İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca TBAV camiasına mensup olan ifadesi alınamayan, henüz hakkında iddianame düzenlenmemiş olan 56 arkadaşımız hakkında gizli bir soruşturma yürütülmektedir. Bahsedilen soruşturma kapsamında, 01.11.2019 tarihinde sabah 06:30 civarında İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, Narkotik Şube Müdürlüğü ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli çok sayıda polis memuru tarafından bazı adreslere baskınlar yapılmıştır.

Bu baskınlarda mahkeme kararını görmek isteyen arkadaşlarımıza arama kararları gösterilmemiş, henüz ifadeleri alınmamış 56 arkadaşlarımızın resimleri gösterilerek bu kişileri tanıyıp tanımadıkları sorulmuştur. Ayrıca söz konusu baskınlarda bazı polis memurlarımız, şahsi hisleriyle hareket ederek birçok haksız ve hukuksuz uygulama yapılmıştır.

Söz konusu operasyon kapsamında İstanbul’da girilen bir evde bulunan iki arkadaşımıza polis memurlarımız tarafından ağza alınmayacak ağır hakaretler edilmiş, iftiralarda bulunulmuştur. Bunun üzerine arkadaşımız bu turnike (husumetli bir kısım müştekilerin iddia ettiği cinsel bir iftira) iddiasının doğru olmadığını, bu iddianın Sayın Adnan Oktar ve TBAV camiası mensubu birçok arkadaşımızın yargılandığı dosyanın husumetli müştekilerinden biri olan Ö.M. ve arkadaşları tarafından ortaya atılmış çirkin iftira olduğunu belirtmiştir.

O esnada bir polis memuru Ö.M.’nin ismini duyunca arkadaşımıza “a.cık ağızlı, millete iftira atmayın” diye yüksek sesle hakaret etmiştir. Daha sonra diğer kilolu ve uzun saçlı polis memuru da; “s.k kafalı” diye hakaret etmiştir.

Polis memurlarımızın meslek ahlakına yakışmayan bu tarafgir ve hakaretamiz üsluplarını hayretlerle karşıladığımızı ve çok daha önemlisi TBAV camiası mensuplarına karşı şiddetli husumet besleyen ve dolandırıcı olduğunu ifadelerinde ikrar eden Ö.M. ismi duyulunca verilen bu refleksi de oldukça ilginç bulmaktayız.

Bir diğer meslek etiğine ve insan onuruna yakışmayan davranış ise yine İstanbul adresinde olan ve hakkında ev hapsi kararı bulunan bir başka arkadaşımızın evinde yaşanmıştır. Polis memurları geldikleri evin kapısını koçbaşıyla kırarken, bir arkadaşımız polisleri fark etmiştir. Hemen memurların göreceği şekilde elini kaldırarak “buradayım” demiştir. Bunun üzerine soruşturmayla hiçbir ilgisi bulunmayan arkadaşımızı yüz üstü yere yatırmışlardır. Yağmurdan ıslanan yerde üzerine silah doğrultarak 10 dakika boyunca bekletmişlerdir.

01.11.2019 tarihli polis operasyonlarına konu hâkimlik kararlarının, tamamen keyfi ve haksız gerekçelerle verildiği kanaatindeyiz. Çünkü operasyon düzenlenen adresler, soruşturmayla hiçbir ilgisi olmayan 3. kişilere ait adreslerdir. Bu adresler ile soruşturma dosyasında aranan şüphelilerin somut hiçbir bağı yoktur. Söz konusu 56 kişiyi aramak için gelen memurlar, sebebi anlaşılmayan bir şekilde dolaplardan çekmecelere varana kadar her yeri aramışlardır. Arama sonrasında hazırlanan tutanakları arkadaşlarımızın okumasına fırsat vermeden imzalatmışlardır.

Bu adreslerde yaşayan kişiler polis memurlarımız tarafından mülakat tarzında adeta şifahen sorguya çekilmişlerdir. Özel hayatlarına ve kişisel inançlarına dair sorular sorulmuş ve alaycı ifadelerle küçük düşürülmeye çalışılmışlardır. Polis memurlarımızın bir arama kararı üzerine geldiği adreste hukuka uygun şekilde arama işlemlerini gerçekleştirmek yerine, sahip olduğu kamu gücü ve yetkisini kötüye kullanarak insanlar üzerinde korku oluşturmaya çalışması iyi niyetli bir davranış değildir. Bu gibi davranışların, insanların adalete ve emniyet teşkilatımıza olan güvenlerini zedelemekten öte bir amaca hizmet etmeyeceği aşikardır.

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımıza husumet besleyen bazı kişi/odaklar özellikle emniyet içerisinde halen daha varlığını sürdüren kripto yapılanmalarla işbirliği halindedir. Bu gayri hukuki işbirliğine dair deliller ve gerekçeler Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımızın yargılandığı dosyalarda somut belge ve delillerle çokça kere izah edilmiştir.

Ülkemizde yaşayan sade vatandaşlarımızın adalet sistemine ve bu sistemin en önemli yürüteçlerinden biri olan emniyet teşkilatımıza güven duymaları ve onlardan korkup çekinmemeleri adına bu gibi haksızlık ve hukuksuzluklara karşı gerekli tüm tedbirlerin alınması ve sorumlularının eylemlerine uyan ceza maddeleri uyarınca cezalandırılması son derece elzemdir. Elbette ki, görevini layığıyla yapan, hizmet ettiği kuruma karşı sorumluluklarını yerine getiren memurlarımızı tenzih ederiz.

İş bu dilekçemizdeki hususların önemine binaen, aynı bilgilendirmeleri tarafınızla birlikte ilgili makamlara ve kamuoyuna yapmış bulunmaktayız.

Saygılarımızla bilginize sunarız.

Daha yeni Daha eski