17.11.2022 tarihinde hem Kanal D TV kanalının "Neler Oluyor Hayatta" programında hem de "haberglobal.com.tr" sitesinde, "Adnan Oktar operasyonundan çok özel görüntüler" başlığı altında, operasyonun gerçekleştiği Kandilli'deki evde "sözde" ateş etme görüntüleri olduğu iddia edilen bazı görüntüler yayınlanmıştır. Bu görüntülerin, uzun zamandır kamuoyunda gündem yapılan ve Mert Sucu'nun polislere ateş ettiği iftirasıyla kamuoyunda yaygınlaştırılan sözde olaya ait görüntüler olduğu iddia edilmiştir. 

Oysa, açıkça yalan olan bu haberde yer verilen gerçek dışı iddia ile kamuoyu bir kez daha aldatılmaya çalışılmaktadır.

Adnan Oktar Davası'nın 2018'den beri, 4,5 senedir devam eden soruşturma ve kovuşturma aşamaları boyunca, gerek Mert Sucu'nun bizzat kendisi, gerek diğer sanıklar gerekse sanık müdafileri tarafından operasyon gününe ait "olay yeri görüntüleri" defalarca talep edilmiştir. 

"Olay yeri görüntüleri" derken pek çok farklı kamera ile pek çok açıdan çekilmiş, farklı kaynaklardan kaydedilmiş görüntüler kastedilmektedir. Bunlar;

 Kandilli'deki eve ait 127 ayrı kamera görüntüleri,

 Operasyon sırasında drone ile yapılan kamera çekimleri, 

 Operasyon sırasında helikopter ile yapılan kamera çekimleri, 

 Operasyon sırasında kolluk tarafından yapılan kamera çekimleridir.

Söz konusu kayıtlar şu anda halen İstanbul Emniyet Müdürlüğü emanetindedir. Kandilli'deki eve ait hemen her açıdan mevcut görüntülerin tamamının bulunduğu DVR cihazı Emniyet'te durmaktadır. 

Ne var ki 2018 yılından beri davanın hemen her aşamasında bu kayıtlar talep edilmiş, ANCAK TÜM BU TALEPLERE RAĞMEN, KESİN VE SOMUT KANIT NİTELİĞİNDEKİ BU KAYITLARIN HİÇBİRİ MAHKEME HEYETLERİ TARAFINDAN GETİRTİLMEMİŞTİR. KUMPASI AÇIK VE NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYACAK BU BİRİNCİ DERECEDEN DELİLLER DAVA DOSYASINA ISRARLA VE ANLAŞILMAZ BİR BİÇİMDE EKLENMEMİŞTİR. 

Son olarak, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nin mahkumiyet kararını bozan Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi de esastan ve usulden bozma kararında söz konusu kayıtların mahkemece getirtilmesini ve incelenmesini istemiştir. Ancak, yargılamayı yeni baştan gören İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi hakim heyeti, ÜST MAHKEMENİN HEMEN HİÇBİR KARARINA UYMADIĞI GİBİ, BU KONUDA DA BAM 1. CEZA DAİRESİ'NİN KARARINA UYMAMIŞ, TALİMATLARINI YAPMAMIŞ, GÖRÜNTÜLERİ "YİNE" GETİRTMEMİŞTİR. 

Bu konunun sanıklar ve sanık müdafileri tarafından sürekli gündeme getirilmesi ve dolayısıyla dikkat çekici bir hal alması nedeniyle 17.11.2022 tarihinde hem Kanal D'deki "Neler Oluyor Hayatta" programında hem de "haberglobal.com.tr" sitesinde, "Olay Yeri Görüntüleri" manşetiyle, operasyon gününe ait sadece birkaç dakikalık operasyona katılan polis ve basın mensuplarının bazı hareketlilik, bahçede gezinme ve arkadaşlarımızın cüzdanlarını karıştırma gibi görüntülerinin yer aldığı kısa bir video yayınlanmıştır. 

Söz konusu videoda, videonun yayınlandığı haberlerin başlık ve içeriğinde özellikle vurgulanmaya çalışılan sözüm ona "silahlı çatışma yaşandığı""polise ateş açıldığı", "polisin yaralandığı" iddialarına dair HİÇBİR görüntü yer almamaktadır. Çünkü iddia edilen bu kurgu hayali olaylar gerçekte hiçbir zaman yaşanmamıştır. 

Adeta kamuoyunun aklıyla alay edercesine, birkaç saniyelik alakasız bir koşuşturma görüntüsü yayınlanarak akılsızca ve acemice, güya Mert Sucu tarafından polise ateş edildiği iftirasına sahte algı zemini oluşturulmaya çalışılmıştır. Sonuçta, bu yalan haber de kumpasın, ancak bu tür sahtekarlık ve göz boyamalarla ayakta tutulmaya çalışıldığını göstermesi bakımından ibret verici olmuş, kumpasın sefaleti bir kez daha gözler önüne serilmiştir.

Ayrıca, önemle belirtmek gerekir ki BU VİDEO DAVA SANIKLARINA, SANIK MÜDAFİLERİNE HİÇBİR ZAMAN GÖSTERİLMEMİŞ, HİÇBİR AŞAMADA DAVANIN GÖRÜLDÜĞÜ MAHKEMELERE GETİRİLMEMİŞ, DAVA DOSYASINA GİRMEMİŞTİR. Bu videonun Kanal D'ye ve "haberglobal.com.tr" sitesine KİMLER TARAFINDAN SERVİS EDİLDİĞİ, söz konusu yayın kanallarının, 4,5 senedir ulaşılamayan ve EMNİYET EMANETİNDE BULUNAN GÖRÜNTÜLERE NASIL ULAŞTIĞI MUTLAKA SAVCILIK TARAFINDAN ARAŞTIRILMASI GEREKEN BİR KONUDUR. 

Söz konusu videoda, yukarıda da açıkladığımız gibi iddia edilen olay anına dair hiçbir görüntü bulunmazken izlediğimiz tek şey, kameralı bir kişinin arkadan koştuğu, 7-8 polisin olduğu yerde de "teslim ol" "yere yat" şeklinde yüksek sesle bağırmalarıdır. Ne MERT SUCU'YA ne de iddia edilen ATEŞ AÇILMASI OLAYINA DAİR "YİNE" TEK BİR GÖRÜNTÜ YOKTUR. 

"Teslim ol" "yere yat" gibi seslerin çıkartıldığı anlar, zaten söz konusu ateş etme mizansenine inandırıcılık katma amaçlı son sahnelerdir. Yoksa, MERT SUCU'NUN GÜYA POLİSE ATEŞ AÇTIĞI İDDİASI TÜMÜYLE GERÇEK DIŞIDIR. HİÇBİR SOMUT KANITI YOKTUR. AKSİNE ATEŞ ETMEDİĞİNİN ÇOK SAYIDA SOMUT DELİLİ VARDIR. 

Şöyle ki;

‼️ MERT SUCU'NUN ELİNDE BARUT (SWAP) İZİ ÇIKMAMIŞTIR,

‼️ MERT SUCU'NUN SİLAHINDA PARMAK İZİ ÇIKMAMIŞTIR

‼️ Hiç silah ateşlemediğini iddia eden polisin ise İKİ ELİNDE BİRDEN BARUT (SWAP) İZİ ÇIKMIŞTIR

‼️ Mert Sucu'nun ateş ettikten hemen sonra silahını fırlattığı ve teslim olduğu iddia edilmektedir. Fakat fırlatıldığı iddia edilen BU SİLAHIN ÜZERİNDE TEK BİR PARMAK VE DNA İZİ YOKTUR. SİLAH TAMAMEN TEMİZLENMİŞTİR.

‼️Adli Tıp Kurumu'na biyolojik analize gönderilmek üzere SİLAHIN İÇİNE KONULDUĞU MÜHÜRLÜ TORBANIN MÜHÜRÜ KIRILARAK AÇILMIŞ, SİLAH PROFESYONELCE TEMİZLENEREK TORBAYA GERİ KONULMUŞTUR. Doğal olarak Adli Tıp'ta silah üzerinde hiçbir iz bulunamamıştır.

‼️ İsabet aldığını iddia eden polis memurunun çelik yeleğinin üzerinde YAKIN ATIŞ izi vardır. Oysa, polisler odanın içinden dışarıya ateş edildiğini, odaya hiç girmediklerini ve sonra kişinin teslim olduğunu iddia etmişlerdir. Oysa, bu senaryoya göre YAKIN ATIŞLA VURULMUŞ OLMALARI İHTİMALİ YOKTUR. 

‼️ Çelik yeleğinden ve şarjöründen isabet aldığını iddia eden polis memuru, konu hakkında olay anından sonra HİÇBİR TIBBİ YARDIM ALMAMIŞ, DOKTORA GÖRÜNMEMİŞ, HASTANE KAYDI ALMAMIŞ ve YARALANMAYA DAİR TEK BİR FOTOĞRAF BİLE ÇEKMEMİŞTİR. 

‼️ Dolayısıyla, POLİSİN (SÖZDE) OLAY ANINDA ÇELİK YELEKTEN VE ŞARJÖRDEN İSABET ALDIĞINA DAİR HİÇBİR KANIT, BELGE, TUTANAK, HASTANE KAYDI YOKTUR. Sadece nerede çekildiği ve kime ait olduğu bilinmeyen bir çelik yelek ve şarjör videosu mevcuttur. 

‼️ Balistik incelemeler ve olay yerinde atışların yeniden yapılandırılması YAPILMAMIŞTIR. 

‼️ Olay yeri, yani Mert Sucu'nun müştemilat odasıOPERASYONDAN BİR AY SONRA ALELACELE YIKILMIŞTIR. 

‼️ Konuyu kapsamlı olarak inceleyen uzman bilirkişilerin raporlarında, bu konunun şaibesini gösteren çok daha fazla detay sunulmaktadır. 

Kumpasa dair delillerin bu kadar net olması, SANIK TARAFI TALEP ETMESİNE RAĞMEN, kamera kayıtlarının bir türlü mahkeme huzuruna getirilmemiş olması, SAVCI, HEYET VE MÜŞTEKİLER TARAFINDAN BU KAYITLARIN HİÇBİR AŞAMADA TALEP EDİLMEMİŞ VE EMNİYETTEN ISRARLA GETİRTİLMEMİŞ OLMASI, ORTADA BİR KUMPAS EYLEMİNİN ORTAYA ÇIKIŞINI ENGELLEME ÇABASI OLDUĞUNU AÇIKÇA GÖSTERMEKTEDİR. 

Dahası, "İŞTE GÖRÜNTÜLER" denilerek sözde olay yerini ve olaya karıştığı iddia edilen kişileri bile göstermeyen, ne olduğu hakkında en ufak bir fikir vermeyen, ne olduğu da belli olmayan görüntülerin alelacele bu dava konusunda uzun zamandır provokatif yayınlar yapmasıyla bilinen medyaya servis edilmesi, bu birkaç saniyelik anlamsız görüntülerin altına uydurma ateş edilme hikayesini destekleme amaçlı manşet, başlık ve yazıların yazılması, OLAYIN GERÇEK YÜZÜNÜN ISRARLA ÖRTBAS EDİLMEK İSTENDİĞİNİ, GÖSTERMEKTEDİR. 

Adnan Oktar Davası adı altında yürütülen kumpasın en önemli göstergelerinden biri olan Mert Sucu'ya iftira edilen sözde ateş etme senaryosunun gerçek yönü ısrarla gizlenmeye çalışılmaktadır. Dahası, kumpasta görevlendirilmiş belli başlı yayın organları tarafından da bu kurgu senaryo özellikle desteklenmeye çalışılmaktadır. Bu büyük oyuna önemle dikkat çeker ve DAVADA YARGILANANLARIN VE MÜDAFİLERİNİN OLAY YERİ GÖRÜNTÜLERİNİ HENÜZ DAHA HİÇBİR AŞAMADA GÖREMEDİKLERİNİ de bu vesileyle buradan tekrar belirtmek isteriz

Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.

Daha yeni Daha eski