Dünyanın geri kalanında olduğu gibi Türkiye’deki kavgaların, çatışmaların, cinayetlerin, katliamların ve terörün ana sebebi sevgisizliktir. Sevgisizlik de halimliğin, affediciliğin, hoşgörünün karşısındaki en büyük engeldir. Dolayısıyla ülkemizde huzurlu, barışçıl ve kaliteli bir ortamın oluşması için esas yapılması gereken sevgiyi yaymaktır.

Sayın Adnan Oktar yıllardır sevginin önemine vurgu yapan konuşmalar yapmaktadır. Bununla birlikte kendisinin “Allah Sevgisi”, “Terör Sevgiyle Yok Edilir”, “Tevrat’ta Kuran’a Uygun Sevgi Sözleri”, “İncil’de Sevgi” isimli eserleri dünyada bugüne kadar dinde sevginin öneminin en geniş şekilde anlatıldığı eserlerdendir. Ayrıca, Sayın Adnan Oktar’ın sevgi konulu onlarca makalesi ve köşe yazısı da bulunmaktadır.

Sayın Adnan Oktar’ın bir milletin bireylerine hakim olması gereken sevginin ne kadar önem arz ettiğiyle ilgili bazı sözleri şöyledir:

“Milletin birbirini sevmesi için devlet politikası olması lazım. Her düşünceden, inançtan, yaşam tarzından insanın birbirlerine merhamet, şefkat ve saygı göstermeleri için eğitim gerekir. Vatandaşların birbirlerini sevmesi ve merhamet duyması için devletin politikası olmalı ve bu konuda yoğun gayret gösterilmeli. Okullarda sevgi eğitimi, devlet kanallarından sevgi yayınları gerekir. Bu sevgi ve merhamet öğretilmediğinde sadece kendisini, kendi ailesini seven çok bencil bir nesil yetişiyor.” (17.06.2018)

“Dünyaya barışın gelmesi için tüm gücümüzle gayret etmeye devam edeceğiz. Her zaman savaş, silahlanma ve kan karşıtı olacağız. Dostça sevgi içinde yaşamak, dostça, sevgi içinde ahirete gitmek lazım. Allah’ın istediği budur. Allah insanlardan sevgi ister, barış ister, dostluk ister. Deccaliyetin körüklediği öfkeyi ve kini susturacağız. Savaş için istedikleri kışkırtmayı yapsınlar bu kışkırtmalara prim verdirtmeyeceğiz.” (15.05.2018)

“Bazı çevrelerde nefret ruhu çok hakim. Korkunç bir sevgisizlik ve merhametsizlik yayılmış durumda. Sevginin televizyonlarda, radyolarda, gazetelerde gece gündüz gündemde tutulması gerekiyor. Sevgiyi güzelliği anlatan insanlar olsun, yol sadece sevgiye açılsın, nefrete yolu tamamen kapatalım. NEFRET SÖYLEMLERİ, YAZILARI YASAKLANSIN.” (13.03.2018)

“Mümin dünyayı cennete çevirmek ister. Şeytan ise dünyanın cehennem gibi olmasını ister. Nefret yayılsın ister. Dikkat ederseniz insanların çoğu birbirinden nefret ediyor. Bir partiyi seviyorsa diğerinden nefret ediyor, bir takımı tutuyorsa diğerinden nefret ediyor. Herkes bu vatanın evladı. Herkes birbirine saygı göstererek kardeşçe güzel yaşayabilir. Kardeşçe yaşamak varken akıl almaz bir nefret üslubu olması deccaliyetin atağının meydana getirdiği bir netice. Tüm gücümüzle bu sevgisizlik kirini temizlemek için ilimle irfanla gayret ediyoruz. Pozitif elektrikle, sevgiyle saygıyla sürekli insanlara kaliteyi, dostluğu, güzelliği, kardeşliği sevdirmek için gayret ediyoruz ve Allah’a şükür çok başarılı oluyoruz. Dostluk ve sevginin galip geldiğini 3-5 yıl sonra göreceksiniz.” (03.02.2018)

Görüldüğü üzere Sayın Adnan Oktar başta ülkemizde olmak üzere tüm dünyaya sevgiyi yaymayı hedeflemiş bir insandır. Dünyada “sevgi” kelimesini Sayın Adnan Oktar kadar çok kullanan başka hiçbir yazar yoktur.

PEYGAMBERİMİZ (SAV) DE SEVGİNİN ÜZERİNDE ÇOK DURMUŞTUR. Nitekim Peygamberimiz (sav)'in döneminde Arabistan'da birçok dinden, farklı kültürlerden ve anlayışlardan topluluklar bulunmaktaydı. Yahudiler, Hıristiyanlar, Sabiiler, Mecusiler ve putperestler birlikte yaşamaktaydılar. Dahası aynı inancı benimsemelerine rağmen birbirlerine düşman olan pek çok farklı kabile vardı. Ancak Peygamberimiz (sav) hangi dinden ve kabileden olursa olsun herkese şefkatle, sabırla, merhametle ve sevgiyle yaklaştı ve insanları büyük bir anlayış içinde dine davet etmiştir. Hz. Muhammed (sav)'in çevresindekilere gösterdiği bu güzel tavır Kuran'da şöyle bildirilmektedir:

Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. EĞER KABA, KATI YÜREKLİ OLSAYDIN, ONLAR ÇEVRENDEN DAĞILIR GİDERLERDİ. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile… (Al-i İmran Suresi, 159)

Peygamberimiz (sav)'in çevresindekileri dine bağlayan ve kalplerini imana ısındıran insan sevgisi, ince düşüncesi ve şefkati, tüm Müslümanların önemle üzerinde durmaları gereken bir ahlak üstünlüğüdür. Peygamberimiz (sav)'in bu tüm insanlığa örnek olan güzel özellikleri Tevbe Suresi'nde şöyle bildirilmektedir:

Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O'nun gücüne giden, size pek düşkün, müminlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir. (Tevbe Suresi, 128)

Sevgi, şefkat, anlayışlı ve merhametli olmak Allah'ın bir hidayet önderi olarak gönderdiği elçilerinin ortak özellikleridir. Allah Kuran'da diğer peygamberlerin de "sevgi duyarlılığı" ile şereflendirildiklerini haber vermekte ve Katından hikmet verdiği Hz. Yahya (as)'ı bu konuda insanlara örnek göstermektedir. Ayette bu kutlu insan için "Katımızdan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi." (Meryem Suresi, 13) şeklinde bildirilmektedir.

Peygamber Efendimiz (sav)'in özellikle üzerinde durduğu en önemli konulardan biri, müminlerin birbirlerini hiçbir çıkar gözetmeden, içten bir sevgi ile sevmeleri ve birbirlerine karşı kin, öfke ve kıskançlık gibi kötü hisler beslememeleriydi. Peygamberimiz (sav) hem bu konuda müminlere en güzel örnek olmuş, hem de onlara sık sık bu konularda tavsiyelerde bulunmuştur.

Kuran'da Allah'ın Peygamberimiz (sav)'e bu konuda söylemesini emrettiği bir söz şöyledir:

İşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki: "Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum." Kim bir iyilik kazanırsa, Biz ondaki iyiliği arttırırız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir. (Şura Suresi, 23)

Allah sevgiye çok önem vermektedir. Rabbimiz sadece Kuran’da değil başta İncil olmak üzere diğer vahiylerinde de sevginin üzerinde çok durmuştur. İman sahibi kullarının birbirilerini sevmelerinim emretmiştir. Hatta bu konuda, yani iman eden ve salih amellerde bulunan kulları arasında bir sevgi yaratacağını vadetmiştir:

“İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır.” (Meryem Suresi, 96)

Tüm bu nedenlerle de Peygamberimiz (sav) bir konuşmasında şunları buyurmuştur:

"Sizden önceki toplumların derdi size de bulaştı: Haset ve kin. Kin beslemek kökten kazıyan şeydir. Allah'a yemin ederim ki, iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Size birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayın." (Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 3. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 425)

Görüldüğü üzere sevgili Peygamberimiz (sav) haset ve kinin önceki toplumların da bir derdi olduğunu vurgulayarak kendi kavminin de bu dertten muzdarip olduğunu ifade etmiştir. Bu derdin tek ilacının da sevmek olduğunu belirtmiştir. Hatta öyle ki birbirlerini sevmedikçe imansız kabul edileceklerine işaret etmiştir. Bu gerçekten de sevgisizliğin çok ciddiye alınması gereken bir durum olduğunu ortaya koymaktadır.

Sayın Adnan Oktar da, aslında birçok insanın fark etmiş olduğu gibi toplumumuzdaki sevgisizliği fark etmiş ve bu nedenle de söz konusu büyük sorunu hep gündemde tutmuştur. Zatıalinizin de bu sorunu kesin bir kararlılıkla çözmeyi hedeflemesi halinde Türkiye’nin birçok sorunun hızla çözüleceğine inancımız tamdır. Bu nedenle sevginin, hoşgörünün, affediciliğin toplumda yayılması için devlet tüm kurumlarıyla harekete geçmelidir. Tüm devlet yetkilileri beyanlarında mutlaka sevgiye ve kardeşliğe vurgu yapmalıdır. Bu konuda konferanslar, kampanyalar ve kültürel etkinlikler düzenlenmelidir. Devlet sosyal medyada platformlarında nefret ve linç kültürüne karşı sevgi ve kardeşliği yayacak etkili hamlelerde bulunmalıdır.

Sevgisizliğin ortadan kalkması halinde hangi görüşten olursa olsun vatandaşlarımızın arasındaki çatışmalar da son bulacaktır. İnsanlarımızı bir arada huzur içinde yaşamaktan alıkoyan baskılar, yasaklamalar, hoşgörüsüzlükler, kendinden olmayanı dışlama ve ezme kültür tamamıyla bitecektir. Elbette ki tüm bunlar bugünkünden bambaşka bir Türkiye’nin doğmasına ve dünya tarafından gıptayla izlenmemize vesile olacaktır.

Daha yeni Daha eski