Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için birtakım şartların bir arada bulunması gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun HAGB kararı için aradığı tüm şartlar vücut bulmadan, hakim, HAGB kararı verme yetkisine sahip değildir. Bu şartlar CMK m.231/6’da düzenlenmiştir. Mahkeme başkanı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının ne demek olduğunu tarafa açıklar ve bunu kabul edip etmediğini sorar. Bu soru zorunludur.


Ancak mahkeme heyeti davamızda sanıklara açık ve usule uygun şekilde bu soruyu yöneltmemiştir. Mahkeme heyeti ne hükümde hakkında CMK m.231’i tatbik ettiği sanıklara ne de diğer sanıklara hükmün açıklanması kararı verilmesini kabul edip etmediklerini sormamıştır. Sanıklar ise bu hususta açık görüşlerini beyan etmemişlerdir.


Özellikle etkin pişman sanıklara mahkeme kalemi tarafından telefon açılmış ve mesaj gönderilmiş, son savunmalar için gelmelerine gerek olmadığı, dilekçe vermelerinin yeterli olacağı ve bu dilekçelerinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine rızalarının olup olmadığını da belirtmeleri gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme heyetince bu yapılan uygulama açıkça usule aykırı olup aynı zamanda ihsas-ı rey olarak da yorumlanacak bir tutumdur. Bunun haricinde ağır ceza mahkemesi yargıçlarının CMK m.231 hükümlerini bilmiyor olacağını zannetmiyoruz. Ancak kanunun açık emirlerine rağmen yapılan bu hukuk dışı ve gayri resmi uygulamanın ayrıca araştırılmasını talep etmekteyiz.

Bu konu hakkında etkin pişman sanıklar müdafii Av. Fuat SELVİ’nin 03.03.2021 tarihli istinaf dilekçesinden bir kesit sunmak istiyoruz:


⬅️

2.37 - MAHKEME, YARGILAMA ENGELİ BULUNAN KİŞİLER BAKIMINDAN İDDİANAMENİN KABULÜ KARARI VERMİŞ VE YARGILAMA YAPMIŞTIR 
➡️

2.39 - 30.10.2019 TARİHLİ DURUŞMA ESNASINDA YAPILAN TUTUKLUK İNCELEMESİNDE CUMHURİYET SAVCISINDAN TUTUKLULUĞA İLİŞKİN MÜTALAA ALINDIĞI HALDE SANIK MÜDAFİLERİNE SÖZ VERİLMEMİŞTİR


Daha yeni Daha eski