İngiliz derin devletinin Türkiye ile ilgili önemli planlarından biri de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğine son vermektir.

İngiliz derin devleti hiçbir ülkede bağımsız, halk tarafından desteklenen ve sağlam karakterli bir liderin görevde olmasını istememektedir. Tarihi boyunca bu stratejiyi güden İngiliz derin devleti, Türkiye’de tam da bu isteğine zıt bir liderle karşı karşıya kalmıştır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yerli, milli, güçlü ve geniş vizyon sahibi bir liderdir. Dindar olan ve dini değerlerimizin yücelmesini isteyen bir kişidir. İngiliz derin devleti, hükmedemediği ve benimsemediği yapıda bir lider olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek istemektedir. Bu nedenle de ülkemizde devletimizin, milletimizin ve İslam’ın lehine olabilecek her gelişmeyi engellemeye çalışmaktadır. Çünkü bunları engelleyemediği takdirde, ülkemizin gücünün daha da artacağını ve milletimizin de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a verdiği desteği sürdüreceğini çok iyi bilmektedir.

İngiliz derin devleti, hükmedemediği ve dindarlığı, ülkesinin menfaatlerini düşündüğü, tüm İslam camiasına sahip çıktığı için benimsemediği tipte bir lider olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek istemektedir. İngiliz derin devletinin son dönemde bu hedef doğrultusundaki haince atılan en büyük adımı 15 Temmuz 2016 tarihinde atılmıştır. Nitekim bu tarihteki darbe girişiminin hemen ardında gizlenen işgal planı İngiliz derin devleti ile FETÖ arasındaki bağı da ortaya çıkarmıştır.

Mart 2014 tarihinde, Amerika’nın Türkiye hükümeti karşıtı düşünce kuruluşlarından Bipartisan Policy Center’ın internet sayfasında yayınlanan bir analiz raporunda, “Türkiye’de hükümet ile Gülencilerin arasının gitgide açıldığı”, “ordunun içindeki Gülencilerin rahatsızlanmaya başladıkları”, “dönemin Başbakanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın artık devrilmesi gerektiği” ve “bunun ancak bir DARBE HAREKETI ile mümkün olabileceği” açık açık ifade edilmiştir. Daha da ileri gidilerek, ” Genelkurmay Başkanının bu kalkışmaya iştirak etmeyeceği” dahi dikkate alınmış ve söz konusu darbenin “tıpkı 1960 darbesinde olduğu gibi düşük rütbeliler tarafından yapılabileceğinin” altı çizilmiştir. Türkiye’deki 15 Temmuz hain darbe girişiminden tam olarak 2 SENE önce, yani 2014 yılında yayınlanmış olan ve Türkiye eski büyükelçilerinden Türkiye hükümeti karşıtı Eric Edelman ve Morton Abromowitz tarafından hazırlanmış olan bu darbe raporunun altında, İngiliz derin devletinin oldukça iyi tanınan kurmaylarından Ed Husain’in ve Gezi olaylarında da başrollerde olan Henri Barkey’in imzası bulunmaktadır. Hatırlanacağı gibi Henri Barkey, hem HSBC patlamasında hem Gezi Olaylarında hem de 15 Temmuz darbesinde esrarengiz bir şekilde Türkiye’de olan ve 15 Temmuz hain darbe girişimini Büyükada toplantısında planlayan ve koordine eden isimdir.[1]



15 Temmuz darbe girişimini, hiç çekinmeksizin, 2 sene önce en ince ayrıntısına kadar anlatan bu rapordan da anlaşılabileceği gibi, bu darbenin planlayıcısı, kurgulayıcısı ve üst aklı, İngiliz derin devletidir.

Tıpkı Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik bu kitabın konusunu oluşturan kumpasın planlayıcısının, kurgulayıcısının ve üst aklının İngiliz derin devleti olması gibi…

Sayın Cumhurbaşkanımızın devrilmesi amacıyla da yürürlüğe sokulan Türkiye’yi işgal planı ilk kez bugün ortaya çıkmış değildir. 2016 yılında hain darbe girişimi eşliğinde düşünülen son işgal girişiminin geçmişi neredeyse 100 yıl öncesine; Osmanlı’yı parçalayan Sykes-Picot Anlaşması’na kadar gitmektedir. Osmanlı’yı parçalama amacıyla düzenlenen Sykes-Picot Anlaşması’nın ve Anadolu’yu parçalayan Sevr’in ön gördüğü harita bugün hala birtakım zihinlerde yürürlüktedir. İlk haline göre ufak tefek farklılıklar gösteren bu harita Haziran 2006’da ABD Ordusu’nun resmi yayın organı Armed Forces Journal‘de yayınlanan Albay Ralph Peters imzalı “Kanlı sınırlar” başlıklı makalede ortaya çıkmıştır. Aşağıda söz konusu harita yer almaktadır:

(Haritadaki sözde Kürdistan kırmızı renkle silinmiştir)



İşte bu haritadaki sınırları yaklaşık 200 yıldır hayal eden İngiliz derin devleti dün nasıl Osmanlı’yı parçalamak için Arapları kullanmışsa bugün de Türkiye’yi parçalamak için hem PKK’yı hem de FETÖ’yü kullanmaktadır.

İngiliz derin devletine göre, FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimi sadece Türkiye’deki yönetimin değişmesiyle sonuçlanmayacaktı. Hedef daha büyüktü. Nitekim darbe girişiminden bu yana ortaya çıkan gerçeklere baktığımızda, girişimdeki diğer hedeflerin iç savaş çıkarmak ve bu bahane ile ülkemizi işgal etmek, nihai olarak da Güneydoğu Anadolu’yu Türkiye’den koparmak olduğu görülmektedir.

Bu noktada, FETÖ elebaşının bir konuşması daha anlamlı hale gelmektedir. Bilindiği gibi teröristbaşı Fetullah Gülen, bir konuşmasında, tabanını bu işgale hazırlar bir açıklama yapmıştır. Gülen Haçlının ülkenizi işgal etmesi, çok tehlikeli değildir; çünkü sizin ve onların arasında kırmızı çizgiler vardır. Bir kere onlar, sizin kadınlarınıza kızlarınıza ilişmezler, mâbedinize ilişmezler; ilişmemiş Haçlılar” diyerek 15 Temmuz girişiminin asıl gayesini açık etmiştir. Nitekim İngiliz Daily Express Gazetesi de İngiliz hükümetinin 15 Temmuz hain darbe girişimi nedeniyle Türkiye’ye yönelik askeri bir operasyon planladığını, hatta bu görevi gerçekleştirecek askerleri Güney Kıbrıs’ta bulunan İngiliz üssüne gönderdiğini yazmıştır. “SAS Troops Poised to EVACUATE Britons From Turkey Amid Fear of SECOND Military Coup” (İkinci Bir Askeri Darbe Korkusuyla İngilizleri Türkiye’den Tahliye Etmek İçin SAS Askeri Birlikleri Hazırdı) başlıklı yazıda şu ifadeler dikkat çekmektedir:

“Acil durum planları hazırlayan savunma yetkilileri ve silahla donanmış askerler, Özel Kuvvetler Destek Mangası’yla beraber gözde bölgelere uçarak turistleri ve aileleri evlerinde güven içerisinde tutmak için hazırlar.”

Haberde İngiliz askerlerinin Türkiye’ye güya “İngiliz turistleri kurtarmak için” girecekleri yazılmıştır. Dahası habere göre İngiliz askerleri bu operasyona müdahale etmeye kalkışacak “yerel isyancılara” ateş etmekte serbest olacaklardı. Senaryonun devamında “güvenli bölge” olarak tanımlanan işgal bölgelerine de yer verilmiştir. Anlaşılan, İngiliz birlikleri Türkiye içerisinde ”güvenli bölgeler” oluşturacaklardı ve havalimanları İngiliz vatandaşlarının havayolu ile ülkeden çıkarılmaları için kullanılacaktı. Önce pek çoğu Lübnan’a götürülmek üzere SAS komandoları eşliğinde tahliye başlatacaklardı. Yani bir bakıma İngiltere tarafından, 15 Temmuz darbe girişimi için her nasılsa daha önceden tedbirler alınmıştı.

15 Temmuz 2016 tarihli hain işgal girişiminde dikkati çeken bir başka husus da İngiliz derin devletinin darbe girişimi başlar başlamaz etkin olduğu kurumlar üzerinden Sayın Erdoğan aleyhinde kara propagandaya başlamış olmasıdır. Bunlardan birinde, İngiltere’nin ünlü Mirror Gazetesi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe girişimi başladıktan hemen sonra güya özel jetiyle ülkemizden kaçtığı yalanını uydurup tüm dünyaya şöyle yaymıştır.




(Mirror Gazetesinin yalan haberi: Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ordunun darbe girişiminden sonra ‘ülkeyi özel jeti ile terk etti’)   

Burada sadece çok özet olarak sunduğumuz bazı bilgilerden de anlaşıldığı üzere, İngiliz derin devleti, FETÖ’nün darbe girişimini organize ederek ülkemizde hain bir işgal yapmayı hedeflemiş, böylelikle de Sayın Cumhurbaşkanımızı devirmeye çalışmıştır. Ancak bu çirkin planlar tarihte örneği defalarca yaşandığı gibi kahraman milletimiz tarafından bozulmuş, Türkiye işgal edilememiş, Sayın Cumhurbaşkanımız ise olması gerektiği gibi görevinin başında kalmıştır.

İşte bu noktada İngiliz derin devletinin darbe girişimiyle bağlantılı olarak hazırladığı B planı devreye girmiştir. Bu plana göre, Sayın Cumhurbaşkanımız milletin ona verdiği desteğin azaltılması suretiyle ve özellikle dindar-sağcı kesimin etkisinin giderilmesiyle görevden alınacaktır. O halde burada bakmamız gereken İngiliz derin devletinin asıl hedef aldığı ilk husus, Sayın Cumhurbaşkanımıza kimlerin en fazla desteği verdiğidir.

Sayın Cumhurbaşkanımıza en güçlü destek verenlerin arasında herkesin bildiği üzere Türkiye’deki cemaatler de yer almaktadır. Cemaatler, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü bir şekilde iktidarda kalmasının en büyük sebeplerinden birini oluşturmalarının yanı sıra, yüzyıllardır İslam’ın bayrağının dalgalanmasına da vesile olmaktadırlar. Bu durum elbette İngiliz derin devletinin menfaatleri ve hedefleriyle ters düşmektedir. Dolayısıyla, İngiliz derin devleti için ilk planda devre dışı bırakılması gerekenler cemaatlerdir. Keza, genel stratejisine bakıldığında cemaatlerin İngiliz derin devleti tarafından hedef alınmaması mümkün değildir. Zaten beklenen olmuş ve cemaatler FETÖ üzerinden yürütülen bir algı operasyonuyla topyekûn tehlikeli yapılar gibi gösterilerek hedef haline getirilmişlerdir.

Her ne kadar cemaat olarak nitelendiremeyecek olsa da, dindar bir arkadaş grubu olarak burada en büyük pay Adnan Oktar ve arkadaşlarına düşmüştür. Adnan Oktar ve arkadaşlarının Sayın Cumhurbaşkanımız’a geçmişten bugüne devam eden desteği, özellikle 17-25 Aralık olaylarında ve Gezi olaylarında tavizsiz şekilde Hükümetimizin yanında olmaları ve bu desteğin ciddi etkiler uyandırması ve son olarak da 15 Temmuz’da Adnan Oktar’ın darbecilere karşı gerçekleştirdiği 12 saatlik canlı yayını  (RTÜK tarafından hakkında rapor yayınlanarak övülmüştür), Adnan Oktar ve arkadaşlarını İngiliz derin devleti için birinci hedef haline getirmiştir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a 25 yıldır kesintisiz destek veren Adnan Oktar ve arkadaşları, Sayın Cumhurbaşkanımızın zayıflatılması amacıyla iftiralar üzerine kurulu bir komploya uğratılmışlardır. Sayın Cumhurbaşkanımıza sadece Türkiye’de değil tüm dünyada en güçlü akılcı ve bilimsel desteği veren topluluk olan Adnan Oktar ve arkadaşları susturulmaya çalışılmıştır. Böylelikle Sayın Cumhurbaşkanımızın gücü zayıflatılmak istenmiştir. Adnan Oktar ve arkadaşlarına kurulan komplonun Sayın Cumhurbaşkanımıza da kurulmuş olan bir komplo olduğunu söylemek abartılmış bir görüş değil, son derece mantıklı ve gerçeklere uygun bir tespittir.


[1] https://www.milliyet.com.tr/gundem/turkiyeye-3-kez-geldi-birinde-hsbc-patlmasi-digerinde-gezi-olaylari-ardindan-15-temmuz-6162550

https://www.aksam.com.tr/guncel/15-temmuzda-cia-izi-henri-barkey-darbe-gecesi-canli-yayina-cikacakti/haber-1048121


⬅️

İNGİLİZ DERİN DEVLETİ ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARINA KARŞI NEDEN KUMPAS KURGULADI?

➡️

ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARININ İSLAM’IN MODERN YÜZÜNÜ ORTAYA KOYMALARI İNGİLİZ DERİN DEVLETİNİ RAHATSIZ ETTİ

Daha yeni Daha eski