20.12.2019 tarihinde, Habertürk isimli haber sitesinde yayınlanan Adnan Oktar Operasyonunda Gizli Geçitten Kaçanlar Belli Oldu başlıklı haberde, Sayın Adnan Oktar ve bazı arkadaşlarımızın, 11 Temmuz 2018 tarihinde, polis operasyonundan kısa bir süre önce, sözde bir “gizli geçitten” kaçtıkları iddia edilmektedir.

Kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla söz konusu haberde yer alan bu asılsız iddialara aşağıda yanıt verilmektedir.
 
§  Sayın Adnan Oktar ve bazı arkadaşlarımızın görüntülendiği alan gizli bir geçit değildir. Aslında resimlerden de açıkça anlaşılacağı gibi, bu alan, evden sahildeki ana kapıya inen bahçe merdivenleridir.
Polis operasyonu sırasında Sayın Adnan Oktar’ın bulunduğu Kandilli’deki ev, deniz seviyesinden yüksek bir mevkide, Kandilli Rasathanesinin hemen yanındadır. Evin iki girişi bulunmaktadır.
-          Biri, yukarıdan, Kandilli Rasathanesi ile ortak kapısı olan ve arabayla gelinebilen girişidir.
-          Diğer girişi, söz konusu habere konu olan, sahil yolunda bulunan ana kapıdır. Bu kapı, evin resmi kapısıdır; üzerinde evin numarası yazılıdır, PTT, elektrik kurumu vb gibi resmi kurumlar tebligatlarını bu kapıdan yaparlar. Evde çalışanlar, misafirler, aynı bahçede ikamet eden ev sahibi ve ailesi bu kapıdan eve giriş yaparlar. Dolayısıyla burası gizli bir tünelin kapısı değil, evin resmi kapısıdır. Sayın Adnan Oktar da, arkadaşlarımız da bu kapıyı, özellikle güzel havalarda, sık sık kullanırlar.
§  Evden bu kapıya giden yol, gizli bir geçit veya tünel değildir. Bu yol, taraçalardan oluşan, meyve ağaçlarının, çiçeklerin bulunduğu bir mesire alanıdır. Sağ tarafında, ev sahibi ve arkadaşlarımız tarafından ortak olarak kullanılan bir yüzme havuzu bulunan bu alan, göz alıcı bir boğaz manzarasına sahiptir. Bu kat kat bahçelerden oluşan alanda, zaman zaman kuzu, keçi, tavşan, sincap gibi hayvanlar yetiştirilmiş, bir dönem bir kış bahçesi yer almıştır. Eve taksiyle veya yürüyerek gelenler genelde bu kapıyı kullanırlar. Evden sahile doğru inen bahçe merdivenlerini “gizli geçit”, “tünel” gibi yansıtmak maksatlı bir yanıltmadır. Basınımız, camiamıza karşı yürütülen bu linç kampanyasının aleti olmamalı, gerçekleri mutlaka araştırarak haber yapmalıdır.


Gizli geçit deniler yer taraçalardan oluşan, meyve ağaçlarının, çiçeklerin bulunduğu bir mesire alanıdır.



Gizli geçit denilen yer arkadaşlarımızın her gün dolaştığı bir yürüme yoludur.


Arkadaşlarımız burada dolaşır, meyve toplar, havuza girer, yürüyüş yaparlardı.


Sözde gizli geçit denilen merdivenler


 
§  Sayın Adnan Oktar’ın ve arkadaşlarımızın polis operasyonu nedeniyle kaçtıkları iddiası da doğru değildir. Sayın Adnan Oktar, duruşmada verdiği ifadesinde de belirttiği gibi, emniyette yer alan haset, kin, intikam hırsıyla dolu bazı kripto memurlara şov yaptırmamak için, polis operasyonu olduğunu haber aldığında evden Vatan’daki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gitmek üzere yola çıkmıştır.
Nitekim araçta ön koltukta oturmuş, yolda birçok kişiyle göz göze gelmiş, selamlaşmıştır, arabanın içinde saklanma ihtiyacı hissetmemiştir. Hatta yolda Ahmet Hakan gibi birçok gazeteciyi arayarak basını bilgilendirmişlerdir. Kuşkusuz kaçan, saklanma niyetinde olan biri, önce telefonunu kapatır, arabanın içinde de gizlenir. Ancak Sayın Adnan Oktar kesinlikle gizlenmemiştir, çünkü amacı zaten evin dışında bir yerde polise teslim olmaktır.
Didem Ürer Hanım üzerini değiştirmek istediği için önce Didem Hanımın ablasının Maslak’taki evine gitmişlerdir. Sitenin güvenliği her ikisini de görmüş, selam vermiştir. Yine görüldüğü gibi bir saklanma veya kaçma durumu mevzu bahis değildir.
Camiamıza yönelik linç kampanyasında, en makul olaylar veya mekanlar dahi, karanlık, esrarengiz, gizemli gösterilmeye çalışılmakta, korku algısı oluşturulmaktadır. Basınımızın bu algı operasyonuna alet olmaması, apaçık gerçekleri araştırmadan, gerçek dışı haberler yapmaktan kaçınması son derece önemlidir.
Kamuoyunun bilgisine sunarız.
Daha yeni Daha eski