Uzun yıllardır yazılı ve görsel basında faaliyet gösteren Akit Medya Grubu’na ait Akit TV ve Yeni Akit gazetesi, kuruldukları ilk günden itibaren yaptıkları yayınlarda dini değerleri ön planda tuttuklarını, muhafazakâr bir çizgiye sahip olduklarını ve ehl-i sünnet ve’l cemaat anlayışını benimsediklerini iddia eden bir grup olarak ortaya çıkmışlardır. Ancak son dönemde Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları hakkında yapmış oldukları hakaret ve iftira içerikli haberler, kullandıkları ağıza dahi alınamayacak çirkin üslup bu iddialarıyla hiçbir biçimde bağdaşmamaktadır.

Akit'in bu düzeysiz yayın politikasının son örneği 16.07.2018 tarihli, "Şikayet et-çek yöntemiyle ayda 500 bin TL…" başlıklı haberinde debelirgin şekilde görülmektedir.

Söz konusu haberde Akit Gazetesi, Sn. Adnan Oktar'ın medya veya sosyal medyadan kendisine yöneltilen hakaret, saldırı ve iftiralara karşı hukuki ve kanuni yollara başvurmasını adeta gayrı meşru bir eylemmiş gibi göstermeye çalışarak garip bir çelişki içine girmiştir.

Haksızlığa uğradığında kanuna-hukuğa başvurmak her Türk vatandaşının en temel ve en meşru anayasal hakkıdır. Sayın Adnan Oktar da, medya ya da sosyal medya yoluyla kendisine yöneltilen iftira ve hakaretlere karşı bu anayasal hakkını kullanmış, ilgili kişilere avukatları vasıtasıyla hakaret ve tazminat davaları açarak kanun ve hukuk yoluyla kişilik haklarını savunmuştur. Çok kereler de, şikayetçi olduklarının özür dileyip pişmanlık göstermeleri durumunda şikayetini ve tazminat talebini geri çekmiş, bu kişilerden davacı olmamıştır. Akit ise Sayın Adnan Oktar'ın tazminat hakkından feragat ederek gösterdiği bu affedici tutumunu dahi "şikayet et-çek yöntemi" gibi uydurma bir kalıba dökerek olumsuz algı malzemesi yapma gayretine girmiştir.

Hepsinden ötesi, Sayın Adnan Oktar kendisine yöneltilen en ağır saldırı ve hakaretler karşısında bile asla gayrı meşru yöntemlere tevessül etmemiş, her zaman kanun ve hukuk yolunu benimsemiştir. Asıl endişe verici olan ise, Akit'in medya ya da sosyal medya yoluyla insanlara saldırı, hakaret ve iftiralarda bulunanları değil de, bu saldırılar karşısında yargıya başvuranları suçlu gibi göstermeye çalışmasıdır.

Gerçekte ise haklarında kesinleşmiş hiçbir yargı kararı bulunmayan, suçsuz insanlara atılan iftiraları, hakaretleri, hayali, uydurma ve mesnetsiz ithamları sayfalarına ve yayınlarına taşıyarak insanların anayasal güvenceleri olan "masumiyet karinelerini" ihlal edip suç işleyen, yargısız infaz yapan Akit'in bizzat kendisidir.

Bu noktada vurgulanması gereken önemli bir husus da, Sayın Adnan Oktar'ın bir takım yakıştırma ve çarpıtmalara malzeme yapılmaya çalışıldığının aksine bir hukuk grubunun olmadığı, resmi vekaletli avukatlarının olduğudur. Avukatları ve -varsa- bağlı bulundukları hukuk büroları da Sayın Adnan Oktar'ın kişilik haklarını kanun ve hukuk ölçüleri içinde savunan kişilerdir.

Söz konusu haberin devamında ise, haberin başlığıyla hiçbir ilgisi bulunmayan, yalnızca bir takım husumetli müşteki ya da baskı ve tehditle "dayatılmış itirafçı" yapılmış kişilerin ifadelerindeki asılsız, delilsiz ve dayanaksız iddialar, hayali senaryolar sanki gerçek haber değerleri varmış gibi servis edilmiştir. Akit, bir seneyi aşkın bir süredir Sayın Adnan Oktar ve TBAV camiası hakkında hiçbir somut ve maddi delile dayanmayan bu tür iddiaları düzeysiz ve çirkin bir üslup eşliğinde, asparagas haberler halinde sistemli bir biçimde yayınlamaktadır.

Eski dönemlerde dindar ve muhafazakâr insanların medya yoluyla yargısız infaza tabi tutulması ve kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırılması sıkça rastlanılan bir linç yöntemiydi. "28 Şubat haberciliği" olarak da bilinen ve Müslüman ahlakıyla hiçbir şekilde bağdaşmayan bu kirli yöntem görüyoruz ki şimdilerde kendilerini ehli sünnet olarak tanıtan Akit Medya Grubu’nun resmi yayın politikası haline gelmiş bulunmaktadır. Ancak kendilerine hatırlatmakta fayda vardır ki Müslümanlar aleyhinde yaptıkları bu çalışmalar açıkça gıybet ve iftiradır. Bu iki kötü ahlak özelliği ise dinimizce en büyük günahlar arasında sayılarak yasaklanmıştır.

Müslümanlar hakkında hiçbir somut delile dayanmayan ve tamamen iftiralardan oluşan iddiaları gündeme taşıyarak haberleştirmek ve bu yalan haberleri yaygınlaştırmak Müslümanlıkla bağdaşmayan çirkin davranışlardır. Akit Medya Grubu mensuplarının, içinde bulundukları durumu birebir tarif eden şu ayeti dikkatle okumalarını tavsiye ediyoruz: “O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylediniz ve bunu kolay sandınız; oysa o Allah Katında çok büyük (bir suç) tür.” (Nur Suresi, 15.ayet). Bu sebeple, bir Müslüman ile ilgili ortaya atılan olumsuz bir habere gösterilmesi gereken tavır onu yaygınlaştırmak değil bilakis bu söylentilere hiçbir şekilde itibar etmeyerek olaya hüsnü zan ile yaklaşmaktır. Bu örnek davranış şekli Kuran-ı Kerim’de bize şöyle öğretilmiştir: “Onu işittiğiniz zaman, erkek müminler ile kadın müminlerin kendi nefisleri adına hayırlı bir zanda bulunup: “Bu, açıkça uydurulmuş iftira bir sözdür” demeleri gerekmez miydi?” (Nur Suresi, 12.ayet)

Peygamber efendimiz (sav) de gıybet ve iftira eylemlerinin her Müslümanın şiddetle kaçınması gereken gayriahlaki özellikler olduklarını belirtmiş, Müslüman birinin gıyabında yapılacak herhangi bir konuşmanın ya gıybet ya iftira olacağını, bu sebeple her ne durum ve şart altında olursa olsun kesinlikle Müslümanlar hakkında olumsuz konuşulmaması gerektiğine şöyle dikkat çekmiştir: “Gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır. Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa, o zaman ona iftira ettin demektir.[1]

Ayrıca, söz konusu haberlere konu olan iftira mahiyetindeki iddialar, halihazırda mahkemeye dahi intikal etmemiş, henüz savcılık soruşturması aşamasındaki birtakım konulardır. Aleyhlerinde kesinleşmiş bir yargı hükmü bulunmayan Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları, kanun önünde masumdur. Dolayısıyla Akit Medya Grubu, bu iftira mahiyetindeki yayınlarla, Anayasamızda düzenlenmiş Masumiyet Karinesi’ni de ihlal etmekte ve açıkça hukuku çiğnemektedir.

Ortada dolaşıp duran birtakım uydurma, aslı astarı olmayan yalan ithamları dikkate alarak yalnızca Allah rızası için çaba sarf eden Müslümanlar olan Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları hakkında su-i zanda bulunmak, onları rencide etmeye, küçük düşürmeye çalışmak ve bu amaçla haberler yapmak hukuka açıkça aykırı olduğu gibi, İslam ahlakına göre de açık bir günahtır. Ahzab Suresi 58. ayette işlemedikleri bir suç ile ilgili müminlere iftira atarak eziyet edilenlerin içinde bulundukları durum şöyle haber verilmiştir: “Mümin erkeklere ve mümin kadınlara irtikab etmedikleri (bir suç) sebebiyle eziyet edenler ise, gerçekten bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.” 

Müslümanlara atılan iftiraların içinde Allah Katında en ağır cezası olanı ise hiç şüphesiz Müslüman kadınlara atılanlardır. İslam tarihi boyunca Hz. Meryem annemiz ve Hz. Aişe annemiz başta olmak üzere birçok Müslüman kadına iftiralar atılmıştır. Adeta samimi imanlarının birer teyidi olan bu iftiralar Allah Katında çok büyük suç sayılmış ve bu suçu işleyenler de dünyada ve ahirette Allah’ın lanetine uğramışlardır.

Buradan bir kez daha Akit Medya Grubu’na seslenerek; hiç tanımadıkları, bilmedikleri, herhangi bir durumlarına şahit olmadıkları hatta gerçek hayatta hiç karşılaşmadıkları hanım arkadaşlarımız hakkında yaptıkları haberlerde ölçülü, dikkatli, son derece titiz ve ahlaka uygun cümleler kurmalarını tavsiye ediyoruz. Aksine bir tutumun, Nur Suresi'nin 23. ayetinin hükmüne gireceğini önemle hatırlatıyoruz: 

Namus sahibi, bir şeyden habersiz, mümin kadınlara (zina suçu) atanlar, dünyada ve ahirette lanetlenmişlerdir. Ve onlar için büyük bir azap vardır. (Nur Suresi, 23.ayet)

Kesin delillere dayanmadıkça, şahitlerle ispatlanmadıkça Müslümanlar hakkında zanda bulunmak büyük günahtır. Birçok ayette zan ve tahminin yalana zemin oluşturduğu bu sebeple de kaçınılması gerektiği bildirilmiştir. Allah, bir ayette zanna ve tahmine dayanarak yalan söyleyenlere karşı gazaplandığını şöyle bildirmiştir: 

Kahrolsun, o zan ve tahminle yalan söyleyenler. (Zariyat Suresi, 10).

Biz de Allah’ın rızasını gözeterek, üzerimizdeki sorumluluğun bir gereği olarak Akit Medya Grubu’na; bu ayetin hükmüne girmekten sakınmalarını, ömrünü ve tüm imkanlarını sadece Allah’ın rızasını kazanmaya adamış Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları hakkında yürüttükleri iftira kampanyasını bir an önce sonlandırmalarını, Müslümanlar aleyhine yaptıkları yayınlar dolayısıyla yüklendikleri bu ağır vebalden dolayı Allah’tan bağışlanma dilemelerini ve aynı hataya tekrar düşmemek için kovulmuş şeytandan Allah’a sığınmalarını tavsiye ediyoruz.


[1](Tirmizi, Birr 23, (1935); Müslim, Birr 70.)http://hadisci.com/giybet-hakkinda-hadisler



Daha yeni Daha eski