Lobicilik İddialarına Cevaplar


İDDİANAMEDE BAZI ARKADAŞLARIMIZA YÖNELTİLEN SÖZDE LOBİCİLİK SUÇLAMALARI NEDEN ASILSIZDIR?

Halkla İlişkiler ve Lobicilik, ülkemizdeki İletişim fakültelerinde halihazırda ders olarak okutulmaktadır. Gerçekte ‘lobicilik’ sözlük anlamıyla vatandaşların, derneklerin, sendikaların, kuruluşların ve diğer kamu ve özel çıkar gruplarının hükümetin karar almasını etkilemek amacıyla yapılan yasal bir uygulama biçimidir. Bu nedenledir ki, lobi faaliyetlerinde bulunmak aslında legal bir davranıştır.
 
Ne var ki, camiamız ne böyle bir faaliyette bulunmuş ne de Devletimiz tarafından böyle bir çalışmayla vazifelendirilmiştir.
 
Bizler tamamen kendi vicdanımızın sesini dinleyerek Devletimize, milletimize faydalı olmak ve ülkemizin çıkarlarına hizmet etmek isteyen, Devletini, milletini, ülkesini aşkla seven ve tamamen gönüllülük saikiyle hareket eden bir sivil toplum kuruluşuyuz. 

Hain 15 Temmuz darbe girişimi sırasında da Sn. Cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine bu ruhla durumdan vazife çıkartıp, ölümü göze alarak sokağa çıktık. Bizler şu anda da işte bu birlik, kardeşlik ve vatan sevgisi ruhu ile hareket etmekteyiz.

Kaldı ki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs 2017’deki bir konuşmasında STKların hizmetlerinin önemine de dikkat çekmiş ve sivil toplumun

“Devletin tamamlayıcısı ve milli birlik ve beraberliğimizin kilit taşı” olduğunu şöyle ifade etmiştir:

“Biz birileri gibi sivil toplumu tehdit olarak değil, milli birlik ve beraberliğimizin kilit taşı olarak görüyoruz. SİZLER ÜLKEMİZDE KATILIMCI DEMOKRASİNİN ARACI, SOSYAL BARIŞIMIZIN ADETA SİGORTASI OLAN KURULUŞLARSINIZ. Burada şu gerçeğin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Sivil toplum, Devletin karşıtı değil, bilakis tamamlayıcısıdır. Beka mücadelesı̇ verdı̇ğı̇mı̇z krı̇tı̇k dönemde, STK’ların yükümüze omuz vermesı̇nı̇ beklı̇yorum.
VAKIF, DERNEK, PARTİ GİBİ KURULUŞLARDA YAPILAN HİZMETLER, HER ŞEYDEN ÖNCE GÖNÜL İŞİ, AŞK İŞİ, BİR SEVGİ VE SEVDA İŞİDİR. Eğer yaptığınız hizmete, o hizmeti yürüttüğünüz kurumun doğruluğuna inancınız yoksa bu görevler sürdürülemez.”

(27 Mayıs 2017, Ensar Vakfı Genel Kurulu, İstanbul Kongre Merkezi)

Sayın Adnan Oktar ve biz arkadaşları da vatansever bireyler olarak Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bu çağrısına uyduk ve ülkemizin içinde bulunduğu kritik dönemdeki beka mücadelemize destek mahiyetinde çok sayıda çalışmalar yaptık. Bunu da tam olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi aşk ile, sevgi ile, can-ı gönülden yaptık.

Bu arzu ve iştiyak içerisinde doğal olarak Devletin birçok kurumuyla ve hükümetin pek çok görevlisiyle görüştüğümüz, vatan millet sevdalısı bir sivil toplum kuruluşu gibi fedakarane çalışmalar yaptığımız elbette doğrudur.

Bizler tüm bu çalışmaları Devletimizin yüksek menfaatleri doğrultusunda gerçekleştirdik. Bu sebeple bu faaliyetleri lobicilik olarak değil, Kuran’da Allah’ın Müslümanlara farz kıldığı emr-i bi’l ma’rûf, nehy-i anil münker, yani iyiliği emretmek ve kötülükten men etmek olarak değerlendirmek gerekir. Bizim yaptığımız lobicilik değil, Kur’ani bir tebliğ çalışması ve ülkemizin menfaatlerini korumak için karşılıklı istişaredir.


Son olarak unutulmaması gereken bir husus da, hukuken legal olan lobicilik faaliyetini suistimal edenlerin yürüttükleri türde lobicilik yapan tarafların mutlaka siyasi ya da maddi bir çıkar beklentisiyle hareket ettikleridir.

Biz ise bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz hiçbir faaliyetten herhangi bir siyasi çıkar ya da maddi bir çıkar beklentisi içinde olmadık. Olmayız da. Hiçbir çıkar elde etmedik, etmeyiz de. Allah için yapılan faaliyetlerden hiçbir şekilde ücret alınmaz.

Bizler yalnızca Allah aşkıyla, Allah rızası için hareket eden insanlarız.

Bu faaliyetlerimizde de tek hedefimiz Allah rızası için ülkemizin aydınlık geleceği adına katkı sağlayabilme arzusudur.

Bundan sonrası için de gerek Türkiye’de, gerekse dünyanın dört bir yanında -Allah nasip ettiği sürece- hazırlayacağımız panel ve konferans gibi etkinliklerle milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkarmak için elimizden gelen tüm gayreti sergileyeceğimizde şüphe yoktur.

İLLEGAL HİÇBİR ÇALIŞMAMIZ YOKTUR, DEVLETİMİZİN DEDİĞİNİ YAPIYORUZ

Adnan Oktar grubuna yöneltilen, ancak tamamen mesnetsiz olan iddialardan biri de arkadaşlarımızın sözde lobicilik faaliyetlerinde yer aldıklarıdır. Siyasetçilerle, bürokratlarla görüşmek, ülkemizin, Devletin menfaatine olan konularda istişareler yapmak bir suç değildir, bilakis vatanseverliktir.

Camiamızın 40 yıllık çalışmalarına bakıldığında her detayının mutlaka vatan millet aşkıyla dolu olduğu, her zaman Devletimizin yanında yer aldığımız görülecektir. Arkadaşlarımız Allah rızası için, Allah aşkıyla biraraya geldikleri ilk zamanlardan bu yana Devletin bekasını korumaya ve güçlendirmeye yönelik faydalı faaliyetlerde bulunmuşlardır ve bu durum kamuoyu tarafından da gayet iyi bilinmektedir.

Yakın tarihimiz de bunun örnekleriyle doludur. Gerek Gezi olayları sırasında gerekse 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımız Devletimizin, hükümetimizin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında durmuştur ve bundan sonra da desteklerine devam edeceklerdir.

Tüm bu aleni gerçeklere rağmen 11 Temmuz 2018 tarihinde gerçekleştirilen operasyondan beri bazı medya gruplarınca aleyhimize sürdürülen karalama kampanyası dahilinde bizlere türlü iftiralar yöneltilmeye devam etmektedir. Bunlardan, “hükümet aleyhinde lobi faaliyetleri yürüttüğümüz” iftirası, camiamızın hükümetimize ve Sayın Cumhurbaşkanımıza sözde karşı olduğu gibi akla ziyan bir algı oluşturmaya yönelik sinsi bir projenin ürünüdür.

Sayın Cumhurbaşkanımızı her platformda destekleyen, Devletimizin bekasını, vatanımızı korumayı amaçlayan, PKK’sını, FETÖ’sünü yok etmeyi amaçlayan çalışmalarımız bu olumsuz algının ne kadar gerçeklerden uzak olduğunu net delillerindendir.
 
Sözde lobi faaliyetleri yürüttükleri söylenen arkadaşlarımızın birçoğu çeşitli gazetelerde makaleleri yayınlanan, sosyal medyayı oldukça aktif kullanan kişilerdir. Ayrıca siyasiler, bürokratlar ve kendileri gibi Devlete faydalı çalışmalarda bulunan kişilerden geniş bir çevreye sahiptirler ve bu vatanı seven her türlü camiayla, üniversite, vakıf ve kuruluşlarla görüşmelerde bulunan insanlardır. Bu görüşmelerin tamamının amacı Devletimizin yükünü bir nebze de olsa hafifletmek, ülkemizin menfaatine katkıda bulunmak için istişare etmek, karşılıklı bilgi alışverişinde bulunmaktır. İddia edildiği gibi hükümet aleyhinde fikir aşılama ya da örgütsel propagandada bulunmak değildir.

Kaldı ki görüşme yaptıkları bürokratlar, siyaset adamları, milletvekilleri zaten iyi eğitim almış, belirli makamlara gelmiş, teşhis kabiliyeti yüksek olan, doğruyu yanlıştan ayırt edebilen insanlardır. Hiç kuşkusuz ki olumsuz bir yönlendirmeyi de hemen fark edebilecekler ve gereğini yapacaklardır. Bütün bunların yanısıra bu kişilerin uzun yıllardır bizlerle görüşmeye devam etmeleri, televizyon programlarımıza katılmaları, davetlerimize, iftarlarımıza icabet etmeleri bizim Devletini koruyan, vatan-bayrak sevgisini ön plana alan tavrımıza destek verdiklerinin de bir delilidir.

Bütün bunların yanısıra arkadaşlarımız toplumda her zaman göz önünde olmuş insanlardır. Karşılıklı istişare etmek ve fikir alış verişinde bulunmak amacıyla yaptıkları görüşmeler umuma açık yerlerde, lokanta, café, ofis gibi yerlerde gerçekleştirilmiştir. Ayrıca TBMM gibi randevu ve kimlik kontrolü ile girilebilen kurumlarda kendi isimleriyle aldıkları randevularla, toplantılara katılmışlardır.

Arkadaş grubumuz uzun yıllardan beri bölücü ideolojilere karşı güçlü duruşu, ateizm, materyalizm, Darwinizm, siyonizm karşıtı görüşleri ve bu doğrultuda yaptıkları sunumlar, konferanslar ve televizyon programlarıyla tanınmaktadır.

Bizler Yüce Rabbimizin varlığını ve birliğini insanlara anlatmak,Kur’an ahlakını yaymak, materyalist ve ateist ideolojileri fikren mağlup etmek, dünya çapında barış, huzur ve sevgi ortamı oluşturma için çalışmış, gerçek Atatürkçülüğü yayıp Devletin bekasını ve milletin bütünlüğünü savunmayı ve geliştirmeyi kendimize yaşam ülküsü edinmiş kişileriz.
Bu nedenle Allah rızası için bütün gücümüzle bu kutlu amaçlara hizmet veren bizlerin bunun dışında faaliyetlere iştirak etmesi düşünülemez, düşünülmemelidir.

Bizler gerek ülkemizde gerekse de yeryüzünde özlenen barış, refah ve adaletin tesis edilmesinde sorumluluk üstlenme arzusu içinde olan bir arkadaş grubuyuz. Bu ülküyü gerçekleştirmek adına ülkemize ve milletimize hizmet edebilmek için çalışıyoruz.

Türk Devleti ve toplumunu ayakta tutan milli ve manevi değerleri korumak, ülkemizin güncel sorunlarına stratejik çözümler üretmek amacıyla elbette ki ülkemizin aydınlarıyla, siyasileriyle, bürokratlarıyla biraraya geleceğiz, elbette ki onların görüşlerinden istifade etmek için gayret edeceğiz. Gerektiğinde de elbette ki, kendi fikirlerimizi onlarla paylaşacağız. Tüm bunlar her Türk vatandaşının üstlenmesi gereken sorumluluklardandır.

Bizler materyalist, Darwinist ve bölücü odaklardan gelen baskılara rağmen fikri mücadele verme yönünde son derece kararlıyız. Bu kararlılıktan sıkılan ve ilmi yöntemlerle gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımıız durdurmak isteyenlerin hangi karanlık odaklar oldukları da herkesin malumudur. Ancak bizler bu odakların tüm baskı ve tehditlerine rağmen fikri mücadelemizi ve bu yöndeki hayırlı çalışmalarımızı sürdürmeye sonuna kadar kararlıyız.

YAPILAN ÇALIŞMALAR

Adnan Oktar camiası olarak, her kesimin yakından tanıdığı, her daim Devletimizin yanında olan, tüm faaliyetlerini Devletin resmi izinleriyle gerçekleştiren bir topluluğuz. Arkadaş çevremiz, her türlü görüşme ve faaliyetlerinde hiçbir menfaat gözetmeksizin Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü savunmuş, İngiliz Derin Devleti’nin Türkiye üzerinde oynadığı oyunlarını deşifre etmek, PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C gibi terör örgütlerinin kahpe planlarının önünde bir set olup, vatanın bölünmezliğini, Devletimizin bekasını sağlamak için çalışmıştır.

Gerek Sayın Adnan Oktar gerekse de arkadaşları geniş bir sosyal çevreye sahip, eğitimli, iyi ailelere mensup kişilerdir. Uzun yıllardır Devlet lehine, vakıf faaliyetleri gerçekleştirmekte ve konferanslar yapmakta, bu çalışmaları da çok geniş bir kitle tarafından takip edilmektedir. Adnan Oktar camiası, Türkiye’nin en zor ve karışık dönemlerinde %100 Devlet ve hükümet yanlısı tavır almış ve herkesin malumu olduğu üzere Devletimize en büyük desteği vermiş bir arkadaş grubudur.

ARKADAŞLARIMIZ DEVLETİMİZLE İÇ İÇE ÇALIŞMALAR YAPMIŞLARDIR

Sözde lobi faaliyetleri yaptıkları iddia edilen arkadaşlarımızın birçoğu siyasiler, bürokratlar ve kendileri gibi Devlete faydalı çalışmalarda bulunan kişilerden geniş bir çevreye sahiptirler ve bu vatanı seven pek çok camia, üniversite, vakıf ve kuruluşla görüşmelerde bulunan insanlardır. Bu görüşmelerin tamamının amacı Devletimizin yükünü bir nebze de olsa hafifletmek, ülkemizin menfaatlerine katkıda bulunmak için istişare etmek, karşılıklı bilgi alışverişinde bulunmaktır. Amaç asla iddia edildiği gibi Hükümet aleyhinde fikirler aşılamak ya da örgütsel propagandada bulunmak değildir. Bu, camiamız hakkında asla düşünülemeyecek bir ihtimaldir ve on yıllardır Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının çalışmalarına yakından şahit olan herkesin malumudur.

Kaldı ki, söz konusu arkadaşlarımızın görüşme yaptıkları bürokratlar, siyasetçiler, milletvekilleri son derece iyi eğitim almış, belirli makamlara gelmiş, teşhis kabiliyeti yüksek, doğruyu yanlışı ayırt edebilecek bilgi ve birikime sahip olan insanlardır. Hiç kuşkusuz ki herhangi birinden olumsuz bir yönlendirme görecek olsalar, bunu da hemen fark edebilecek ve gereğini yapabilecek yeteneğe de sahiptirler.

Bütün bunların yanı sıra bu kişilerin 20 yıla yakın hatta daha da fazla bir süredir bizlerle görüşmeye devam etmeleri, televizyon programlarımıza katılmaları, davetlerimize, iftarlarımıza icabet etmeleri de bizim Devletimizi koruyan, vatan-bayrak sevgimizi ön plana alan tavrımızı açıkça gördüklerinin ve bu nedenle bizlere destek verdiklerinin de çok net bir delilidir.

Camiamızı tanıyıp, dost bilerek bizlerle uzun yıllardır görüşen, dostluklar kuran, düğünlerine, yemeklerine, özel günlerine davet eden Devletin her kademesinden yetkililerle, bürokratlarla, toplumun her kesiminden kişilerle yaptığımız görüşmeler, bu toplantıların içerikleri ve ziyaretlere dair bazı detaylar aşağıda paylaşılmıştır:
A9 Televizyonu yasalar çerçevesinde kurulmuş, RTÜK denetimine tabi meşru bir televizyon kanalıdır. A9 TV’deki programlarımızda çok sayıda üst düzey bürokrat, milletvekili, gazeteci ve sanatçımızı konuk olarak ağırladık. Birlik Zamanı, Hayata Dair, Herkes İçin Adalet, Adil Yargı benzeri programlarda Devletin bekası, vatanın bölünmez bütünlüğü, birlik, beraberlik, milli şuurun teşviki gibi konular ele alındı.