma tahsis edilmiştir. (Bkz EK)

PKK’NIN BAŞ DÜŞMANLARINDAN BİRİ OLAN SAYIN ADNAN OKTAR’I, PKK’NIN KONUŞLANDIĞI BİR BÖLGEYE NAKLETMEK, GÖZ GÖRE GÖRE SUİKASTE ZEMİN HAZIRLAMAKTIR. 

Söz konusu nakil haberinin bir haber sitesinde yayınlanmasından dakikalar sonra dahi, Batman’da patlamalar olmuş, PKK askeri üsse saldırı düzenlemiştir. 

Sayın Adnan Oktar’ı, PKK’nın yuvalandığı bir bölgeye nakletmek çok vahim anlamlar içermektedir. 

PANDEMİ NEDENİYLE ÜLKE ÇAPINDA TÜM NAKİLLER DURDURULMUŞKEN, SAYIN ADNAN OKTAR'I, HİÇBİR HUKUKİ VE HAKLI GEREKÇE OLMADAN, EDİRNE CEZAEVİ'NDEN BATMAN CEZAEVİ'NE NAKLETMEYİ PLANLAMANIN EZİYET VERMEYE, SAĞLIĞINI BOZMAYA ÇALIŞMAK DIŞINDA NASIL BİR AÇIKLAMASI OLABİLİR? 

Sayın Adnan Oktar ikameti İstanbul'da olan, yaklaşık 40 yıldır İstanbul'da yaşayan bir kişidir. Ailesi, yakınları ve avukatları da İstanbul'da yaşamaktadır. Bu bakımdan kendisinin, yaşadığı yerlerden nerdeyse 1500 km uzaklıktaki bir şehre gönderilmesinde ne gibi bir mantık, gereklilik, fayda ya da zorunluluk olduğunu anlamak mümkün değildir. 

Böyle bir uygulamanın Sayın Adnan Oktar'ı tüm yakınlarından kopartıp tek başına izole etmek, ailesiyle, yakınlarıyla görüşmesinin önünü almak, avukatlarıyla bağlantısını keserek savunma hakkını engellemek dışında ne gibi bir amacı olabilir? Böyle bir zulmün ne Anayasal haklarla ne evrensel insan haklarıyla bağdaşmadığı gün gibi ortadadır.

AİHM kararına göre: “Ailelerinden uzak cezaevlerine nakledilen mahpusların daha yakın cezaevlerine nakil taleplerinin reddi, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ihlalidir.” (Avşar ve Tekin v. Türkiye, Başvuru no. 19302/09 ve 49089/12, Karar tarihi: 17.09.2019)

Sayın Adnan Oktar, Edirne cezaevine nakledilmesinden hemen sonra, Edirne'ye nakli sırasında yapılan PCR testi negatif çıktığı, virüs kapma ihtimali bulunmayan izole bir hücrede tutulduğu, hiçbir hastalık belirtisi göstermediği ve sapasağlam olduğu halde, sahte bir PCR-pozitif testiyle COVID hastası olduğu iddia edilerek karantinaya alındı. Anlaşılmaz bir biçimde avukatlarıyla bile, telefonda dahi günlerce görüşmesine izin verilmedi. Ayrıca, ısrarla hastaneye sevk edilmek istenerek çok daha bulaşıcı, riskli ortamlara götürülüp koronavirüsle enfekte olmasına yönelik karanlık bir plan devreye sokulmaya çalışıldı.

Sonuçta ise, 4 ayrı PCR-negatif testiyle söz konusu sahte pozitif testin geçersiz olduğu ortaya konarak Sayın Adnan Oktar'ın sapasağlam olduğu kanıtlandı ve şaibeli girişimlerin önü alınmış oldu. 

Konuyla ilgili suç duyuruları mevcuttur. 

Edirne Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki Covid-19 kumpasının ardından avukatları güvenlik gerekçesiyle ve ailesi de İstanbul’da olduğu için, Sayın Adnan Oktar’ın Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na naklini talep etmişler, ancak bu talep pandemi gerekçesiyle reddedilmiştir. 

ZARURİ VE HUKUKİ GEREKLİLİK OLDUĞU HALDE SİLİVRİ KCİK’YA SEVKİ KABUL EDİLMEYEN SAYIN ADNAN OKTAR’IN, HİÇBİR GEREKÇE OLMADAN BATMAN’A NAKİL KONUSUNUN GÜNDEME GELMESİ, YAPILAN ZULMÜ AÇIKÇA GÖZLER ÖNÜNE SERMEKTE, İYİ NİYETLİ GÖZÜKMEMEKTEDİR.

SON DÖNEMDE ÇEŞİTLİ HUSUMETLİ KİŞİ VE ÇEVRELERİN SAYIN ADNAN OKTAR'A YÖNELİK ÇOK YOĞUN ÖLÜM TEHDİTLERİ VE CİNAYET İMALARININ ARDINDAN BÖYLE BİR NAKLİN GÜNDEME GELMESİ ENDİŞE VERİCİ BİR DURUMDUR

Adnan Oktar Davası'nın husumetli müştekilerinin başını çeken Özkan Mamati, bir grup diğer husumetli müştekiyle birlikte, operasyonun ilk günlerinden itibaren çeşitli sosyal medya hesaplarından Sayın Adnan Oktar'a yönelik galiz ve aleni ölüm tehditleri savurmaktadır. 

İlginç olan, söz konusu husumetli müştekilerin, çeşitli sosyal medya hesaplarından birtakım yargı ve emniyet mensuplarına, bazı hakim ve savcılara yönelik dava sürecimiz hakkındaki talep ve talimatları, bunlarla ilgili paylaşımlarının hemen ardından adeta emir telakki edilerek derhal yerine getirilmiştir. 

Yine, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımıza yapılacak çeşitli haksız ve hukuksuz uygulamalar da günler öncesinden söz konusu hesaplardan haber verilmekte ve bu haberler birebir gerçekleşmektedir.

Yargıya, emniyete ve hükümete sızmış bazı kripto derin devlet uşaklarıyla söz konusu husumetli müştekiler arasındaki kirli işbirliğinin açık bir göstergesi olan bu rezaletin son örneği, Batman cezaevine nakil konusuyla ilgili olarak birkaç gün öncesinden sözünü ettiğimiz sosyal medya hesaplarında yer almıştır.

Husumetli müştekilerden, Fırat Develioğlu ve Özkan Mamati'nin birlikte yönettiği ve baskı, tehdit ve maddi çıkar yoluyla kendilerine alkış tutturdukları üç beş kişinin de bu kişileri destekleyici paylaşımlar yaptığı "7belahusnu7" rumuzlu Instagram hesabında (yakın zamana kadar "kahyaah" rumuzuyla paylaşımlar yapmaktaydı) son birkaç gündür Sayın Adnan Oktar'ın, ANADOLU'NUN DOĞUSUNA GÖNDERİLECEĞİNE dair paylaşımlar, beraberindeki ölüm tehditleri ve imalarıyla birlikte sürdürülmektedir.

Son derece garip ve düşündürücü bir biçimde, bu paylaşımların hemen ardından Sayın Adnan Oktar'ın ortada hiçbir gerekçe ve hukuki gereklilik olmadan, yaşadığı yerden 1500 km uzaklıktaki bir cezaevine adeta sürgün edilmesi konusu gündeme gelmiştir. Bu bir hukuk devleti olan Türkiye'nin geldiği son noktayı göstermesi bakımından ciddi derecede ürkütücü bir durumdur.

Aşağıda, sözünü ettiğimiz Instagram hesabından yapılan paylaşımlardan örnekleri gösteriyoruz:


“… meselaaa mehdi ölür ölmedi derler. Mehdi yerine başkası gömülür filan da hazırlansanız iyi olur 😁gençler hazırlanın 80 günde devri alem başlıyoooooooooooo”



“Ne yav bu hadis yoksa “mehdi bol bol şark da seyahat eder ... görür” gibisinden birşeymi. Uyardım dinlemediniz...”

“… mezara çıkış yapacaksın adnan mezara, nice nice mutlu yıllara:) … şimdi sırada ne var? Göreceğiz!!! Adnancım göreceğiz sana muazzam bir doğum günü hediyemiz var. Çekilişten muazzam bi tatil seyahati kazandınız müjde :) mevlidini yapacağız her sene!! Her seneeee! 😀😀😀”



”... güneydoğunun soğuğundan korkar :) az bekleyin bakalım az bekleyin ya😀çok az kaldı çok. İçlik içlik bol bol terziye içlik...”


3 yıldan bu yana Fırat Develioğlu, Özkan Mamati gibi husumetli müştekiler, benzeri çeşitli sahte hesaplardan hakim, savcı rolüne soyundukları gibi, şimdi de yukarıda yaptıkları paylaşımlardan da anlaşılacağı üzere, alaycı ve üst perde bir üslupla cezaevi nakillerine bile kendilerinin karar verdiklerini ima etmektedirler.

"7belahusnu7" rumuzlu Instagram hesabının yöneticilerinden Fırat Develioğlu'nun, birtakım etkinliklerde çeşitli vesilelerle yanlarına sızarak, Sayın Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanı Sayın Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu, Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu gibi Devlet büyüklerimizle çektirdiği fotoğrafları, kendisi de ayrıca photoshop tekniğiyle benzerlerini de çoğaltıp çeşitlendirerek, resmi kurum ve görevliler üzerinde baskı unsuru olarak kullandığı herkesçe bilinmektedir.

Bu tür karanlık girişimlerin demokratik bir hukuk devleti olan ülkemiz açısından ciddi bir tehdit unsuru olduğu çok açıktır ve emsallerinin artarak bu tür çirkin suistimallerin çoğalmasının geç kalınmadan önünü almaya yönelik acil tedbirlerin alınması elzemdir.

ZULÜM ASLA PAYİDAR OLMAZ, ZULÜM BAŞARI DEĞİL, ANCAK YIKIM, BELA VE FELAKET GETİRİR, ZULÜM ALLAH'IN ZORUNA GİDER VE ALLAH'IN ÖFKESİNİ ÇEKER. 

Sayın Adnan Oktar’ın ve camiamızın, adaletin er geç yerine getirildiği, zulme ve zalime mutlaka gereken hukuki karşılığın verildiği Türkiye'ye olan inancımız tamdır.

Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız. 

TEKNİK BİLİM VE ARAŞTIRMA VAKFI


EK– PKK İNFAZ LİSTESİNDE OLDUĞU İÇİN İSTANBUL VALİLİĞİ TARAFINDAN SAYIN ADNAN OKTAR'A KORUMA TAHSİS EDİLMESİ KARARI



 

Daha yeni Daha eski