Türkiye, özellikle 1960 darbesinin ardından 1980’lere kadar dini anlamda en zayıf inanca sahip olunan bir döneme girmiştir. Neredeyse bütün dünyaya yayılan komünizm ve sol görüş Türkiye’yi de büyük ölçüde etkisi altına almıştır.

Bu dönemde, ateizmin ve din karşıtlığının en büyük etkeni olan Darwinizm de dünya çapında adeta bir diktatörlük haline gelmiş, yaratılışı savunan akademisyenlerin, dindarların üniversitelerden atıldığı bir durum ortaya çıkmıştır. İslam ülkeleri dahil tüm devletlerin eğitim müfredatları Darwinist öğretiler temelinde oluşturulmuştur. Bütün okullar, sınavlarda Darwinizm’i yani yaratılış karşıtlığını savunmak zorunda olan öğrencileri mezun eder hale gelmiştir.

Böyle sözde bilimsel bir eğitimin sonucunda ise basın yayın organları, üniversiteler, dernekler, tiyatrolar, sanat çevreleri, aydınlar, sendikalar ağırlıklı olarak materyalist-sol-komünist felsefenin hakimiyeti altına girmiştir.

Solun bu hakimiyeti, sözde bilimsel verilerle sağı ezmelerinden kaynaklanmıştır. Materyalizm sözde bilimsel bir gerçeklik gibi savunulmuş, sağın aydınları ise materyalizme, Darwinizm’e karşı hiçbir karşı cevap verememiştir.

Dolayısıyla sağın, milliyetçilerin ve dindarların da fikren en çok ezildikleri dönem işte bu dönem olmuştur. Sol-komünist çevreler her zaman dindarlara yönelik alaycı, baskıcı, ezici bir üstünlük sağlamıştır.

Bu dönemler, Müslümanların fikri anlamda en çok ezildikleri, seslerinin çıkamadığı, kendilerini ifade etmekten çekindikleri, namaz kıldıklarını, oruç tutuklarını dahi gizleme gereği duydukları, İslam’ı ve Kuran’ı anlatmada en çok zorlandıkları bir dönem olmuştur.

Ancak Sayın Adnan Oktar’ın özellikle solun ve komünizmin sözde bilimsel temeli olarak kabul edilen Darwinizm’i çürüterek alt etmesi sonucunda ülkemizde solun felsefi zemini çökmüş, hakimiyeti de son bulmuştur.

Solun felsefesi çökünce komünizm, materyalizm savunulamaz hale gelmiştir ve şu an ülkemizde klasik manada sol bir parti kalmamıştır. CHP dahi sağın fikri hakimiyeti içerisinde neredeyse sağ söylemler üreten bir parti halini almıştır. Bu ortam sonucunda sağ güçlenmiş ve güçlü bir iktidar imkanı yakalamıştır.

İşte bu ortam, Sayın Adnan Oktar’ın yoğun ilmi, imani ve kültürel faaliyetlerinin sonucudur.

Sayın Adnan Oktar, 1979’dan günümüze kadar, halkımızın manevi yönden hayata bakış açısını değiştirmesine vesile olan çok etkili ilmi ve imani çalışmalara imza atmıştır.

Daha lise yıllarındayken dünyayı saran felaketlerin, savaşların, ihtilallerin sebeplerini araştırdığında materyalizmin ne kadar büyük bir bela olduğunu fark etmiş, solun din karşıtlığını ortadan kaldırmayı ve materyalizmin hakimiyetini yıkmayı işte o zamandan amaç edinmiştir.

Bu sebeple 1979’da üniversite tercihi olarak din karşıtlığının ve komünizmin adeta kalesi olarak ünlenmiş Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni özel olarak tercih etmiştir.

12 Eylül 1980 darbesi öncesi, her gün onlarca gencin öldürüldüğü bir dönemde kendisinin de birçok ölüm tehdidi almasına rağmen Mimar Sinan Üniversitesi’ndeki fikri faaliyetlerine başlamış ve kısa sürede de çalışmalarında başarılı olmuştur.

Sayın Adnan Oktar, komünistlerin tüm din karşıtlığı fikir ve söylemlerini Darwinizm üzerine kurduklarını, sağ görüşlü gençlerin ise Darwinist-materyalist felsefe karşısında her defasında sessiz kalarak yenilgiyi kabul ettiklerini görmüştür.

Darwinizm ve materyalizmin en azgın ve baskın olduğu, akademisyenlerin, sanatçıların, siyasetçilerin solun hakimiyetini her yere yaydıkları bu dönemde Sayın Adnan Oktar, Darwinizm’i çökertecek bilimsel araştırmalarına başlamış, çok kısa bir süre sonra Evrim Aldatmacası kitabını yazmıştır. Bu kitap karşısında tüm sol, Darwinist ve materyalistler açık bir yenilgiye uğramıştır.

Sayın Adnan Oktar, günümüze kadar Darwinizm karşıtı bilimsel çalışmalarını artırmış ve en nihayetinde evrimi dünya çapında yerle bir eden faaliyetler gerçekleştirmiştir.

Sonuç olarak; Sayın Adnan Oktar’ın ilmi ve imani çalışmaları neticesinde üniversitelerdeki sol ve komünizm hakimiyeti gerilemiş, Türkiye’de solun etki gücü tamamen ortadan kalkmış, diğer yandan dindar, Müslüman üniversite gençliği oluşmuş ve ülkemizde modern sağ güçlü bir fikri zemine kavuşmuştur.



Daha yeni Daha eski